-
26.
+41 -2bi gün lunaparka gitmiştik babamla en fazla 5 yaşlarındayım o zaman tek hatırladığım şeyde budur düşünün yani bi sürü oyuncağa felan binmiştik en son akülü arabalardan bincem diye tutturmuştum babam çıkartıp cüzdanını göstermişti bomboştu cüzdan içim cız etmişti amk o gün çalıştığı tüm parayı bana harcamıştı hatırladıkça hala içim cız eder iyi ki varsın baba
-
27.
+42 -5benim de abim var lan,
giberim ha ben de onu anlatıcam.
çünkü abimin 'çok baba' olduğunu anladığım anlar saymakla bitmez.
ben biraz domuzumdur tamam mı? param yoksa falan söylemem.
neyse, başına buyruk olduğumdan da ayrı eve çıkmışım beşiktaş'ta
buzdolabı var ya... bom boş... yani bomboş. ketçap bile yok.
bi arkadaşım uğradı hatta, baktı 'bu ne lan' dedi falan. güldük gitti sonra.
abim geldi bana ardından. küstük o sırada. zaten hiçbişi sormadı, direk gitti dolabı açtı, baktı, sonra çıkıp gitti.
iki saat sonra bi geldi; yani almadığı hiçbir şey yok diyim size.
dolaba sığmıyo artık, diğerlerini de raflara dizdi, yine konuşmadan çekip gitti.
difriz falan etlerle dolu, savaş çıksa bi ay rahatım yani.
öğleden sonra o arkadaşım uğradı yine, dolabı açtı gayri ihtiyari, şok oldu,
"lan ben hayatımda bugün gördüğüm kadar boş ve bugün gördüğüm kadar dolu bi buzdolabı görmemiştim" dedi.
benim için hem hüzünlü, hem çok eğlenceli bir gündü.
zaten abimi gördüğüm hiç bir an kendimi yoksul ya da şanssız hissetmedim ben.
edit; bişiy unuttum lan. giderken bi konuşma geçti aramızda. kendine de portakallar almış, benimkileri koyarken onu hatırlayıp 'bunlar da benim, bunları alıyorum' dedi.
ben de ona 'şimdi ne anlamı kaldı ki o zaman?' dedim.
dayanamayıp gülüp, öyle gitmişti. ;) -
28.
+36 -1bi de ben anlatiyim amk kurban mı ramazan mı tam hatırlamıyom bayram arifesi bigündü. durumlar o zaman pek parlak değildi bizde. bayramlığım da yok hiç amk hep sokakta giydiğim kir pas içindeki şeyler. öğretmen bi arkadaşından borç alıp bana bayramlık almaya gittiğimizi çok sonradan öğrendim binler ve o adam hala bana para gönderir oğlum üni. hayatında sıkıntı çekmesin diye... kıymetini bilin babanızın aramız hiçbi zaman çok iyi olmadı babamla benimde ama onlara ölmeden önce bir kere de olsa sevdiğinizi söyleyin beyler.. doldurdunuz amk gözlerimi şuku herkese benden
-
29.
+37 -2amk bende anlatayım;
bir kere yaz sıcağı o zamanlar 14 yasındayım amk göle yüzmeye gidiyoruz evden habersiz.
annem öğrenmiş tabi bunu aksam seni babana söyleyecem seni bir güzel dövsün dedi(baba dayağıda fenadır beyler)
sonra bende evden kaçtı numarası yaptım ve gizlendim saklandım bi odaya bunlar aksam 11 oldu benı bulamadılar hala
amk sonra bi cıkayım dedim mutfağa felan amk babam diz çökmüş ağlıyor amk kaçırıldım mı diye bende sessizce oturma odasına gittim ve babamı bekledim bana orada cok sınırlendı ama gözlerindeki sevinci hala unutamam. -
30.
+34 -1küçükken ankaralıyım kızılaydan eve otobüsle gidicekken otobüs tam kaçacakken babam beni sırtına attığı gibi koşmaya balar beklemeyen otobüsün açık kapısından içeri girrdik o zaman süper kahraman gibi görürdüm onu bu böyle 17 sne önce filandı
-
31.
