1. 51.
    0
    o sene üniversiteyi kazanmamak için tercihleri uçuk yaptım ve yerleşmedim. geçen seneki dershanemiz kapanmıştı bu defa yeni bir dershaneye kayıt oldum. dershaneye gittiğim ilk gün merdivenlerde bir kız gördüm. bana uzunca baktı o sıra da ben de gözlerimi ondan hiç almadım. çok güzel bir giyimi vardı. ve kendisi de tam bir hanımefendi gibi duruyordu. acaba diye içimden geçirirken aklıma yine tehlé düştü ve yoluma bakıp devam ettim.

    merdivendeki kızın kim olduğunu söylersem benim nerede yaşadığımı bilebilirsiniz. çünkü bu kızın babası türkiye'deki sayılı zenginlerden biriydi. ben bunu daha sonra öğrenecektim.
    ···
  2. 52.
    0
    dershane sistemi gereği çalışkanlar sabah tembeller (az çalışkanlar öğlen gelecekti) ben de herkesi tanımak kimseyi es geçmemek için ilk girdiğimiz seviye belirleme sınavında sınavı yarıda bırakıp çıktım. böylece tembeller kervanına katılmış oldum. merdivendeki kızın ismini şirin diye koyalım ki ifşa olmayalım hem bu isim ona çok yakışırdı. çok tatlı bir kızdı. bu ve saz arkadaşları da tembeller kervanındaydı.

    bu gün okulun ilk günüydü. lisedeki yeni binanın inşaatı bittiği için artık çift öğün olmuştu. herkes hem sabah hem öğlen okula gelecekti. bu da benim onu günde iki-üç kere görmemi sağlayacaktı. tabi ben bu gün için çok hazırlanmıştım. kimseyi giblemeden direk gidip aşkımı ilan edecektim.
    ···
  3. 53.
    0
    tam zamanında gelmiştim. okul dağılmıştı birazda karşıdan gelecekti. kalabalığın arasında onu bulmaya çalışırken bir anda karşıma çıkıverdi. mideme öyle bir kramp girdi ki nefes almakta zorlandım. hani köpek kovalayınca insanın bacakları uyuşur ya işte benim bacaklarım öyle oldu.

    ona yazdığım bir şiirde bundan bahsetmiştim bir bölümünde
    "bir an tren geçer yanı başımdan
    kaplunbağaya özenir ayaklarım
    gözlerim öküze"

    bırakın aşkımı ilan etmeyi. ona yaşadığımı bile söyleyemezdim ki o an. dile kolay yaklaşık 3 ay görmemiştim. o üç ay boyunca neredeyse her gece rüyamda görüyordum. şimdi bir anda karşımda görünce kendimi düşlere hapsedilmiş hissettim.
    ···
  4. 54.
    0
    o gün her şeyi arkamda bırakarak nehir kenarının yolunu tuttum hiçbir şey yapmak istemiyordu canım. sadece oturup onu düşünmek istiyordum. ve öyle de yaptım. akşama kadar tek başıma oturup sadece onu düşündüm. onu gördüğüm her anı içimde canlandırdım. ve göreceğim anları canlandırdım. o günü sadece onun için yaşadım. o günümü sadece ona armağan ettim.
    ···
  5. 55.
    0
    az önce yazdığım entry internek kurbanı oldu. iş yerimdeki int. sorun yaratınca entry gelmedi ve bende bir kopyası olmadığından dünyam kaydı. gördüğünüz gibi entrylerim uzun olur genelde. ve bunda da çok uzun bir şeyler yazmıştım. çok düşünmüş beynimi çok yormuştum. ama kayboldu. şimdi biraz ara verdim sonra aynı şeyleri yazmaya çalışacağım.
    ···
  6. 56.
