/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +32 -3
    Yaz gelmis, tatil geldigi icin sevinmistik, en kotu yazimiz oldugunu bilmeden. 14 yasinaydim ve karanliktan korkardim. ilkokul ucuncu sinifa kadar ara ara annemi cagirirdim yanima. Dua ederdi, sarilirdi, uyurdum oylece. 8. Sinif bitmisti ve liseye geciyordum. Notlarim okul hayatim boyunca hep yuksekti ve yuksek oldu. Sbs dede 440 gibi bir puan aldigimi hatirliyorum ve iyi bir liseye girmistim. Babam bunun serefine iyi bir tatil sozu vermisti. Babaanemin Alanyada motel gibi bir mekani vardi. Yani boyle buyuk bir eviniz olur, odalarinizi kiralarsiniz, o sekilde. Oraya gidecekmisiz. Kucukken de gitmisiz bir kac kere, fakat ben hatirlamiyordum. Geceden esyalarimizi hazirladik; yazlik tisortler, mayolar, terlikler, havlular. Sabah 5 de kalkacaktik ve babam hepimizin alarm kurmasini istedi. Sabah alarmdan once, mubarek ezan sesi ile uyandim. Garipti, normalde ezan sesi beni hic rahatsiz etmez, uykuma devam ederdim. Bir kac bir sey biliyorduk tabi bu konularda fakat 14 yasinda akliniz ne kadar basar? Yaz ayinda nisbeten soguk bir hava esliginde arabaya bindik ve maceramizin ilk anomalisi gerceklesti. Hic bir sorunu olmayan araba, calismadi.
    ···
  2. 2.
    +15 -2
    Babam akunun kablolarini cikarip geri takti, yagi kontrol etti. O zamanlar anlamadigim bir cok islem yapti ve 2-3 denemeden sonra araba calisti. Yola ciktik ve 35-40 dakika icerisinde otobana girdik. Uyumusum, uyandigimda babam arabaya benzin aliyordu. Etrafa dikkatlica baktigimda ... petrol Antalya yaziyordu. Sanirim herkes hikayenin baslasigini anlamistir. Babaannemin moteli ilcenin yaklagib 20-30 km uzaktaydi. Bir tepenin basinda olan ev (daha dogrusu şato) e varmak icin kullandigimiz donemecli yollar sayesinde 1 saatlik bir yolun ardindan buyuk bahceli eve girdik. Gencler, hani o anitkabirin sutunlari varya, ayni o sekil motifler vardi satonun girisinde. Efes antik kenti gibi bir yerdi. Dedemin elleriyle yaptigi soylenir fakat ev 1000 yilin cilesini cekmis gibi bir gorunume sahipti. Kapiyi caldik, babaannem acti. Babaannem hatirladigim gibi degildi. Kafasinda yarim bir esarp, uzun, kirli bir etek ve kan rengindeki bluzuyla karsiladi bizi. Babam sarildi, ellerini optu. Keza bizde ayni islemi uyguladik. Yemek hazir dedi. Sofraya gectik. Beyler sofra hatirladigim kadariyla sherlock holmes kitaplarindaki gibiydi. Altin rengi duvarlar, gumus catal bicaklar, hamam tasina benzeyen tabaklar ve uzuuuuunca bir masa. Babam, valizleri yukari cikarmami, ellerimi yikayip oyle gelmemi soyledi. Yukari ciktim ve valizleri babaannemin gisterdigi odaya koydum. Odalar gercekten otel gibiydi fakat 80li yillardaki bir otel. Sasirtici bicimde bir tek bile toz yoktu. Babaannem bu kadar seyi yalniz basina nasil yapmis diye dusunup sasirmistim. Megerse yalniz degilmis. Herneyse, yemek salonuna donerken uzun koridorlarin arasinda digerlerinden farkli olan bir kapi gordum. Merakima yenilip yanina gittim. Kapinin uzerinde arapca veya latince (o zaman aradaki farki anlayamiyordum) bir yazi vardi. Bir de tum kapilar cilali tahta iken bu kapi dahaaxik renkte, cilasiz ve baskisizdi. Baktigimda kapi kolu olmadigini, sadece tek bir tahdadan ibaret oldugunu anladim. Daha fazlasina cesaretim yetmedi ve kapiyi birakip kosarak asagi kata indim.
    ···
  3. 3.
