19 Şubat 2008(Sabah)- Bir pazartesi sabahı en mutlu kahvaltımı yapıyorum.
Sevdiğim bir kız vardı gözleri , gülüşü gözümün önünden gitmiyor ve buda beni mutlu ediyordu.
Okula gittiğimizde beraber çok sık görüşmüyorduk falan görüşürsek tek istediğim şey sarılmak oluyordu oda sadece sarılmak istediğini söylerdi hep.
Tüm derslerde defterlerimde isimleri yazılı olan bir hayallerime renk rüyalarıma anlam katan o kız ah..Derin bir nefes verelim.
4.Tenefüsdeydik Alkan diye bir arkadaş ile geziyoruz çok samimi arkadaşımdı , okulda ikimiz gezerdik pek herkesle takılmazdım.. Bahçeye çıktığımızda koluma kırık mürekkep akan bir kalem fırlatıldı bir camdan kolum komple boya oldu ben bakıyorum kim attı diye 2 çocuk kafayı uzatmış yenı 9.sınıflardan gülüyorlar
" Atanın ejdadını gibicem bekleyin mk oğulları diye cama bağırdım öfkeyle tam döndüm 2 kız geliyor birisi hemen lafa girdi
" ya çok özür dilerim ben attım istiyerek olmadı dedi.
Kızı betımlemek gerekirse dalgalı uzun saçlı balık etli felaketler felaketi tatlı gamzesi benden daha yakışıklı yani nasıl anlatıyım, Kızı ilk kez gördüm
Dedim,
" Sorun değil istemeyerek olmuş.
Kız devam etti ,
" Ya hayır , sözüm olsun sana bir hırka alayım dedi.
Gülerek,
" yok canım gerçekten sorun değil dedim.
Oda şöyle sordu
" Peki hırka istemiyorsan bir kahve olur mu ? Affedersin belki dedi.
O an içimde en güçlü imparatorluklar burun buruna geldi büyük bir savaş başladı içimden şu konuşma geçti sadece 10 saniye içinde
" Ulan mk birini seviyorum şuna bak yuh be reddersem uykularım kaçar etmezsem yine kaçaçak sevdiğime ihanet gibi olur of ya neyse aman canım bir kahve sonuçta hem suçlu affetirecek dedim.
Kıza nefesimle beraber çıkan bir ses tonuyla ve omuzları şişirmiş dans edercesine kıvırırken
" Olur , yani harika olur sanırım dedim.
Kız gülerek
" Mükemmel Akşam çıkışta kapıda bekliyor olacağım , seni çok güzel bir yere zütüreceğim dedi.
Arkadaşım T.Alkan ise yüzüme baktı uzun bir süre
"Vay mk , bu hayatın bana ızdırabı ne kızlar gelirken heyecanlandım bana biri selam bile demedi ızdırabını gibeyim böyle yaşamın diyerek isyan etti. Bende mutluyum yani karışık durumdayım ama Kübraya sevgim asla değişmezdi. O ayrı.
Alkana dönerek,
" Sigara ? " diyerek bir dal uzattım
O da
" Evet gibtir ediyim sigara içelim değil mi ? Diyerek sigarayı elimden çekti ve dışarıya çıktık. ( Yazıcam devdıbınız)

21 Subat 2008 - Tarihin'de evde oturuyordum , servis bekliyorum ancak gelen giden hic bir mesaj yoktu sevdigim kizdan beklenen mesajin gelmemisini cogumuz o sinir kahri yasamistir.
Servise binerken arkada oturan Merve'den bir ses duydum
" One oturma buraya gel dedi.
Adnan bey'den kapiyi acmasini isteyerek arka'ya gectim yanina oturdum gidip
" Ne oldu ? diye sordum.
Devam etti
" Mert bak ben uzulmeni istemiyorum sizin yani kubra ile beraber olmaniz icin elimden geleni yaptim ancak o nu tanimiyorsun o , onun sevdigi var 3 yildir beraberlerdi ve cocuk onu oyuncak gibi kullaniyor adi Mustafa baska kizlara gidiyor , onlarla gonul eglendirip Kubra'ya mesaj atiyor ve her zaman donecek Kubra ona onunla evlenir o ben uzgunum ve bunu gonderdi.. diyerek bana kolye uzatti , 14 Subat tarihinde aldigim kolyeyi avucumun icinde buldum o an
Gozlerim dolu , hayata kusmus bir sekilde kafami koltuga yasladigim anda servise Kubra bindi on tarafa hic bisey soylemeden hic tanismiyormus gibi arkasina bile bakmadi
Icimi bir ofke sardi sanki , sanki o an bir katil gibi olmak istedim dexter gibi , kesmek istedim iskence cektirerek onu icim agliyordu.
