-
1.
+1ne kadar eş anlamlı kelimelermiş gibi gelsede kulağa, öyle değiller. birşeyleri görmek aslında onlara bakıyor olmak demek değildir. çevremizde olan biten herşeyi görürüz mesela ama bakar mıyız? o tarafa baktığımızı iddia edebilir miyiz? görmek sadece beynimizin gözlerimiz vasıtası ile gerçekleştirdiği bir olayken, bakmak bu gördüğümüz şeyleri daha derinlemesine analiz etmemiz demektir. kim bilir "bakar kör" deyimi belki de buradan geliyordur.
birçoğunuzun yaşı daha genç olsa da, hayat düşündüğünüz kadar uzun değil ve dünya görülmekten çok bakılmayı hak eden şeylerle dolu. etrafınıza iyi bakın, onları görmekten öteye geçin. eminim ki bakmaya karar verdiğiniz andan itibaren çok farklı bir dünya göreceksiniz.
-
2.
0@2 eywallah panpa
-
3.
0gibmek ve sevmek
-
4.
0olm bu bakmak ile görmek şeyini cemaatlere katılım aşamsında çok anlatıyorlar aq
Saate bak ?
baktım hocam
saat kaç ?
7 hocam
peki markası ne
onu görmedim hocam
Yaa bakmak ile görmek arasındaki fark bu allahta ... -
5.
0@4 cemaatler ne anlatıyor bilmem dostum, ben bakmak ile görmenin aynı şeyler olmadığını, insanların farkındalıklarını geliştirmeye ihtiyacı olduğunu söylüyorum. dünyada ne zaman ki bakan insanlar, gören insanlardan daha fazla olur. işte o zaman gelecek için bir umut vardır.
-
6.
+1Moruk tam tersi olucak
-
7.
0@6 demek biri okumuş ve anlamış. şukular şelale
-
8.
0BAKMAKTümünü Göster
Evinden çıkıyorsun. Okuluna veya işine gitmek için otobüs durağına yanaştın. O da ne? Ultralüx arabasında giden zengin züppe sıcacık arabasında lanet bir yere gidiyor. içinden ona ana bacı dinlemeden sövdün. Neden mi? Çünkü o aşşağılık herif senden çirkindi ve sen ondan üstünsün. En azından sen böyle düşünüyorsun. Otobüs gelene kada bir tek daha ateşledin. Ama ne yazık ki otobüs geliverdi. O lanet otobüs sanki inadına yaparcasına sen sigaranı yaktığında geldi. Her zamanki gibi şansına fütursuzca sövdün. Otobüse adımın attığında gözlüklerin içerinin ısısıyla buharla doldu. Bir öğrenci/tam dedin ve paranı verdin. Bir günaydın demeyi bile şoföre çok gördün. Bir tek koltuğu gözüne kestirdin ve avına saldıran bir kurt misali oraya oturdun. Telefonunu geceden şarja takmayı unutmuştun ne yazıkki. Ya yol boyu uyuyacaksın ya da etrafını sessizce izleyeceksin. Uyumayı elemiştin kafanda çünkü daha geçen gün son durağa kadar uyuduğun için ayakların uyumana izin vermemişti. Bir sonraki durakta yaşlı bir teyze bindi ve başına üşüştü. Akbaba başıma geldi kondu diye geçirdin içinden. Teyzeyi umursamaz bir tavırla geçiştirdin. Dışarıyı izlemeye başladın. Yine aynı kuşlar, yine aynı ağaçlar, arabalar falan derken aklına hoşlandığın kız geldi. Altını andıran sapsarı saçlarının içinde bir dalga, masmavi gözlerinin içinde bir ışık parıltısı olmak istedin. Daha sonra aklına elini yüzünü yıkarken aynada gördüğün o adam geldi. içindeki aşk ateşi yerini öfke seline bıraktı. O kız sana bakar mı? Zengin misin? Hayır. Yakışıklı mısın? Hmm... Hayır. Otobüs istediğin yere geldi. Aynı monotonluk aynı uyuz gün.
...
Uyumadan önce saatlerce internette sörf yaptın. Tam da uyumaya giderken ayak serçe parmağını bazanın köşesine çarptın. Küfrederek uykuya daldın ve hayatının ne kadar taktan olduğunun sen de kararına vardın.
GÖRMEK
Sen bunları yaparken yalnızca baktın çünkü görme duyunu daha önce hiç kullanmadın. Darwin'in de dediği gibi "Kullanılmayan organ körelir." . Evinden durağa yürürken sokakların ne kadar temiz olduğunu görmedin. Çöpçü diyerek ezdiğin o adamların alnından akan ter damlaları içinde gizlenen 3 yavruyu ve ihtiyaçlarını görmedin. Ultra lüx arabasında giden zengin züppenin aslında bir kolunun sakat olduğunu görmedin. Çünkü sen o arada adama sövmekle meşguldün ve sen o adamın o mevkiye gelirken çektiği acıları görmedin, göremedin. Sigaranın dumanını üflerken aldığın hazla o kadar meşguldün ki sana verdiği zararları görmedin. Otobüs şoförünün bu sabah babasının vefat ettiğini ancak ekmek parası için direksiyon salladığını onunla iki kelime sohbet etmediğin için görmedin. Yaşlı teyzenin ne acılarla ayakta durduğunu eşini kaybettiğinde, tek başına zorluklara göğüs gerdiğini de bilmedin, bilemedin çünkü sen ona yer verseydin sana anlatacaktı. Yine aynı ağaçlar yine aynı kuşlar değil mi? Yalnızca baktın onlara. Ağacın elmas kadar sert olan taşları azmi ve cesaretiyle nasıl da ikiye ayırdığını göremedin. Kuşların yavrularını soğuktan korumak için birbirlerine nasıl sokulduklarını görmedin. Tipinin iyi olup olmadığını düşünürken alevler içinde cayır cayır yanmaktan yüz nakli bekleyen hastaları görmedin. Ayağını bazaya vurduğunda acıtabileceğin bir ayağın olacak kadar şanslı olduğunu görmedin ve sen dostum yaşayabileceğin bir hayatın olduğunu göremedin. -
9.
