-
1.
+2 -1Üsküdar da deniz kenarındayım beyler biraz önce aldığım ve hayatımı karartan, ışığımı söndüren haberden sonra gecenin sıkıntısını dalgaların kayalara vurduğu öfke ile anlatabilirdim ancak. bahçemde ki sırtımı dayadığım, gölgesinde uyuduğum tek çınar ağacını kesmişlerdi sanki. bütün uzuvlarimi kaybetmiştim sanki. parmaklarimin arasında duran sigara izmaritini kaldiramamam, kan çanağı gözlerimi ufuktan ayiramamam değildi sorun. Böyle habersizce gitmeseydi hayatımda ki tek dayanağımın. annem yıllar önce kanserden vefat ettikten sonra, bir tek o kalmıştı hayatımda. Tek umudu üniversiteyi okumam ve iş sahibi olmam di. Geceleri taksiye çıkan gündüzleri pazar da çorap satan o adam babam dı. Hastanenin doktorunun tok sesi ve telefonda ki nefes alışı dâhi aklımdaydı.
"Metanetli ol evladım !" -
2.
+1Canımın yanmasıyla kendime geldim. Yaktigim sigara bitmiş parmaklarıma kadar uzanmıştı. Sanki boğazımı sıkan o iki elden bi an kurtulup yutkunmaya çalıştım ve ayağa kalktım. Babamın olduğu hastaneye doğru yolu koyuldum. Beynim bi an olsun çalışmayı bırakmış, gözlerim sadece gerekli yerlerde duraksiyor du çevredeki sesler öylesini susmuş öylesine sessizdi ki kalp atışlarımı zorlanmadan duyabiliyordum. Biraz sonra içinde bulunduğum hastane bundan sonra ki hayatım da unutmayacağım hatırladık ça yumruğumu sıkacağım bir yer olarak kalacaktı aklımda. Danışma ya gidip, babamı soracagimi ve onların bana "müjde babanız kurtuldu !" Diyeceğini düşünüyordum. Gerçek olamazdı, benim babam ölemezdi o güçlüydü.
-
3.
+1Cesaretimi toplayıp ona yanaştım.
- Merhaba ? Babam, babam buradaymış. Beni arayıp gelmemi söylediniz. O nerede ?
-Hastanın ismi neydi ?
-Alparslan. Alparslan kılıç.
-...
Gözlerinin her bir noktasını secebildigim, her mimigine bir anlam vermeye çalıştığım kadın susmuştu. Bir şey söylemeye çalışıyordu. Gözlerimin içine bakmayaşı, içimde ki korkunun fitilini ateşliyordu adeta.
-Babanız... Babanız vefat etmiş. Başınız sağolsun ...
-N Nasıl ? Neden !
-...
-Bir şey şöyle ne oldu ona !
Haykırışlarimin etkisiyle olacak ki beyaz önlüklü kir saçlı bir adam yanıma doğru hızlı adımlar atmaya başladı. -
4.
+1-Sakin ol ! , gel benimle.
Nefes alamamak, karşı koyamamak, söyleyecek bir çok şeyin olduğu halde harflerin ağzından dökülmemesi ilk defa tattığım duygulardı. Hastanenin geniş koridorunu geçtikten sonra kasvetli bir odaya girdik. Otur ! Dedi Doktor
Artık sözleri, komutları umursamıyordum. Emindim inanmıştım babam ölmüştü.
Ancak bu kadar boşalabilirdi dünya, ancak bu kadar sessiz kalabilirdi. Biraz sonra omzumda bir el hissettim. Kafami kaldırdım.
-Nerede o !
- Seni onun yanina zütüreceğim, sadece biraz sakin ol. Sana söylemem gereken önemli şeyler var. -
5.
+1Babamın ölmesine o kadar inanmamıştım ki nasıl oldu ? Nerede oldu diye soramamıştım dahi. Neyse ki doktor sorularıma cevap hazırlamıştı bile .
- Baban bu gece saat 02.16 da arnavutköy taraflarında taksi de ölü bulundu. Polisler klagib gasp olduğunu düşünüyor. Ama ben sana sormak istiyorum. Herhangi bir hasmınız var miydi ? Sizden nefret eden, ve ya daha önce zarar verdiğiniz birisi ? Çünkü bunu yapan her kimse babana karşı bir intikam beslediği kesin...
