-
83.
0bir anda bir ses duydum. bir melek. bana gel diyordu. yanıma gel diye sesleniyordu. dönüp baktığımda derin bir oh çekmiştim. bizim melek ablaydı beni çağıran. hiç düşünmeden kendimi dükkana attım. ne var ne yok derken bana rengimin neden soluk olduğunu sordu. yok bir şey dedim bende sadece susamışım o yüzdendir. bana hemen bir bardak su uzattı. inanın o içtiğim su bana o kadar iyi gelmişti ki yeniden doğmuştum sanki. ama aklım dışarıdaydı. onları gözden kaçırmamam gerekiyordu. o yüzden muhabbeti kesip işim olduğunu söyledim ve çıktım. onlar hala oradaydı. bu defa hiç olmadı diyarbakırlı abimin hal hatırını sorar o şekilde yırtarım diye düşünüyordum. onlara doğru bir kaç adım attıktan sonra farkında olmadan bizim çeyizci serdarın dükkanının kapısına gelmişim. ve şimdi de o çağırmıştı beni. içeri girdim. ne var ne yok burada işin ne derken meseleyi anlattım. ben anlatırken kapıda tehlé belirdi. kapıda asılı duran bir şeylere bakıyordu ardından bana baktı ve içeriye doğru yöneldi.
-
82.
0oraya da giremedim. iş hanını geçip yine durdum ve düşündüm. içeride herkes beni tanıyor. "ya herkesin içinde kalbimi kırarsa ya ters bir tepki verirse. ama ya benim içeri girmemi bekliyorsa. yok yok kesin benim için girdi içeri. ben burada boşuna zaman harcıyorum kesin benim ona açılmam için ortam yaratıyor." (oysa ben arkalarından giderken hiç dönüp bakmamıştı bile. ben nasıl bu kadar pozitif düşünmüştüm hala şaşıyorum.)
yaklaşık 30 saniye buları düşündükten sonra. nerede durduğumu anlamıştım. iş hanının hemen yanında boş bir arazi vardı. burada çöpler birikir akşam belediye alırdı. işte benim durduğum yer bu çöplerin ortasında bir yerdeydi. hemen etrafıma bakıp kim gördü acaba diye kontrol ettim. allahtan kimse bana bakmıyordu hemen dönüp telaşla iş hanına girdim. girer girmez tam karşımda onları gördüm. diyarbakırlı bir abinin yanında çanta bakıyorlardı. o an ne yapacağımı şaşırdım züt gibi ortada kaldım dedim. o diyarbakırlı abi de beni iyi tanırdı. gidip onun yanında açılacak halim yoktu. -
81.
0aradan biraz zaman geçmesini bekledim. onu görmeme biraz alışsın gözlerim sonra belki dilim çözülür dedim. günlerden yine bir gündü ve okul çıkışında ben arkasından takip ediyordum. takip dediğim, o eve gidecek ben de eve kadar onu izleyeceğim yani ne iyi ne de kötü bir niyetim yoktu. evlerinin sokağına vardığımızda birden sola döndüler. yanında kankası vardı. kankası da çok gıcık bir kızdı. benden nefret ederdi.
bunlar sola döndüğünde ben ani dönüş yapamadım. yoluma devam edeyim derken attığım üç dört adımda yarım saate dağıtabileceğim düşünceler geçti aklımdan. " neden sola döndüler ki? acaba beni farkettiler de fırsat mı verdiler. belki de benimle konuşmak istiyor müsait ortam hazırlıyor. belkide bana küfür edecek. gideyim. yok oğlum boşver gitme daha cool görünürsün. ne cool görünmesi lan ezik utangacın biri görünürsün." derken dönüp arkalarından devam ettim.
sonra yine sola döndüler. bu defa bir iş hanına girdiler. o iş hanındaki esnafın %80'i beni tanıyordu. -
80.
0nerdesin bin kurusu düzelmedi mi bu internetin.
-
79.