Servisten inerken ayagim yerden kesildi o indi yurumeye basladi yuzum kipkirmizi ve burnumdan soluyordum arkasindan hizli adimlarla yurumeye basladim
Merve servistekileri ittirerek bana bagirmaya basladi " Dur manyak misin ? derken
Ben coktan Kubra'nin kolunu tutmus duvara yapistirmistim gozunun icine dogru yaklastim burnumdan solur bi sekilde
" Benimle dalga gecmek icin mi ? yaptin bunlari ulan basta neden takildigim cocuk var demedin. diye bagirarak sordum disari sigara icen cekirdek citleyen insanlar etrafimizi sarmis bizi izliyordu.
`Mert birak kolumu herkes bize bakiyor daha sonra konusalim lutfen dedi.
" Sonrasi yok diyerek (kafasina bas parmagimla bastirdim)
Kolye'yi avucumun icinde tutarken sonra Mehmet diye bir cocuk vardi 1.50 boylarinda okulun ayakcilarindan
Cocuga kolyeyi firlatarak Al Mehmet bunu sat parasiyla 50 karton sigara alirsin dedim.
Tekrar kubraya donerek
" Benimle oyun oynadin , diyerek bas parmagimla gogus uzerine bastirarak yumruk yaptiktan sonra cektim..
Kiz usul bir sesle
" Mert gitmeni istemiyorum kal , ama sevgilim olma benim bir sevgilim var sana sarilmayi seviyorum ama sevgili olarak degil dedi.
Bunu duyunca aklim basimdan gitti okadar sinirlendim ki okulda ilk defa boyle sinirlenmistim herkes etrafimizdaydi
" Ne demek ulan sarilmayi seviyorum yalanci huuru diye bagirirken , Murat diye bi arkadas kolumdan tutarak cekti , ve
" Sakin ol oglum , napiyosun kiz var karsinda dedi.
Dusunemedigimi bilemeyerek ,
Kiz hizlica bana dogru geldi ve bir tokat atti , cekti gitti arkasina bile bakmadi oda agliyordu.
Ben dizlerimin uzerine coktum , herkes bana bakiyor ve herkes bir agizdan ' Hakettin , diyordu.
Derin ve yavas bir fil nefesi vererek ayaga kalktim. Arkadaslar toplanti tepeme oturduk ve okulda gordugum iste yani zengin olsam dahi buraya gelme sebebim buydu
Lise ogrencilerinin en degerli seyi Arkadaslari , Sevgilisi ve Sigarasidir
Herkes bir yandan sigara uzatmaya basladi birde atisiyorlar bu daha iyi lan o ne amk samsun icilir mi ? biri diyor camel cakmasi
Gulmeye basladim , yarisinin eli omzumda hic tanimadigim bir cocuk seslendi oradan
" gibtir edin okulu hadi gidelim Pasaj(Birahane)'da birer patlatalim patates kizartmasiyla acim zaten amk dedi.
En az 20 kisi var yeminle sakam yok. Herkes tamamdir usta diyerek anlastilar
Yine hic tanimadigim bir cocuk , uzaktan geldi elini uzatti bana ve
" gibtir et oglum kari mi yok ? hepsini izledik kisaca sen uzulensin hadi gibtirip gidiyoruz beylerrrrr diye bagirarak , 20 kisi yurumeye basladik.
Ve okadar mutluydum ki bu ortamdan iste bu ortami hic bir kolejlerde yada ozel okullarda bulamazsiniz.
Yolda yuruyoruz baya bir uzaklastik okuldan Ve Arkamdan bir ses duydum. (Devami geliyor panpalar)

Ara için üzgünüm ;
Arkadaşlar arkada ayaklandılar bağrışlara çocuk kızı kuçaktan indirdi gömlek vardı üzerinde çocuğu betimlemeye gelirsek " Emocular muallak gibi bir gibi var 1.65 boylarında yapışık beyaz gömlek açık renk kot 65 kilo vardır yoktur çömez birşey."