    0
    aradan biraz zaman geçmesini bekledim. onu görmeme biraz alışsın gözlerim sonra belki dilim çözülür dedim. günlerden yine bir gündü ve okul çıkışında ben arkasından takip ediyordum. takip dediğim, o eve gidecek ben de eve kadar onu izleyeceğim yani ne iyi ne de kötü bir niyetim yoktu. evlerinin sokağına vardığımızda birden sola döndüler. yanında kankası vardı. kankası da çok gıcık bir kızdı. benden nefret ederdi.
    bunlar sola döndüğünde ben ani dönüş yapamadım. yoluma devam edeyim derken attığım üç dört adımda yarım saate dağıtabileceğim düşünceler geçti aklımdan. " neden sola döndüler ki? acaba beni farkettiler de fırsat mı verdiler. belki de benimle konuşmak istiyor müsait ortam hazırlıyor. belkide bana küfür edecek. gideyim. yok oğlum boşver gitme daha cool görünürsün. ne cool görünmesi lan ezik utangacın biri görünürsün." derken dönüp arkalarından devam ettim.
    sonra yine sola döndüler. bu defa bir iş hanına girdiler. o iş hanındaki esnafın %80'i beni tanıyordu.
    ···
  7. 57.
    0
    oraya da giremedim. iş hanını geçip yine durdum ve düşündüm. içeride herkes beni tanıyor. "ya herkesin içinde kalbimi kırarsa ya ters bir tepki verirse. ama ya benim içeri girmemi bekliyorsa. yok yok kesin benim için girdi içeri. ben burada boşuna zaman harcıyorum kesin benim ona açılmam için ortam yaratıyor." (oysa ben arkalarından giderken hiç dönüp bakmamıştı bile. ben nasıl bu kadar pozitif düşünmüştüm hala şaşıyorum.)

    yaklaşık 30 saniye buları düşündükten sonra. nerede durduğumu anlamıştım. iş hanının hemen yanında boş bir arazi vardı. burada çöpler birikir akşam belediye alırdı. işte benim durduğum yer bu çöplerin ortasında bir yerdeydi. hemen etrafıma bakıp kim gördü acaba diye kontrol ettim. allahtan kimse bana bakmıyordu hemen dönüp telaşla iş hanına girdim. girer girmez tam karşımda onları gördüm. diyarbakırlı bir abinin yanında çanta bakıyorlardı. o an ne yapacağımı şaşırdım züt gibi ortada kaldım dedim. o diyarbakırlı abi de beni iyi tanırdı. gidip onun yanında açılacak halim yoktu.
    ···
  8. 58.
    0
    bir anda bir ses duydum. bir melek. bana gel diyordu. yanıma gel diye sesleniyordu. dönüp baktığımda derin bir oh çekmiştim. bizim melek ablaydı beni çağıran. hiç düşünmeden kendimi dükkana attım. ne var ne yok derken bana rengimin neden soluk olduğunu sordu. yok bir şey dedim bende sadece susamışım o yüzdendir. bana hemen bir bardak su uzattı. inanın o içtiğim su bana o kadar iyi gelmişti ki yeniden doğmuştum sanki. ama aklım dışarıdaydı. onları gözden kaçırmamam gerekiyordu. o yüzden muhabbeti kesip işim olduğunu söyledim ve çıktım. onlar hala oradaydı. bu defa hiç olmadı diyarbakırlı abimin hal hatırını sorar o şekilde yırtarım diye düşünüyordum. onlara doğru bir kaç adım attıktan sonra farkında olmadan bizim çeyizci serdarın dükkanının kapısına gelmişim. ve şimdi de o çağırmıştı beni. içeri girdim. ne var ne yok burada işin ne derken meseleyi anlattım. ben anlatırken kapıda tehlé belirdi. kapıda asılı duran bir şeylere bakıyordu ardından bana baktı ve içeriye doğru yöneldi.
    ···
  9. 59.
