Evimizin önünde parsel tip bir arsamız var. Elimizden geldiğince yetiştiriyoruz. Geçen gün her zamanki gibi kontrol ediyoruz bahçeyi. Toprağı bellerken küreğime bir şey takıldı ağır bir şey olduğu belliydi. Kazdım ve çıkan şey şoke etti beni. Eskilerden kalma bir bavul. Bizimkilerden gizlice eve zütürdüm odama sakladım. Ne vardı içinde meraklanmadım değil. işler bittikten sonra odama çekildim. Üstünü sildim bavulun kilidini çıkardım. ilk elime gelen şey yunan yazısıyla yazılmış bir kağıt. Eskilerden kalma kokusu vardı. Bir tane haç kolyesi, bir sürü yunanca kağıt ve bir tane incil...

istek varsa devam edicem panpalar devam etmemi isteyen şuku bassın

tamamm sictin kardes gecmis olsun daha kafan taktan cikmaz

Sabah olduğunda kahvaltıda adamla aramızda geçen muhabbet:
M:Bugün babama uğrarız dimi genç
B:Yok abi bugün işim var
M:sana ihtiyacım var 3. bavulu açacağız dedi ve hass çektim
Şukuyu ekgib etmeyin panpalar

Mezarlığa gittim 5 panpamla. Ne olur ne olmaz. Hristiyan mezarını bulduk. Üzerindeki yazı bavuldan çıkan kağıtlarla uyuşuyordu. Hass çektim içinden. Adamın ölüm tarihi 3 July yine bir hass çektimmm

Yola koyulduk ne olur ne olmaz emanetide aldım yanıma. Mezarlığın girişinde bana kürek verdi
b:Kürekle ne işimiz var abi?
M:3.bavul mezarın içinde açacağız dedi ve göz kırptı.
B:böyle işlere bulaşamam abi kusura bakma
M:yapmak zorundasın bavulu sen buldun... Kazma kürek mezarı açıyoruz ve birde ne göreyim 3. bavul. Aynı renkte ...

Uyandığımda bavullların başında incil okuyordu. Ellerim bağlıydı.
B:amacın ne huur çocuğu?
M:huzura kavuşturmak dedi ve kendi kafasına sıktı

Bizimkilerin gelmesi geç olmadı hepsi şoke oldu. Pederle halam böyle olacağı belliydi dedi. Beni çözdüler jandarma geldi 2 gün ifadeyle uğraştık. Babam şöyle anlattı olayı:Bu adam babasının ölümünü kaldıramadı. Babası eski rahipdi. Bavullar gömerdi köye. Babamla birlikte kaza geçirdiler adam öldü" dedi taşlar yerine oturmuştu artık... Ama odane babam parayla dolu bir bavulun olduğunu söyledi

Ne yapacağımı bilmiyordum. Çevirdiğim sayfalar aynı öğütleri veriyordu. Akşam yemeğini yedik halam eve misafir geleceğini söylüyordu. Bende odama geçtim. Gelen misafir dün gece kapıyı çalan adamdı bu sefer derin bir hassss çektim. Merhaba delikanlı dedi. Merhaba dedim. Misafir (m) BEN (B)
B: yüzünüz bana tanıdık geliyor abi
M:dedenin alamanya arkadaşıyım FARK ETTiĞiM şey beni şoke etti adamın boynunda benim bulduğum hac kolyenin aynısı vardı...

Dedemin bavulunda bu kağıdın ne işi vardı? Bakakaldım öylece. Kağıtların sayısı 60 civarıydı. Bunları çevirmek bi kaç günümü alırdı. Bavulun içinden çıkan incili araştırdım. Martha olabilirdi. Haç kolyeyi inceledim arkasında "1918 3 july" yazıyordu. Nasıl bir işin içindeydim korkmuştum

Nasıl oluyorda tarih mezarla uyuşuyordu? Hemen mezarın fotosunu çektim. Mezar taşının arkasında farklı bir yazı vardı. Onunda fotosunu çektim direkt eve gittim. işi gücü bıraktım sayfa çeviriyorum. Şöyle diyordu mezar taşının arkası: Ölüm ruhun huzura kavuşmasıydı ama benim mağbedim isaya ulaşamadı...