+37 -6kitaplarımı yaktı bin... komünist mi olacan başımıza diye.
-
32.
+30 -2benimki ben 10 yaşındayken öldü amk ben napim dertledndim şimdi amk
-
33.
+27 -1ne diycem lan ne diycem adam beni okutmak için yıllarca çalıştı lan emekli oldu 15 yıl daha çalıştı en az 55 yaşına kadar çalıştı adam bir kere of demedi
-
34.
+26Gorusmuyorduk kustuk. Dukkan acmistim ve batmak uzereydim o gun 10 bin lira lazimdi. babamdan telefon geldi."oglum hesabina gectim parani, indallah kurtarir"
-
35.
+27hay amk uzun zamandır boyle duygulanmamıştım bende 13 yaşındamıydım 14 yaşındamıydım eve icra gelecekti hiç unutmam amk önden taksi arkadan kamyon vırt zırt babam anneme çocuğun atarisini kaldır sakla biyere demişti aklım ermişti olanlara umarım bende öyle bi baba olurum amk
-
36.
+28 -2Bir keresinde kızla buluşucam, o zamanlar liseliyim, para istedim babamdan, 2004 yılında bugunun parasıyla 1 tl verdi a.k agzımıda acamadım. neyse kızla bulustuk, tabi kızı cafeye zütüremedim moda sahilinde kayalıklarda oturduk apaci gibi, yaz sıcagında, Sonra kızın sıcaktan burnu kanadı o paraylada burnunu yıkasın diye su aldım kıza. sonra bir daha görüsmedik kızla. Durumu babama anlattım, beni dövdü niye suya para veriyorsun denizin dibindeymişsiniz orda yıkasaydın ya burnunu kızın diye.
-
37.
+26 -1bir çoğunuza imreniyorum binler babam kendimi bildim bileli içkiye kumara para yediriyor özetle hayatımızı gibiyor elimden geldiğince ailemi bir arada tutmaya çalışıyorum birkaç kişi gördüm babasına söven ne yaşamışlardır bilemem ama babadır sonuçta benimki o kadar haltı yedi yemektende geri durmuyor ama arada bir ufaktanda olsa bana önem verdiğini gösterir ..gerçekten mi yoksa çıkarı için mi emin olamasamda yetiyor ..hayat böyle bazen babalar oğullarına sahip çıkar bazen oğullar babalarına evlatlığınızı bilin ne olursa olsun babanıza sahip çıkın ..
-
38.
+25sıcak bunaltıyordu 1994 yılının baharında, henüz yaz gelmemişken, henüz vantilatör kurmayı düşünmüyorken oturma odalarına ve ben, geceleri uyumakta zorlanan ben sıcak ve burnumdaki geniz eti sebebiyle daha bir nefes daralması daha bir buhran yaşıyordum o günlerde...Tümünü Göster
orta okulumun en yaman dönemi..1993-1994... yaman çünkü bir yandan okulda oynayacağımız tiyatro(ki başroldeydim) diğer yandan da sınıf arkadaşım cihan'la giriştiğim takdir-teşekkür yarışı beni iyiden iyiye bunaltmış patlatma noktasına getirmişti...
günlerce süren provalar, okulun konferans salonunda yankılanan seslere, derslerimdeki başarılı gidişat istemeden de olan ihmalime kurban gitmeye karıştı karışacak bir haldeydi...
ve ben tüm bunların ortasında zihnimin en açık dönemlerini yaşamakta, adeta dünyanın merkezindeydim... bir sürü insan geliyor gidiyor karşıma, bir sürü insan arkamdan konuşuyor("torpilli bu, tiyatro oyunu ayağına paso derslerden kaçıyor ve hiç bir öğretmen yoklama almıyor bundan" diye), bir sürü insan da bana manevi destek veriyor...