Çocuk kolları sıvadı benim öyle geldiğimi görürken benim üzerimde klagib kaşe mont okul gri pantalon hafif koşmaya başladım tam yan kapıdan bir el tuttu beni
" Merttt gel bak ne göstericeğim diye kulağıma eğilerek sakin ol dedi kimdi bu tabiki Buseydi.
Ancak ben yerimde duramıyordum çocuk sırıttı orada ve bana bağırdı
" lan veled geliyordun hani diye.
Tam o sırada arkada sigara partisi yapan 20 kişilik başlarında Haydar olmak üzere çocuga bir girdiler ortalık toz duman oldu bir anda çocugu yerde gördüm kıvranırken koşarak gittim " Durun lan diye bağırarak
Çocuk yerde öksürüyor bir yandan konuşuyor
" Şu takıntılı Mert sensin demek derken Kübra yardım çığlıkları atıyor klagib sevgilisi dayak yiyen kız yardım isteme modunda bilirsiniz çocuk devam etti
" Bumu arkamdaki 100 kiloluk aslana mı güveniyordun oradan koşarken dedi.
Haydar kundurasıyla bir kez daha koydu buna
Kübra şoka girmiş gibiydi sevgilisi katlediliyordu
Çocuga el uzattım bir süre sonra tuttu ayağa kalktı hazırlan dedim üstümü çıkardım haydara verdim. Tuttu
Karşı karşıya geçtik çocukla ( Beyler turabi gibi baba burnuna bir vurdum burnu çenesine geldi baktık böyle daha güzel oldu falan gibi anlatmıcam kısaca)
Çocukla birbirimize girdik çocuğun dudak patladı gömlek kan oldu , çocugun ve benim eller benim heryerim çizik yoluyor pekekent bildiğin , sonra kübra aramıza girdi Yeterrr.!! Diye çığlık attı ikimiz de durduk bana döndü
" Mert bak ben mutluyum bu çocugu seviyorum lütfen kalbini kırmak istemiyorum dedi. Ben iptal orda çocuga gidip kanlı dudağını öperek " git artık " derken 2 sivil geldi koşarak polis , beni enseledi çocugu enseledi diyorum bırak bi kolumu sıkıyor biraz torpil kullanmanın zararı olmaz diyerek ozaman Benim valide icra müdürü tanıdık çok Eskişehir Emniyet Müdürü Amcam Zafer ismi polis bey Arkadaş okuldan değil gelmiş burada bir işler karıştırıyor ben amcamı arıyabilir miyim ? Diye sordum polis kim senin amcan dedi sert bir şekilde tehtid falan mı ediyorsun lan sen bizi dedi tellere itti. Zafer Emniyet müdürü tanır mısın ? Dedim diğer polis " gibtir len uyanığa bak sen Zafer amirin yiğeni bu taktan okulda mı ? Okur dedi, tamam 1 dakika verin dedim,
Telefon açtım Zafer amcama ismin neydi diye sordum polise Ahmet çelişkinoğlu dedi, ismini verdim oradan Onun amirini aradı ve anons geçti şöyle
" YEL lisesi önünde 2 çocuk almışsınız onlardan biri tanıdık ve Ahmet küfür ve kaba davranış sergilemişsin çocuga Zafer bey aradı seni görmek istiyor oğlum dedi.
Anlaşıldı Başkomserim dedi beni bıraktı.
Özür dilerim yeğen ama bizide anla burda çocuklara laf geçiremiyoruz özellikle aşiagıda ülkü ocagı var kanlı bıcaklı kavgalar oluyor biliyorsun sert davranmak gerekiyor dedi. Üstümü silkti bu çocuk kim dedi.
Kübra atladı "sevgilim o onlar saldırdı dedi" Polis devam etti " Hanımabla sevgilinde bu okuldan değil burada olamaz şuan yanımızda zütüreceğiz kimliğini falan öğrenene kadar dedi. Ve çocugu zütürürken
Kübra polislere bağırdı " Bu mu sizin adaletiniz onlarıda zütürün dayak yiyen gidiyor , bunlar kalıyor ne yani amcası müdür diye torpilli mi ? Diye
Polis döndü ; " Abla çekil gözünü seveyim , polis emir kuludur ki emir bizim bürodanda gelmedi doğrusunu istersen evet torpilli hemde sağlam yerden çok büyük suç işlemedikce kimse alamaz bu arkadaşı , biz de işimizi seviyoruz diyerek çocugu arkaya tıkarak araçlarına(brodway) binip uzaklaştılar.
