HiKAYE TAMAMLANDI, BENiMLE DERT ORTAĞI OLAN HERKESE TEŞEKKÜRLER..

• Günlerden pazardı. Mangal günümüz ...
• Babamın henüz uyanmadığını fark ettim , canım kadar sevdiğim köpeğim Fiko'nun kabına kahvaltısını koydum.
• Ardından alışveriş için marketin yolunu tuttum .
• Her pazar sektirmeden mangal yapardık. Hayatımızda belli bir düzen olması babamı hayatta tutan tek şeydi belkide.
• Evet o bir şizofreni hastasıydı .
• Annem bizi terk edeli 2 sene olmuştu.
• Benden başka kimsesi yoktu.
• Önce atm ye uğradım bir miktar para çektim , ardından her zaman alışverişe gittiğim süpermarketin et reyonundan alacaklarımı aldım.
• 1 saat geçirmeden eve döndüm.
• Kapıyı açtığımda yerdeki kan izlerini fark ettim.
• Birden elim ayağım tutmamaya başladı. Kendimi hızlıca toparlayıp kan izlerini takip ettim.
• Mutfağa doğru gidiyordu izler. Mutfak kapısına geldiğimde ise hayatım boyunca unutamayacağım o manzara gözümün önündeydi .
• Mangal günü olduğunun farkında olan babam dolapta et bulamayınca Fiko'yu kesmeye karar vermişti ...

olaya çok daha gerilerden başlayıp size hayat hikayemi anlatmak istiyorum çünkü gerçekten tükenmiş durumdayım. bunları paylaşabileceğim hiç kimsem yok. sözlükte bile olsa bunları birine anlatmanın iyi geleceğinden eminim..

rezervuar köpekleri

* Tüm sayfaları çektiğime emin olduktan sonra çantayı tekrardan toparlayıp kapattım.
• Şifreyi de rastgele bir rakama getirmeyi unutmadım tabi..
• Çantayı eski yerine yerleştirdim ve fotoğraf makinemi alıp doğru odamın yolunu tuttum.
• Artık çantanın içindekiler elimdeydi. Şüphelerimin boşa çıkmayacağını biliyordum.
• Sen istihbaratçı olabilirsin ama bende senin oğlunum peder bey dedim içimden..
• Belgeleri tamamen kurcalamak için gecenin geç saatlerini beklemeye karar verdim ..

* Kimsenin zarar görmemesi sevindirici haberdi. O anda sokaktan geçmekte şanssız
bir vatandaşın ölümüne sebep olabilirdi babam.
• Herhangi birinin şikayetçi olmayışı babamın ucuz yırtmasının habercisiydi,
• Silahı da ruhsatlıydı zaten.
• Olay çok büyümeden kapandı, aradan birkaç hafta geçti .
• Her pazar mutlaka mangalımızı yakardık. O pazarda yine hazırlıklar yapıldı.
• Yemeğimizi yedik, ardından babam iki bira kap gel içelim karşılıklı dedi.
• Pek sevmem içki içmeyi ama nadirde olsa babama eşlik etmek için 1 tane içerim..
• Annem bulaşıklara geçti, babamla oturduk başladık sohbete..

...
* Ertesi gün bir araba çarpması sonucu hayatını kaybeden kardeşim Y'nin 8. ölüm yıl dönümüydü. Aramızda sadece 1 yaş olduğundan neredeyse ikiz gibi büyümüştük.
• Her şeyi paylaşır her zorluğun üstesinden birlikte gelirdik. Garip olaylar yaşadığım bu
günlerde onun yokluğunu çok arıyordum.
• Sabah erken saatte uyanıp anneme mezarlığa gideceğimi söyledim. Kendisininde gideceğini
ama sabah yapması gerektiği işler olduğunu, öğlene doğru babamla birlikte gideceklerini
söyledi.
• Böylesi çok daha iyiydi. Y ile yalnız kalıp biraz dertleşebilirdik.
• Gidip ona son yaşanan gelişmelerden bahsettim.
• Bir şekilde tüm zorlukların üstesinden gelinirdi ama üstesinden gelemediğim
tek bir şey vardı.
• Kardeşimin sesini bile unutmuştum. Ne kadar kendimi zorlasam da bir türlü sesini
hatırlayamıyordum. Anılarım çok net şekilde aklımdaydı ama sesi yoktu ...

+ : Bu adamların 3 üde ölü. Senin ateş ettiğin sabah kimse ne araba gördü, ne de
sokakta mermi kovanı bulundu. Eve isabet eden kurşunda yok. Sen kafayı yemişsin !!
- : Öyle göründüğünün bende farkındayım ama bu adamlar hakkında
bilmediğin şeyler var.
+ : Ya anlatırsın ya da seni akıl hastanesine kapatırım ...
- : Bak bu adamlar yazar felan değil . 3'üde yabancı servisler hesabına çalışan sızmalardı.
Yazarlık sadece kendilerini kamufile etmek için seçtikleri bir yoldu.