    0
    o içeriye yönelince beni bir telaş bastı. kaçacak bir yerim yoktu. ya açılacağım ya açılacağım. duruşum bakışım değişti. o daha adımını bile atmamışken ben nasıl durmam gerektiğini düşünüyordum.
    boşa düşünüyordum çünkü arkadaşı beni görmüştü. ve beni görür görmez tehlé'nin elini tutup geri çekti. tehlé içeri gelmek istiyordu ama arkadaşı onu çekince dönmek zorunda kaldı. ve iş hanından çıktılar. ben vakit kaybetmeden arkalarından çıktım. benim kafamda artık şüphe kalmamıştı. o da benim onunla konuşmamı bekliyordu biliyordum artık. ve hemen iş hanının dışında onlara yetiştim.
    ···
  10. 60.
    0
    ben : afedersiniz
    ikisi dönüp baktı ve ben tehlé'ye: bir şey söyleyebilir miyim?
    tehlé : ben mi?
    yanındaki arkadaşına küçümseyici bir bakış attıktan sonra ona dönüp: evet sen.
    tehlé : şimdi olmaz (ama bunu söylerken sanki benden izin almasana salak direk söyle ne söyleyeceksen der gibi bakıyordu)
    ben : (hevsim kırılmış bir şekilde) neden?
    tehlé : şimdi olmaz işte başka zaman (başka zaman demişti. tabi ya. senden rahatsız olmuyorum beni sevmen belki de hoşuma gidiyor ama sonra konuşalım)
    ben : o lafı duyduktan sonra ısrar edemedim ve "tamam teşekkür ederim" deidm arkamı dönüp gittim. giderken arkama hiç bakmadım. neden bakmadığımı bilmiyorum ama dönüp de hiç bakmadım.
    ···
  11. 61.
    0
    bu arada dershanedeki şirin le de kıyafet yarışına girmişiz. kız her gün farklı bir kıyafetle geliyordu okula. babası çok zengindi. imkanları vardı kızın. ama benim de kıyafet konusunda ondan az kalır yanım yoktu yani. ben de her gün farklı bir kıyafet giyiyordum. ne zaman onun üstünde daha önce giydiyi bir kıyafetini görürsem o zaman bırakırım ben de diye kendi kendime inat etmiştim. tabi ki şirinin böyle bir durumdan haberi yoktu. arkadaşlarımın da haberi yoktu. ama aynı kıyafeti ikinci kez giymiyordum. bu yüzden bir çok kızın ilgisini çekmeme rağmen kimseyi giblemiyordum. bu kıyafet kapışması bir dönem boyunca devam etti. ama ikinci dönem pes etmek zorunda kaldım. çünkü kızın harbiden parası çoktu amk. giberim dedim böyle inadı ve braktım.
    ···
  12. 62.
    0
    benim bir de kuzenim vardı dershanede. adam o kadar rahat biri ki hiç tanımadığı bir masaya oturup okey oynamaya zorlaya bilecek derecede yani. bir diğer özelliği de. beni çok severdi. her yerde benden bahsederdi. duyumlarını sürekli alırdım. beni kızlara bir efsaneymişim gibi anlatırdı. kaç kez onu bu konuda uyardığım oldu ama o hala aynı kafayla gidiyor. şu anda bile gittiği her yerden falanca kız seninle tanışmak istiyor diyor. kim bilir onlara neler anlatmıştır yine ama ben onun onerdiği hiç bi kızı giblemedim bu güne kadar. sanırım biraz da korktuğumdan giblemiyorum. çünkü beni her nasıl anlatıyorsa kız bana bir tanrı gözüyle bakıyor. sonra benim aslında o kadar yüceltilecek biri olmadığımı öğrenince büyük hayal kırıklığı yaşayıp beni bir daha görmek istemeyecektir. çoğumuzun durumu böyledir. insanız hepimiz kimse kimseden üstün değildir. kimseyi kusursuz görmemek en iyisidir. yoksa büyük hayal kırıklıkları doğar hayatımızda.
    bu arada bu kuzenim şirinin gurubuyla da arkadaştı. bana sürekli şirinden bahsederdi. gel sana ayarlayalım boş ver şu tehlé'yi diye. kaç defa kafama yattığı oldu ama yine de vazgeçemedim tehlé'den. eğer ona tamam deseydim o kızın sevgilim olacağından adım gibi emindim ama ben onu her defasında reddedip "madem iyiliğimi istiyorsun bana tehlé'yi ayarla diyordum.