0az önce yazdığım entry internek kurbanı oldu. iş yerimdeki int. sorun yaratınca entry gelmedi ve bende bir kopyası olmadığından dünyam kaydı. gördüğünüz gibi entrylerim uzun olur genelde. ve bunda da çok uzun bir şeyler yazmıştım. çok düşünmüş beynimi çok yormuştum. ama kayboldu. şimdi biraz ara verdim sonra aynı şeyleri yazmaya çalışacağım.
-
78.
0o gün her şeyi arkamda bırakarak nehir kenarının yolunu tuttum hiçbir şey yapmak istemiyordu canım. sadece oturup onu düşünmek istiyordum. ve öyle de yaptım. akşama kadar tek başıma oturup sadece onu düşündüm. onu gördüğüm her anı içimde canlandırdım. ve göreceğim anları canlandırdım. o günü sadece onun için yaşadım. o günümü sadece ona armağan ettim.
-
77.
0tam zamanında gelmiştim. okul dağılmıştı birazda karşıdan gelecekti. kalabalığın arasında onu bulmaya çalışırken bir anda karşıma çıkıverdi. mideme öyle bir kramp girdi ki nefes almakta zorlandım. hani köpek kovalayınca insanın bacakları uyuşur ya işte benim bacaklarım öyle oldu.
ona yazdığım bir şiirde bundan bahsetmiştim bir bölümünde
"bir an tren geçer yanı başımdan
kaplunbağaya özenir ayaklarım
gözlerim öküze"
bırakın aşkımı ilan etmeyi. ona yaşadığımı bile söyleyemezdim ki o an. dile kolay yaklaşık 3 ay görmemiştim. o üç ay boyunca neredeyse her gece rüyamda görüyordum. şimdi bir anda karşımda görünce kendimi düşlere hapsedilmiş hissettim. -
76.
0dershane sistemi gereği çalışkanlar sabah tembeller (az çalışkanlar öğlen gelecekti) ben de herkesi tanımak kimseyi es geçmemek için ilk girdiğimiz seviye belirleme sınavında sınavı yarıda bırakıp çıktım. böylece tembeller kervanına katılmış oldum. merdivendeki kızın ismini şirin diye koyalım ki ifşa olmayalım hem bu isim ona çok yakışırdı. çok tatlı bir kızdı. bu ve saz arkadaşları da tembeller kervanındaydı.
bu gün okulun ilk günüydü. lisedeki yeni binanın inşaatı bittiği için artık çift öğün olmuştu. herkes hem sabah hem öğlen okula gelecekti. bu da benim onu günde iki-üç kere görmemi sağlayacaktı. tabi ben bu gün için çok hazırlanmıştım. kimseyi giblemeden direk gidip aşkımı ilan edecektim. -
75.
0o sene üniversiteyi kazanmamak için tercihleri uçuk yaptım ve yerleşmedim. geçen seneki dershanemiz kapanmıştı bu defa yeni bir dershaneye kayıt oldum. dershaneye gittiğim ilk gün merdivenlerde bir kız gördüm. bana uzunca baktı o sıra da ben de gözlerimi ondan hiç almadım. çok güzel bir giyimi vardı. ve kendisi de tam bir hanımefendi gibi duruyordu. acaba diye içimden geçirirken aklıma yine tehlé düştü ve yoluma bakıp devam ettim.
merdivendeki kızın kim olduğunu söylersem benim nerede yaşadığımı bilebilirsiniz. çünkü bu kızın babası türkiye'deki sayılı zenginlerden biriydi. ben bunu daha sonra öğrenecektim. -
74.
0gündüzleri saat 11 de işe başlardım gece de 01:00 da işten dönerdim. işe her gittiğimde 15 dakikalık yolu sırf onun evinin önünden geçmek için (bir kez görme umuduyla) 45 dakikaya yükseltiyordum. yürüyerek o kadar yol gidiyordum ve bu bana hiç koymuyordu. hadi gündüz gözüyle o yolu yürümek mantıklıydı da geceleri ne hikmetse onların evine varana kadar saat gecenin ikisini buluyordu bazen ve ben yine aynı umutla onu görmeyi dilerdim. bu şekilde iki buçuk ayım geçti ve onu hiç görmedim.