- : Ölmeleride klagib kimlik değiştirme taktiği. Doğal yoldan ölmüş gibi gösterilip yeni kimlikle
yeni görevlerine başlıyorlar.
+ : iyide adamlar yazar, yüzleri tanınmış ...
- : Basit yöntemler var, saç kelleştirme, lens kullanma, sakal uzatma , burun amelyatı ..
+ : Diyelim bunlar doğru. O sabah silah sıktıklarını söyledin ama iz bulunmadı ?
- : Amaçları öldürmek olsa eve girerlerdi. Havaya ateş açıp boş kovanları toplayıp gittiler.
Bir nevi göz dağıydı o yaşananlar...

* Müdür, babam ve ben...
• Hepimizin kanı donmuştu, gözlerimi hiç ayırmadan direk babamın suratına bakıyordum.
• Müdür ise önce diğer polisi dışarı çıkardı, ardından babama dönüp neler olduğunu sordu.
• Babam söylenenleri kabul etmedi, "beni geri zekalı yerine mi koyuyorsunuz siz" deyip
ardından bir küfür savurdu.
• Benim aklıma babamın rüya görmüş olabileceği geldi. Hemen söyledim.
• ikisininde aklına yattığı ifadelerinden belli oluyordu.
• Sanırım olayı çözmüştük ...

+ Oğlum benim sana söylemek istediklerim var.
- Dinliyorum baba hayırdır?
+ Anneni telaşlandırmak istemediğimden ona hiç bir şey çaktırmak yok ama ...
- Tamam, (deyip kafa salladım ve meraklı şekilde dinlemeye başladım)
+ Mustafa(temsili) amcanı biliyorsun hani şu avukat olan. Ona bir emanet bıraktım,
eğer ki başıma bir şey gelecek olursa onun yanına gideceksin ve emaneti
alıp herkese duyuracaksın.
- Ne emaneti, ayrıca neden senin başına bir şey gelsin ?
+ Lafımı bölme. Birileri benim peşimde. Eski işimi biliyorsun. Oradan kalan artıklar olduğunu
düşünüyorum. Görevimiz gereği çok fazla kişinin kuyruğuna bastık.

Son kısımdan devam, toplanan arkadaşlar hepiniz hoşgeldiniz, iyi ki varsınız..
• Birden mallaştım, babam açık olmayan bir numara ile mi telefon görüşmesi yapıyordu _?
• Derin bir Yaaa sabııır çektim içimden..
• Eve eli boş dönmemek için markete uğrayıp ıvır zıvır aldım.
• Sürekli kafamı kemiriyordu babamın bu halleri ama yinede her şeye kendimce açıklamalar getirip avunuyordum...
(5+8 yıl önce)
• Kardeşim Y ile birlikte yapmayı en sevdiğimiz şeydi masa tenisi oynamak...
• Yine kendimizi kaptırmış saatlerce oynamıştık. Ardın evin yolunu tuttuk.
• Sokağımızın başına gelmiştik ve yokuş aşağı doğru yürüyorduk.
• Ben tek kişinin bile zor sığacağı kaldırımda, o ise yolun kenarındaydı.
• Eve yaklaşık 40 mt kala babamın arabayla çıkmakta olduğunu gördük.
• Bize doğru gelmeye başladı .. Tam o sırada çok şiddetli bir fren sesi duydum.
• Tam kafamı çeviriyordum ki, araba kardeşim Y'ye çarpıp havaya savurdu.
• Henüz daha ne olduğunu bile anlayamadan kardeşim kafasından oluk oluk kanlar
akar şekilde önüme düştü...

* Her şey 5 sene önce başladı...
• işten eve döndüm, çok yorucu bir gündü, hiç bir şey yemeden direk uyumaya geçtim.
• Ertesi gün silah sesiyle uyandım. Bağıran annemdi ...
• Yataktan fırladım ve odalarına doğru koştum .
• Babam pencereden dışarıya ateş ediyordu.
• Baba dur ne yapıyorsun dedim ? .. Yere yatın, başınızı sakın kaldırmayın, diye yanıtladı...

+ Baba kime silah sıkıyorsun dur yapma ...
- Tamam kalkabilirsiniz gittiler...
+ Kim gitti baba, onlar kim di ?
- Henüz bende bilmiyorum ama benim peşimdeler..
+ Niye birileri senin peşinde olsun ki ?
- Bilmiyorum dedim ya oğlum..
• Babamın eski bir MiT çalışanı olması anlattıklarını inandırıcı kılıyordu ama
babamdan başka ateş eden başka biri de yoktu, hatta kafamı camdan dışarı çevirip
baktığımda tüm sokak bomboştu,
• Saati kontrol ettiğimde ise sabahın 6'sıydı henüz..

