-
35.
0Rez tutar panpa
-
34.
+6 -8Hadi beyler hala şuku atmıyosunuz aq 3-5 şuku tatmin etmiyo. neyse devam ediyorum.
Zombiler fazla yığıldığı için arabanın geçişini engellediler ve camı kırıp yeliz hocaya ulaşmayı başardılar. Sonra onu dışarı çıkarıp paramparça ettiler. bunu görmek içler acısıydı.O esnada damla hoca da bi şokla bozuk bi pgibolojiyle kapıyı açıp koşmaya başladı ve o da zombilere yem oldu. daha sonra ben bi şekilde geçtim şoför koltuğuna ve sığınağa dönmeye karar verdik. Siginakta yaklaşık 3 ay durduk.Bi akşam yemek yerken birden uykum geldi. Lanet Ünal bey mesut abiye sargı alacam diye gittiği eczaneden uyku ilacı almış ve yemeğime atmış. uykuya dalmadan önce son hatırladığım 2 tane damarlı kol gibi yannan. sabah uyandığımda zütüm ağrıyordu. kadınsızlıktan yaptıklarını söylediler.ama zevk almadim dersem yalan olur. Zombileri ve kuzeydeki kampı gibtirettik her akşam yemeklerden birine atıyoruz uyku ilacını. kime denk gelirse sabaha kadar gibiyoruz.
SON -
-
1.
+3güldüm bin şuku
-
2.
+1hay mk ortada fark ettim ne diyo bu diye :D
-
1.
-
33.
0Sfüç rez
-
32.
0Rezervasyon
-
31.
0Di#rezzz#or
-
30.
0Rezindinho
-
29.
0Önceki hikayenin fullunu at amk dh de var demiştin
-
28.
0rezerved
-
27.
-1rez okurum belki
-
26.
+24Sabah erkenden kalktım. Diğerleri uyuyordu. Onlarıda uyandırdım. Yarım saate herkes hazır olsun gidiyoruz dedim. Gece zaten eşyaları falan toplamıştık. Biraz birşeyler atıştırdıktan sonra barınaktan çıktık. Etraf sakindi. GÜneş daha tam çıkmamıştı yarı karanlıktı. Dün Yeliz hoca arabayı çok iyi kullanmıştı o yüzden yine direksiyona o geçti. Mesut abi onun yanında oturdu. Kolu biraz daha iyiydi şimdi. Ünsal bey ve Damla hanım arka koltukta oturdular. Ben yine 50 kalibrenin başına geçtim. Araç evin bahçesinden çıktı. Bu sefer temelli. Dönüşü yoktu artık. Kuzeye giden yol şehir merkezinden geçiyordu. Her ne kadar tehlikeli olsada başka yolumuz yoktu. Şehir merkezine ulaşmamız uzun sürmedi. Yollar boştu, trafik sorunu diye bir şey kalmamıştı artık. Şehirden kaçış zamanı bazı binalar ciddi hasar görmüştü. Ama bir çok bina eskisi gibiydi. Ama ne olursa olsun hepsi zaman içinde çürümeye mahkumdu. Çünki artık kimse bu binalara dönmeyecekti. Şehir merkezinde yüksek binaların arasıyla ilerliyorduk. Çok tehlikeli bir geçitti bu. Ara sokaklardan, apartmanlardan her taraftan o yaratıklar çıka bilirdi. Çünki her tarafta onlardan vardı biliyordum. O yüzden 50 kalibreyi sık sık etrafa döndürerek tetikte olmaya çalışıyordum. Caddenin sonuna yaklamıştık. Eski banka binanısının yanında yolun her iki tarafında çıkmaz sokak vardı. Ama boş değildi o sokaklar. Araç sesini duyan zombiler caddeye fırladılar. Araca doğru koşmaya başladılar. Yeliz hoca gaza basıp hızı yükseltti. 50 kalibreyle hedef aldım. Önümüzde duran şu etten duvarı param parça etmek için biraz daha yakına gelmelerini bekliyordum...
-
-
1.
+2Panpa yarın iş görüşmesine gidecektim amk bekleyemem o kadar bi iki part daha ataydın keşke
-
-
1.
+1inşallah alırsın pnp
-
2.
0Panpa taşşağından zütüne kadar ağzıma alayım işi aldım
-
1.
-
1.
-
25.
+15uzun bi part yazdım gece devam edicem beyler bu arada şukularınızı ekgib etmeyin
-
24.
0#rez panpa devam
-
23.
+24Beyler gibik sokuk hikayelere şuku atıyonuz ben burda hasta hasta paylaşıyorum elinizi kaydırmaya üşeniyonuz sonrada seri at diye ağlıyosunu amk
-
22.
+15Benim barınağa gelmiştik. Artık akşam oluyordu. Barınak şekli verdiğim bodrum kata indik ve girişi kapattım. ilk önce Mesut abinin yarasına bakmak gerekti. Çekmeceden ilk yardım çantasını alıp Mesut abinin yanına oturdum. Gömleğin kolunu açtım. Kolunda mermi yarası vardı. Sıyırıp geçmişti galiba. Yarayı temizleyip bezle sarımaya başlamıştım. Bunun nasıl olduğunu sordum.
