-
40.
0az yazsana amk
-
39.
0Bi ben mi okuyorum lan
-
38.
+3Babam o günden sonra şeçimlerimde baskıcı bir tutum takınmadı. Okuluma gidiyor, diğer arkadaşlarımın çoğu hecelerken öğretmenimin bana verdiği cin ali, kuzu ve kurt gibi basit çocuk kitaplarını okuyordum. öğretmenime gelince 1.70 m boylarında, göbekli, bıyıklı, bazen çok sert bazen çok sevimli olan bir adamdı. Bizim eğitimimiz için kendi parasından dahi harcama yapar, bize çocuğu olmadığı halde çocuk kitapları almıştı en başta. Fakat bilirsiniz, eğer köyde yaşıyorsanız ve tarlalarınız, hayvanlarınız varsa öğretmenler potansiyel iş gücünü çalan, çocukların aklına şehir hayalleri ve olmayan fırsatlarıyla, gerçekçi olmayan boş düşünceleri çocukların aklına ekiyormuş gibi düşünen insanlarla doludur. Aslında bir bakıma doğrudur bu. Çünkü öğretmen oradaki insanların çamura batmaktan dahi keyif aldığını unutup, sürekli işkence çekiyormuş gibi bir halleri olduğuna inanır. Bu da onlara köylüye karşı acıma hissi uyandırmakla kalmayıp, aynı zamanda onları yalnızca okul yoluyla kurtarabileceğine inanır ve onlara inanılmaz vaatleriyle dolu, her şeyin kolay olduğu harika bir şehir hayali kurdurur. Bu şekilde onların buradan çıkma arzusunu körükleyecektir aklınca.Tümünü Göster
Aileler ise tamamen çocuklarının iyiliğini ister, bilirler ki ister köyde ister şehirde çalışmadan acı çekmeden yaşamak ancak ya babanın parasına, ya da bir şekilde kandırıp parasını alabileceğin insan sayısına bağlıdır. Bu kandırma bir çok şekilde olabilir, belki bir bankacı rolüyle, belki de kurtarıcı.
Babam siyasetin hiç bir türlüsünü sevmezdi. Nadiren bizi soymayı düşünmüyorlar derdi, hangisi köylünün yanında ki ? Babam için siyasetin bu kadar kompleks olması, onu anlayamayacak insanları aptal yerine koyup soymak içindi. Diğer taraftan hiç kimse soyulanlar adına düşünmezdi. Hangi memur köylü ve işçinin yaşam koşullarını, aldığı riskleri ve verdiği emeğe karşı aldıklarını sorgular ki ? Belki sadece aldığı parayı ve yaşaması için gereken parayı düşünür, kuduz salgını dediğin nedir ki hayvanı olmayan için ? Biz aşısını yaptırdık derler...
Bu anlattıklarım öğretmen ve veli gözünden köy ve kırsal kesimlere bakabilmeniz içindi. Bu iki taraf birbirlerine göre bir şeyi anlamazlar, ikisi de birbirine göre gözü kapalıdır ve gerçekleri reddeder.
Ama biliyorum ki ikisi de iyi insanlardır ama yapabilecek bir şey yok ortak noktaları çok az...
4. Sınıftan sonra okumaya devam edebilmek için köyden ayrılmalıydım. O zamanlar hatırladığım kadarıyla 5-8 okulundan sonra aynı ad altında devam eden liseler veya sadece dört veya üç yıllık liseler vardı. Bizim grup vardı hani dört kişilik muşambaya sarılı çocuklar... Adem 1 sene önceden bitirmişti, Emine'yle Yusuf'un aklında büyük ihtimalle okumak bile yoktu. Ben de onları köyde bırakıp gidecek değildim. Yıllardır birbirimizi tanıyorduk yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmemişti. Yazın bir günü Arif abinin verdiği benim boyumda bir köpekle oynarken, okula giderken hep geçtiğimiz kocaman bir ağacın altında üçünü toplanmış gördüm. Bu pek rastlanacak bir şey değildi çünkü herkesin bir işi olurdu genelde, kimisi koyun güder kimisi çalı çırpı yığardı kışın yakmak için. Onları görüp konuşma mesafesine koşarak geldiğim anda Adem, yüksek bir sesle oku! dedi. Hemen Yusuf söze karıştı ve o sevimli ve çocuksu köylü aksanıyla hocanın bize anlattıklarını güzel bir tekrar geçti. Emine ise taşın üstüne oturmuş, önüne bakıyor, bacağını sallıyordu. Sence dedim, bana baktı, gülümsedi, kafasını indirip önüne bakmaya devam etti. Duymuştum, demek istediklerini duymuştum: Senin gitmene üzülüyorum, keşke burada kalabilsen. Ama kendin için git, beni düşünme, daha iyi bir insan olmak için git, seni burada bekliyor olacağım. Artık kelimeleri kullanmadan konuşmanın yollarını bulmuştuk... -
-
1.
0Güzel yazıyosun panpa takipteyim
-
1.
-
37.
0Yaz panpaa
-
36.
0Yaz pnp
-
35.
0Rezerve
-
34.
0Yazsana yaram
-
33.
0Rezervasyon
-
32.