Kübra hızlı hızlı yanıma geldi , sigara yaktım üzerimi düzeltirken
" Mert iğrençsin , iğreniyorum senden keşke girmeseydin hayatıma diyerek hızla gitti.
Buse yanıma geldi ve sigara azımda üzerimi düzeltirken tek gözüm kapalı kollarını boynuma doladı ve
" Heryerde bu kadar iyi misin? Diye sordu tövbest..
"Bir ergene söylenecek laf mı? bu. diye sordum
" Ya hayır yani of ya çok uyuzsun ya dedi
Gülerek hadi beyler gidelim akşam çıkışta bendensiniz dedim.Çocuklar hep bir ağızdan Meeert Reyız diye tempo tutmaya başladılar okula o şekil girdik ilk defa okula manşet oldum o gün.. Ve okula girdik. (Günaydın beyler size)

Aradan 1 hafta gecti okul kapanmasina az kalmisti , izinde aldik.
Tatile cikmak icin hazirliklara basladim essalarimi hazirladim. Kubra gitme diyor ama ben gidiyorum. okadar karigib bir durum ki Kubra'ya karsi eskisi gibi degilim ama kaybetmek istemiyorum Buse'yi merak ediyorum nedense bir ozlemsi pismanlik var zihnimde..
Yola ciktigimda uyudum ama basimda baskin bir ates var. tarih 6 Haziran'di.
Gece bindigim otobuste igiblarin kapandigi anda tum 1 yil gozumun onunde serit gibiydi. Tum yasananlar..
Otele ertesi gun yerlestigim de , yatagimda dinleniyorum odamin bir kosesine Buse'nin resmini koydum.
Kubra kustu mesaj atmiyor ama ondanda mesaj bekliyorum sanki..
Ve kapi caldi , bir temizlik gorevlisi " beyfendi kahvaltiya inmek isterseniz diye baslayarak anlatmaya basladi ve ben biran once kapiyi kapatmak istiyordum ki
" Hi bide beyfendi bu size gelmis diyerek bana bir zarf uzatti , elime aldim baktim hic bisey yazmiyor.
Actim icini makina tarihi ile 2 fotograf vardi , dun aksam cekilmis. Kubra'nin evi onunde o Mustafa denen cocukla sarilirken ve opusurken cekilmis...
Beni bir gulme tuttu , ilk basta salak salak yavas yavas yukselen bir gulus sesiyle
"Haha amina koyayim haha yok artik ya diyerek fotograflari firlattim yere elim ayagim sinirden titriyordu fotografin tekinin gunesten arkasinda bir yazi oldugunu fark ettim elime aldigimda
"Seni cok seviyor.. yaziyordu.
Ulan bunu kim yapar ki ? diye dusunuyorum ilk aklima gelen tabii ki Buse diyorum yok canim diyorum kendimle papaz oldum agzimi burnumu kiracaktim ya baya uzadi icimdeki kavga.
Derin bir nefes alip kendimi kahvaltiya attim ama ben kahvaltiyi yiyiyorum icim de icimi yiyor.
Kendimi saat 3 gibi otelin havuzunda buldum bir rahatlama geldi ,biraz kaldiktan sonra havuzdan ciktim odama gidip bir kac malzeme alip denize akmayi planliyorum , bira elimde bardakta pekekentler plastik bardakta bira veriyorlardi ayar oldum , odanin kapisinin onune geldim , bir ses belirdi arkamdan
" 1 Bira senin icin az degil mi ? 2-3 tane daha lazim mi ? diye sordu arkami yavasca donerek
" Evet , haklisin ama gitmem gerek dedim hic biseyden habersizce sonra akepe isigi gibi bir lamba patladi kafamda arkami
" Lan , aa aa (bogazimi temizledim tikandim) , Bu , Busse diye kekelemeye basladim agzimdan biranin kopukleri akarken
"Ya buse , duydum ki didik didik beni ariyormussun ? diye sordu o enfes istah acici sesi ile ve devam eti
" Fotograflari aldin mi ? seni uzmek istemiyordum sadece bilgilendirme amacli diye devam ederken parlayan gozlerimle birayi assagidaki cimenlige firlattim , oda balkonundan kolundan tuttum iceri cektim kapi duvarina onu yapistirdigimi ve o hazla nasil opustugumuzu anlatamam. ilk once biraz diretsede sonra kendini bana birakmisti.
