/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 101.
    0
    rezzzzz
    ···
  2. 102.
    0
    Rez kanka
    ···
  3. 103.
    0
    Rez okurum
    ···
  4. 104.
    0
    Rezzzzz
    ···
  5. 105.
    +8
    Her gün yaptığımız gibi şehir içine inmeye karar verdik. Babamın bir arkadaşının lokantası varmış ve oraya gidecekmişiz. Dönemeçli yollardan geçtik ve şehir merkezine indik. Öğlene kadar bir iki yer turladıktan sonra iskelenin kenarına denizde ayaklar dikerek oluşturulmuş bir lokantanın önünde durduk. Arabadan inerken babamın arkadaşı geldi selamlaştılar hoş beş tatil nasıl fasıllarından sonra yemeğimizi yedik ve babamın telefonu çaldı. Merkezde yaşayan halam onuda almamızı ve annesini görmek istediğini söylemiş. Saat 3 buçuk 4 civarı gezdik ve 5 civarında halamı aldık. Bu sefer dönerken havanın aydınlık olması içimi rahatlatmıştı adeta. Yolun kenarından uçurumu izlerken babam aniden fren yaptı ve bir çarpma, cam kırılma sesi geldi. Yolda önümüze bir keçi çıkmış, boynuzu fara girmiş. Beyler arabanın ön sol tamponu havlu gibi buruşmuştu ama babamın dediğine göre taşa çarpar gibi çarpmış ve keçi afallayıp yere bile düşmeden yoluna devam etmiş. Bir iki dakika o şekilde durduk sonra babam, annem ve halam ne yaparız ne ederiz konuştular ve yarın bir hal çaresine bakılır fikrinde orta noktayı buldular. Çocukluğumu karartan şatoya gidecektik her şekilde. Bu sefer babaannem bizi kapıda bekliyordu. Garipti. Garipti çünkü ne babamın ne halamın babaannemi aradığını görmedim. içeri girdiğimizde babaannem bir işini yarım bırakmış gibi sofra hazır açsanız koyun yiyeceğinizi yiyin müşteri geldi ben bir ilgileneyim dedi. Babaannemin ikinci müşterisiydi fakat gece ne bir ses duyuyorduk. Ne kapıdaki arabalar sabah orada oluyordu. Ne bizden başkası duşu tuvaleti kullanıyordu. (Şato ev şeklinde olduğu için her odanın ayrı duşu yok koridorun sonunda bayan erkek umumi şekilde var) Anlayacağınız babaannemin müşterileriyle hiç karşılaşmadık nedense. Bu gece herşeyi anlayacağım diyordum içimden. Ne kadar korkarsam korkayım, ne yaparsam yapayım anlayacaktım. Gene o çorba vardı yemekte. Çorba diyorum ama, içinde hayat vardı be. Dedim ya, göz boyuyormuşçasına...
    Gece oldu. Babam annem ben aynı odadaydık belki bahsetmedim ama 14 yaşındayım o zaman otel gibi bir yerde ayrı oda kullanmamı, kirletmemi beklemiyorsunuz heralde. Odaya geçiyorum diyorum da, odaları her gün sıfırdan bu babaannem yalnız başına nasıl temizliyor anlayamıyordum. Meğer yalnız değilmiş...
    ···
  6. 106.
    0
    Rezerved
    ···
  7. 107.
    +5
    Geceleyin saat 2 den sonra babaannemi kapıda göreceğimden emindim artık. Bu satırları okuyan herkes de emindir babaannemin orada olacağından. Gene cesaretimi topladım ve kapıyı yavaaaşca açtım. Ne mi gördüm dersiniz?
    Bomboş bir koridor. Babaannem ilk defa yoktu. Kapının etrafında kimse yoktu. Hani örümceği görmek korku verir. Fakat baktığınızda yerinde olmassa daha fazla korkarsınız. işte aynen o şekilde. Nutkum tutuldu, bacaklarım terledi ve o an neredeyse çığlık atmama sebep olacak bir ses duydum. Çok şükür ses tanıdık birine aitti.
    -Ne geziyosun lan ayakta?
    Arkamdan gelen sesin babam olduğuna fütursuzca emin olana kadar ağlayasım geldi. Kapıyı kapattım ve arkama dönerek:
    -Tuvalete gittim ordan döndüm baba sen neden uyumadın dedim.
