* Aradan iki gün daha geçti, erken saatte uyanmıştım ve mutfağa atıştırmalık bir şeyler bulmaya gittim.
• Anneminde uyanıp geldi , bende o sırada her zamanki gibi kendime sıcak bir nescafe fındıklı hazırladım..
• Oturup kahvemi yudumlarken annem lafa girdi,
A : Oğlum babanda bir gariplik hissediyor musun ?
+ : Yok anne hayırdır ne oldu ki ?
A : Bir şeyler sakladığına eminim, onun eskiden yaptığı gizli telefon konuşmalarının
işi sebebiyle olduğunu biliyordum ama emekli olduktan sonra o huylarını bırakmıştı.
Bu sıralar telefon elinden düşmüyor, kiminle ne konuşuyor olabilir bu kadar fazla ?
+ : (Gülerek ve alaycı şekilde) Bilmiyorum, seni aldatıyor olmasın bu koca kurt kız ?
A : Her şeyden şüphelenirim ama bundan asla, var bir gariplik ama hadi hayırlısı bakalım..

* O gün ne kadar üstüne gittiysem de ağzından laf alamadım.
• Ertesi gün iş çıkışı avukat Mustafa Amca'nın yanına gittim.
• Hoş geldin beş gittin derken bu emanet meselesini sordum.
• Vasiyet bıraktığını ama babam ölmeden bunu asla açıklayamayacağını, içeriğini kendisininde
bilmediğini söyledi.
• Tüm ısrarlarıma rağmen sonuç alamadım.
• Yolunda gitmeyen işler olduğunun farkındaydım ama babamın boş sokağa silah
sıkma meselesi de hala kafamı kurcalıyordu.

Burada mısınız arkadaşlar ?

* Akşam yemeğinin ardından tv karşısına kurulmuş babamın yanına oturdum..
+ : Baba aklıma takılan bir şeyler var..
- : Neymiş onlar hayırdır ?
+ : Geçenlerde 80 darbesiyle ilgili bir belgesel izledim.
Çok karmaşık olaylar var. En önemlisi de nasıl bu şekilde organize oldukları..
- : Kendini bunlarla yorma oğlum, meşhur sözü biliyorsun "Cehalet mutluluktur."
(Lafa girmeye hiç niyeti yoktu ama ben kararlıydım..)

- : Kurum içinde sızma olduğundan şüpheliydik, en güvenilir kişilerden bir takip timi
oluşturuldu. Kendi elemanlarımızı sıkı takip altına aldık.
Çalışmalar sonuç verdi ve köstebeği bulduk. Sadece bulmak yetmiyordu, konuşturmakta lazımdı. Özel sorguya aldık. Tüm bildiklerini tek tek döküldü. Bu A,B,C öğrendiğimiz bilgiler
ışığında açığa çıkmışlardı. Onları da kıskaca alma kararı verdik.
Adamları araştırmaya başlamadan ardı ardına hepsi ölü gösterildi. Bir dahada izlerine
rastlayamadık. Ta ki ben Y ye çarpan arabanın içindeki adamı görene kadar..

* Beynimden vurulmuşa döndüm, kardeşime vuran araba hızlanmaya devam etti ve
köşeyi dönüp gözden kayboldu.
• O sırada babamda arabayı durdurup yanımıza koştu.
• Y'nin suratı kanlar içinde kalmış, çarpmanın etkisiyle yüzüne saplanmış olan cam
parçalarından birkaçı gözünde, kalanları ise kafasının farklı kısımlarındaydı.
• Babam hemen Y'yi kucakladı ve arabanın arka kapısını açmam için bana telaşlı şekilde bağırdı.
• Koşup kapıyı açtım , önce Y'yi koyduk, ardından bende yanına oturtup kafasını bacaklarımın
üzerine koydum. Babam hemen gaza bastı.
• Torpido gözünü açıp benzin aldığı petrolde ücretsiz dağıtılan o peçete kabını bana uzattı.
• Kanayan kısımlara bastırmamı söyledi. Canımdan çok sevdiğim kardeşim hareketsiz şekilde kucağımda yatıyor, tüm suratı kanlar içinde ve ben hala olayın şokundaydım..

* Zor da olsa kendimi toparlayıp babamın dediklerini yapmaya başladım.
• Hastaneye geldik, babam acil kapısında " Sedye getirin!!!" diye kükredi..
• Kardeşimi kucağımdan aldırlar. Benim ise arabadan çıkmaya mecalim yoktu.
• Her tarafıma kardeşimin kanı bulaşmıştı.
• Babam beni oturduğum yerden kaldırıp bir banka oturttu ve arabayı başka tarafa çekmeye
gitti.
• Yerimden kıpırdamak için gerekli gücü kendimde bulamıyordum. Orada bulunan bir kaç kişi önce bana biraz su içirdi, ardından bir tanesi ellerimi uzatıp suyu dökerek
kanları temizlemeye başladı. Gözyaşlarıma bir türlü hakim olamıyordum.
• Babam koşarak acil kapısından içeri daldı..