çalıştığım yere şehrin bütün kızları gelmişti emindim buna. ya o şehirde değil di. ya da birileri onu benden saklamak için her şeyi yapıyordu.
bir defasında bir saç gördüm. uzunca ve dümdüz bir saçtı. ondan başkası değildir deyip elimdeki çay tepsisini yolun ortasına bırakıp ona doğru koştum. yine o değildi. daha önce benzettiklerim gibi ve bundan sonra benzeteceklerim gibi bu da o değildi. abarttığımı düşüne bilirsiniz ama inanın baktığım her kızın ona benzemesi pgibolojimi bozmaya başlamıştı.
umudumdan bir damla bile kaybetmeden tatili bitirip dershaneye kaydımı yaptım. -
73.
0@71 bu kadar değil tabiki panpa devam edeceğim daha yaz tatilinden sonraki esıl maceralar var
@72 "tehlé" kürtçe bir kelimedir. -
72.
0Tehle nece panpa? Yoksa sokak dili mi o yöreye ait?
-
71.
0bu kadar mı amk pekekenti. 1 gündür bekliyorum yaza yaza bu kadar mı yazdın muallaknin evladı
-
70.
0yaşadığım şehirde nehrin kenarında oturma parkları var. oraya herkes gelir. ailesiyle ya da arkadaşlarıyla ama herkes yazın oraya akın eder. ben de burada çalışmaya karar verdim. dayımın mekanı vardı orada. dayıma gidip çalışmak istediğimi söyledim. adam beni ortağına gönderdi, o muhasebeciye gönderdi, o şefe gönderdi derken bu mekanda çalışa bilmek için bir hafta boyunca yüzümü cebime saklayıp; yüzsüz yüzsüz peşlerinden koştum. enson benden kurtulamayacaklarını anlayınca da beni işe aldılar. yaz boyunca orada çalıştım. beni hangi bölüme verseler çok iyi iş yapıyordum. sonra bir ara beni aile tarafına verdiler. burada güzel kızlar olurdu. çünkü kimse güzel kızını tek başına göndermezdi onlarla gelirlerdi haliyle de aile tarafına otururlardı. ben burada çalışırken daha istekli çalışıyordum. çünkü eğer o da gelirse buraya gelecekti. ve benim burda çalışmam benim için en hayırlısı olacaktı.
aile yerine ilk başladığım zamanlarda pek müşteri gelmiyordu. bir zaman sonra müşteriler çoğalmaya başladı. bir kez gelen aile artık her defasında oraya geliyordu. gelen bütün kızlar bana asılıyordu. ben o kadar kör olmuştum ki kimseye yüz vermiyordum sadece onu bekliyordum. bir gün gelecek diye sadece onu bekliyordum. -
69.
+1abim sevgilisini görmek için penceresine gider eskici diye bağırırdı. benimkisi farklı olacaktı. çünkü daha sevgilim değildi. bende iki arkadaşımı alıp poşetlerle kızın sokağına gittim. belli ettirmemek için önce birkaç tane eve girip cenaze için buz lazım varsa bir kaç kalıp allah rızası için dedik. sıra onların kapısına gelmişti. kapıyı çaldığım gibi açıldı. oda ne. kapıyı abisi açmıştı. rengim soldu birden. adam farketmişte nöbette beklemiş sandım. ne istiyorsunuz dedi. allahtan soğuk kanlı kuzenim oradaydı da ben altıma kaçırmadan müdahale etti. "cenaze için buz istiyoruz" dedi. adam yukarı seslendi. bikaç kalıp buz getirin diye. bir iki dakika sonra merdivenlerden ayak sesleri geldi ben direk merdivene yöneldim. yine karşımdaydı. o aptal şaşkın bakışlarla yine bana bakıyordu. ama bu defa yüzüne gülümsemekten korktum. çünkü abisinin nefesini ensemde hissedebiliyordum. buzları alıp bir sebil su dolabına yerleştirdik.
bundan sonra ben onu göremeyecektim diye çok üzülmüştüm. çünkü abisi beni bir kere görmüştü. ve ikince görüşte şüphelenip monako edebilirdi.
son çarem kalmıştı onu görebilmek için. -
68.
