+4
halbuki tek kelime bi şey. saçımı okşayıp bir kere söylese dünyalar benim olurdu. aynı apartmanda oturduğumuz arkadaşımın evine ödev yapmaya gitmiştim. akşam oldu, arkadaşımın babası geldi, kız kapıya koştu. adam kızını kucağına alıp öyle bi prensesim diyerek öptü ki hiç unutmam neredeyse ağlayacaktım. apar topar kalkıp eve gittim. babam da gelmişti, beni görür görmez anneme dönüp ne yaptı bu, yaptı mı ödevlerini, o derslerini düzeltecek, ilgilen şununla dedi ve içeri gitti.
yıllar geçti, ben büyüdüm ve babam o kadar yıl boyunca bir kere bile bana o kelimeyi söylemedi.
babam da zamana yenik düştü. hastane odasındaydık, o eski sert adam yerine yaşlı ve güçsüz bi adam duruyordu karşımda. anneme ve hemşirelere odadan çıkmalarını rica ettim.
gözlerim dolu dolu babamın ellerini tuttum canım babam dedim. o anda gözlerindeki pişmanlığı görebiliyordum. belki de bu aramızdaki son konuşma olacaktı, cesaretimi topladım:
baba bana bugüne kadar neden bir kere bile prensesim demedin
o yaşlı ve hasta adamdan beklenmeyecek bir kuvvetle omzundan tuttu, beni kendine çekti:
oğlum diye bağırdı sen mal mısın ? ne prensesi ? sığır geldin, sığır gidicen, sırf ananı senin ellerine bırakıp gideceğim diye üzülüyorum
bi eliyle yan taraftaki bardakları çiçekleri falan devirdi, gürültüyü duyan hemşireler içeri daldılar, güvenlik çağırıp beni dışarı falan attırdılar. tatsız bi olaydı, unuttum gitti.