başıma gelen rezil olay ibretlik ve seks içerir

sabah ilk iş adrese gittik. fuat uzaktan izliyordu. kapıyı çaldım, tanja açtı. şaşırmış bir ifadeyle "yine kahve mi istiyorsun gel içeri" diyerek güldü. ben bozunutuya vermedim. içeri geçtik. "o vita kutusunda ne vardı kuzum" şeklinde sordum çatpat almancamla. "bak şekerim, tatlı çocuksun, o kadar tatlısın ki seninle seviştim, hiç gerek olmadığı halde. safsın, ama boyundan büyük işlere girme. şimdi kaveni iç ve git." dedi. bense korkmama rağmen şansımı bir daha denemek istedim "peki sevişsek mi bir daha" dedim. "hadi kuzum hadi, ev arkadaşım ve ortağım gelmeden git" dedi. beni kapıdan adeta kovdu. çıkarken ev arkadaşı da eve giriyordu. gözlerime inanamadım, soğuk sular üzerimden kovayla boşaldı sanki. ev arkadaşı ve "ortağı"...

hikaye tamamen mantık hatası amk sanki denizlideki ablasını ziyarete gidiyo pekekent. ulan muallak sen almanyaya gidicen kimse karşılamaya gelmeyecek. giberim lan ben öyle ablayı enişteyi

beyler beynim ağrıdı şoktan. ev arkadaşı sabiha gökçende tangasını kestiğim şişko karıydı! bu emminin bana vitayı verdiğini gördü herhalde, ortağına haber verdi. basit bir plan yapıp benden aldılar tenekeyi. ama neydi vita, ne tenekesiydi o? neden bu kadar tantana? asla bilemeyecektim.. eğer eniştem bir ay sonra hava alanına giderken yolda bana o sihirli cümleyi etmeseydi..

yalanlarına sokayım bin

hayatımdan çaldığın 1 saat haram zıkkım olsun oç

amk bini hikaye gibko ama okutturmayı da biliyon

rezerve bakalım

hızlı yaz amın feryadı

hadi lan bin

oh yes baby

bu kısım dialog beyler.

b: ben
e: enişte

e: hadi koçum az kaldı, kendine dikkat et.
b: tabi enişte..
e: evden okula, okuldan eve.. başka işler yok ha.. sana çok güveniyor annenler.
b: tabi enişte ne olacaydı başka..
e: hayır bu ilk geldiğine vita mita işleri olunca, bi de senle konuşamadık olayla ilgili, önce dedim bi gariplik mi var bu çocukta.. ama sonra anladım gayet efendi akıllı bi çocuksun.
b: vita falan nedir anlamadım zaten enişte, anlamam ben o işlerden.
e: koçum vita alman argosunda kokaine denk gelir. buradaki it kopuk da, saf mal tipli gördüklerine taşıtırlar malı. ben de sandım ki sen öyle bi işe bulaştın..
b: (şaşkınlıktan zihnim gibilmişti, ama sonunda anladım bana ne yaptıklarını) olur mu enişte, ben o akşam şey..
e: tamam koçum geçti, boşver. geldik bile. sana iyi yolculuklar..

arabadan nasıl indim, pasaporttan nasıl geçtim anlamadım hiç. resmen kek gibi kokain kuryeliği yapmıştım, staj yapmak isterken.

rezerved

bitti mi

hannover hava alanında hayalet gibi uçağı beklemeye başladım. şöyle akıllıyım böyle usluyum derken emminin birinin bana o kadar kilometre kokain taşıtması, sonra başka birilerinin onu benden çalması, ablamları neredeyse belaya bulaştırmam, fuatın neredeyse canından olması.. hepsi bir tanga yüzündendi. kendime kızıyordum. böyle düşünürken yine ve bu sefer daha güzel zütler girdi menzilime. az önce düşündüklerimi bir kenara bırakıp onlara odaklanmaya başladım ki, bir el omuzuma dokundu.. "beyefendi zarfınız düşmüş" dedi güzel bir ses tonuyla, bıraktı ve gitti. gözlükleri ve şapkasıyla yüzü seçilmiyodu ama eğilirken çatalındaki dövme gözümden kaçmadı, bu tanja idi. zarfı açtım, içinden 14 bin mark çıktı. (yaklaşık 7bin euro) tanja payımı bırakmıştı.

evet, belki bu kadar şey gelmişti başıma, maceralar yaşamıştık ama, taş gbii bir almanla yatıp, üstüne bir de para kazanmıştım.

--spoiler--
ibret alın gençler
--spoiler--

those were the days..

reservet

yazdıklarının her kelimesi yalan ama iyi yazıyor bin. rizörvi.

rizörvet.

yalanlarını gibiyim gogıl tıransleyt terk amk yok tangaymış ananda bacında gördüğün tangayı bize anlatma şakirt

yalanına sokuyum