+3
-1
#3075:
Beyler iyi okuyun derim.
Hiç unutmam 1990 yılı.
Babam Odtü inşaat mezunu. Maddi durumumuz gayet iyi, babamın kendi inşaat şirketi var. Birsürü oyuncağım var, Çankaya'da köşke yakın bi yerde kocaman bir evde oturuyoruz, tatiller hep yurtdışında vs... (Resimlerden biliyorum.) Zenginiz yani.
Babamın işleri ters gidince battı. Borçları kapatmak için ne var ne yok satıldı, önce arabalar gitti, sonra ev gitti, Çankaya'dan babamın büyüdüğü mahalle olan Tuzluçayır'a taşındık kiracı olarak. Ama yaşım 6, olayın farkında değilim, mutluyum yinede.
Birgün gazetede resim bakarken "Evde tek başına" filminin rekldıbını gördüm, sinema olduğunu bildiğim için hemen babamın yanına koştum. Babamdan beni filme zütürmesini istedim.
Annem bunalımda zaten, 5 kuruş para yok, bide sinema nerden çıktı diyor vs...
Babam beni zütürdü sinemaya. Mavi halk otobüsüyle Kızılay'a gittik. Sanırım Kızılırmak sinemasıydı, babam 1 kişilik bilet almış. Parası çıkışmamış belli ki, ama bana başka bilet kalmadığını, sadece birimizin filme girebileceğini söyledi. Seçimi yazı-tura atarak yaptık, ben çıktım elbette.
Sinema bitti, evimize gideceğiz ama yol paramız dahi yokmuş, eve Kızılaydan yürüyerek gittik ama çocukluğumun en güzel, en mükemmel saatlerini yaşattı bana eve gidene kadar...
Eve geldiğimizde annem yoktu. Not bırakmış, gitmiş.
"Ben kendi filmimde oynamaya devam etmeye gidiyorum. Sana iyi şanslar... " diye.
Dedem varlıklı ama pintinin önde gideniydi hep, babamı da sevmezdi. Annem onun yanına gitmiş. Gelmedi geri hiç. Babam da çok sorun etmedi bu gidişi.
O gün o notu okuduğunda bana şunu demişti, daha dün gibi hatırlıyorum.
"Oğlum, yumurta kırmayı öğrenmen lazım en kısa zamanda."
Yahu, tepeden en dibe inmişsin, karın seni terketmiş, 6 yaşında velet ile başbaşa kalmışsın, hala espiri peşindesin...
Meğersem hayatta başarının sırrı buymuş, pozitif olabilmek.
Merak edenler olur benim sonumun ne olduğunu, bende inşaat mühendisi oldum ama itü mezunuyum.
Babamda sonradan işleri toparladı, durumu iyi, merak etmeyin...