-
26.
+4Rize'yi sevmediğim için önceden gitmek istiyordum. gitme günü geldiğinde okuduğum kitap insanların basit canlılar olduğunu, ama dünyadaki en tehlikeli hayvanın bir insan tarafından öldürülebileceğini söylüyordu (bahsettiği teknolojiydi yani). bende bundan özenip deftere karşılaştığım insanların özelliklerini yazıyordum (otobüste başınızda bekleyenler, mağazanın kapısının önünde duranlar, insanları kıyafetiyle yargılayanlar vs.) annem ve kardeşim önde oturuyordu benim yanımda da hippi kılıklı bi' abla vardı (annem sağolsun küçüklükten beri beni ablaların yanına koyar) işte göz ucuyla okuyor. neden bunu yapıyorsun diyor. gerçek cevabı söyleyemezdim.
-birinden intikam almak istiyorum
+(gülümseme) peki sonra ne yapacaksın
-kendimi rahat hissedeceğim
Birden hippi abla abiler edasıyla intikam seni üzer felan dedi sanki fetva veriyor. tamam deyip geçiştirdim. bana Bluetooth'unu aç dedi neden dedim, sen aç dedi. açtım. amk hippisi resim attı bu kitabı oku dedi tamam dedim. beyler insan üzerine en iyi kurgu taht oyunlarının kapağını atmıştı. ama neden ismi söylemedi de resim attı hala düşünürüm. -
27.
+5Samsun'a geldiğimde kitapçıdan direk aldım kitabı tabi babama aldırmıştım parası bitsin diye. penguen kitapevi bilenler bilir çiftlikte ikinci arada hep oradan alırım. satıcı dizisini izliyor musun felan dedi yok dedim ayraç aşırıp çıktım. okulun başlamasına 1 ay felan kalmıştı bende sıkılıyordum kitabın kapağını açmadım. sonra yakın bir arkadaşım GoT izliyor musun dedi.
-GoT ney amk
+dizi
-yok konusu ney
abla gibi anlattı işte bende kitabı açıp okumaya başladım. bitireyim dizisini izlerim dedim ama 3-4 kitap varmış hemde 2 kısımlı. ilk kitabı okumaya başladım işte. babamdan farklı bi şekilde intikam alabileceğimaklıma hiç gelmemişti. -
28.
+5kitabı okudukça kimsenin iyi olamayacağını öğrendim. pgiboloğa bu düşüncemi açınca (bu arada fakültede gittiğim 6 ay başka bölüme gitti bende başka doktora gitmeye başladım) bana haklı olduğumu ama bunun önemli olmadığını söyledi. kendimi bi an seven filmindeki dinci katil gibi hissettim amk. pgibologdan çıkınca bu konu kafamı kurcalamaya başladı. düşünüyordum. eğer tanrı gerçekten varsa bu dünya daha güzel bir yer olmaz mıydı? umutsuzluğa batmıştım kurtuluş yok diye düşünürken ilk defa bir kıza sıcak duygular beslemek beni belli bir süreliğine kurtardı.
-
29.
+4insanların farklı olanı sever. rusların esmer, türklerin sarışın sevgisi gibi. bir yerde okumuştum farklı olan sıradanlıktan kurtarabilecekmiş gibi geliyordu. arkadaşımla konuşurken uzun zamandır sevgilim yok dedim ve tam benlik birinin olduğunu söyledi. sessiz kaldım. mesaj atacağını söyledi. ne yapıyorsun demeye kalmadan instagram linki attı ve çevrimdışı oldu. whatsapp haricinde birşey kullanmadığım için girdiğimde tahminen resimlerin olacağı yerde kilit işareti vardı. tekrar mesaj attığımda bana iki sc attı. karşımda duran kız beni zayıf noktamdan vurdu diyebilirim hehe. ethernal sunshine of The spotless mind'dski kate winslet, blue is The warmest colour'daki lea seydoux ve scott pilgrim'deki kız. hepisinin ortak noktası renkli saçlı olmalarıydı. tek ekgib uzun isimli bir filmde oynamamış olmasıydı. gece vaktiydi. ben hala kendime güvenmeyen biri olduğum için açıp dizi izledim amk. whatsapp web açıktı. film izlerken bi mesaj geldi açtım resmini at diye. kesin troll dedim. oberyn reyizin şoku üzerine girdim küfür edeyim dedim şu bine profile girince baktım arkadaşımın dediği kız.
-
30.