+ Hayırdır baba nereden böyle ?
- Yok bir şey oğlum koşuya çıkmıştım sadece,
( her tarafı kir pas içindeydi, kumaş pantolon, gömlek ve ceketle de koşuya mı çıkmıştı ? Ayrıca
silahını da yanında zütürdüğünün farkındaydım)
+ Bu halde mi baba ?
- Ne varmış halimde ? Saçma sapan konuşmayın ben duşa girip yatacağım..
• Artık fazla gelmeye başlamıştı ... Bende aptal değildim sonuçta ...
• Onu takip etmeyi kafama koymuştum, fırsat bulunca özel eşyalarını da
karıştırmaya karar verdim.

şizofrenin sanrılarını anlarım da köpeği niye kesmiş amk bildiğimiz deli adam bırak şimdi şizofreni

* Aradan 10 dakika geçti, kapının önüne bir ekip arabası yanaştı.
• Hemen kapıya koşup sert şekilde vurmaya, bir yandan da zili aralıksız
çalmaya başladılar.
• Babam kapıya yürüyüp polislere " Açıyorum kapıyı sakin olun" diye seslendi.
• Kapıyı yavaşça açtı, polisler silahlarını doğrultup ellerini kaldır diye bağırdılar.
• Babam hemen " Ben MiT emeklisiyim , sakin olun arkadaşlar ateş eden bendim,
silahımda şuradaki masanın üstünde üzerim temiz buyrun içeri gelin." dedi.
• Polisler önce duraksadı, sonra silahlarını indirip kimlik istediler,
• Babam kimliğini çıkartıp verdi, polislerden biri : bizimle emniyete kadar gelmeniz
gerekiyor beyefendi, dedi.

* Arkadaşlar hikayem uzun, ne zaman biter hiçbir fikrim yok ama size yaşadığım her olayı detaylı şekilde aktarmaya çalışıyorum, bu gece biter mi derseniz eminim ki bitmez, çok uykusu gelen arkadaşlar bir ayraç alıp yatabilir. bende iyice yorulana kadar yazmaya devam ediyorum ...
Birde hızlı diyenler için, elimde yazılı bir metin yok, hatırlayarak aktarıyorum herşeyi ...

+ : Madem bu adamlar tetikçi kullanıyorlar, bizim evin önüne neden kendileri gelsin ki ?
Ayrıca sen yıllardır emeklisin, sana şuan tekrar göz dağı vermeleri için bir sebep mi var?
- : Bende henüz kafamda oturtamadım, iz sürüyorum.
+ : Nereden sürüyorsun izi, 05... numaralı telefon kime ait ?
- : Telefonumu mu kurcaladın ?
+ : Baba sen bu kadar tuhaf davranırken beni geçiştirmek için söylediğin yalanlara
inanacak halim yoktu . Bu numara kimin ve neden kapalı ? Takım elbiseyle mi koşuya çıkıyorsun ? O gün silahının da yanında olduğunu fark etmediğimi mi sanıyorsun ?

* 1980 e gelince çanta açıldı, iyide özel olan ne vardı ki 1980 yılında.
• Çantanın içinde çok sayıda a4 kağıdı görüyordum.
• Hepsini avuçlayıp çıkardım ve odama gidip fotoğraf makinemi aldım.
• Tüm sayfaların tek tek resmini çektim. Hiçbirini atlamamak için büyük gayret gösterdim.
• Sayfalardan gözüme çarpanlardan çoğu eski gazete haberleriydi ve en çok gözümün takıldığı şey 1980 de yapılan askeri darbe ile ilgili olan makaleler, manşetler, belgelerdi.

evet hikayeyi çok uzun yazmayı planlıodum ama kısmet olmadı, 1 hafta ara da vermek istemediiğimden finale geçeyim.
- Aslında Ben Y'yim arkadaşlar.
- Yaşananları abimin gözünden anlatmak için kendimi ölü gösterdim.
- O sokakta yaşanan kaza doğru fakat ben kazadan ağır yaralı kurtuldum.
- Babam şizofreni hastası ama aslında abim de öyle.
- Sen abinin bu yaşadıklarını nerden biliyorsun dersen, söylediğim gibi annem de bizi terk etti ve şuan ikisiylede sadece ben ilgilenmeye çalışıyorum. Bu anlatılanlar bizim için gerçekti olmasada abim ve babam hayatını bunlarla sürdürüyor.
- Aslında Vural amca gerçekten ölü. Babamın takıntı yaptığı A,B,C de ölü.
- Her ikiside bizden bağımsız bir dünyada bunlarla birlikte yaşıyorlar.
- Malesef iyileşme şansları yok ama kontrol altında tutmaya çalışıyorum.
- Belli bir düzen olması gerekiyor. (mangal hala her pazar yapılır)
- Köpeğimin ölmesi doğru. Zaten benim için bardağı taşıran son damlada bu oldu.
- Babamın durumu çok daha ağır. Ona sık sık kim olduğumu anlatmam ve eski resimlerimizi
göstermem gerekiyor ...
- Bunları kaldırmak gerçekten kolay değil ama katlanmaya çalışıyorum.
- Hikayeyi yarıda kestiğim için üzgünüm. Babam ve abim kendi hayal dünyalarında saçma sapan şeyler yapıp başlarını çok belaya soktular.
- Artık babamın tek başına hareket etmesi yürümesi yemek yemesi bile çok zor.
- O yüzden biraz daha sakiniz ama yinede arada olmadık işlerin içine giriyorlar.
Neyse dinlediğiniz için teşekkürler. iyiki varsınız