0rezerved panpaa
-
67.
0cıyaak diye bir kız sesi duydum bu onun kardeşiydi. ustam hemen bana koştu ama ben direk mutfağın kapısına baktım oradaydı. o şaşkın bakışları gözlerimin önünden gitmiyor. ben ona bakıp gülümsedim. yere düştüğüme hiç utanmadım. diğerleri bişeyin var mı diye merakla sorarken. ben ona bakıp gülümsedim. gülümsediğimi görünce içeri girdi ve bir daha da çıkmadı. orada işimizi bitirdik ve döndük. usatam dediğim kişi de benim yaşımda dayımın oğlu sadece benden olgun gösteriyor o kadar.
sonra yine günler geçti. onu göremediğim. bu defa başka bir plan yapmam gerekiyordu. ve bir planım vardı abimden esinlendiğim -
66.
0kapıya geldiğimizde orta yaşlarda bir kadın açtı kapıyı. şüphesiz bu onun annesiydi. bahçede halılar serilmiş yıkanıyordu. iki üç tane gündelikçi kadın tutulmuştu. orada beklemeden arızanın nerede olduğunu sorduk ve üst kata çıktık. kapıyı bir kız açtı. ondan daha küçüktü kardeşi olmalıydı ama ona benzemesinden dolayı bir anlık iç çekmiştim. mideme kramplar onu görmeden girmeye başlamıştı. avize arızalıydı. ustam sen geldiysen ben yapmam deyip beni merdivenin üzerine çıkardı. ama hala aklım ondaydı. neden hala görmemiştim onu.
onarmaya çalıştığım avize çok fazla gereksiz süs taşıdığı için çok uğraştırıcıydı. ama herhangi bir parçasını düşürüp de rezil olmamak için çok dikkat ediyordum. derken bir kapının biri açıldı ve o beni görmeden benim tarafıma bakmadan doğruca mutfağa doğru hızlıca gitti. o an ne yaptığımı unuttum. inanın merdivenin üstünde olduğumu unutup adım atmaya kalkışmış olmalıyım ki büyük bir gürültüyle salonun halısına yapışıverdim. -
65.
0@64 iltifat için teşekür ederim.
diğer bölüme gelince saygı duyuyorum sana bin kurusu -
64.
0mantıklı bir başlık olmuş tebrikler kardeşim ama şunu demek istiyorum;
ananın dıbını giberim.
saygılar.
iyi geceler.
-
helix mod oluyor
-
yav amg sirtlancanlar yoksa
-
yav bu nasi bişi amg
-
yav amg 35 yaşında adama
-
ucan kedi hastaya bakiyor su an
-
mekanda karilara descartesten camusdan bahsedersin
-
detonecan allahın aslanı
-
ışıklar içinde uyu burom benim
-
piyo kimin anasina sovdun laga luga yapma
-
mikropcann alfalığı
-
kozdesucugun biraktigi boslugu kim doldurdu
-
rabbim kimseyi mahkemelik etmesin
-
helix emmim benim
-
bana dava acagını soylıyenlerın lıstesı
-
islak kopek yavrusu gibi
-
caylak aciklamasina ne yazdin
-
dunden beri aklima geldikce
-
ucan kedi laik huu
-
bruce willis rick harrison a ne kadar çok benziyor
-
işten geldikten sonra yemek yapmak
-
psipsi pgibopat
-
kaptan sirk sus la
-
nabıyonuz lan gerrrizekalılar
-
helix damlar birazdan
-
nist
-
babam denen oeavladını bıçaklıcam
-
agayi kayrayi gavat est u yi mader u uruspi
-
güldürmeyen
-
axento maksento toşak helix bunlar kim amg
-
batuhan abiniz geri geldi
- / 2