+3
gerçek olandan kopalı binyıllar olmuş. sığlığından utanamayacak kadar cehaletinden habersiz erkeklerin şikayet edebileceği modern dünya maymunu serzenişi. bir nefeste hızla tepkiselleştim ancak uzun uzun zamana yayarak da iğrenebilirim bu fiilden irite olan adamdan. kendisine öğretilen güzel kadın ikonunu bir gibim sanan mal erkeklerin, mal estetik kaygılarını böylesine körlemesine savunuyor olmalarını acıyarak seyrediyorum.
kendi hayat algılarını güdük bırakan sisteme hizmetkarlıklarını bir gib sanan her insan gibi, sözlükteki bazı labunyalar da kadınların bacaklarının kıllı olmasının bir handikap olduğunu sanıyorlar. hatta daha beteri kadınlar da kendilerini insani bazı durumlardan soyutlamaları gerektiğini sanıyor. bacaklarındaki kıllardan, memelerinin boyutlarından, selülitlerinden utanıyorlar.
aslında bu edebi gibip atma dilini gayet keyifle ve uzun uzun devam ettirebilirim ama edebiyat ağır geliyor, okunurluk azalıyor. biraz seviyeyi düşürerek devam edeceğim fikrimi anlatmaya.
kıllı bacaklar kötü değildir. bacağındaki kıldan utanan insan, bir kadının bacağındaki kıldan iğrenen erkek kötüdür.
küçük memeler
selülitli bacaklar
kendi rengindeki saçlar
kolda çıkan
iki kaşın arasında çıkan kıllar kötü değildir
gözlerin kahverengi olması
kirpiklerin kısa olması
kötü değilidir.
eğer siz bunların kötü olduğunu düşünüyorsanız. bir gib sandığınız modern dünyanın beyninize yerleştirdiği şablonlardan ötürüdür. size aşkı, ciksi, iyi olanı, güzel olanı öğreten, öğrettiğinden de kendisine çıkar sağlayan toptan bir sistemi fark etmeden savunuyorken, aslında cehaletinizi gün gibi ortaya çıkartıyorsunuz. sizinle aynı mantıkta olan milyarlar (evet milyarlar) afrikadaki kabile insanlarını ilkel diye küçümsüyor. memeleri sarkmış kabile kadınlarını, arada kanaları geçerken denk geldiği bir belgeselde gördüğünde, parmakla göstererek hayvanlar gibi gülüyor.
kendisi, o memeleri dans ederken bir karnına bir sırtına savrulan kadından bir milyon kere çirkin ve dalga geçilmeye müsait farkında değil.
kendi tükettiklerin yüzünden haftanın altı günü günde onbir saat çalışıyorsun haberin yok.
bütün yıl basık bir ofiste yapacağın iki haftalık tatili, oniki farklı çeşit dış fırçasından birini seçmek istediğin için, planlıyorsun haberin yok
aslında ihtiyacın olmayan şeylere ihtiyacın olduğunu sandığın için kariyer mariyer ayağına ömrünü gibiyorsun haberin yok
o ömür ki gerçekten elinde olan tek şey;
o ömür ki
iki kılsız bacak için
pürüzsüz bir ten için
büyük memeler
yetmiş çeşit gofret
yüzonbeş çeşit araba
binbeşyüz çeşit gömlek
upuzun kirpikler için harcamanamayacak kadar kıymetli, anlayamıyorsun. afrikalı o adamın senden çok daha akıllı, mantıklı olduğunu anlayamıyorsun.