tüm bu hengamenin ortasında gün sonunda eve geldiğimde açlıktan ölmüş bitap düşmüş olarak dolabın başında buluyordum kendimi... keza o kadar popüler olmama karşılık cebimde beş kuruş olmadan günlerimi geçiriyorum, kuliste ağlayan palyaço misali gözyaşlarımı gece yattığım yastığa saklıyordum, serde güçlü olmak ve herşeyin üstesinden gelmek vardı bir kere...
gözümün birşey göremediği o günlerde her ne hikmetse kafamı kaldırıp koridordaki panoya bakışım ve panodaki "askeri liselere giriş sınavı için acele edin, son başvuru tarihi 15 nisan" ilanını görüşüm enteresan bir noktadır bu döngü içinde...
bir anda hep özendiğim subay veya doktor kıyafetine bir ucundan girme fırsatının ayağıma geldiğini düşündüm ve heyecanlanıp neşeyle müdürün odasına yöneldim... gerekli bilgi ve belgeleri aldıktan sonra postane yoluyla yapılacak ödeme için gittiğim postanede o günün fahiş fiyatı olan bir posta/pul bedeli olduğunu öğrenip kıçıma baka baka eve döndüğümü hatırlıyorum... günlerce tek kelime konuşmadım bizimkilerle... onlarda benle.. yoğun olduğum için ses çıkarmıyorlardı bu durgunluğuma, zaten babamla aramızda yıllardır bir soğukluk bir uzaklık vardı, böyle zamanlarda benim için "beter ol" dediğini hissediyordum... zevk alıyordu eminim bu halimden...
sürenin bitmesine 1 hafta kala almanya'daki amcamdan bir mektup geldi eve... her yıl olduğu gibi yazın gelecek vik vik kafa şişirip, övünüp gidecek onun haberini veriyor herhalde dediğim mektupta amcam, benim askeri sınavlara girişim için gerekli olan tüm bedelleri iki gün içinde babamın hesabına yatırabileceğini belirtmiş ve otobüs paramıza kadar(bursa ışıklar askeri lisesi'ne giriş sınavıydı benimkisi) tüm masrafı ayarladığını yazmıştı... ev halkı bayram ettik adeta, bense okuldaki parlak durumuma bakıp kesin subay olurum düşüncesiyle heyecan ve mutlulukla yatmaya gittim ama uyuyamıyordum... dediğim gibi burnumdaki geniz eti nefes darlığı yapıyor, sıcak bunaltıyor ve şimdi üstüne de sınav heyecanı eklenmiş beni iyice strese sokmuştu..
okuldaki tiyatro faaliyetimiz çok şükür sorunsuz bir şekilde yürümüş, plaket, kitap ve türlü hediyelerle yıl sonunu getirmiştim. gerçi son senemde takdiri bir puanla kaçırıp teşekkür almış ve cihan'a sevinme payı vermiştim ama olsundu, nasıl olsa buralardan gideceğim artık şu sınavı verim hayırlısıyla, o zaman hayat bana her türlü takdiri zaten verir diyor; yavaş yavaş, erken kalk erken yat, spor yap, yemeğine dikkat et gibi askerlik elzemlerine uymaya çalışıyordum...
sınava babamla gidecektim... plan şuydu;
bursa otobüsü ile sınav sabahı ışıklar askeri lisesinde önce kayda, öğleden sonra da ilk spor-kondüsyon imtihanına gireceğim, geceyi babamla bir otelde geçirecek, diğer gün de yazılı sınava girerek gecesinde eskişehir'e halamların yanına geçecek sonuçları oradan alıp(halam eskişehir'de askeri hava hastanesinde katipti) memlekete dönecektik...
okulların kapanmasından bir buçuk ay sonra cevap mektubu ve davet kağıdı geldiğinde bizde son hazırlığımızı tamamladık, babam amcamın yolladığı parayı bankadan çekti, ulusoy'dan biletlerimizi aldı ve akşam 20.00 otobüsüyle bursa'ya yola çıktık... babam otobüste sigara üstüne sigara içerek ciğerlerimi mahvediyordu ama umrunda değildi... o bunu tatil olarak görüyordu, bense hayatımın dönüm noktasına çok başka düşler eşliğinde bakmaya çalışıyor, düşüncelerimin arasında kayboluyordum... ölüm kalım bu demekti sanki...