    +12 -1
    Yangin merdivleri gibi donen merdivenlerden asagi inerken icerinin dolmabahce sarayina ne kadar benzedigini farkettim. Sanki birisi kopyalayip yapistirmisti. Salona geldigimde babaannemin corba boldugunu gordum. Annemler sofraya oturmus beni bekliyordu. O gun o corbayi ictim fakat ne corba. Sanki neyin tadini almak istesem o geliyordu corbadan. Dunyadaki her seyden bkraz vardi sanki. Hani namaz kilarken arada mutlu bir his gelir, secdeye yatinca guvende hissedersiniz. Corbayi her ictigimde oyle bir his geliyordu. Hersey fazla guzeldi ama icten ice gozumuz boyaniyormus gibi bir hisse kapildim. Burasi cok garipti. Mekan icerden dolmabahce sarayina, disarda izmir efese, mekan olarak ise buyukadaya benziyordu. Buyukce bir tepe ve deniz manzarasi. Yemek bitti. Birde cay ictik. Saat 2 ye geliyordu ve babam ilcenin icine inmeyi teklif etti. 2-3 saatlik normal bir alanya turu ve aksam ustu denizde yuzmenin ardindan boguk satoya geri donduk. Yorgunduk ve uykuluyduk bu nedenle herkes 10 da yataklara gitti, babaanem haric. Ben yolda uyumustumve bir turlu uyuyamiyordum. Gariptir, 80 lerin oteline benziyor dedim ya, odada ne televizyon vardi, ne buzdolabi. Priz bile zorlama yatagin kenarina bir tane takilmisti. Telefonu sarja taktim ve facebookta takilmaya basladim. Yanlis hatirlamiyorsam o ara turkcell 4 ceker falan reklamlari vardi fakat burda utanmasa bir tik bile cekmeyecekti. Saat 10 dan 12 ye kadar falan yatakta faceye baktim. Faceye baktim derken oyle caps bakayim video izleyeyim falan degil. internete ilk baglanan telefonlar gibi ufacik yazilar, orta tika basarak yaklas falan. Herneyse, yatmaya karar verdim ve basucumw koyacak su bulmak icin asagiya inmeye karar verdim. Kapiyi actigimda babaannemin kolsuz tahta kapinin onunde durdugunu ve birseyler fisildadigini gordum. Babaanemi tanimiyor gibiydim, 10 senede bir gormusum sonucta. Bu yuzden seslenmeye cesaret edemeden kapimi kapatip uyumaya calistim ve yol yorgunluguyla 20-30 dakika icerisinde uyudum.
    ···
  4. 4.
    +10 -2
    Rezleri alın beyler devam edeceğim kaç kişi olursa olsun
    ···
  5. 5.
    +11
    Sabah uyandigimizda babama babaanneme odayi sormasini istedim. Babam benim yanimda sordu ve babaannem misafir var o odada misafir diyerek gecistirdi. Kahvaltida dunki corba gibiydi fakat umursamadan yedim, karnimi doyurdum. Babam ve annemle sehir merkezine indik, bir iki tarihi yer inceledik gezi rehberi falan aldık işte böyle bot turları falan sonra şato uzak olduğu için bu gece şehir içinde kalalım yarın bot turundan sonra döneriz dedik ve bir oda tuttuk. O kasvetli mekana girmeyeceğimiz için çok mutluydum fakat gelin görün ki o mekan benim rüyama girdi. Hani böyle rüyadan uyanırsınız, rüya gördüğünüzü hatırlarsınız ama ne gördüğünüzü hatırlamazsınız ya, hemen hemen öyle bir şey. Hatırladığım tek şey o lanet kapının kağıt gibi büküldüğüydü. Sanki arkadam biri koçbaşı ile vuruyormuş gibi falat kağıda vuruyormuş. Kapı ileri doğru bükülüp geri geliyordu falat menteşeler hiç oynamadı.