0BAKMAKTümünü Göster
Evinden çıkıyorsun. Okuluna veya işine gitmek için otobüs durağına yanaştın. O da ne? Ultralüx arabasında giden zengin züppe sıcacık arabasında lanet bir yere gidiyor. içinden ona ana bacı dinlemeden sövdün. Neden mi? Çünkü o aşşağılık herif senden çirkindi ve sen ondan üstünsün. En azından sen böyle düşünüyorsun. Otobüs gelene kada bir tek daha ateşledin. Ama ne yazık ki otobüs geliverdi. O lanet otobüs sanki inadına yaparcasına sen sigaranı yaktığında geldi. Her zamanki gibi şansına fütursuzca sövdün. Otobüse adımın attığında gözlüklerin içerinin ısısıyla buharla doldu. Bir öğrenci/tam dedin ve paranı verdin. Bir günaydın demeyi bile şoföre çok gördün. Bir tek koltuğu gözüne kestirdin ve avına saldıran bir kurt misali oraya oturdun. Telefonunu geceden şarja takmayı unutmuştun ne yazıkki. Ya yol boyu uyuyacaksın ya da etrafını sessizce izleyeceksin. Uyumayı elemiştin kafanda çünkü daha geçen gün son durağa kadar uyuduğun için ayakların uyumana izin vermemişti. Bir sonraki durakta yaşlı bir teyze bindi ve başına üşüştü. Akbaba başıma geldi kondu diye geçirdin içinden. Teyzeyi umursamaz bir tavırla geçiştirdin. Dışarıyı izlemeye başladın. Yine aynı kuşlar, yine aynı ağaçlar, arabalar falan derken aklına hoşlandığın kız geldi. Altını andıran sapsarı saçlarının içinde bir dalga, masmavi gözlerinin içinde bir ışık parıltısı olmak istedin. Daha sonra aklına elini yüzünü yıkarken aynada gördüğün o adam geldi. içindeki aşk ateşi yerini öfke seline bıraktı. O kız sana bakar mı? Zengin misin? Hayır. Yakışıklı mısın? Hmm... Hayır. Otobüs istediğin yere geldi. Aynı monotonluk aynı uyuz gün.
...
Uyumadan önce saatlerce internette sörf yaptın. Tam da uyumaya giderken ayak serçe parmağını bazanın köşesine çarptın. Küfrederek uykuya daldın ve hayatının ne kadar taktan olduğunun sen de kararına vardın.
GÖRMEK
Sen bunları yaparken yalnızca baktın çünkü görme duyunu daha önce hiç kullanmadın. Darwin'in de dediği gibi "Kullanılmayan organ körelir." . Evinden durağa yürürken sokakların ne kadar temiz olduğunu görmedin. Çöpçü diyerek ezdiğin o adamların alnından akan ter damlaları içinde gizlenen 3 yavruyu ve ihtiyaçlarını görmedin. Ultra lüx arabasında giden zengin züppenin aslında bir kolunun sakat olduğunu görmedin. Çünkü sen o arada adama sövmekle meşguldün ve sen o adamın o mevkiye gelirken çektiği acıları görmedin, göremedin. Sigaranın dumanını üflerken aldığın hazla o kadar meşguldün ki sana verdiği zararları görmedin. Otobüs şoförünün bu sabah babasının vefat ettiğini ancak ekmek parası için direksiyon salladığını onunla iki kelime sohbet etmediğin için görmedin. Yaşlı teyzenin ne acılarla ayakta durduğunu eşini kaybettiğinde, tek başına zorluklara göğüs gerdiğini de bilmedin, bilemedin çünkü sen ona yer verseydin sana anlatacaktı. Yine aynı ağaçlar yine aynı kuşlar değil mi? Yalnızca baktın onlara. Ağacın elmas kadar sert olan taşları azmi ve cesaretiyle nasıl da ikiye ayırdığını göremedin. Kuşların yavrularını soğuktan korumak için birbirlerine nasıl sokulduklarını görmedin. Tipinin iyi olup olmadığını düşünürken alevler içinde cayır cayır yanmaktan yüz nakli bekleyen hastaları görmedin. Ayağını bazaya vurduğunda acıtabileceğin bir ayağın olacak kadar şanslı olduğunu görmedin ve sen dostum yaşayabileceğin bir hayatın olduğunu göremedin.
Edit: Arkadaşlar, ben kelimeleri kendime göre inceledim ve halk arasında bakar kör diye bir terim vardır, yani bakmayı herkez yapar ancak görmeyi yalnızca bilenler tam potansiyeliyle gerçekleştirir.