Bakın kesin bir islami yargı ve arz göstermekten kaçınacağım ama böyle bir acizliğe düşersem beni uyarın. Başlıca söylemeliyimki anlatacaklarımın çoğu iddia niteliğindedir inanmanızı değil bu bilgi adayı iddiaları beyninizin bir köşesine yazarak gerektiğinde gereken kanıtlarla birleştirip teori sınıfından çıkarabilirseniz çıkarmayı çıkaramaz iseniz de unutmanızı istiyorum.

Parçalar halinde yazarsam yazılacak yüzlerce konu var ama öyle yazmam daha mantıklı konuların karışmaması açısından. Konular ne diyeceksiniz tabiki de beşinci sınıf çakma ılluminati bilgileri değil, daha tabanda bulunan ve şu an tam olarak isim veremediğim bir yapıdan bahsedeceğim.Al işte yine sallama illümematiciler bir yerlerinden bilgi uyduracak yada bayat bilgiler sallayacaklar diye düşünebilirsiniz ama beni biraz dinlemenizi istiyorum sadece neyse başlıyorum.

-isim Veremediğim Bir Örgüt-
Çoğunuz bu örgütü tanımlamak için masonluk, siyonizm , illüminati tarzı kelimeler kullanabilirsiniz ama ben tam olarak ne olduklarını anlamış değilim, o yüzden kısaca tapınak savaşçıları diyeceğim eski bilindik adlarıyla.Şimdi bu tapınakçıların hedefi çoğu film de kötü adamların ünlü sözü olan dünyayı ele geçirmek istiyorum sözünü gerçeğe uyarlamak. Tabiki de bunu filmdeki gibi korkunç metotlar ile uygulamayacaklar fakat işin farkında olan insanlar ne kadar korkunç bir durumda olduklarını anlayacaklar.Şimdi buradaki anahtar kelime kölelik, evet kölelik. Yani biz köleyiz aslında, annemiz,babamız, öğretmenimiz ve de biz...

Hepimiz köleyiz yani. Bazılarınız şaşıracak ama o kadar mükemmel bir sistem var ki tepemizde, içinde tutuklu kaldığımız hapiste bile kendimizi özgür hissediyoruz, çok ama çok acınası bir durumdayız kısacası.Çok sıradan bir örnek, gidiyorsun bakkala ve 50 liralık alışveriş yapıyorsun, buraya kadar akla yakın tamam ama aldığın malların çoğu tapınakçılara hizmet eden devletlere yada azınlıklara ait, hadi bu ayrıntıyı atlayalım, vergiye verdiğin paranın ciddi bir kısmı yine bu tapınakçı kesime gidecek.Az buz değil, size büyük bir miktardan bahsediyorum dostlarım, ülkenin önde gelen şirket sahiplerinin büyük bir kısmı tapınakçı, fast food markaları (ki zaten bu sayede tapınakçılar dünyaya hakim)nın çoğu öyle ve de sık kullandığımız markaların % 60 ı onlara ait. Yani babanızın aldığı maaşın yarısı belki de daha fazlası dolaylı yollardan onlara gidiyor.

Şimdi biraz anlıyorsunuz ve bunu düşünmeyi unutmayın. Eğer bu bilgileri kırk yaşında aklı havada bir yobaza anlatsanız amaan banane iş benden geçmiş hepsi uydurma xdd der geçer ama maaşının yarısını onlara yatırır farkında olmadan.Bu durumu değiştiremeyeceğinizi düşünseniz bile neye hizmet ettiğinizin farkına varın en azından,bu arada yazı biraz sıkıcı gidiyor farkındayım ama önsöz gibi düşünün bunu, ilerde bahsedeceğim iddialar bununla paralel olacağı için rahatça arasında bağlantı kurun diye yazdım bunları.Hem de elimde kökü kesin olmayan fakat üzerine bir süre kafa yormanızı isteyeceğim onlarca iddia var tek ihtiyacım beni dinleyen az da olsa bir kesimin olduğunu bilmek ve beynimdekileri onlara aktararak onların da başka bir kesime aktarmasını sağlamak.