    Uyandığımda hatırladıklarım bunlardı. O sabah iyi bir kahvaltı yaptık ama hiçbir yemeğin tadı o şatodaki gibi değildi. Bot turu falan filan derken gene o kasvetli şatoya düştü yolumuz. Gece yarısı dönemeçli vadi yollarından geçiyorduk. Hani böyle aşağıda orman olur, diğer tarafında kayalık. Öyle bir yoldq gece yarısı gidiyoruz. Bazen üstümüze bir kaç parça taş düşüyor tavadan çat çat ses geliyordu fakat yolda herhangi bir şey olmadı. Ben genede o şatoya gitmemeiz için bir şeylerin gerçekleştiğini düşünüyordum. Geldik ve babam kapıyı çaldı. Bende mayoların olduğu çantayı büyük bahçede duran arabadan alıp eve doğru yürüyordum. Geldiğimde kapı hala açılmamıştı fakat üst kattaki odalardan birinin ışığı yanıyordu. Babam bir kaç kere daha zile bastıktan sonra o cama taş atmaya karar verdi. Babam camı söylediğinde ve kafamı kaldırdığımda kolsuz kapının olduğu odanın camlarının olmadığını gördüm. Gerçekten tırstım. Nasıl bir misafir her şekilde kapalı olan bir odada kalabilirdi?
    ···
  6. 6.
    +10
    1-2 dakika sonra babaanem hiçbir şey olmamış gibi kapıyı açtı ve hoşgeldiniz dedi. Babam neredeydin anne diye sorunca yeni müşteri geldi oğlum bırakıp gelemedim dedi. içeri girdik çaresiz. Bu sefer sofraya babaanem gelmedi. Biz oturduk ve gene herşeyin tadını aldığımız yemeği yedik. Bahçede çay içdik duş aldık derken gece oldu ve odamıza çekildik. Bu sefer gidip kapıyı tıklatmayı düşündüm. Saat 2:30 gibiyken kalktım ve kapıyı ölüm sessizliğiyle ve inanılmaz yavaş şekilde açtım.
    Kapıyı açtıktan sonra önce kafamı çıkartıp etrafa bakmayı düşündüm ve sağ tarafa baktım, bir şey yoktu. Sola çevirdim ve babaannemi gene o odanın önünde bir şeyler derken gördüm. Hızlıca fakat sessizce kapıyı kapatıp içeri döndüm ve derin bir nefes alarak düşünmeye başladım
    ···
  7. 7.
    +9 -1
    Derin bir nefes aldım ve kapıyı aklımdan geçen tek düşünce olan sessizlik ile açtım. Babaannem hala o kapının önündeydi ve hala birşeyler fısıldıyordu. Tepkisini ölçmek için arkamı dönüp, ben bi su içmeye gidiyorum baba dedim yüksek sayılacak bir sesle. Hiç bakmadı ve okumaya devam etti. Birşeyler fısıldıyordu fakat bu mesafeden ne dediğini duymam olanaksızdı. Yaklaşmaya da gücüm yetmezdi maalesef. Bu yüzden ara ara kontrol etmeye karar verdim. Saat başı çıktım ve babaannemin ne yaptığını anlamaya çalıştım.
    3.00 -- Kapıyı açıp baktım ve hiçbir harekette bulunmadan fısıldamaya devam ediyordu.
    4.00 -- Dışarda alacakaranlık vardı fakat babaannem hala gece karanlığı kadar hareketsizdi.
    5.00 -- Ezanın okunmasına bir kaç dakika kaldığını tahmin ediyorum. Bu işlerin ezanla son bulduğunu düşünüyoruz o zamanlar, saat başı ritüelimi bozup ezanı duyar duymaz kapıya koşmaya karar verdim.
    5.05 -- Ezanı duymamla beraber kapıya koşmam bir oldu. Oysaki son kapıya çıkışımın ardından neredeyse hiç geçmemişti. Bu nedenle bir değişiklik olmayacağını umuyordum. 80 lerin otelinde 1000 yaşında olduğunu düşündüğüm ahşap kapıyı müthiş gıcırtılar eşliğinde açtım bu sefer. Sessizliğe lüzum yoktu, ezan okunuyordu, zarar gelmezdi. Kapı açıldığında her şey normaldi fakat babaannem orada değildi. Aşağıya inip bakmak yer mi?
    Yemedi. Geri döndüm ve saatlerdir tuttuğum nöbeti sonlandırmak zorunda kalarak yatağa attım kendimi. Rüyamda ne gördüm dersiniz?
    Kağıt gibi sallanan bir kapı ve yerinden hiç oynamayan menteşeler!
    ···
  8. 8.
    +7 -2
    Geldim beyler sabah uyandığım babaannemin o kapıdan çıkarken gördüm onu gördüğüm fark etti ama arkasını dönüp gitti aşağıya bahçeye dolaşmaya indim nasıl bi yer diye evin arkasına doğru gittiğimde ne göreyim babaannem cinlerle 3 lü yapıyo babaannem beni cağırdı ve kendimi sakso çekerken fark ettim güzel histi o kumral cini bisoktum varya tassaklarımda her damla sperm değerdi süper bi zevkti
    ···
  9. 9.