Mezarı kapatıp bavulu aldı adam. Eve arabasıyla gittik. Geldiğimizde ilk yaptığı şey incil okumaktı. B:Bavulu ne zaman açacaksın
M:sen açacaksın dedi. Bavulu getirdim açtığımda yine sayfalar vardı.
M:şimdi bütün sayfaları birleştirip mukaddes kitabı yapacağız.
B:o zman ruh uzura kavuşacakmı?
M:Göreceğiz dedi ve hepsini monte etti bir kapağa. Yarım saat incil okudu ve gözleri bembeyaz oldu. Latince kelimeler fısıldadı. Boğazıma yapışıp diasettregon diye bağırdııı

B:bir hışımla kurtuldum napıyon lan manyak
M:soluyarak babamın katili senin deden dedi ve bir şey vurdu kafama

Olaydan sonra 3 gün geçti. Rahat uyuyamıyordum çünkü adam babasının yanına gömülmüş. Para dolu bavul ilgimi çekmiyor değildi. işin garip tarafı halam yanıma gelip H(Halam)
H:ağır şeyler yaşadın. Daha ömrünün baharındasın sakın bavullarla uğraşma"demesi oldu. Gece saat 5:48 uyandım birden. Köpek deli gibi yırtınıyor. Birden bizim dış kapıya 3 kez vuruldu. Pederle eniştem hızlıca dışarı çıktı kimse yokmuş... Saat 8:56 köpeğin olduğu taraftaki camda bir şeyler yazıyor. Yunanca...

ikinci kağıdı çevirdim bin zorlukla: Adam şöyle karşılık verdi: “Allah’ın olan Rab’bi bütün yüreğinle, bütün canınla, bütün gücünle ve bütün aklınla sev. Komşunu da kendin gibi sev

B:neden böyle bir şey yaptın?
M:Bu köyde olan hristiyan mezarı babama ait.
B:Dedemle bir alakası var mı?
M:Babam öldürüldüğünde deden oradaydı
B:BABAnız nasıl öldürüldü??
M:Nasl öldüğü değil ruhunun huzura kavuşması önemli dedi ve çıktı odadan

Bir din bilgini yaklaşıp ona, “Tüm buyrukların en önemlisi hangisidir?” diye sordu. isa şöyle karşılık verdi: “En önemlisi şudur: ‘Dinle, ey israil! Allah’ımız olan Rab tek Rab’dir. Allah’ın olan Rab’bi bütün yüreğinle, bütün canınla, bütün aklınla ve bütün gücünle sev. insanın Allah’ı bütün yüreğiyle, bütün anlayışıyla ve bütün gücüyle sevmesi, komşusunu da kendi gibi sevmesi, tüm yakılmalık adaklardan ve sunulan kurbanlardan daha önemlidir.”
Adamı dinliyordum öylece. Okuması bitince aramızda geçen sohbet
B:Abi neden bu saatte böyle bir şeye gerek duydun
M:Huzura kavuşmanın saati olmaz genç
B:Bavuldan haberin var mı?
M:1989DA ONU ben gömmüştüm dedi ve bir hasss çektim

Gece saat 2:30 gözlerim yorgun düştü yattım. Yattığım oda köpeği bağladığımız yerin arkası. Köpek çıldırıyor havlamaktan. Bacaklarım titriyor ve odane kapı çaldı. Hass çektim ve kimsinnnn? Dedim. Huzura kavuşamayanım...

Kendinizi belli edin yazayım

Kapı açıldı odaya giren 1.70 boylarında devrimci bıyıklı bir adam. Birden bayıldım sandım ve sabah olmuş altıma biraz kaçırmışım... Bu iş beni rahat bırakmaz dedim ve cami imdıbına konuşmaya karar verdim. ikindi namazı çıkışı yakaladım hocayı. Mevzuyu harfiyen anlattım ve şu cevabı aldım: "Ruhu huzura kavuştur o zaman" hafif bir sırıtmayla dedi bunu...