ilk iddia:St.Jean Şövalyeleri Tapınakçı Hizmetkarı mı?
Bu iddiayı ilk olarak kardeşimden aldığım ilkokul kitabı görünümde basit bir kitapta okudum(adını şimdi hatırlamadığım için yazı sonuna vereceğim.).
St.Jean Şövalyeleri bildiğim kadarıyla savaş esirlerini ve hastalarını korumak için kurulmuş bir cemiyetti.Fakat bunu ilk duyduğumda böyle gizli kimliğe sahip bir cemiyet olduğu için iddiaya şaşırmadım fakat sonra şövalyelerin koyu katolik olduğu aklıma gelince baya şaşırdım ve araştırmaya başladım.ilk olarak yeni şafak gazetesinden bir yazarın yazısında bu konu hakkında birkaç cümleye yer verdiğini gördüm(bkz. http://m.yenisafak.com/ya...sovalye-tarikatleri-19262 ).Yazar burada şövalyelerden son paragraflarda bahsediyor ve kendisine göre böyle bir ilişkinin olmadığını en fazla Masonluğun şövalyelerin cemuyet ritüellerini örnek almış olabileceğini düşündüğünü iddia etmiş.Yazıyı okumanızı isterim ki bu St.Jean Şövalyeleri hakkında bir kaç bilgi sahibi olasınız.Bu arada araştırmalarıma devam ederken bu seferde bir kitapta(bkz.Paul Noudon The Secret History of Masonry) şövalyelerin müslümanların fidye için kaçırmaya çalıştığı insanlara göz kulak olduğu bunun onlarla masonlar arasındaki dostluğu kanıtladığını fakat buna rağmen şövalyelerin Paris katedraline bağımlı kaldıklarını yani tam olarak masonlar ile ittifak olamadığını yazmış.Bundan sonraki araştırmam da ise şövalyelerin sonradan yeni fransız kralının baskısıyla Papa V.Clement tarafından kapatıldığını ve son rahibin paris katedrali kararı ile yakıldığını, şu an ise yarı gizli yarı açık hala az bir kesimle varlıklarını sürdürdüğünü ve birçok (103) ülkede bu tarikata üye olan kişilere ayrıcalık tanındığını öğrendim.Ama kökeni bu kadar şüpheli olan bir tarikata neden bu kadar ayrıcalık tanınsın anlamış değilim.
Sonuç:St.Jean Şövalyeleri'nin Tapınakçılar ile açıktan hiçbir ilişkisi olmamasına rağmen son dönemde siyasi ilişkiler kurması olasıdır fakat bu da bir iddiadan öte bir şey değildir.

2.iddia-Baphomet?

Daha çok zamanında illuminati araştırması yapmış olanlar bu figürü kesinlikle bilirler, hayvansı bir yüz, merhamet ve şiddeti dengeleyişini temsil eden elleri, yarı erkek yarı kadın oluşu vesaire. Skoç ritinden tanıdığım ve deep web de ki fake resimleri ile artık kendi vegibalık resmim gibi her gün bu iğrenç tipini gördüğüm yaratığı araştırmaya karar verdim ve bir önceki yazım için altın değerinde olan bir bilgiye ulaştım. Mason sıralamasında yeri olan bu figürü ilk çıkaran insanlar Hospitalier yani St.Jean Şövalyeleri!Bu figürün kokeninde birçok hikaye yatar.En genis kapsamlı hikayesinde St.Jean şövalyeleri gözaltına alındığı zaman putlara taptıklarını itiraf eder fakat hiçbiri bunun neyi temsil ettiğini söylemez başkanları hariç;o dönemin Hospitalier üstadı Jacques de Molay o figürün şeytanı temsil ettiğini söylemişti, fakat onun dışında hiçbir üye bunu kabul etmemişti.Ve mason merdiveninde Lucifer şeytanı temsil ettiği için Baphomet figürü anlamsız kalacağından bu itirafın yanlış olma ihtimali bana hayli yüksek geliyor.Bir diğer iddianın sahibi ise Modern masonların en büyüğü ve dünyadaki etkinliği en yüksek olan ve O.T.O üstadlığı döneminde Baphomet takma adını kullanan Aliester Crowley Baphomet'in ayinlerde yapılan cinsel birleşme sonucu oluşan sihirli bir çocuk olduğunu ve onun aynı cinsiyetlerin dengeli zıtlığını, hatta daha ilerisinde şehveti temsil ettiğini söyler ki masonluğun görünür zirvesinde yer alan Crowley'in bile böyle bir görüş belirtmesi bunun şimdiki insanların beynini yiyen şehvetin temsili olarak gösterilme ihtimalini akla geliyor. Eger baphomet şehveti gosteriyorsa şu an hedefine ulaşmış durumda ve biciksüel oluşu açıkcası şu an artan lgbt hareketlerinin ardında bu figürün yatıyor olmasını akla getiriyor.