- Sen gelmeden 2 gün önce markete ben gitmiştim yemek almak için. Marketten çıktığımda önüme bir adam çıktı. Bana silah doğrultarak silahımı ve motorumun anahtarlarını istedim. Bende aniden tabancamı çekip ateş ettim. Oda ateş etti tabi, mermi kolumu sıyırıp geçti. Ama benimki tam isabetti. Boğazından vurmuştum. Sonra bir şekilde üniversiteye kadar gittim...
Karnımız doyurmalıydık. Ben yemek yemekle beraber haritayı açtım. Kampın olduğu noktaya baktım. Kuzeyde Rusya sınırına yakın, dağlık bir yerdeydi. ORaya ulaşmak kolay olmayacaktı. Gerçi yeteri kadar silahımız ve benzinimiz vardı ama yolda neyle karşılaçağımız belli değildi tabi. -
21.
+15-Hayır tahliye karakoluna, askerlere gitmeliyiz, bizi kampa zütürecekler. diye itiraz etti. Durumlardan haberi yoktu anlaşılan.
-Hocam, tahliye karakoluna gidemeyiz.
-Neden?
-Çünki tahliye karakolları artık yok. Ordu yok. Artık hiçbir şey yok. Sadece biz varız. Ve hiç bir yerden yardım gelmeyecek.
-Ama kuzeyde kamp var! Hayatta kalanların kampı.
-Evet öyle bir kamp olmalı. Ama nerde olduğunu net olarak bilmiyorum. Yerini gösteren bir harita falan yok. Koordinatlarını bilmeden öyle uzun bir yolculuğa çıkmak intihar demek.
Bunu duyunca ünal hoca omuzuna geçirdiği küçük çantasını açıp kurcalamaya başladı. Ne aradığını merak ediyordum. Çantadan küçük bir kağıt parçası çıkardı ve hafif gülümseyerek işte kampa giriş biletimiz dedi ve kağıdı bana uzattı. Hemen açıp baktım. Haritaydı bu. Kaç aydır aradığım harita. Hemde kampın koordinatları net olarak belirtilmişti.
Hedefimiz belliydi artık. Benim küçük barınağa gibip biraz dinlenmek (Mesut abinin kolundaki yarayada bakmak gerekiyordu) sonrada kuzeye doğru yola koyulmak. Uzun ve tehlikeli bir yolculuk olacak tı bu. Ama sonunda kurtuluş vardı. Umut vardı. Ve biz 5 kişi bu umudun peşinden gidecektik... -
-
1.
+4Bu arabanın benzini sınırsız mı amk?
-
2.
+2zombi ezdikçe fulleniyor
-
1.
-
20.
-2HD yayınlarında bir tanem anladım. Bu nedenle bilgilerin doğruluğunu garanti etmemekte bir tanem anladım ama bu iyi geceler kaç gün daha iyi oldum ama bu kadar uzun süre devam 3
-
19.
+22Silahımın şarjörünü kontrol edib kapıdan içeri-markete girdim. Markette pek falza bir şey kalmamıştı. Heralde salgının ilk aylarından panikleyen insanlar markete akın edib ne var ne yoksa herşeyi alıp zütürmüşler. Nerdeyse boş rafların arasıyla ilerliyordum. içeride hayat işareti yoktu. Herşey çok sessizdi, ölüm gibi sessiz. Marketin arka tarafına gelmiştim artık. Ne Ünsal hocadan ne Damla hocadan nede malum yaratıklardan bir eser yoktu. En azından zombilerle karşılaşmadığım için biraz rahatladım. Namluyu indirip dolaplardan birine yaslandım. Nefes almaya, stressten kurtulmaya çok ihtiyacım vardı. Tam bu sırada dışarıdan silah sesi duyuldu. Önce bir el sonra 2 sonra 3 ve sonra seri gibi duyulmaya başlandı. Çatışma vardı dışarıda. Hemen geriye çıkışa koşmaya başladım. Çıkışa vardığımda, aracın yanında elinde silah tutan adamı tanıdım, Ünsal beydi bu. Mesut abide araçtan inmişti. Her ikisi ateş ediyordu. Ateş ettikleri tarafa baktım. Sokağın kuzey tarafı. Zombiler araca yaklaşıyordu. Hemen arabaya! - diye bağırdım. Herkes yerine geçti. Ben yine 50 kalibrenin başına çıktım. Ateş ede ede çevre yoluna ilerlemeye başladık. Az sonra zombiler gözden kayboldular. Yeliz hoca tarif ettğim adrese sürüyordu aracı. Çevre yoluna çıkınca, silahın başından inip aracın içine geçtim. Ünal bey nereye gittiğimizi sordu. Bu arada Damla hanımda araçtaydı. Benim barınağı anlattım ona.
-
18.
0Hadi lan sabaha kadar senimi beklicez
-
17.
-3Şuku vermek için üye oldum yazasana huurnun fırlattığııı
-
16.
0Hadi be panpa bekletme bizi diğer puştlar gibi
Bu arada helal olsun çıksın kitap alıyorum kardeşim kazansın amk