+5hayatımda sadece vegibalık ve birkaç okul fotoğrafından başka pek fotoğraf deneyimi olmayan ben dini popülarite olanların tanrısı retrica'yı indirdim bi saat de fotoğraf çektirmeyle uğraştım iyi kötü bir tanesini attım ve hazin sonla karşılaştım. kızın saçının sonradan mavi olacağının sinyalcisi mavi tik hehehehe. aynanın karşına geçip küfür ettim ve sivilce patlattım (o zamanlar burnumda çok sivilce vardı). bu olaydan sonra take me to church dinleyerek içki ve sigarayı ayna anda tüketme buluşum tütün kolonyasını içmek istedim. 80 derece yazısı beni kör edeceği için vazgeçtim o gece yatakta neden diğerleri gibi olamadığımı düşünerek dönüp durdum.
-
31.
+5Bu olay çok fazla canımı sıkmıştı. insanlara bakışımı değiştiren babamdı ve ben nefret ediyordum. insan içine çıkamaz oldum. 2-3 ay evden çıkmadım. benim önemsiz biri olduğumu bundan yıllar önce öğrenmem gerekirdi ama bu haksızlıktı. belki ilk defa bu kadar ümitsiz olmuştum. hatırlamıyorum. anneme hiçbir şey söylemedim. kendi dertlerine benimkiler de yüklenmesin diye 2 ay boyunca bir deftere içimden geçen herşeyi yazdım (bu arada söylemeyi unutmuşum kusura bakmayın keman çalıyorum) evimiz hala sobalı olduğu için kışın kemanımın telleri kopmuştu. babamın bana aldığı kemanı elime aldım ve the women çalmaya başladım (sherlock dizisini izleyenler bilir sherlocked teması). ve sonra kemanı parçaladım ve bir kenara attım. arada sırada arkadaşlarımla içtiğim sigara vardı ama babamdan kalan birşey olarak votka içmeyi severdim. normalde çok hafif sigaralar içen ben kulaktan dolma bilgiyle monte carlo ve istanblue votka aldım. annem zaten saat 7'de eve geliyordu. sigarayı yaktım ve yine babamdan gördüğüm çay bardağına doldurup sek içtim. sanki düşüncelerim votka gibi su gibi kanıma karışıyordu. kafam allak bullak olduktan bir süre sonra ikisini de bırakıp ağlamaya başladım.
-
32.
+4hayatımda annemden başka hiçbir kadına bağlanmamıştım. yani tamam adele exarchopoulos, scarlett johansson'a felan güzel derdim ama kimse için ağlamadım, çıkarım haricinde hareket etmedim. sanki biri beni cezalandırıyor, intikam alıyordu. birden herşey rüya olabilir mi diye düşündüm. bunun gibi bir olay yaşamıştım. arkadaşımın öldüğünü rüya sanmıştım. çok küçüktüm o zamanlar kreşe bile gitmiyordum. neden herkes ağlıyor diye sormuştum. gerçi ben her zaman aptaldım. ilkokula başladığım zaman kimse beni oyunlara almazdı kardeşlerim. her zaman kenarda izlerdim tüm olan biteni. belki siz de yapmışsınızdır pet şişenin ucunu delip su fışkırtırdınız. kollarım çok güçsüzdü. deldiğimde o kadar mutlu olmuştum ki... hemen bahçeye koşmuştum gülerken bir yanda da sıkıyordum. kim bilebilirdi ki mutluluğumu bölenin bir yumruk olacağını. daha birinci sınıftım dıbına koyim. ortaokuldan biri atmıştı. elimden kayıp düşmüştü. bende düşüp dizimle dudağımı kanatmıştım. ağlamaya başladım. ama onlar gülüyordu. beni tekmelediler kardeşlerim. size yalan söylemiyorum. pet şişeye uzanan elimin üstüne bastılar. evet biliyordum. eğer bir tanrı olsaydı dünya adaletli bi yer olurdu.
-
33.
+6Kendi kendime anlatmış gibi hissediyorum okuyan var mı aranızda?
-
34.
+3votka henüz bitmemişti. umurumda da değildi zaten. alıp odama zütürdüm ve biraz uzandım. telefonumdan en sevdiğim şarkı olan take me to church'u açmıştım. annemin gelmesine daha saatler vardı. aşık olmamıştım ama onu düşündükçe burnuma tuz kokusu geliyordu. tuzlu suyun kayalara vurarak çıkardığı haşin ses kulaklarımı çınlatıyordu. hiçbir zaman benim olmayacaktı. bana çok uzaktı. onun diğerlerinden ne farkı vardı ki? insanı fiziğine göre yargılayanlardan biriydi sadece... kalktım ve aynaya baktım. bana bakan bir çift siyah göz vardı. öfkemin arkasında sanki bir kuş gibi çırpınan birşeyler vardı. görüyordum. sevgiydi bu. içimde ufacık kalmıştı ve neredeyse bitmek üzereydi.