    +8
    işler biraz ilginçleşiyor çünkü muskalı varlığımız babaannemin bildiği halde bugüne kadar cesaret edipte uygulayamadığı bir büyüyü uygulayıp babaannemin goz perdesini kaldırıyor.
    Babaannem ne görüyor biliyor musunuz? O varlığın arkasında yemek salonunu doldurabilecek kadar fazla varlık var. Meğer babaannemin hapsettiği varlıkta onlardan birisiymiş. Bu varlık ordusundaki en kuvvetli fedaisini almaya gelmiş anlayacağınız. Neden 8 yıl beklediğini ve şimdi geldiğini sormuş babaannem. Hapishane sadece içerdekileri dışarıdan uzak tutmakla kalmıyor cevabını aldığında bahçeye yaptığı koruma büyüsü için gururlansa da korkudan tir tir titriyormuş. Varlık şöyle bir söz söylemiş, keşke konyaaltındaki küçük falcı dükkanından hiç ayrılmasaydın. Bu kısıma hala hiç kimse anlam veremiyor çünkü halam evlenene kadar babaannemle beraber hep bu şatoda yaşadıklarına yemin ediyor. Babaannem nerden bildiğini soruyor fakat varlık hep ters bir cevapla hem cevabını vermiyor, hem cevaplar alıyormuş.
    "Bildiklerimizden dağ yapsan bu tepeyi aşar" demiş varlık. Yanacaksın, kurtuluşun, kaçışın yok demiş. Bu dünyada seni biz yakamayız, ama öteki dünyada rabbim seni yakacak demişler. Babaanem çaresiz büyüyü bozacağını söylemiş ve gece 2 için söz vermiş. O gece babaannemi görememin sebebi oymuş. Çünkü büyüyü tutmak için herhangi bir kuvvet uygulamamış. Aksine, aşağıda büyüyü bozmakla meşgulmüş. Saatler süren uğraşın ardından büyüyü bozmuş fakat güçlü varlığımız yıllarca süren esaretin ardından intikam için can çekişiyormuş. Büyü bozulduğu anda o tahta bu sefer kağıt gibi bükülmemiş ve resmen yırtılmış. Yaratık babaannemi içeriye çekip kendi çıktıktan sonra bir başka büyüyle onu içeriye kilitlemiş. Babaannemi içeride nasıl bir manzara bekliyordu hiç bilemiyorum. Hiçte bilemeyeceğim. Çünkü babam ve annem o salondan çıktıkan sonra, evi halama teslim edip ayrılmakta kesin karar kılmışlardı. Annem dualar etmiş, kuran okumuş ve o sabah antalyadan ayırlmışız.
    5 yıl antalyanın yakınından bile geçemedim. Geçen yıl arkadaşlarla beraber bir tatil yapma imkanımız oldu. Tatilin son günlerinde tünektepe de 360 derece dönen bir restoran olduğunu ve oraya gideceğimizi söylediler. Tepe denmesi yeterdi gitmemek için ama gittik işte. Ne tak varsa her yüksek tepeye konulan teleskoplar yok mu? Oradada vardı tabii ki. Merakıma yenik düştüm ve gözlerimi dayayıp ufuklarda o şatoyu aradım. Hiçbir şey görünmedi. Hiç bir şey. Bir daha evde ne babaannem konuşuldu, ne şato. Bu zamana kadar lafı bile açılmamıştı. Sonradan öğrendim. O şatoya herkes gelip gidemiyormuş. Babaannemin müşterileri sadece seçtiği kişilermiş. O gün o keçiye çarptığımızda keçinin kanı arabaya bulaşmış ve oda bizimle beraber girmiş anlayacağınız. Bu güne kadar konuşulmadı dedik ya, neden lafı açıldı biliyor musunuz. Çünkü bir gece, annem ben ve babam aynı rüyayı gördük...
    Kağıt gibi sallanan bir kapı ve yerinden hiç oynamayan menteşeler!
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Devamı nerde amk
      ···
  10. 10.