    ···
  13. 63.
    0
    yemeğe gidiyorum döneceğim birazdan
    ···
  14. 64.
    0
    bir sabah erkenden kalkıp lisenin yolunu tuttum. bu gün onunla konuşacaktım. bir pastanede kahvaltı yaptıktan sonra caddeye indim ve onun gelmesini bekledim. bizim orada sabah beşte açılan pastaneler vardır. buralarda sevgililer buluşur. kimse ulu orta yerde sevgilisiyle dolaşamaz. bu yüzden bazı pastaneler sabahın köründe açar ve sevgililerin gelmesini bekler. hatırlıyorum buluşmak için iki üç gün önceden yer ayırtıyorduk pastaneden.
    bu arada ben onun gelmesini beklerken insanlar geçiyordu yanımdan. bana bakan herkes oraya ne amaçla geldiğimi az çok kestirebiliyordu. biraz zaman geçtikten sonra ilerde tehlé'yi gördüm. aman tanrım adeta bir kuğu gibi süzülüyordu sabahın serinliğinde. içimde ona söyleyeceklerimi toparlamaya çalışırken. birde ne göreyim. teyzemin kızları onun hemen arkasından geliyorlar. giberim deyip böyle şansı yürümeye başladım. yine açılamadım. bir iki sokak ötede tehlé'nin arkadaşına rastladım. hani o gıcık olanı. aslında güzel kızdı ama hele nefret ediyorum o kızdan. bir insan bu kadar itici olabilir.
    ···
  15. 65.
    0
    ona doğru yönelip bir şey sorabilir miyim dedim.
    o sırada o kaldırımın üzerindeydi. ben caddedeydim. kaldırım caddeden yaklaşık 40 cm yüksekti. yani o bana tepeden bakıyordu. ona şunu sordum
    "tehlé benim hakkımda ne düşünüyor."
    kızın verdiği cevap benim yerin dibine batmama yetmişti hatta biraz daha batsam yerkürenin diğer tarafında bir okyanusun altından çıkabilirdim. ellerini beline zütürdü, hafif yüzüme doğru eğilip, aşırı aşağılayıcı bir dille
    "ne mi düşünüyor? senden nefret ediyor." sustu ve devam etti "ikimizde!!!"
    o an kanımdaki şeker sıfırı bulmuştu. biraz başım döndü ama kendimi zar tor toparlayıp teşekkür ettim ve doğruca nehir kenarına gittim. o saatte ne gideceğim bir dostum vardı ne de gitmeyi düşünürdüm. sadece yalnız kalmak istedim.
    ···
  16. 66.
    0
    yolda giderken ağlamamak için kendimi o kadar zorluyordum ki nefes almakta güçlük çekiyordum. boğazım neredeyse tamamen kapanacaktı. ağlamak istiyordum. ıssız bir köşe bulup sadece ağlamak. kendimi çok ezilmiş hırpalanmış ve kimsesiz hissediyordum. budalanın tekiydim ben. kendi kendime kuruntular kurup boş bir hayalin peşinden koşan salağın tekinden başka bir şey değildim. her şeyi görmek istediğim gibi görüp gerçeği her zaman arkama itmiştim. ama şimdi her şey ortadaydı. benden nefret ediyor sadece dalga geçiyordu.
    parka vardığımda köşede bir masa bulup oturdum. müzik bile açmadım sadece sigara içtim. sonra içimden neşet ertaş'ın türküsü geçmeye başladı. onu söyledikçe ağladım. yanlış anlaşılmasın ama kız gibi ağladım. çünkü cahildim ve dünyanın rengine kanmıştım.