Onu, onu boğazını keserek öldürmüşler... -
6.
+1Nasıl olabilirdi böyle bir şey ? kim düşman olabilirdi bize. Mahalle de bizi tanıyan hiç kimse yoktu. Annem vefat ettikten sonra 1+1 bir eve taşınmıştık ve bu eve girdigimiz den beri ne babamın ne benim bir sosyal hayatım vardı. Tek amacımız yaşayabilmek. Bir arada kalabilmek ti. Babam, sabah evden çıkar pazara gider, ben ise okula giderdim. Öğle üstü geldiğimde çalıştığım organizasyon şirketine gider oradan farklı otellere garson olarak yönlendirilirdim. Babam sa oradan taksi durağına geçerdi. iyi ama kimdi bu adamlar ? nasıl yapmışlardı böyle bir şeyi ? gerçekten gasp olabilir miydi ? Düşündüm ve bi çıkış kapısı bulamadım. Kafami toparlayıp doktora cevap verdim.
- Bizim hiç düşmanımız yok! Neden olsun ki ! Biz kimseye bir şey yapmadık.
- Peki. Sakinleş. Şimdi babanın yanina gidip onun olduğundan emin olmamız gerekiyor.
Bir yanım ona sarılıp her şeyi bir kenara atıp ağlamak istese de, korkuyordum. En son Annemin cesedini görmek için girmek istediğimde babam engel olmuş, "sen burada kal ! her şey düzelecek merak etme." Demişti. Peki ama şimdi kim engelleyecekti beni , kim dur diyecekti ? Kim söyleyebilirdi her şeyin düzeleceğini ? -
7.
+1Biraz sonra hastanenin merdivenlerinden inerken bulmuştum kendimi aşağısı karanlık ve fazlasıyla soğuktu. ilk kez bir morg'a girecek ilk kez bir ölü görecektim. Üstelik bu ölü babamdı. Morg da bizi, gerçekten bütün duygularından arınmış, kel tıknaz, top sakallı bir adam karşıladı. Doktor seslendi;
-Erdem bey, Alparslan kılıç i göreceğiz.
Erdem bey hiç tepki vermeden babamın bulunduğu yere yöneldi. Dolaba benzer yerlerden birisini açtı. "Burada !" Dedi
Korkuyordum, fakat yapacak hiç bir şeyim yok tu.yanaştım... bu babamdı istemsizce kendimi üzerine bıraktım kollarımı,buz kaplamış vücuduna öyle sarmıştım ki, doktorun beni ayırmak için sarfettiği çaba boşunaydı. Ağlıyordum, çocuklar gibi ağlıyordum hıçkıra hıçkıra, bağıra bağıra ağlıyordum. insanın canı nasıl bu kadar acıyabilirdi ? Nasıl bu kadar çok isteyebilirdi insan birisine tekrar hayat vermeyi...
Doktorun; yalvarırım ! Yeter artık. Diye söylenmesinin ve erdem bey denilen ruhsuz adamın beni babamın üzerinden çekip atmasından sonra yukarıya çıkartıldım. Bi sandalyeye oturmuş, gözlerim belli bir noktaya kilitlenmiş, hıçkırıklarıma hakim olmaya çalışıyordum ama nafile. Hala ismini bilmediğim doktor ;
- Kalacak yerin var mi ne yapacaksın ? Dedi.
- Başımın çaresine bakarım. Sağolun.
- Bak evlat. Yaşın daha çok genç biliyorum bu senin için bir travma ama kendini toplamalısın. Babanın katilleri bulunacak. Onu dert etme yardım alabileceğin yerler var. Bu benim kartım ne zaman desteğe ihtiyacın olursa ara.
"Babanin katilleri" Bu kadar cümlenin için de adeta beynime bir ok gibi saplanan cümleydi bu göz yaşlarımı sildim. Ayağa kalktım, teşekkür ederim efendim. Dedim
- Bekle, kapıda polis arkadaşlar bekliyor. ifade vermeni isteyecekler.
- Tamam ben ilgilenirim.