    +8
    Her gün yaptığımız gibi şehir içine inmeye karar verdik. Babamın bir arkadaşının lokantası varmış ve oraya gidecekmişiz. Dönemeçli yollardan geçtik ve şehir merkezine indik. Öğlene kadar bir iki yer turladıktan sonra iskelenin kenarına denizde ayaklar dikerek oluşturulmuş bir lokantanın önünde durduk. Arabadan inerken babamın arkadaşı geldi selamlaştılar hoş beş tatil nasıl fasıllarından sonra yemeğimizi yedik ve babamın telefonu çaldı. Merkezde yaşayan halam onuda almamızı ve annesini görmek istediğini söylemiş. Saat 3 buçuk 4 civarı gezdik ve 5 civarında halamı aldık. Bu sefer dönerken havanın aydınlık olması içimi rahatlatmıştı adeta. Yolun kenarından uçurumu izlerken babam aniden fren yaptı ve bir çarpma, cam kırılma sesi geldi. Yolda önümüze bir keçi çıkmış, boynuzu fara girmiş. Beyler arabanın ön sol tamponu havlu gibi buruşmuştu ama babamın dediğine göre taşa çarpar gibi çarpmış ve keçi afallayıp yere bile düşmeden yoluna devam etmiş. Bir iki dakika o şekilde durduk sonra babam, annem ve halam ne yaparız ne ederiz konuştular ve yarın bir hal çaresine bakılır fikrinde orta noktayı buldular. Çocukluğumu karartan şatoya gidecektik her şekilde. Bu sefer babaannem bizi kapıda bekliyordu. Garipti. Garipti çünkü ne babamın ne halamın babaannemi aradığını görmedim. içeri girdiğimizde babaannem bir işini yarım bırakmış gibi sofra hazır açsanız koyun yiyeceğinizi yiyin müşteri geldi ben bir ilgileneyim dedi. Babaannemin ikinci müşterisiydi fakat gece ne bir ses duyuyorduk. Ne kapıdaki arabalar sabah orada oluyordu. Ne bizden başkası duşu tuvaleti kullanıyordu. (Şato ev şeklinde olduğu için her odanın ayrı duşu yok koridorun sonunda bayan erkek umumi şekilde var) Anlayacağınız babaannemin müşterileriyle hiç karşılaşmadık nedense. Bu gece herşeyi anlayacağım diyordum içimden. Ne kadar korkarsam korkayım, ne yaparsam yapayım anlayacaktım. Gene o çorba vardı yemekte. Çorba diyorum ama, içinde hayat vardı be. Dedim ya, göz boyuyormuşçasına...
    Gece oldu. Babam annem ben aynı odadaydık belki bahsetmedim ama 14 yaşındayım o zaman otel gibi bir yerde ayrı oda kullanmamı, kirletmemi beklemiyorsunuz heralde. Odaya geçiyorum diyorum da, odaları her gün sıfırdan bu babaannem yalnız başına nasıl temizliyor anlayamıyordum. Meğer yalnız değilmiş...
    ···
  11. 11.
    +5
    Beyler herkesin tahmin ettiği üzere o odada bir varlık gizliymiş. Annemin söylediğine göre babaannem büyü yoluyla o varlığı oraya hapsetmiş ve o anlattığım genişçe bahçesini de büyüleyerek evi ve etrafını büyük bir hapishane haline getirmiş. O odayıda hücre yapmış. Maalesef o kadar kuvvetli bir varlık seçmiş ki, her gece kapısında aynı büyüyü tekrarlayıp hapsinden çıkmamasını sağlaması gerekiyormuş. Öyle de olmuş. Bu güne kadar son 8 yılda her gün saat 2 ile 5 arası çıkıp büyüsünü yapmış ve bittiğinde sözlerini kapının tavanına asıp, geceleri uyanan varlığı erken uyutmaya çalışmış. Varlığı son 8 yıldır serbest bırakma vaadiyle ev temizliği, güvenlik, fal bakma gibi işlerine alet etmiş. Penceresi yokmuş ve odanın etrafı tamamen sirke ile kaplıymış. (O varlıklar sirkeden nefret ederler) Anlayacağınız hitlerin gaz deneyleri gibi hem varlığı tutsak etmiş, hemde patronun kim olduğunu anlaması yolunda her gün varlığa sirke koklatarak eziyet çektirmiş. O gün çarptığımız keçi, babaannemin bizi kapıda karşılaması. Hepsi bağlantılıymış. Keçi babaannemin o günki müşterisiymiş ve bizim geleceğimizin tam dakikasını vererek inanmıyorsan çık bak demiş ve babaaanem kapıya çıkınca bizi görmüş. Sonra tırsmış tabii ki. Çeşitli büyüler okumuş fakat hiçbiri etki etmemiş. Sonra gözü müşterinin boynundaki muskaya erişmiş. Maalesef hikayenin buradan sonraki kısmı hiç iyi değil. Çünkü diğer hikayelerin aksine, bizim şehirden çağırıp evi temizletebilecek kuvvette bir hocamız yok.