Not: Kusura bakmayın geciktirmek istemedim yemek yiyip geldim. -
35.
+3biraz internette takılayım diye telefonumu aldım. telefonum hala lumia 520 idi. kardeşimin telefonu benden kat kat daha iyiydi. alışmıştım artık insanların fakir diye dalga geçmesine... biraz youtube'da takıldıktan sonra devrimci ceketimi giydim. sigarayı cebime aldım ve tekrar aynanın karşısına geçtim. kendime küfür ediyordum. elime geçen ilk şeyi aynaya fırlattım. kapının hemen yanında olduğu için çıktım dışarı doğu park'a gittim.
-
36.
+1 -3Paten kayanları oldum olası sevmezdim zaten. her taraf onlardan doluydu. kayalıkların karşısında durdum. boğazımı yakan monte carlo'yu tekrar yakıp dudaklarıma zütürdüm. elimi siper edip çakmakla sigarayı yaktıktan sonra denizi izlemeye başladım. derin düşünceler yine peşimi bırakmadı. yoktu işte. bir yaratıcı yoktu. varsa neden hiç yanıma uğramamıştı ki? yürümeye devam ettim. hepsinin cezası verilmeliydi. ama verilmiyordu işte. sadece yürüdüm. rus pazarının oradan yukarı doğru çıktım ve babaannemin evine gittim. muhtemelen babam oradaydı. yumruklarımın sıktım. bu sefer hazırdım.
-
37.
+6zili çaldım. açılınca hemen yukarı doğru çıktım. açık kapıdan ayakkabılarımı çıkarmadan girdim. bana ne yapıyorsun lan diye tokat attı. bir daha karşıma çıkma diye suratına tükürdüm. bana yumruk atınca yere düştüm tabi. Dudağım kanıyordu. Benden daha uzundu ama elim yüzüne geliyordu. atlayıp yumruk atacaktım ama mal eder diye yapmadım. çenesine bir tane yumruk attım tabi yere düşmesi sadece başını çevirdi biraz bende aha sıçtık diye geçirdim içimden direk kapıdan çıktım. babaannemde kalıyordu kalorifer yakmamak için. bir tane taş aldım sokak kapısından çıkınca cdıbına attım kırılmadı tabi. baktım apartmandan ayak sesleri geliyor koşmaya başladım geldiğim yoldan sağa döndüm amk ilk çıkan sokağa girdim. sonra kapısı açık apartman aradım bulunca direk girdim bekledim bi 15 dakika sonra çıktım eve doğru gitmeye başladım.
-
38.
+4hiçbir şey yapasım yoktu. arkadaşlarımızla buluştuğumuz bi okul vardı çiftlikte bilen bilir. oradan geçiyorum şans ya kimse yok amk. bende direk eve çıktım. işte whatsapp'dan bu kızı tanıyan birkaç kıza mesaj attım böyle böyle diye bunlar işte olur aynı kafadansınız felan. birgün birisi dedi işte olmaz diye bende tamam dedim biliyordum zaten. kafamı boşaltmak istiyordum biraz. birkaç hafta geçtikten sonra kardeşim Rize'deydi anneannemle birlikte geldiler. anneannemi sevmiyordum ne yalan söyleyeyim. baban senin deli kafasız pislik felan diyordu. bunu demesi benim sinirimi bozuyordu zaten. ne zaman göz kulak olmam istense kendi kafasına göre hareket edip yola atlıyor amk. bana ikide bir kuran'dan vaaz veriyor televizyonu açmıyor ben açınca kabe kanalı açıyor amk. hastanede yattıktan sonra kendime gelmem için atacağım ilk adımlardan birini atmam için bir yere gönderilecektim.
-
39.
+4gideceğim yer tekrar Rize'ydi. her şeye rağmen havası güzeldi. bazen çam, bazen ıhlamur koktuğu için severdim ama içinde bulunanlar bana burayı bir türlü ısındıramazdı. yolculuk boyunca dönüşüm okudum. Arta kalan vakitlerde insanları izlerdim her zamanki gibi. ağlayan çocuklar, kendi kafalarından hadis uyduran namus bekçileri sanki beynimi esir almıştı. gözlerim çıkış noktası bulabilmek için her köşeyi tırmaladı. yarım uykularımdan sonra derepazarı'na varmıştık. bavulları aldım ve bi' taksiye bindim. anneannem evimizin yerini söyledi ve çakıllı yollardan geçmeye başladık.
-
40.