Odadan çıktığımda köşe de bekleyen iki polisi gördüm. Yanlarına doğru yürüdüm. Babam hakkında konuşuyor olacaklardı ki ben gelince toparlanıp yüz ifadelerini değiştirdiler. -
8.
+2-Alparslan kılıç'ın oğlu sen misin ?
- Evet.
- Bir kaç soru sormamız gerekiyor kantine geçelim.
kantine geçtik, sessiz bir yere oturduk.
-Babanı en son ne zaman gördün ?
- Dün sabah, ben okula giderken kahvaltı yapıyordu.
- Herhangi bir anormal hareketi var mıydı
-Hayır her zaman ki gibiydi.
- Çevreniz de ve ya eskiden kalan bi düşmanınız var miydi şüphelendiğin biri ? Tek bir isim yeterli !
- Yok memur bey ! istanbul da bi kaç akrabamız vardı. Onlar da durumlar iyice bozulduktan ve annem vefat ettikten sonra irtibatı kestiler. Bize neden zarar vermek istesinler !
Üstüme gelmek istemeyen, öfkemin farkında olan polis arkadaş daha fazla zorlamayıp "pekala herhangi bir gelişme de sizi arayacağız" deyip konuyu kapattı. Babamın cenazesi perşembe günü öğlen namazını müteakiben kaldırılacaktı. Hastaneden çıktım. Sadece eve gidip düşünmek istiyordum. içime yerleşen öfke öyle hızlı nüfuz etmişti ki bir an da bir parçam olmuştu. Ve o parça intikam alınana kadar girmeyecekti.
Saat 05.12 evdeyim müthiş bir sessizlik gökyüzünde gri bulutlar, bütün evreni kapatmış sanki.
06.18 cebimde ki parayla en fazla üç gün yaşayabilirim. Son dört sigaram.
06.40 intikam geç alınmamalıydı. geç alınmamalıydı ki onun gözleri oyacak kadar öfkeli olabileyim. Son sigaram.
Öğlen babamın cenazesi olacağı için kalkıp hazırlanmaya başladım. Karşısında böyle berduş görünmek istemezdim. -
9.
+2Vakit gelmişti. Çıktım, cenazenin bulunduğu yere doğru yola çıktım. Babamı getirdiler, hiç bir akrabam, hiç bir dostum, hiç bir tanıdığım yoktu. insan ancak bu kadar dibe vurabilirdi. Titreyen ve hızlanan nefes alışlarım, beni tamamıyla isyana itiyor, içimden var gücümle haykırmak, ellerimi duvarlarda kırmak geliyordu. bir kaç görevli ile birlikte babamın cenazesini sırtladık. Mezarlığa doğru yöneldik. Ellerim dizlerim titriyor ama sakinliğini koruyordum. Tabutu indirdik. Babamı ben gömdüm. Son bir kez veda ettim. Mezar taşı için biraz para istediler. Getirecegimi söyledim. Lanet olsun ki babamın mezar taşı için bile param yoktu. Artık bunları bir kenara atıp toparlanmanın zamanıydı. hafif şekilde yağan yağmur ve kasvetli hava, ruhumu karartıyor, beni iyice depresyona sürüklüyordu. Eve geldim. Ne yapacagimdan bi haber öylece oturdum. Bir şeyler atıştırmaya çalıştım, olmadı. Bi sigara yakıp düşünmeye başladım. Bunu yapan her kimse onu bulmalı ve bunun hesabını sormalıydım. Şüphelenebilecek tek bir kişi vardı. Babama bunu yapabilecek tek kişi.
-
10.
0Zamanında halam serserinin birine kaptırmıştı gönlünü herifin dosyası baya kabarikti. Adam yaralamadan mekan basmaya kadar her piskopatligi yapmıştı. Her ne kadar babam uzak dur desede dinlemedi, evlendi bu adamla. ilk aylar sesleri çıkmadı sonra sonra babam bi kaç kere halamın vücudun da morluklar felan görmüş ne olduğunu sormuş, halam hep bir bahaneyle geçiştirmişti. Zamanla öğrendik ki dövüyormuş kadını. Bunun üzerine babam halamı eve almış ve o adamdan boşamıştı. Daha sonra tanıdığı eli ayağı düzgün bi adamla evlendirince de, bu manyak bizim evi basmış camı pencereyi indirmişti. Aslında olayın o zamanlar kapandığını biliyoruz hepimiz ama herif pgibopat belli mi olur diye düşündüm.