yol uzundu, yolculuk sıkıcı... ve bitti... işte saat sabahın altısıydı, bursa'daydık... heyecanlıydım ve sessiz, babamla aram iyi değildi hiç ondan konuşmuyordum işte...
kısa bir soruşturma ile otogardan liseye nasıl gideceğimizi öğrendik ve biraz koşturmaca biraz yorulmacayla liseye vardık...
türk sanat tarihi'nin en görkemli yapılarından olan bu okul bizi olanca asil duruşu, ciddi bakışlarıyla bir güzel süzdü ve ağaçlıklı yoldan bizi içeriye buyur etti...
gün sınav günü, benim için tarihi bir gün... babam hariç oraya gelen diğer tüm aileler içinde tarihi bir gündü eminim... hepsi piknik malzemeleriyle gelmiş, tribünlerdeki yerlerini almışlar o saatte spor sınavını beklemeye koyulmuşlardı..
işte o an geldi; babam yanımdan ayrılıp "haydi iyi şanslar" diledi ve gitti tribüne... yalnız kaldım, bir başıma... elimde başvuru ve davet kağıtları, koyun gibi ordan oraya imzalatıp heyecanımı yenmeyi düşünüyordum...
erken geldiğimiz için ilk yirmi içindeki kayıt yapılanların arasındaki yerimi alıp sıraya girdim, kaydımı yaptırdım, evraklarımı teslim ettim ve soyundum bekliyorum... vücutta bir ekgiblik var mı diye bakıyor bize bir rütbeli, bir diğeri "ağzını aç" derken, diğeri "çömelin kalkın", bir başkası da "ayaklarınızı bir bot genişliğinde olacak şekilkde açın bakalım" dedi... ilk yirmi kişi yanyana ve sadece külotla sıradaydık.. sanki mezbahane gibiydi, sırası gelen gidiyor...
önüne sıralandığımız duvarın tam karşısında sekiz kişiden oluşan seçici kurul oturmuş bir dosyalara bir bize bakıyorar, notlar alıp kulaktan kulağa konuşuyor ve "poker suratı" ifadesiyle hiç bir şey belli etmiyorlardı.. işte en gerildiğim an bu andı, çünkü az önce burnumdaki eti ve dolaysıyla burnumun yamukluğunu farketmeyen rütbeli bu sefer masya oturmuş yedi kişiyle beraber bizleri iyice süzüyor ve burnumda tam karşıdan bakılınca "kör müsün, yamuğum ben" diye bas bas bağırıyordu...
üç beş dakika derken bu dakikalar uzamaya, sinirim bozulmaya ve tüm masanın gözleri de burnuma odaklanmaya başladı... sağımdaki ve solumdaki çocuklar birer ikişer spor salonuna gitmeye başladıklarında bende tam gitmye yeltenmişken masadaki kadın subay bana, "hey hey sen kal, biraz bekle" dedi...
benim için gün bitmiş, güneş batmıştı... ürperdim, korktum, yaşına göre uzun boylu olan ben birden küçücük kaldım sanki...
masadan kalkıp yanıma gelen bir rütbeli adam "az gel bakalım masaya yaklaş" deyip koluma girip masaya yanaştırdı ve o anda diğer rütbelilerle birlikte homur homur konuşup "bu burunla olmaz, yamuk, nefes darlığı vardır, şekil bozuk" gibisinden arı vızıltısına benzer seslerle kararlarını aldılar. içlerinden biri beni kenara çekti ve aramızda şu diyalog geçti;
-ee ismin neydi aslanım?
-goregrindbrutaldeth efendim ismim
-hımm. şimdi bak, burda vücut bütünlüğü bizim için ilk kriter, şekil bozukuluğunu hiçbir şekilde kabul etmiyor askeriye ve seninde burnun yapı itibariyle uygun değil...