* A, B ve C nin 3 üde aynı yıl içinde, birbirlerine çok yakın tarihlerde ölmüştü.
• Orada bulduğum bilgiler ışığında bu 3 şahıs da doğal sebeplerden ölmüş gibi
görünüyordu ama 3'ü de henüz genç sayılabilecek yaşlarda ölmüştü.
• Kafamdaki soru işaretleri git gide artıyordu . Bunlardan en önemlisi ise
babamın bu adamlarla ne gibi bir işi olabilirdi ki _?
• Bir bağlantı bulmaya çalışıyordum, babamın adını google da arattım.
• Gazetecinin biriyle yaptığı bir röportaja rastladım.(şaşırmıştım, daha önce babamı internette
aramak hiç gelmemişti aklıma)

* Kafam iyice allak bullak olmuştu. Babamın anlattıkları çokta mantıksız gelmiyordu.
• Kolay ikna olamamıştım. Babamın kafayı yediğine inanmak istemiyordum ama
bu da ihtimal dahilindeydi.
• Sormak istediğim çok soru vardı. Kalkıp dolaptan iki bira alıp döndüm.
• Zaten annem erken uyuduğundan kafamızda rahattı.
• Babama herşeyi anlattırmadan peşini bırakmayacaktım.
+ : Herşey iyi güzelde bu adamların seninle hesabı ne ?

* O gün ne kadar üstüne gittiysem de ağzından laf alamadım.
• Ertesi gün iş çıkışı avukat Mustafa Amca'nın yanına gittim.
• Hoş geldin beş gittin derken bu emanet meselesini sordum.
• Vasiyet bıraktığını ama babam ölmeden bunu asla açıklayamayacağını, içeriğini kendisininde
bilmediğini söyledi.
• Tüm ısrarlarıma rağmen sonuç alamadım.
• Yolunda gitmeyen işler olduğunun farkındaydım ama babamın boş sokağa silah
sıkma meselesi de hala kafamı kurcalıyordu.

* Aradığınız numara kullanılmamaktadır ...
• Birden mallaştım, babam açık olmayan bir numara ile mi telefon görüşmesi yapıyordu _?
• Derin bir Yaaa sabııır çektim içimden..
• Eve eli boş dönmemek için markete uğrayıp ıvır zıvır aldım.
• Sürekli kafamı kemiriyordu babamın bu halleri ama yinede her şeye kendimce açıklamalar getirip avunuyordum..

- : Ne demek gidiyorum, nereye gideceksin ?
+ : Madem beni adam yerine koyup olup biteni anlatmıyorsun o zaman bana
ihtiyacın yok demektir.
- : Tamam sakin ol anlatacam ... Kardeşine çarpan arabayı hatırlıyor musun?
+ : Nasıl unutabilirim baba ? O fren sesi hala kulağımda.
- : işte o gün kardeşine çarpan araba, bizim evin önüne gelen arabaydı.
+ : Sen sabahın köründe o arabaya mı ateş ediyordun ?

+ Hayırdır baba nereden böyle ?
- Yok bir şey oğlum koşuya çıkmıştım sadece,
( her tarafı kir pas içindeydi, kumaş pantolon, gömlek ve ceketle de koşuya mı çıkmıştı ? Ayrıca
silahını da yanında zütürdüğünün farkındaydım)
+ Bu halde mi baba ?
- Ne varmış halimde ? Saçma sapan konuşmayın ben duşa girip yatacağım..
• Artık fazla gelmeye başlamıştı ... Bende aptal değildim sonuçta ...
• Onu takip etmeyi kafama koymuştum, fırsat bulunca özel eşyalarını da
karıştırmaya karar verdim.

* Akşam yemeğinin ardından tv karşısına kurulmuş babamın yanına oturdum..
+ : Baba aklıma takılan bir şeyler var..
- : Neymiş onlar hayırdır ?
+ : Geçenlerde 80 darbesiyle ilgili bir belgesel izledim.
Çok karmaşık olaylar var. En önemlisi de nasıl bu şekilde organize oldukları..
- : Kendini bunlarla yorma oğlum, meşhur sözü biliyorsun "Cehalet mutluluktur."
(Lafa girmeye hiç niyeti yoktu ama ben kararlıydım..)

* Aradan 10 dakika geçti, kapının önüne bir ekip arabası yanaştı.
• Hemen kapıya koşup sert şekilde vurmaya, bir yandan da zili aralıksız
çalmaya başladılar.
• Babam kapıya yürüyüp polislere " Açıyorum kapıyı sakin olun" diye seslendi.
• Kapıyı yavaşça açtı, polisler silahlarını doğrultup ellerini kaldır diye bağırdılar.
• Babam hemen " Ben MiT emeklisiyim , sakin olun arkadaşlar ateş eden bendim,
silahımda şuradaki masanın üstünde üzerim temiz buyrun içeri gelin." dedi.
• Polisler önce duraksadı, sonra silahlarını indirip kimlik istediler,
• Babam kimliğini çıkartıp verdi, polislerden biri : bizimle emniyete kadar gelmeniz
gerekiyor beyefendi, dedi.