    ···
  12. 12.
    +5
    Geceleyin saat 2 den sonra babaannemi kapıda göreceğimden emindim artık. Bu satırları okuyan herkes de emindir babaannemin orada olacağından. Gene cesaretimi topladım ve kapıyı yavaaaşca açtım. Ne mi gördüm dersiniz?
    Bomboş bir koridor. Babaannem ilk defa yoktu. Kapının etrafında kimse yoktu. Hani örümceği görmek korku verir. Fakat baktığınızda yerinde olmassa daha fazla korkarsınız. işte aynen o şekilde. Nutkum tutuldu, bacaklarım terledi ve o an neredeyse çığlık atmama sebep olacak bir ses duydum. Çok şükür ses tanıdık birine aitti.
    -Ne geziyosun lan ayakta?
    Arkamdan gelen sesin babam olduğuna fütursuzca emin olana kadar ağlayasım geldi. Kapıyı kapattım ve arkama dönerek:
    -Tuvalete gittim ordan döndüm baba sen neden uyumadın dedim.
    -Oğlum her gün uçtuğumu hissettiren yatak bugün dikenlerle dolu gibi sanki. Çok yorulduk heralde bugün dedi.
    • Annem ise mışıl mışıl uyuyordu. (Annem imanlıdır, namaz kılar, her gece yatmadan dua okur fakat babamda o tür şeyler yoktur namazı cumadan cumaya kılar)

    Babamın yanındaki yatağıma yattım ve uyumaya çalıştım. Klişe fakat gerçek, sabah ezanının okunduğu dakikaya kadar uyuyamadım. Uyandığımda annem ve babam yanımda değildi. Aşağıya indiğimde mutfaktaki uzun masanın etrafı kahvaltı etmek için değil, konuşmak için çevirlmişti anlaşılan. O gün beni odadan dışarı attılar. Şu an 20 yaşındayım ve annem bana o salonda konuşulanları yeni söyledi. Aynen aktarıyorum:
    Halam söze girmiş ve babaannemin bu işlerle uğraştığını, babamın zamanında şüphelendiğinde ona yalan söylediğini itiraf etmiş. Odayı da, işlerini de bir bir anlatmış. Çıktıklarında herkes buz kesilmişti. Dağ gibi babamın ilk defa korkutuğunu gördüm. Annem ise dualar okuyordu. Nedenini ise sadece 2,5 ay önce öğrendim.
    ···
    1. 1.
      0
      Dışarı attılar derken ?
      ···
      1. 1.
        0
        Yemek salonunun dışarısına çıkmamı söylediler.
        ···
    2. 2.
      +1
      Şuraya bi rez bırakıyım
      ···
  13. 13.
    +4 -1
    Okumayın falcı oldum
    ···
    1. 1.
      0
      Öyle bir başlık atmış ki sanki kendisi kötü yolda babannesi faldan görüp anasına babasına söylemiş.

      Edit: @1 panpa helal et.
      ···
  14. 14.
    +1 -3
    En son gordugumde de o menteseler gotume giriyoedu ben aci icinde bagiriyordum ama durmuyordu devam ediyordu girmeye en son mentese girerken babaannem gelip beni parmakladi
    ···
  15. 15.
    +4
    gibimiz elimizde panpa hizli
    ···
  16. 16.
    +1 -2
    Sonra babannem 36 cm çıkardı ve beni orada gibti ve ben çok mutlu oldum ara sıra gidiyorum oda beni gibiyor
    ···
  17. 17.
    +2 -1
    Dusunmeye basladim neden babaannem her gordugumde ordaydi sabah olmustu o gun ruya gormedim kahvaltiya babaannem gelmemisti tekrar babam bana git babaannene bakta gel dedi gittim baktim ve ne goreyim babaannem o kapiyla iliskiye giriyordu
    ···
  18. 18.
    +1
    REZervatullah
    ···
  19. 19.
    +1
    Okumayın falcı travestiymiş
    ···
  20. 20.
    +1
    rez okurum
    ···