Sonuç:Baphomet bence insanların kendi cinsine ilgi duymasını temsil ediyor ve ılluminati ayinlerinin baş figurlerinden biri olan bu figürün günümüz eşcinsellerine bakınca ne kadar da hedefine ulaştığını anlamış bulunuyorum bu iddiamda.

Liseli değilim, ki olsam bile bu senin beni aşağıda görmene sebebiyet veremez bu bir.Ben yazı da herk kırk yaşındaki adam yobazdır ve böyle der değil kırk yaşındaki bir yobaz böyle der dedim. Demek ki her yaşlı adam senin gözünde yobaz bu iki. Böyle bir konu oluşturulduğunda ortak bir kanıyla daha bilinçli hareket etmek varken senin gibi yapabiliyorsan sen yap ihihi ben kültürlüyüm zaa diyip benim nerede ne okuduğumu yada ne yaptığımı yada ne planladığımı bilmeden bana çamur atman,bu konuyu gören birinin acaba yobaz kimdir diye kafasında soru işareti oluşuna şekil a teşkil etmektedir bu üç. Madem şu marka araba pahalı, vergi alıyor ve en üst tabakaya gidiyor, toplu bir kanı ile isteklerimizi belirterek politik bağımsızlığa sahip olmalıyız ki senin gibi yapabiliyorsan yap diyen cahillerin ağzına aramızdaki vasıflı üreticilere verilen ayrıcalık ve imtiyazlar ile damga vuralım. Dikkat edersen konuyu siyaset bölümüne açmışım ve en üst tabakayı en kökeninden tane tane araştırıp tanımlıyorum ki kimsenin aklında soru işareti kalmasın. Incelemem bittiğinde belki kimsenin umrunda olmaz ama ben arkamda sonradan işime yarayabilecek yazılı bilgiler bırakırım. Kısacası bu işler istediğini yap demekle de olmuyor. Mükemmel zekalar altyapı ve imtiyaz yetersizliğinden dolayı boş işlerde harcanıyor ve bunun önüne geçebilmek için önce bir birlik oluşturmalı ve fikirlerimizi savunmalıyız. Yani sen evde yat iki yazı oku sonra de ki kimse kurtaramaz zaten bizi boşver tecavüz etsinler. Kusura bakma da ufak maddi manevralar ile bile onları zarara ve kendini kara sokabilirsin.Ama ona akıl lazım önce uygulayabilecek.

3.iddia Sahte Mesih

iddiasının bile baya kafamda soru işaretleri yarattığını belirtebilirim ki hiç bir fikrimin olmadığı bu iddiayı hemen araştırmaya başlıyorum,ilk araştırmamda internette sıradan bilgiler buldum fakat bir yazıdaki bu konuyla alakalı Horus' un gözü piramitin en üst kısmıdır ve sahte mesih olarak enkarne olacaktır iddiası baya kafamı karıştırdı.Bu sefer angiblopediyi aldım ki angiblopedi internette bulunmayan bazı bilgilerin kolay bulunduğu yerdir, açtım Horus'un tanımının bulunduğu sayfayı ve okumaya başladım. Neymiş efendim vicdanın kapanmayan gözünün temsili, adalet duygusunun simgesi falan filan yani bildiğim şeyler, fakat bir alttaki tanımda ise resmin tanrının birliğini ifade ettiği ve göz parçalarının ise bir orantıyı (1/2 1/4 1/8 1/16) temsil ettiğini ve bunları toplayınca 63/64 olduğunu yani burdaki mesajın hiçbirşeyin tanrının birliğine eşit olmadığı olduğu yazıyordu. Horusda Tanrıya zıt bir iddia beklerken onun birliğini kabul eden bir simge olma ihtimalini düşününce bu simgeyi araştırmayı askıya aldım ve eğer deccalin gözü horusunki ilr aynı ise neden horus tanrıyı kabul ediyor. Belki de bu aslında deccalin Allah'ın bir hizmetçisi (ki herkes onun hizmetçisidir) olduğunu ve aslında biz insanlar için test mahiyetinde yollanacağını yada yollandığını iddia edebiliriz.Ama eğer öyle ise neden tapınakçılar diğer insanları kontrol altına alıyor? Tanrı bunu kabul edebilir mi? Bilemez hiçbir kimse. Diger araştırmalarımda da yeterli ve sağlam bilgi ve iddialar bulamadım. Kısacası bu iddia anlamsız bir iddiadır.

Dipnot:Burda bahsettiğim iddia deccal değil sahte bir mesih yaratarak halk kandırılmaya çalışılacak iddiası.