Hayir , bakire degildi.
O gun ben bakirligimi bozmustum , o zaten bakire degildi. muazzam bir sevismeydi benim icin hayatimda tattigim en guzel lezzet Kubra ile hic yapmadigim bisey..
Soluk soluga yatakta yatarken bir muhabbet basladi... (Devam ediyorum)

Akşam yemeği yerken birbirimizin gözlerine kitlenip kalmalarımız unutulmazdı.
Şimdilerde çok dinlediğim bir şarkı var " I was your man " bruno mars'dan hep o zamanı hatırlatıyor bana tüm gece onunla sohbet ettik film gibiydi o anlar gözümde seri bir film şeridi şeklinde geçiyor..
Eskişehir'e döndüğümüz de normal hayatımıza dönecektik.
" Sen kübraya ben sana takıntılı devam edeceğiz demişti
" Sadece 1 ay intikam için ver , sonra seninleyim ömür boyu dediğim de güldü.
" Senden intikam almanı istemiyorum sadece beni sev benimle kal tek istediğim bu gitme benim ol bir ömür olmaz mı ? Dedi.
Ben de dönüp
" Benim derdim benimle kendi intikamım bu lütfen dediğim de..
" Seni seviyorum istediğini yap ama beni unutma onun zehrine kapılma dedi.
" Söz veriyorum , söz veriyorum yapacağımdan sadece o etkilenecek demiştim.
Eskişehir'e döndüğümüz de , Kübra ile hiç birşey olmamış gibi davrandım ona hiç bişeyden haberim yok gibi yaptım ama oda öyleydi benimleydi ama her akşam onunla mesajlaşıyor özlediğini söylüyordu.
1 Ay içerisinde hayatımın en büyük uğraşlarını verdim..
Bana tutuldu Kübra çünkü çocuk asla mesaj atmadı sağolsun arkadaşlar..
Bana ait gibi hissettiğini söylediğin de ve ilk kez Seni seviyorum dediğin de hissettim bana aşık olduğunu her gece buse'de kaldığımı artık bilmesi gerekiyordu ona fotoğraflar yollattırdım beraber olduğumuz zamanların buse ile...
Bana küstü cevap vermedim acı çekti ağladı. Evime geldi yalvardı ama ben içim yana yana onun gibi de yapmadım camdan bile bakmadım. Gözlerimi kapattıp hiç hissetmemişcesine.
Herşeyi silmek istercesine..
Ama dayanamıyordum her seferinde Buse dayanak kaynağım oluyordu.
Kaç kez geldi Kübra sayamadım bile dayanamıyorum ben hep böyle mi olacak sevdiklerim diye içim yandı ama..
Sonra yanına gittim özür diledim sevdiğimi söyledim okadar mutlu oldu ki,
O sarılışı aşk kokuyordu , eskiden böyle olmasını diledim bir an. Gözyaşlarımı belli etmemek için sildim.
12 Ağustos tarihinde Kübra'yı eve getirdim deli gibi içtim gözlerim kızardı artık komaya girecek şekilde planlı projeli.
Bir özel kamera koydum odaya...
Amacım sadece her gün acı cektirmekti..
Onunla yattım , seviştim evet gözyaşları içinde..
Yapmayacağım şeyler yaptırdı bana,
O mutluydu bakireydi ama artık değildi bu ona karşı intikamımdı , sonra oturdum
" Adamlık mıydı bu ? bu insanlık mı ? Bunu nasıl yaptım diye sordum kendime.. Bir bağırış ile bir kaç şey devirdim önümde duran.
Kamerayı aldım elime izlerken bir yandan telefon ile Buse'yi aradım ağlıyordum şiddetli bir şekilde
" Ben insan değilmişim ben sevmedim hiç herşey öfkeydi içimdeki nefretti ona karşı başta sevdim ama bu aşk mıydı ? Bu aşk değildi nefretti anlamadım çok kötü bişey yaptım diye ağladım telefonda
" Ağlıyor musun ? Sen mert sen nerdesin geliyorum hemen nerdesin söyle canımın içi söyle dedi
Yerimi söyledim basitti
" Kendi evimdeyim..