Ne yapacagimi ona nasıl ulaşacağami düşünürken uyuya kalmışım. Telefonun sesiyle uyandım. Tanımadığım bir numara arıyordu açtım.
- Efendim ?
- Turgay sen misin ?
- Evet siz kimsiniz ?
- Baban hakkında konuşmamız gerek babanın çalıştığı durağa gel, seni bekliyorum.
Daha önce bir kaç kere babamın yanina durağa gitmiştim ama kimse beni tanıyor olamazdı. Gittiğim zamanlar kısa süre durmuş babamdan anahtar alıp dönmüştüm. Arayan her kimse bir şeyler bildiği kesindi. Hemen yola koyuldum durağa yaklaşmıştım ki tekrar telefon çaldı. Arayan aynı numaraydı. Durağa girmememi karşı da ki kahve ye gelmemi söyledi. Anlayamadigim bir şekilde adamın verdiği komutlara uyuyordum. -
11.
0Mekana girdim, siyah parka lı uzun boylu kaytan bıyıklı iri yarı bi babayiğit ayağa kalktı, ona doğru ilerledim. Yanına gider gitmez sarıldı bana .
- başımız sağolsun aslanım. Dedi
- Dostlar sağolsun. Ben, sizi tanıyamadım ?
- Otur hele, konuşacak çok şey var. Aga ! Bize iki çay... Ben babanın çok eski bir ahbabıyım. onunla istanbula beraber gelmiştik. Cebimizde ekmek alacak paramız dahi yoktu. Akşamları sığınacak bir yer bulur yatar sabah yevmiyelik işlere koşturur, karnımızı doyurmaya çalışırdık. babanla yaklaşık üç dört ay böyle yaşadık. Daha sonra inşaata kalifiye eleman olarak başladık. Karnımızı doyurup iyi kötü bir ev tuttuk. Zamanla patronun gözde elemanı oldu baban. Patron, tam para babası. Bi gün alparslan la mesaiiyi bitirdik eve doğru giderken çok düşünceli gördüm onu ne oldu dedim birader kafanı kurcalayan nedir ? Patron dan is teklifi almış yanına şoför olarak istemiş babanı ne yapayım bir akıl ver dedi. O zamanın parasına göre aldığımız maaşın iki katı teklif vermiş adam. Git dedim durman hata ! Demez olaydım dilim kopaydı da demez olaydım.. -
12.
0Baban işe başladı. iyice toplamıştı kendini o aralar. Birde üstüne annenle tanışınca hemen yaptılar nişanı. iyi hoş ilerlediler bende kendi yağımda kavruluyordum. Hatta her şey o adar oturmuştu ki Aytenin hamile olduğu haberini aldık. Baban tam bayram havasında. Sen doğdun, Aradan bir iki ay geçti, baban beni aradı konuşmamız lazim dedi. Vardım gittim yanına
- Aga hayırdır sıkıntı ne ? Dedim
- Aga sorma Ayten, Aytenin kanser olduğunu öğrendim. Tedavi edilmesi gerekiyor, çok para lazim ne yapacagimi bilmiyorum dedi.
Yıkıldım. Baban çok severdi ayten i öyle böyle değil. Böyle de bi şok yaşayınca o an ki sıkıntısı hiç gitmiyor gözümden nasıl teselli edeceğimi bilemedim. Patron geldi aklıma aga dedim git bi şansını dene bir şey kaybetmezsin dedim. Gerekli olan para öyle üç beş kuruş değildi, baya yüklü bi mebla. Nasıl olur dedi adam verir mi durduk yere bilmem kaç bin lirayı ? Olsun dedim dene şansını dedim. Gidip sormuş. ben hayatım da bu kadar sağlam darbe görmedim. Düşene bir de o vurmuş resmen. Masrafları karşılarız demiş karşılarız ama sen de benim nakliyatımı yapacaksın. Ne nakliyatı neyin nakliyatı demeye kalmadan durumu uyanmış baban. uyuşturucu tacirliği yaptıracakmış babana pislik herif. Babanın eli mecbur karısının hayatı var işin ucunda sığınacak başka hiç bir yer, kaçacak başka hiç bir kapı yok. Mecbur kabul etmiş. Gel zaman git zaman annen hastane de baban dışarda yaşam savaşı verdi. Annenin tedavileri yapılıyor özel hastahanelerde bakım görüyordu. Ama baban diken üstündeydi, yeri geldi arabasında 40 kilo 50 kilo uyuşturucu taşımıştı. Hayatının yanması an meselesiydi. Ayten daha fazla dayanamadı vefat etti. Babanın hayatı kararmıştı. Tüm dünyadan irtibatını kesti uzun bi zaman haber alamadım babandan bu arada patron da onu arıyor tabi. -
13.