-hı hı hı hı
-işte bu yüzden seni eledik.. haydi bakalım, üstünü giy, kendine iyi bak
dedi ve ayrıldı yanımdan...
yıkıldım... tek kelime, yıkıldım... ağlamaya başladım, gözlerim patlamak üzereydi... çok kötüydüm, çok kötü bir durumdu bu..ne yapsam da acımı, üzüntümü dindirsem bilemedim... aklıma babama koşup sarılmak geldi ve üstümü giyer giymez tribüne babamın yanına koştum, ağlayarak, sarılarak babamla konuşuyor dert yanıyordum... babamın yüzüne bakamadım o esnada... çünkü baksam da sallamayan bir ifadeyle bana bakacak ve sinirlerim iyice zıplayacak sanıyordum ki kafamı kollarının arasından kaldırıp yüzüne baktığımda o koca adamın gözlerinin dolduğunu gördüm... bana "bu fikir benimdi, amcandan ben para istedim, senin kayıt işlerini annenle beraber yaptık, kusura bakma" dediğinde gözyaşını saklamak için kafasını geriye çevirişini acıyla izledim...
hakkında kafamda türlü hinlikler kurduğum adam , yani babam o cümlesini söylemek yerine beni öldürseydi daha iyiydi...
utançla karışık yıkılmış hislerimle kala kaladım zaman içinde, dakikalar geçmek bilmedi sanki...
hayatımda ilk ve tek o zaman babamın baba olduğunu anlamıştım...
bir tek o zaman babamla karşılıklı ağlamıştım... bir tek o zaman babamın yanında çocuk, babamda benim yanımda baba olmuştu...
toprağı bol olsun... -
39.
+26 -2@1 panpa duygulandım lan. tam baba diceğim onu tanıyacagım zamanlarda toprak aldı onu benden. Allah rahmet eylesin.
@3 Allah rahmet eylesin kardeşim -
40.
+26 -2hayatı boyunca 1 kere sarılmıştır (5-6 yaşlarında olmalıyım hatırlamıyorum tam) hiç anlaşamayız. ama yine de canı sağ olsun.
şu an özel bi üniversitede okuyorum, bölüm birincisiyim ama her günüm ızdırap bana bir kere oğlum diyip sarılmana ölürdüm lan ölürdüm. -
41.
+27 -3en oç baba bana mı denk geldı aq sucum neydı lan benım bı kere gormedım aq adamı adam fransada hayatını yasıo. benım babam annem lan sıkerım babayı falan.eti puf alamayan babam olsaydı lan keske babam olsaydı da ac kalaydım aq serefsızım razıyım lan
-
42.
+27 -4türkiyeye yeni gelmişiz kiradayız cepte para yok, borçlarla uğraşıyo bizimkiler
benim burnumda et var yaş 5-6, geceleri nefes alamıyodum peder valide vs. hepsi başımda bkliyodu
o zamanlar asgari maaş 30 tl bişeydi amk, baya ilaç kullandım bi gib olmadı tanıdık bi doktor bi şurup önerdi iyileşmeye başladım
peder hediye olarak taksitle 100 liralık bigiblet almıştı
3 aylık maaaş amk hala aklıma gelir lan, o an ki mutluluğu birdaha hiç yaşayamadım. -
43.
+23bende anlatım amk..
akülü araba modaydı kucuklugumun bır donemınde. bende babama sureklı bana akulu araba al dıyıp duruyorum ama durum bellı nasıl alsın amk. zaten aman oglum gerı kalma aman oglum madur olma aman ezılme dıye dıye cebındekı son paraları bana veren adam nasıl alsın bana mılyonluk akulu arabayı. mumkun deıldı amk ama cocuk kafası ılla ıstıyorum. bır gun dedıkı aldım gemıye koydular gelıyor .ulan varya dunyalar benım oldu.ama ne zaman sorsam gemıde arada amk. aradan 2 3yıl gectı hala gemıde. bırgun yıne sordum gemıde gelecek dedı.. uzuldum hole cıktım.. annemı duydum sonra nıye soylemıyorsun cocuga almadıgını dedı. babamda soylemem soylemıceksınız. babasının bır akulu araba bıle alamayacagını mı dusunsun cocuk dedı. anneme o zaman caktırmadım lan sıef uzulmesın dıye arada sorardım arabam ne zaman gelecek dıye.. aradan 15 16 yıl gectı sımdı aramızda espırı konusudur hala anlatırız gulerız. -
44.