+3aklımda tekrar birini görmek vardı. baştan beri bahsedip bahsetmemekte kararsız kalmıştım. gözlerimin aradığı deniz gözlü bi' kızdı. Gözlerimiz birkaç defa buluşsa da konuşma fırsatım olmamıştı. burayı bana sevdiren tek şey kızın gülüşüydü. şansızlığım tekrar hoy gösterdi ve tabiki kızı göremedim. eve geldiğimde sisli hava zaten gözlerimi yormuştu yatağa uzandım. biraz uyuduktan sonra kalktım ve aşağı indim. yeni yarıcılarımız vardı belki kafa dengidir diye sessizce aşağı indim. motor sesleri geliyordu. annesi ayşe teyze ile tanıştık ve birazdan geleceğini söyledi. bende iskemleye oturup kara kara düşünmeye başladım.
-
41.
+2birazdan oturduktan sonra Mustafa abi geldi. tokalaştık. beni yanına davet etti ve ben de onu izleyerek aşağı doğru indim. biraz bana üniversitedeki siyasi sorunlardan bahsetti. ben sadece başımı onaylamak amaçlı salladım. yanında abisi de vardı. yalnız kaldığımızda ona kızdan bahsettim. ismini bilmediğini ama gördüğünü söyledi. ismini öğrenebilir miyiz dediğimde öğrenebileceğini söyledi. sonra yukarı doğru çıkarken bende etrafı izledim. köydeki evimiz küçük bir tepenin üstünde yani yokuştan çıkıyoruz. çıkarken sigara içti ben tek kelime etmedim. içimden şarkı söylüyordum. aklıma şeker portakallındaki zézé geldi. kitabın içeriğini hatırlayıp hüzünlendim.
-
42.
0Bu arada hikayeyi bu kadar uzatabileceğimi düşünmüyordum o yüzden kızdan bahsetmek istemedim rahatsız olan varsa bitirebilirim.
-
43.
+3Not: bahsettiğim kız, domuz avında bahsettiğim zaman diliminde karşılaşmıştım. yalan söylemiyorum.
kendimi kızı düşünürken biraz suçlu hissettim çünkü ilk kez birine birşeyler beslediğimde kapanmayacak yaralar edinmiştim. hala ona birşeyler besliyordum ama elimden birşey gelmiyordu. kör duyguların içinde kaybolmuştum. yukarı çıkınca eve girdim. biraz ip atlayıp stres atmak için aşağı tekrar indim ve atlamaya başladım. çabuk sıkılmıştım. yapacak pek bir şey olmadığından tekrar eve çıkıp uyudum. uyandığımda Mustafa abi karşıda işinin olduğunu ve kızın muhtemelen orada olduğunu söylemişti. dediğim gibi kızı az görmüştüm. birkaç kere bana bakmıştı ve ben gülünce gülümsemişti. karşıya gittiğimizde 4'lü bir grup vardı. kızı tanımıştım. uzun boylu, kirli sarı renginde saçları olan mavi gözlü bir kızdı. göz ucuyla baktım gözlerini kaçırdı. ilkinde yaşadığım olaylar aklıma geldi ve önüme bakarak yürümeye devam ettim. -
44.
+3kendi kendime kötülüyordum herşeyimi. galiba bu size de çok oluyor. önceden yaptığınız birşey aklınıza gelince utanıyorsunuz değil mi? ben o sıralar sürekli bunu hissediyordum. bir daha kendimi bulamayacakmışım gibi anlamsız bakıyordum herşeye. hiçbirşey beni kurtaramazdı. öyle de oldu. birkaç gün sonra Mustafa abi kıza söylediğini kız da kesin hayır dediğini söyledi ben kendime içimden küfür ederken birşey daha var dedi. ne olduğunu sorunca kızların 3'ünün beni yakışıklı bulduğunu söyledi. ben buna inanmadım ama ısrarcıydı. biliyordum kendimi yakışıklı bulduğumu düşünsem tekrar üzüleceğimi. sessiz kaldım. geceler birbirini kovalarken gözüme tek damla uyku girmedi.
-
45.
+4uyku tutmayan bir geceden sonra Mustafa abi beni kaldırdı ve karşıya gideceğimizi söyledi. oflaya puflaya kalktım. giderken kızı gördüm. bana bakıyordu. Mustafa abi kızlarla konuşmaya gidince kız uzaklaştı amk. şansımı gibeyim. bende tüm yol boyunca başım eğik düşündüm. çay sattıktan sonra eve geri döndük. yatağa gidip yattım. ağlamak istedim ama gözümden sadece 2 damla yaş geld.
-
-
1.
0Panpa devam et
-
-
1.
0işlerim var hemen bitirip geliyorum
-
2.
0Tamam panpa bekliyorum
-
1.
-
1.