0
asırlık çınarı bir ihtiyara benzetiyorum bazen. dik durduğu için uzun yıllar kalabiliyor insan da. yani bi nevi dürüst, ahlaklı, delikanlı, namuslu olursanız asırlık bir çınar gibi yalnız da olsanız dimdik durabilirsiniz.
ben en çok süper baba'nın evinin arkasındaki üstüne mum dikilen kütüğe hayrandım çocukken. ufakken benzettiğim allah şekli oydu, ha'şa. ben sizin zihinlerinizi en güzel kelamlarla süslemesini de bilirim ama ederiniz bu kadar olduğu için hiç uğraşmam.
bakire olmayan bir kızla nasıl arkadaşlık kurulabilir, nasıl dost olunabilir ki? son birkaç saattir bunun üzerine kafa yoruyorum. mesela ben dostumla her şeyimi paylaşır, her türlü şeyimi anlatır, tüm samimiyetim ve içtenliğim ile muhabbet ederim. fakat bu dostunuzun bakire olmayan, yani patlak bir kadın olduğunu farzedelim.
şimdi nasıl sır tutabilir ki bu kız? diğer adıyla patlak kadın... daha yüce allah'ın ona evlenmeden asla zina etme sözüne karşı çıkmış, daha allah'ın emaneti olan bir zara sahip olamamış. düşünün hem de yüce allah'ın emaneti bu. bir de sizin anlattıklarınıza nasıl sahip çıkacak, samimiyetinize nasıl yaklaşacak?
benim bakire olmayan hiçbir arkadaşım, hiçbir dostum ya da akrabam yoktur. bize dediler ki;
domuzdan post, kahpeden dost olmaz. bu da benim mottomdur...