    ···
  17. 67.
    0
    öğlene kadar orada oturup iyice toparlandıktan sonra dershaneye gittim. orada arkadaşlarımı durumu anlattım. pek umursama dedi onu kızlar böyledir. en yakın arkadaşı bile olsa onun mutluluğunu kıskanırlar dediler. belki de gerçekten öyledir ama o kız benden nefret ediyorken tehlé benimle çıkmaz diye düşünüyordum. ve biraz sonra kuzenim geldi. çok güzel haberler getirdiğini söyledi. gerçekten de çok güzel haberlerdi. tehlé'nin kuzeni bizim dershanedeydi. ve kuzenim vakit kaybetmeden onunla tanışmıştı. benim durumumu anlatmak içinde beni zütürüp tanıştırdı. oturum bir şeyler içtik ama o gün bir şey belli etmedik. çünkü bu onun kalbini kırardı. ertesi gün yanına gidip senin şöyle şöyle bir kuzenin var mı diye sorduk. hemen atladı benim kuzenim diye. biz de ona meseli başından sonuna kadar anlattık. kız olmaz dedi onun sevgilisi var kimseye bakmaz falan dedi. boş ver sen onu boşuna zamanını harcama dedi. ama benim gözüm kararmıştı bir kere ben ondan vazgeçemeyeceğimi söyledim. ne olursa olsun ben onu sevecektim. bu benim elimde olan bir şey değildi.
    ona ne dedimse umursamadı seninle çıkmaz deyip ısrarla bunu yüzüme vurdu. onun ısrarla çıkmaz demesi beni sinir etti ve kakıp gittim. şaka gibi gelecek ama tam kalktığım sırada duman'ın herşeyi yak sarkısı çaldı. o an yürürken kendimi film yıldızı gibi hissettim amk. bizim dershanede tenefüs arasında müzik çalarlardı. belki sizde de öyledir. ama tam şarkısı gelmişti hele o giriş introsu varya orarada az kalsın etrafa sövüp dağıtacaktım.
    ···
  18. 68.
    0
    @96 senin de okuduğunu bilmesem hiç yazasım gelmeyecek panpa be. iyi ki varsın.
    ···
  19. 69.
    0
    onun bana söyledikleri bir kulağımdan girip diğerinden çıkmıştı sanki. eğer istiyorsam kendim yapacağım dedim. ve ertesi gün yine lisenin yolunu tuttum. okul çıkışı yanındaki gıcık arkadaşıyla beraber geliyorlardı yine. hislerim biraz farklıydı. o gün sanki sadece o gıcığa ağzının payını vermek için gitmiştim. önlerini kesip biraz konuşabilir miyiz? dedim.
    o zaman çok kısa konuşmuştu. ve bakışları hiç aklımdan çıkmıyor. sanki biri onun oyuncaklarını almış gibi kaşarını yanlara doğru indirip. "herkes bize bakıyor" demişti. onu öyle görünce hiç bişey demeden direk uzaklaştım.

    biz akşam etütlerine de giderdik. o akşam etütlerde tehlé'nin kuzeni yanımıza geldi. ya dedi siz bana dün birini sordunuz. ama sanırım ben size yanlış kişiden bahsettim. sizin söylediğiniz kız nasıl biri tekrar tarif etsenize. tarifi ettik. yok dedi benim aynı isimde iki tane kuzenim var ben size yanlış kuzenimden bahsetmişim dedi. sizin dediğiniz bu kızın sevgilisi yok. ama bu kimseyle çıkmaz. o yüzden sevgilisi yok. eğer buysa zaten hiç uğraşma bu diğerinden daha olumsuz dedi.
    ···
  20. 70.
    0
    tuvalet arası beyler birazdan dönerim
    ···