" Kapatıyorum 2 dakikaya ordayım hemen geliyorum delilik yapma dedi.
Nerden bilebilirdim ki sesini... ( Final parçası geliyor hemen ardından beyler)

Yaklagib 1 ay kadar Kubra ile beraberdim beraber cok eglenmistik iyice tutulmustum ona ,
Buse mesaj dahi atmiyordu , okulda kulaklik takip tum tenefuslerde tek basina geziyordu
Bizim sinif cam tarafinda on bahceye bakiyordu orada oturdugunu goruyordum hep cam kenarinda oturdugumu biliyordu , arada bakiyordu icim yaniyordu onu gordugum de ama defterimde Kubra'ya siirler yaziyordum. ve Siir takimindaydim bir gosteri icin hazirlaniyorduk kendi siirlerimizi sunuyorduk ben okul 1. olarak okulu temsil etmeye gidecektim. ona hazirlaniyordum bir yandan ama Kubra'ya yazmakta oldugum derin siirler yuzunden aklim hic ona gitmiyordu konu Sehir ile alakaliydi ona bile ask ekliyordum hep ters dusuyordu pgibolojime ,
22 Mart 2008 gunu ben nobetciydim defterleri toplamak icin assagiya indim , oradan gecerken nasil anlatayim koridor var hemen kosede tuvalete dogru giden aralik var oradan ses geliyor , ses Kubra'ya ait mutlu oldum sarilabilirim diye cunku 3 saat once sarilmistik en son , sonra telefonla konustugunu fark ettim pustum dinlemeye merak ettim tabi
Aynen soyle bir konusma gecti
" Mustafa seni cok seviyorum beni birakma lutfen birdaha olur mu ? gelip gelip gitme ben sensiz yapamiyorum nefes alamiyorum sensiz dedi.
Sirtim duvara dayali bir sekilde suruklenerek yere dogru kaydigimi hatirliyorum. gozlerim doldu
Hemen gozlerimi sildim , ayaga kalktim oradan yeni geciyormus gibi
"Aaa napiyosun burda diye sordum
" Hic bir arkadasla telefonda konusuyorduk aksam biseyler yapmayi planliyoruz merak etme kiz dedi.
Kafa sallayarak " eminim. dedim.`
Ellerini ver dedim uzatti tuttum kendime cektim dudagini issirarak opmeye basladim dis isleri biraktim morardi ve sismeye basladi o cekilmeye calisti ittirdi ancak yetmedi
ve bu ilk opusmemizdi ondan opusmek dahi istememistim cunku ona bakmak yetiyordu yani o beni doyuruyordu tek istedigim en fazla gitmek istedigim yer sarilmakti.
Sokta bir sekilde geri cekildi yutkundu dudagina elini koydu ve
"Mert naptin sen aptal misin ? cekil dedi ittirdi.
Arkasindan bagirdim
" Aksam o amina koydugumun cocugu ile iyi eglenceler diye.
Fizikci hoca cikti oglum kufur etmeyin dedi kapadi kapiyi.
Ellerim titriyordu sinirden ne yapacagimi bilemedim , gittigi tarafa dogru kosmaya basladim hava karanlikti arka merdivenlere dogru gitmisti orasi bos oluyor arkasindan kostum
Kolundan tuttum Merdivende
"Birak bagririm bak dedi.
"Bunu neden 2.kez yaptin diye sordum
Ve buyuk bir siddetle
"Onunla hayallerimi seninle yasayamam. Onunla kurdugum hic birseyi seninle yasayamam o benim 3 sene nefesim oldu. her zaman yanimdaydi dedi.
Ben sinirle
"Sen onun kopegi olmussun her zaman yaninda mi ? daha demin dudaklarini morartirken yaninda miydi ? veya 1 aydir benimle yiyisirken ? Nefesin mi oldu ? ozaman ben senin nefesini gibeyim kizim olur mu ? ben senin yuzunden ne kaybettim neler kaybettim. dedim.
Bir tokat daha yedim bu laflardan sonra. hizlica yukari cikti.