* Sabah saat 7 civarı annem dürterek uyandırdı ve babamın evde olmadığını söyledi,
• Çok zor da olsa uyanıp üstümü değiştim. Telaş yapmamasını, belkide markete gitmiş
olabileceğini söyledim.
• 10 dakika daha bekledikten sonra gidip marketi kontrol etmeye karar verdim.
• Evin yakınlarında gidebileceği yerlere baktım ama bulamadım.
• Cep telefonunu, evde bırakmıştı. Polisi aramaya karar verdim .
• Tam elimi telefona atmıştım ki kapı çaldı. Gelen babamdı.
• Pantolonu, ayakkabısı çamur içinde nefes nefese içeri girdi ...

* Çok geçmeden benimkiler döndü elleri dolu poşetlerle.
• Akşam saat 11'e yaklaşmıştı. Hep beraber güzelce yedik içtik, yine babamla birer biramızı içtikten sonra film izlemeye gitme bahanesiyle odama kaçtım.
• Emin olmak için kapıyı iki kere kitledim. Ardından büyük heyecanla oturdum bilg. başına.
• Fotoğrafları aktardıktan sonra tek tek açmaya başladım.
• Genellikle darbe dönemini anlatan bir çok gazete manşetine rastladıktan sonra dikkatimi
çok daha başka bir şey çekti ...

* Babamın telefonla sık konuştuğunu da öğrenmiştim,
• Bir sonraki hedef telefonu kurcalamak olmalıydı benim için.
• Babamın uykusu çok hafiftir, odasından almaya yada anneme aldırmaya kalksam
uyanabilirdi.
• Doğru zamanı kollamanın en iyisi olduğuna karar verdim,
• Öğlen sonuna doğru babam duşa giriyordu. Beklediğim fırsat buydu.
• Hemen yatak odasına gidip telefonu aldım elime, ilk önce Yes tuşuna basarak son
aramaları kontrol ettim. Rehbere kaydedilmemiş bir numarayı 4 kere aradığını gördüm,
• Hemen kendi telefonumun mesajlar kısmını açıp numarayı ve aramaların yapıldığı tarih,
saatleri not aldım.
• Mesaj kutusunda ise operatörden gelen indirim mesajları dışında bir şey göremedim.

- Baba kuyruğuna bastığın kişiler vardır illaki ama sen bunları hep teşkilat adına
yaptın, senin şahsını sorumlu tutacak ne olmuş olabilir ki ? Ayrıca kaç senedir emeklisin,
bu kadar durup neden şimdi sana zarar vermek istesinler ?
+ Bilmediğin çok şey var, sana hepsini anlatamam. (gözleri pencereden dışarı derinlere
dalmıştı.)
- Baba beni korkutma, madem tehlikede isen senden intikam almak isteyenler ,
annemle bana da zarar verebilirler. Neyle karşılaşacağımı bilsem bende ona göre tedbir alırım.
+ Zaten çok yakında her şeyi çözeceğim, olmaz ama başıma bir şey gelirse, Mustafa amcandaki
emanette her şeyi açıkladım.

* Ardından acilden bir çığlık sesi duydum. Bağıran annemdi.
• Zorla durdurabildiğim gözyaşlarım beni tekrar esir aldı.
• Ama bu sefer kendimi hızlıca toparladım ve kalkıp onların yanına gitmeye karar verdim.
• Babam anneme sarılmış sakinleştirmeye çalışıyordu ama nafile..
• Annem hiç durmadan bağırıyordu. Kardeşimin öldüğünü o an anlamıştım.
• Babam ve bir hemşire annemi kabinlerden birine aldılar, sakinleştirici iğne yaptılar..
• Dünyam başıma yıkılmıştı. Kafamın içinde dönüp duran fren sesini bir türlü aklımdan atamıyordum ...

* Küçük bir ara verelim, bu arada sizde toplanın yorumlarınızı merak ediyorum ...
• Tahminleriniz yada aklınıza takılanlar varsa bu entry altında belirtin arkadaşlar.