    -Oğlum her gün uçtuğumu hissettiren yatak bugün dikenlerle dolu gibi sanki. Çok yorulduk heralde bugün dedi.
    • Annem ise mışıl mışıl uyuyordu. (Annem imanlıdır, namaz kılar, her gece yatmadan dua okur fakat babamda o tür şeyler yoktur namazı cumadan cumaya kılar)

    Babamın yanındaki yatağıma yattım ve uyumaya çalıştım. Klişe fakat gerçek, sabah ezanının okunduğu dakikaya kadar uyuyamadım. Uyandığımda annem ve babam yanımda değildi. Aşağıya indiğimde mutfaktaki uzun masanın etrafı kahvaltı etmek için değil, konuşmak için çevirlmişti anlaşılan. O gün beni odadan dışarı attılar. Şu an 20 yaşındayım ve annem bana o salonda konuşulanları yeni söyledi. Aynen aktarıyorum:
    Halam söze girmiş ve babaannemin bu işlerle uğraştığını, babamın zamanında şüphelendiğinde ona yalan söylediğini itiraf etmiş. Odayı da, işlerini de bir bir anlatmış. Çıktıklarında herkes buz kesilmişti. Dağ gibi babamın ilk defa korkutuğunu gördüm. Annem ise dualar okuyordu. Nedenini ise sadece 2,5 ay önce öğrendim.
    ···
    1. 1.
      0
      Dışarı attılar derken ?
      ···
      1. 1.
        0
        Yemek salonunun dışarısına çıkmamı söylediler.
        ···
    2. 2.
      +1
      Şuraya bi rez bırakıyım
      ···
  8. 108.
    0
    Rezervatuar
    ···
  9. 109.
    0
    Seri yaz pnp
    ···
  10. 110.
    0
    Devam panpa
    ···
  11. 111.
    +5
    Beyler herkesin tahmin ettiği üzere o odada bir varlık gizliymiş. Annemin söylediğine göre babaannem büyü yoluyla o varlığı oraya hapsetmiş ve o anlattığım genişçe bahçesini de büyüleyerek evi ve etrafını büyük bir hapishane haline getirmiş. O odayıda hücre yapmış. Maalesef o kadar kuvvetli bir varlık seçmiş ki, her gece kapısında aynı büyüyü tekrarlayıp hapsinden çıkmamasını sağlaması gerekiyormuş. Öyle de olmuş. Bu güne kadar son 8 yılda her gün saat 2 ile 5 arası çıkıp büyüsünü yapmış ve bittiğinde sözlerini kapının tavanına asıp, geceleri uyanan varlığı erken uyutmaya çalışmış. Varlığı son 8 yıldır serbest bırakma vaadiyle ev temizliği, güvenlik, fal bakma gibi işlerine alet etmiş. Penceresi yokmuş ve odanın etrafı tamamen sirke ile kaplıymış. (O varlıklar sirkeden nefret ederler) Anlayacağınız hitlerin gaz deneyleri gibi hem varlığı tutsak etmiş, hemde patronun kim olduğunu anlaması yolunda her gün varlığa sirke koklatarak eziyet çektirmiş. O gün çarptığımız keçi, babaannemin bizi kapıda karşılaması. Hepsi bağlantılıymış. Keçi babaannemin o günki müşterisiymiş ve bizim geleceğimizin tam dakikasını vererek inanmıyorsan çık bak demiş ve babaaanem kapıya çıkınca bizi görmüş. Sonra tırsmış tabii ki. Çeşitli büyüler okumuş fakat hiçbiri etki etmemiş. Sonra gözü müşterinin boynundaki muskaya erişmiş. Maalesef hikayenin buradan sonraki kısmı hiç iyi değil. Çünkü diğer hikayelerin aksine, bizim şehirden çağırıp evi temizletebilecek kuvvette bir hocamız yok.
    ···
  12. 112.
    0
    Reserved
    ···
  13. 113.
    0
    rez seri yaz panpa gecr uzun
    ···
  14. 114.
    +8
    işler biraz ilginçleşiyor çünkü muskalı varlığımız babaannemin bildiği halde bugüne kadar cesaret edipte uygulayamadığı bir büyüyü uygulayıp babaannemin goz perdesini kaldırıyor.
