bakkala gidiyorum diye vurdum kapıyı çıktım

12. Sayfadayim ve okumayi birakiyorum beyler, herif tamirci ciragina bagladi isi

okumadım

reserved

iyice saçmaladı boşuna okumayın

11.sayfa 275. entry

rezerved

sayfa sayısı 27 olduğunu farkedince vazgeçdim okumakdan.

reserved

burdayım aga sen anlat

yazacaksan yaz ya hey allahım

157de kaldım okurum bi ara

Daha sonra kitabın birinde bir kısım dikkatimi çekti.bu kısma "berrak rüya " deniliyordu. Berrak rüyayı şu şekilde tanımlayayım. Bilinçli bir şekilde rüya görmek. Diyelim ki şöyle bir rüya görüyoruz. Beş parasız birisiniz ve açlıktan ölmek üzeresiniz. Paranız olmadığı için yemek yiyemiyorsunuz. işte burada berrak rüya aktif hale geliyor. Gerekli şeyleri öğrendikten sonra rüyanızı kontrol ediyorsunuz. Rüya gördüğünüz anda rüyanızı kontrol altına alıyorsunuz. Rüyanın ilk evresinden sonra bilinçli bir şekilde rüyayı kontrol altına alıyorsunuz. Yani rüyanızda sevdiğiniz kızı gördünüz ama birlikte değilsiniz."berrak rüyaya" geçebildiğiniz taktirde isterseniz rüyanızda öper, isterseniz öldürebilirsiniz. Bakın bu söylediklerim gerçektir. istereniz bir kaç araştırma yapın. Belki hemen öğrenenemeye bilirsiniz ama mutlaka doğru bilgiye ulacaşsınız. Tabi bu bende artık değişik düşüncelere yol açtı. Saçma sapan rüyalar artık mutlulukla bitiyordu. Rüya deyip de geçmeyin. Rüyalarım da mutluydum. Real hayatta ne kadar mutsuz olsamda çoğu rüyamda çok mutluydum. inception filminin çıkış noktası "berrak rüya"dır.

buraya bir edit yapmam gerekiyor.bu olayları takip ettiğim ve yaşadığım dönemde inception'dan bırakın haberim olmasını sanırım senaryosu yeni yazılıyordur. Yani etkilenme gibi bir durum söz konusu değil. filmi çok beğenmiştim ama izleyeli baya oldu unuttum büyük bir kısımını.bu konuyla ilgili sorusu veya yazdıklarımla ilgili yanlış düşündüğümü söleyecek varsa konuşabiliriz. Bilgi bilgiyi doğurur. ayrıca bu tür konular hikayeden koptun gibi bir düşünceniz varsa bunları anlatıyorum çünkü asıl kısma gelmem için bunları anlatmam gerekiyor. sıkıldıysanız anlarım hoşgörüyle karışalarım.bu konuda düşüncenizi de belirtirseniz yanlış anlamam.

http://fizy.com/#s/1m39kj
Normal bir insan,yaşamı boyunca toplamda 26 yıl uyur.Bu cümleyi biraz açmak istiyorum.Eğer her birey rüyasını kontrol altına alabilse inanın ortada mutsuzluk adına hiç bir şey kalmaz.Peki bu bizi gerçeklerden uzaklaştırır mı ? Gerçekliğin bakış açısına göre değişir.Milyonlarca yıldır "gerçek" sürekli değişik yorumlarla betimlenmiştir.Yani ne olursa olsun tek bir gerçek vardı.insan ömrünün 3 de 1'i uyuyarak geçiyor.Kimimiz de bu daha fazla.Birde gelelim şu kısma uyku nedir ? uykunun bilimsel olarak gerçekten bir açıklaması var mı ?

geldin mi amcık ağazlı hoş geldin panpa

yaz panpa sen her gece okuyorum tek tek suku verıyorum sana beklıyorum yıne yazmanı hadı eyvallah

aha anlatmaya başlamış

uykunun tam olarak bilimsel bir açıklaması yok. Basit bir şekilde açıklamak gerekirse dinlenmektir. Tabi insan neden dinlenme ihtiyacı duyar buda ayrı bir bakışı ve ayrı bir sorudur. koma da ölüm kalım savaşı veren bir insanla uyuyan insan arasında hiç bir fark yoktur.Tek fark uyuyan insan dürterek uyandırılabilir.Şu cümleye değişik bir bakış açısı getireyim. Koma da yatan bir insan olsun.Bu insanın berrak rüya evresini en iyi şekilde yakaladığını düşünelim. Kendi beynine sistematik bir şekilde imijinasyonel bir biçimde rüyasında yaralarının iyileşmesini sağlaya bilir mi ? Tabi bu insanın hayal gücüyle alakalı.Çünkü bu kısım metafiziğe girer.

Evet arkadaşlar bu kısmın mümkün olup olmadığını biraz sizde düşünün. sonuçta normal bir insan gibi yaşayıp ölürsek ortalama 26 yıl uyuyoruz. Yeniden denek olan komada ki kişiye gelelim.Bu kişinin hayal gücünün sınırsız olduğunu varsayalım. Tabi bu işin içine girdikçe şizofreni ve epilepsiye de değinmiş oluyoruz. Sonuçta şizofren dediğimiz zatı muhterem normal hayattan kopmuş hayal dünyasında yaşıyor. Benim bahsetmek istediğim şizofreni kısmını komada ki insanla bütünleştirelim. insanın hayal dünyası hep geniştir deriz.Ama sınırları olmadığı anldıbına gelmez."gerçeklik olgumuz" bizim hayal dünyamıza büyük hudutlar çekmiştir. Aramızda zannetmiyorum ki hiçbiriniz uçan buzdolabı düşünsün. Hepiniz bu örneğe saçma diyeceksiniz biliyorum ve bu yüzden yazdım."gerçeklik olgumuz " bu kısımda devreye giriyor işte. Bunlar bizim gerçeklerimiz değil. Birisi size gelip şöyle bir hikaye anlatsa. yüzüklerin efendisi hikayesini.Ama tabi yüzüklerin efendisinin hiç bir zaman var olmadığını düşünün. Adama ne dersiniz ? deli mi,şizofren mi beynini gibeyim sınıfta kalacaksın gibtir git ders çalış mı ?

peki ya insan "berrak rüya" evresinde şizofreni derecesinde hayal kurup bunu bedenine ve dışarıya yansıta bilir mi ? bu mümkün olabilir mi ? .burada ruh ve beden işin içine giriyor.ruh, uyku, rüya bunlar insanlığın varoluşundan beri var. dilimizde, dinimizde hayatın her alanında var. ruhun dini açıdan ne olduğunu zaten hepimiz biliyoruz. ölümden sonra yaşam. ruhumuz öbür tarafa gider vs vs.peki ya ruh yoksa ? Ruh ne ki amk sürekli ruh ruh diyoruz doğduğumuzdan beri ama..