Bende yukariya ogretmenlerin yanina gittim ve
" Hocam gidiyorum ben defterleri baskasina toplatin dedim yaka kartimi firlattim ciktim acele ile derken bu arada disarida iki cift gordum sarilmislardi onlara baktim gozlerim doldu , sonra bir daha baktim o ciftin birinin Buse oldugunu anlamazca kosmaya basladim
Cok sevdigim bir park vardi oraya gittim biraz uzakti ama su akiyordu , hava karanlikti ayin isigi suya vuruyor bi okadar tatli bir hava oluyordu , bazi insanlar assagilarda balik tutmaya calisiyorlardi.
2 Saat orada oturdum sadece dusundum hep ofke planlar yaptim. Ama hala cok seviyordum. 1 tasta 2 kus kaybetmistim. icim icimi yiyordu.
Tam o anda yanima bir sicaklik oturdu , hic birsey soylemeden ve su Miller biralar var ya onlardan uzatti hic yuzune bakmadim ama o sicakligi tanidim.
Buseydi.
"Beni nasil buldun diye sordum ?
"Seninle konusmuyorum veya yeni bir sevgili yaptigim icin seni tamamen silip atacagimimi sanmistin dedi.
Kafami yavasca sallayarak
"Sanirim oyle dusunmusum dedim.
"Her nefesini takip ediyor edemedigim de ettiriyordum . Simdi bana inanmazsin hadi canim dersin , buyur sinemaya girerken siz , buyur elbise bakarken siz , buyur sarilirken siz diyerek resim uzatmaya basladi arkasinda hikaye tadinda siirler doluydu. birinde okudugum ilk sey " Sen ne kadarda onu sevsen . Ne kadar da onunla olsan ben hep senin yaninda olacagim. yaziyordu orayi okuduktan sonra okuyamicam diyerek geri uzattim.
(Not: Takip meselesini ilk burada ogrendim.)
Biralarimizi yudumlarken sohbete devam ettik
"Sence neden yapti ? yani cok tuhaf degil mi ? diyerek soylendim.
Ve bana dahada canimi yakacak bir sey soyledi
"Onunla kurdugu hayalleri baskasiyla yasayamaz degil mi ? dedi.
Kafami cevirip agzim acik bir sekilde "Bunu nerden duydun dedim.
"Sen dahil bazi erkeklerden dedi.

(Devam ediyorum beyler ben okursunuz)

FiNAL PART
Nerden bilebilirdim ki son kez sesini duyacağımı...
Aradan 1.5 Saat geçti kimse gelmedi, aradığımda kapalıydı telefon hiç bişeye anlam veremiyordum.
O an telefonum çaldı belki açmayı hiç istemeyeceğim bir telefon..
" Alo Sanırım Mert bey değil mi ? Diye sordu bir bayan sesi..
" Evet buyrun dedim.. Merak içinde
" Ben Sakarya Özel Hastanesinden arıyorum , 1 saat önce ağır bir trafik kazası gerçekleşti.. Telefonda son aranan kişi sizsiniz lütfen gelebilir misiniz? Dedi.
O anki ruh halim ne diyebilirim sol tarafım kalp kol kafa ve sol bacak bölgesi komple uyuştu...
" Ş,,şşey ben durumu nasıl ?
Diye sorduğumda kadının sesi azaldı
" Beyfendi gelin burada öğrenin şuan söyleyemem , prosedür gereği dedi,
Şok ile soğuk kanlılık arasında savaş verirken ayağı kalktım dizlerim titriyordu geri oturdum ayakta duramadım.
Sadece bakıyordum mimikler gitmişti yüz ifadem yok olmuştu.
Telefonu kapattım , Fırat abiyi aradım hastaneye gittik ,
içeri girdik oradaki kadına ismi verip olduğu tarafa doğru gittim bir doktor gördüm elinde kağıtlar ile odadan çıktı oflayarak..
" Bu odanın doktoru sizsiniz değil mi ? Diye sordum
" Evet beyfendi siz nesi oluyorsunuz dedi.
" Ben... Ben onun bilmiyorum size soruyorum Azraili ben miyim ? Dediğimde doktor anlamamış gözlerle bana baktı
" Neyse , üzgünüm beyfendi arabayı kullanan kişi hayatını kaybetti , bir de hanımefendi benim ilgilendiğim o yaşıyordu ağırdı durumu müdaale yapıldı ancak..
Dediğin de ben yığıldım Fırat abi kollarımdan tuttu ilk gözyaşım gelmişti sonunda bir damla düştü..
