Şu dinleri eğip büküp sevimli göstermeye çalışmayın ya. Kurana bağlıysanız onu bir bütün olarak ele alacaksınız. Ki kuran gayet kompakt bir kitap zaten. muhafazid ve etrafındakiler kendi coğrafyalarının sosyal, siyasi, ekonomik şartlarını gözönünde bulundurup çevre din ve kültür biçimlerinden, tarihi olaylardan da biraz esinlenerek bir din meydana getirmişler. içinde aile hukuku var, ceza hukuku var, miras hukuku var, devlet-yönetim biçimine ikişkin hükümler var, masallar var, hikayeler var, var oğlu var. Ne varsa çorba gibi doldurmuşlar içine, sonrasında da bunları insanlara benimsetmek ve onların gözünde meşru kılmak için de tanrısallık katmışlar içine, kendi sözlerini sanki tanrının sözleriymiş gibi aksettirmişler.

Her neyse, eğer siz bu kitabın gerçekten tanrıdan geldiğini düşünüyorsanız onu bir bütün halinde kabul edip benimsemeniz gerekir. Orada öyle diyor burada böyle diyor ama şöyle olması daha makul olur demeye başlarsanız islamda reform hareketlerini başlatmış olursunuz ki bu durum islamla çelişir. inancınıza göre allah her şeyi bilen, her şeye muktedir olan değil midir? Böylesi muhteşem bir akıl, koymuş olduğu hükümlerde nasıl yanılabilir ki? Şimdi türkiye'nin laik devlet yapısı, hukuk düzeni islamla birebir örtüşüyor mu? Örtüşmüyor. işte bu durumda reform yapmış oluyorsunuz. Kıyafetle ilgili olan şey de böyle. Kadının sadece elinin yüzünün görülmesi yeterli kılınmışken siz diyorsunuz ki hayır aslında böyle böyle olmalıdır. Yani dini kuralları kırpıp biçip esnetip kendinize uygun hale getirmeye başlıyorsunuz.

Hani bu yobaz kesimdekiler bazen çıkıp diyorlar ya benim tek referans kaynağım kurandır falan. Aslında doğru diyor adamlar, tutarlılar en azından. Sizin gibi zütleri başları ayrı oynamıyor.

Yalnız şu da var. Eğer tanrı da yanılabilir, yanlışlar yapabilir diyorsanız bu mevcut laçkalaşmış islami düzen en azından izah edilebilir bir biçime gelebilir belki. Ama bu durumda da şu karşımıza çıkıyor; tanrı islamın son din olduğunu belirtmiş mi belirtmiş, dinde zamanla update yapılmasına imkan tanımış mı, tanımamış. Ee bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.

Benim aklım pek almadı bu işi, ama dinlerin insan kaynaklı oldukları fikri kafamda ağır basıyor. Hem gideceksin bu devasa, akıl almaz kainat düzenini yaratacaksın hem de kitap gönderip tecavüzcünün, hırsızın neresinin kesileceğiyle, dayının, emminin miras paylarıyla uğraşacaksın. Ne bileyim pek oturmuyor kafamda. Fazlaca insan ürünü gibi duruyor. Allahtan ziyade muhafazid'in ideal devlet düzenini yansıtıyor sanki. Zaten evrensel denilen kitapta kendisiyle ilgili de bir yığın gereksiz hükümler var. Adam zaten birkaç sene daha yaşayıp göçüp gidecek, yok peygambere şunlar şunlar helal kılınmıştır, yok peygamberin evine girerken şöyle böyle davranın. Bize ne bunlardan yahu.