    Babaannem ne görüyor biliyor musunuz? O varlığın arkasında yemek salonunu doldurabilecek kadar fazla varlık var. Meğer babaannemin hapsettiği varlıkta onlardan birisiymiş. Bu varlık ordusundaki en kuvvetli fedaisini almaya gelmiş anlayacağınız. Neden 8 yıl beklediğini ve şimdi geldiğini sormuş babaannem. Hapishane sadece içerdekileri dışarıdan uzak tutmakla kalmıyor cevabını aldığında bahçeye yaptığı koruma büyüsü için gururlansa da korkudan tir tir titriyormuş. Varlık şöyle bir söz söylemiş, keşke konyaaltındaki küçük falcı dükkanından hiç ayrılmasaydın. Bu kısıma hala hiç kimse anlam veremiyor çünkü halam evlenene kadar babaannemle beraber hep bu şatoda yaşadıklarına yemin ediyor. Babaannem nerden bildiğini soruyor fakat varlık hep ters bir cevapla hem cevabını vermiyor, hem cevaplar alıyormuş.
    "Bildiklerimizden dağ yapsan bu tepeyi aşar" demiş varlık. Yanacaksın, kurtuluşun, kaçışın yok demiş. Bu dünyada seni biz yakamayız, ama öteki dünyada rabbim seni yakacak demişler. Babaanem çaresiz büyüyü bozacağını söylemiş ve gece 2 için söz vermiş. O gece babaannemi görememin sebebi oymuş. Çünkü büyüyü tutmak için herhangi bir kuvvet uygulamamış. Aksine, aşağıda büyüyü bozmakla meşgulmüş. Saatler süren uğraşın ardından büyüyü bozmuş fakat güçlü varlığımız yıllarca süren esaretin ardından intikam için can çekişiyormuş. Büyü bozulduğu anda o tahta bu sefer kağıt gibi bükülmemiş ve resmen yırtılmış. Yaratık babaannemi içeriye çekip kendi çıktıktan sonra bir başka büyüyle onu içeriye kilitlemiş. Babaannemi içeride nasıl bir manzara bekliyordu hiç bilemiyorum. Hiçte bilemeyeceğim. Çünkü babam ve annem o salondan çıktıkan sonra, evi halama teslim edip ayrılmakta kesin karar kılmışlardı. Annem dualar etmiş, kuran okumuş ve o sabah antalyadan ayırlmışız.
    5 yıl antalyanın yakınından bile geçemedim. Geçen yıl arkadaşlarla beraber bir tatil yapma imkanımız oldu. Tatilin son günlerinde tünektepe de 360 derece dönen bir restoran olduğunu ve oraya gideceğimizi söylediler. Tepe denmesi yeterdi gitmemek için ama gittik işte. Ne tak varsa her yüksek tepeye konulan teleskoplar yok mu? Oradada vardı tabii ki. Merakıma yenik düştüm ve gözlerimi dayayıp ufuklarda o şatoyu aradım. Hiçbir şey görünmedi. Hiç bir şey. Bir daha evde ne babaannem konuşuldu, ne şato. Bu zamana kadar lafı bile açılmamıştı. Sonradan öğrendim. O şatoya herkes gelip gidemiyormuş. Babaannemin müşterileri sadece seçtiği kişilermiş. O gün o keçiye çarptığımızda keçinin kanı arabaya bulaşmış ve oda bizimle beraber girmiş anlayacağınız. Bu güne kadar konuşulmadı dedik ya, neden lafı açıldı biliyor musunuz. Çünkü bir gece, annem ben ve babam aynı rüyayı gördük...
    Kağıt gibi sallanan bir kapı ve yerinden hiç oynamayan menteşeler!
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Devamı nerde amk
      ···
  15. 115.
    0
    Rez kardesim guzel gidiyorsun
    ···
  16. 116.
    0
    Sardı baya
    ···
  17. 117.
    0
    Kör oldum oç mutlumusun
    ···
  18. 118.
    0
    Amk sardı reuzubillahimineşşeytanirracim
    ···
  19. 119.
    0
    Düşündürücü.
    ···
  20. 120.
    0
    Rizörverd
    ···