0Rez kesin okuycam
-
31.
0Rezervuar
-
30.
0Bune kardeşim ergenekon destanı gibi
-
29.
0Rezerve
-
28.
01.parti okudumda konu ney pnp ne oluyor ilerde
-
27.
0Rez pampa
-
26.
0Rezerved
-
25.
+6Kirli elleriyle tuttu matarayı, gözümün içine baktı ilk başta, bastırdı göğsüne, çocuksu bir masumlukla dudağını kuzu gibi büküp hüngür hüngür ağladı. Onu teselli etmek isterdim ama yedi yaşındaki bir çocuğun lügati böyle büyük bir duyguya kelime bulamıyordu, ben de vücut dilimle yapabileceğimin en iyisini yaptım ilk önce sarıldım ona, üstüm kirlenme pahasına, sonra bir oyun geldi aklıma ; atladım çamura tuttum çektim elimle onu da... Hatta Adem'le Yusuf da bize katıldı öğlene kadar kar çamur demeden boğuştuk çamurun içinde. Yoktu bizde öyle birisi kirli kalacak da diğerleri temiz olacak. ilk defa okulu asıyordum ama o gün hayatımın en mutlu anlarını yaşamıştım, bir daha olsa gözümü kırpmadan bir daha yaparım.Tümünü Göster
O soğukta hasta olmamak gerçekten imkansızdı fakat o zamanlar bünyemizden midir yoksa doğal beslenmemizden mi kimse öyle yataklara düşmedi. Elbette boğaz ağrısı burnun akması normaldir. Benden başka kimsenin ailesi okul ve disiplin için bu kadar zorlayıcı değildi zaten, Ademle Yusuf'un ailesi çocuktur kirlenir derdi. Emine'nin ailesi kızdır okumazsa koca bulur derdi, en nihayetinde sizin sevgili yazarınız dayak yerdi. ilk başlarda haylazlığım umursanmazdı aslında küçük vitaminsiz bir çocuktum. Sonradan kısa boylu da olsam tombul ve balık etli olduğumdan dolayı bazen sırf babamın beni zevk için tokatladığını düşünür olmuştum. Canımı yakmazdı ama zehir ederdi hem hayallerimi hem de yaşadığım anımı. Sürekli kendisini tek örnek olarak görüyor gibi hissediyordum en başta. Ama fikirleri çok değişkendi ve onun gerçekten ne istediğini anlamak zordu.
O gün sert gününe denk gelmiştim. Üstüm başım çamur içinde, ve üstüne kendisi için neden olduğunu bilmediğim fakat önemli olduğunu bildiğim matarayı kaybetmiştim. Beni o halde bahçe kapısında gören ablama sus işareti de yaptıysam da, ah işte o küçük ablam her şeye bağırma huyu yok mu, önemli bir şey olduğunu düşünüp cıyak cıyak babaa senin oğlun kapkara olmuş, ay bişey olmuş bunaa diyerek babamın ta 3. kattan koşa koşa inmesine sebep oldu. Babam beni o halde hem de öğle sonrası görünce inanılmaz biçimde sinirlendi ve ensemden kavradığı gibi yere atıp soydu, bahçe hortumunu aldı ve ortalama 10 saniyede bir düzenli olarak kızarıncaya dek popoma hortumla vurarak beni bir güzel yıkadı. Büyük ablamın getirdiği havluya sardı, büyük ablamın kucağına verdi. Açıkçası 12 yaşında bir kızın kucağına verilmek için gayet tombul bir çocuktum ama babam beni kucağına alıp bir yere zütürmeyi şımardığım gerekçesiyle bırakmıştı. Ağlamaktan ve soğuk su yemekten yorulmuş halde, dedim bari dayağı yedik hepsini toplu yiyelim, ablamın kucağındayken bir miyavlamadan eminim daha düşük yükseklikte Baba, hani senin çok sevdiğin bana verdiğin matara vardı ya kaybettim onu dedim Babam o korkunç bir kaplan gibi bakışıyla bana baktı ve hiç bir şey söylemedi. Ama o bakış anında etkisini gösterdi ve hani küçük kız var ya Emine, çamura düştü ben de ağlamasın diye ona verdim dedim.
O gün anlamamıştım ama babam dedesini görmüştü bende. Biliyordum benim kendisi gibi değil de dedesi gibi olmamı hayal ediyordu o an. Şefkatli, hata yapanı affeden bir insan olabileceğimi görmüştü, her ne kadar haylaz bir çocuk olsam da. bu güne kadar yaptıklarından da pişmanlık duyduğunu seziyordum. Aldı kucağına zütürdü eve saçımı okşayarak, anlat bakalım dedi. Anlattım, Yusuf'a kemerimi verdiğimi, Emine için sabunun ne kadar değerli olduğunu anlattım. O kirliyken ben temiz duramazdım o ağlarken ben susamazdım dedim. Hikayemi bitirdiğimde ilk defa ağlarken görüyordum onu. Okşadı yanağımı benim aslan oğlum sen benim gibi olma dedi. -
24.
0Rezezezszszez
-
23.
0Rezervasyon
-
22.
0Kör oldum
-
21.
0Rakip destağn yazdi