/i/Tarih

''Tarih bir meslektir, bir hobi, gevezelik, anekdot ya da asparagas değildir.'' (Pierre Goubert)
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +9
    Başlığı aradım bakındım göremedim böyle bir başlığın açılmamış olması ilginç, sizlerin yazdığı kuzenime atladım tatilde sevgilimi aldattım meselelerinden daha kıymetlidir okuyun beyler şuku filan istemez alıntıdır

    Ölümünün 43. yıldönümünde anılan Aşık Veysel'in aşığına kaçan ilk eşine yaptıkları, kuşaktan kuşağa aktalarılarak onun ne kadar erdemli bir insan olduğu gösteriyor.
    Türk halk ozanı Aşık Veysel Şatıroğlu ölümünün 43. yıldönümünde anılıyor. Tek bir kitap okumadan, bir gün bile okula gitmeden hayatı özümsemiş ve asıl önemlisi kendisinden sonraki nesillere müthiş bir miras bırakmıştır.

    Halk müziği tarihinin en iyi söz yazarlarından ve bağlama üstatlarından birisi olan Aşık Veysel'in hayatına dair merak edilen ayrıntılar ölüm yıldönümünde paylaşılıyor.

    KAÇACAKLARI GECE HER ŞEYi HiSSEDiYOR

    Aşık Veysel'in torunu iş kadını Çiğdem Özer, üç yıl önce bir röportajda dedesinin ilk evlililiğiyle ilgili pek bilinmeyen bir olayı böyle anlatmıştı: "Köyün en güzel kızıyla evlendirilmiş dedem... Yol arkadaşlıkları aileleri tarafından tayin edilmiş iki insan. Hayat sürprizlerle dolu, gel zaman git zaman evdeki hizmetli Hüseyin'e kayıyor gönlü güzeller güzeli Esma'nın. Aşk bu, insanın gözünü karartır. Aşıklar bir gün kaçmaya karar veriyor ve Esma çocuğunu ve dedemi bırakıp kaçıyor. Ama Veysel de aşık ve kaçacakları gece görmeyen gözlerine rağmen her şeyi hissediyor.

    AŞIĞIYLA KAÇAN EŞiNiN AYAKKABISINA BiR TOMAR PARA KOYDU

    Neyse, bizim kaçaklar Samsun'a vardıklarında Bafra civarında soluklanmak için bir çeşmenin başında duruyorlar. Bitkinler, açlar, ceplerinde bir kuruş para yok. Esma çoraplarını çıkarıyor ve bir bakıyor ki içinde bir tomar para...

    Evet yaban ellerde kurda kuşa yem olmasınlar diye... işte bazılarımızın gönlü zengin... Hikaye burada bitmiyor aslında. Hüseyin'le Esma günün birinde perişan vaziyette köye dönüyor. Bu arada dedem ve Esma annenin çocuğu da ölüyor.

    "iHTiYAÇLARI VAR MI?" DiYE SORDURUYORMUŞ

    Dedem o zaman çok meşhur, 'Esma'ların bir ihtiyaçları var mı?' diye sorduruyormuş devamlı akrabalarına. O kadar içi acımış ki, bir şiir yazmış 'Zalim, kafir, yetim koydun kuzumu/ Çocuğunu geride bırakıyor, zalim kafiri Hüseyin' diye. Dedem ölüm döşeğindeyken helallik almak için kapıya kadar geliyor Esma anne, ama "içeri girmeye yüzüm yok" deyip vazgeçiyor. Bir dostu dedemi Zara'ya davet etmiş. Orada üç ay kalmış Veysel... Yalıncak Baba Tekkesi'ne uğramış. Anneannem de orada yaşayan bir ailenin kızı...

    Gülizar anne rüyasında dedemle evlendiğini görüyor ve bunu babasıyla paylaşıyor, babası da 'Bu adam senin kısmetin kızım' diyor ve evleniyorlar."

    edit
    beyler videoda da çok güzel bi bilgiden bahsediliyor ayrıca bunu da izlerseniz sevinirim
    https://www.youtube.com/watch?v=ghufjfodNJE
    ···
  1. 2.
    +2
    güzelliğin on par'etmez bu bendeki aşk olmasa :/
    ···
  2. 3.
    +1
    gözlerim doldu lan okurken bunu vay amk
    ···
  3. 4.
    0
    Verdim sukunu
    ···
    1. 1.
      0
      okuman yeter panpa teşekkürler
      ···
  4. 5.
    +2
    Sivasın adamı ne sandın bin
    ···
  5. 6.
    0
    buralar değerlenir esenyurt gibi
    ···
  6. 7.
    +1
    veysel baba Türk insanının en olgun en iyi özelliklerinin toplandıgı bir numune. Allah gani gani rahmet eylesin.
    ···