+24 -2benimde babamla anım yoktur her kalktığında ablamı öper uyandınmı kızım der bana hiç uğramaz o konularda
bigün yine sabah kalktık pazar günü herkez evde en sevdiğim gündür
ablam kalkarken benide kaldırdı beraber oturma odasına gittik yan yana oturduk babamda holden içeri girdi
kızım günaydın dedi ve öptü yanaklarından banada bişeyler dicek zannettim ama demedi işte
beni 1 kere öptüğünü hatırlamam diye laf attım ortaya annemde cocukları ayırma dedi
ama yine aynı babam ders calışcağına bilgisayarda oturuyo diyip alakasız gibtritaktan bir sebeple geciştirdi. -
45.
+21vay be. babam mesleğinden dolayı hastalanmıştı kronik bir hastalık gibi ilaç kullanması gerekiyordu devamlı iş arkadaşları ondan çok önceleri öldüler zaten. birde babam 40 yaşına kadar nerde akşam orda sabah gibi taşşağına denk anasız babasız büyümüş çok büyük paralar kazanmış çok büyük paralar yemiş bir adam. ozamanlarında allahım bana bir düzgün bir eş nasip et çoluk çocuğum olsun başka birşey istemem dermiş. sonra annemle evlenmiş biz olmuşuz sonra aza kannat etmeyi efendi yaşamayı denemiş başarmışta gibindirik bi meslekte biz muhtaç olmayalım diye çalışmaya başlamış hastalanmış. kullanması gereken ilaçları almak yerine eve et ekmek getirirdi çocuklarım yesin diye ilacını almazdı annemede laf ettirmezdi. nefes darlığı çeker yinede beni omuzlarından indirmezdi. babasından çok dayak yemiş 1 keresinde dedem dövdüğünde 1 hafta baygın yatmış hastahanede bu sebeple benim gibi yavşağın önde gidenine bile bir fiske vurmadı.
huzur içinde uyu baba mekanın cennet olsun :(
-
kadınlar kulübü meme dikleştirme foto
-
uçamayan karga selam ne haber sürtük
-
5 online var 3 ü mod
-
cuma gereksizliği
-
düüüt düüüt düüüüüüt
-
açın biriniz yayın yoksa 31 çekmeye gidecem
-
kızım nedenn utanıyorsunn
-
ucan kedi adlı yazarı parça parça yapmak
-
o kadar meme fotosu istemistik
-
temtar ne demek beyler
-
damn gece yeni başlıyo
-
ekşi sözlüğü silkeyim
-
pkk lılar şimdi ne iş yapacak
-
ah be ümit özdağ
-
sigara içmeye kalktım emmiler
-
hüsnü mubareğe neden hüsnü mubarek demişler
-
melek göz sentenza 1970
-
kamyoncu abi 1 hafta içinde
-
kobe bryant abartılmış balon bir oyuncudur
-
nasyonelin yeni hesabı ne
-
beyler memati bizi ekşide kötülüyor
-
mal mısınız gelmeciniz kapadım
-
kavurma pilav mı yapsam
-
bu elemandan korkuyordum
-
ramstein evlilik ne zaman kanzi
-
sozlukte konuscak adam yok
-
yok mu lan dc mc az laflayak
-
bu düğün dernek işleri ne uyuz la
-
milletin osurugu genzimi yakiyor
-
pop müzik ile kalça göbek dansı yapıyorum
- / 2