0Baban ortaya çıktı oturduk konuştuk şoku atlatamamış bir süre çıkamamış evden. Ne yapacam be Fırat dedi ne yapacam ? Elimde bi sabi ile kaldım ortada iş desen zaten iki ucu taklu değnek. Konuştuk biraz sakinlestirdim. işi bırakacağını, bundan sonra adam gibi helal para kazanacağını söyledi. Destek oldum bırak dedim iş kuralım beraber. Gitti patronun yanına konuştu.Tümünü Göster
- Usta selamın aleykum.
- Aleykum selam Alparslan yüzünü gören cennetlik nerelerdesin ?
- Usta hanımı kaybettim.
- Başın sağolsun koçum. Üzme kendini sen elinden geleni yaptın ..
- Usta, ben daha fazla yapamayacağım bu işi. Buraya bunun için geldim defteri kapatalım. Sen yoluna ben yoluma.
Patron gülümsedi yanında ki elemanına, ne diyor lan bu ? Dedi.
-Bak aslanım bu işe seni ben soktum ben çıkarırım. Hangi defteri kapatıyorsun ulan sen ? Neyle ödeyeceksin sana verdiğim onca parayı !
Baban hiddetle kalktı ayağa,
- Çalışmıyorum ulan ! Vuruyor musun , asıyor musun ne yaparsan yap. Gencecik çocukları zehirlemene yardım etmeyeceğim artık !
Dedi, çektik kapıyı çıktık. Böyle adamlar insan öldürmekten zevk alır, yanlarında da yine öyle adamları barındırırlar. Bunun hep yanında gezen bi adamı vardı. Ümit...
Bu adamı hiç unutma aslanım. Tam bir ... çocuğu insanın bütün organlarını söküp tekrar takabilir. Patron babana büyük kin beslemiş olacak ki bu adamı peşine takmış baban hayatını tam düzene sokmuş her şey yolunda giderken bi ara vuruldu. iki mermi yedi, biri omzuna diğeri kaburgası'na uzun süre komada kaldı. Sen kucağımda ben hastane bahçesinde gözlerini açmasını bekledik. Baban uyandı ama patronun adamları kapıdan cesedi çıkmadan gitmeyeceklerdi. Babanla ilgilenen doktor kucağımda seni ve benim perişan halimi gördü günlerce. gidip onunla konuştum durumu aynen anlattım. Buradan bir boş cenaze çıkarmamız gerektiğini söyledim. Has adammış yardım etti çıkardık bir cenaze babanın boş tabutunu gömdük döndük. Bi kaç gün sonra baban uyandı aldı seni gitti başka bir semte hayatını düzene soktu. Ara sıra beni arar ben onu arardım senden bahsederdi, ne kadar büyüğünden çalıştığından eve para getirdiğinden. Fakat babanda öyle bir şans vardı ki gece saatinde taksiye aldığı adam Ümit'ın ta kendisiydi. Baban ne kadar gözü isirsada sormaya cesaret etmemiş ümit denen şerefsiz de tanıdığını belli etmeden alakasız bir yerde inmiş.
Baban biraz bahsetti telefonda emin değilim ama çok benziyordu. Diye bu adam da bi neşter hastalığı varmış baban anlatıyor du, defalarca şahit olmuş yanında ümit in kafa kesmesine bu olaydan tam iki gün sonra tam da babanın bahsettiği yerde neşterle boğazı kesilmiş babanın.