Yüzüm ekşimeye başladı doktor kolumdan tuttu el kol ile bir sandalye getirdiler doktor dizlerinin üstüne çöktü
" Dinlemiyorsunuz ama o ölmedi ancak 2 bayan geldi burada ameliyat edilmesini istemediler çoğu yerde kırık ezilmiş eklemler vucuduna saplanan parçalar vardı komaya girmişti özellikle yüzünü... Diye devam ederken
" Susss diye bağırdım " Nereye gittiler diye sordum.
" Yüzündeki ve vucudundaki parçalar çıkartıldı ancak komadan çıkmadı apar topar 2 hanım efendi biri teyzesiymiş ambulance ile zütürdüler helikopter ile özel uçağa oradan yurtdışına çıkarıcaklar izinleri aldılar 1 saat için de oldukça zengin bir iş kadını vardı halasıydı sanırım ama sevk edilen yeri öğrenemezsiniz üstlerden emir ile öğrenilmesini istemediler. Dedi.
Kendimi bir an saçma türk dizilerinde gibi hissettim.. Ne oldu şimdi diyordum içimden ama halası Azerbeycan ama neden yoksa bunu bir bahane olarak mı ?
Evet buda bir yalandı beni oyalamak içinde Azerbeycan'a gitmemişlerdi aylar sonra öğrendim istanbuldaki American Hastanesine zütürülmüş, ancak bir daha asla haber alamadım. Aradan çok çok uzun bir zaman geçti ama şuan bile ulaşmaya çalışyıyorum ancak ulaşamıyorum evlensem de onu görmek istiyorum o olaydan 3 hafta içinde yemek yiyemedim 5 hafta dışarda gezemedim 6 Hafta gülemedim 7 Hafta ağladım 2 sene boyunca rüyalarıma girdi " Ben yaptım ben diye hep acı çektim Kübra ile yine de 2 sene beraber oldum , intikam yalan oldu. Elimde cebinden çıkan bir şiir vardı Buse'nin hala saklıyorum. Başlığı
Aşkın hediyesi 'ydi. Bunu 2.5 sayfalık kitap halinde yayına soktum çoğu yere çıkardım belki beni bulur diye ama yok..
Bu yüzden hikayemin adıdır bu. 2 sene sonra Kübra ile ayrıldık. O başka şehire gitti ancak görüştük ayrıldık arkadaş olduk saçma sapan bir arkadaşlıktı şuan dahi selam selam vardır aramızda ama bu işkenceyi her gün çekiyorum ben bunları yazarken ağlamam normal ama hayata hep olumsuz bakmamak gerek ölümsüz değil hayat. Bunu öğrendim bir çok şey öğrendim tabi de onlardan biriydi bu.
Keşke bana ulaşsa diyorum bazen hala.. Ailemin bildiği hikayedir. Ama hiç bahsi geçmez,
Bazen yemek yaparken işimi yaparken
Ellerim yaslanır tezgaha titrer aklıma gelir dalarım tüm anlattıklarım 1.5 dakikalık şeritler olarak geçer bir bakarım taşan bir şey var.
Arkamdan bir ses gelir
" Şefim siz bile böyle taşırıyorsanız bizde taşırırız diye gülerek cevap veririm
" iyi-Kötü bir anın aklına gelir de sen dalarsan ve yemek taşarsa sonuna kadar haklısın. Ama durup dururken taşarsa bişey amatörce olur. Yemeğin hediyesi taşmasıdır diyerek espri yaparım bir ah çekerim işime devam ederim..
Beylerrrr ilgi alakanız için teşekkür ederim biliyorum bitiş bir türk filmi edası ile oldu kusura bakmayın bu olayın gerçekliğini sorgulamadığınız için teşekkür ederim gerçektir yani o yüzden tam senaristlik yapamadım içime oturuyor yazarken direk yazdım hiç dolaylamadan sıktıysam affola hepinize teşekkürler

Ve ÖNEMLi BiLGi ;
Bu önceki ve şimdiki hikayeyi kitap olarak bastırıcam tam okuduğunuz şekilde tabi kendime
incisözlük Ms.Aşçı Hikayeleri gibisinden bir kapak ile.. Harika olacak göstericem size de 1 haftaya yaparım. *

Saygılar..

Ve kurgulama hikayeler ile devam edeceğim..
Hepinize hayırlı günler