Pazar günü sabahıydı. Saat 12yi biraz geçiyordu ki mavişimden gelen mesaj sesiyle uyandım. Günaydın askların en yakışıklısı diye mesaj atmıştı sanada günaydın askların en Güzeli diye cevap verdim. Güzel uyudun mu askım diye sordu güzel ne kelime bebekler gibi misil misil uyudum peki ya sen dedim. Uyuduğum en güzel uykulardan biriydi askım. Bugün ne yapacağız dedi bilmem babandan izin alabilecek misin diye sordum. Alırım askım tabi. Sinemaya gidelim mi diye sordu. Olur askım gideriz tabi dedim. Nesibe gitti babasından izin aldı biraz mirin kirin etmiş ama izin verdi. 1.30 gibi alayım askım seni evden dedim tamam dedi ve saat 1.30 gibi mavişimi aldım evinden ve sinemaya gittik. Rango diye bir çizgi film vardı Nesibe ona gitmek istedi ya askım çocuk musun dedim yaaaa öyle demek komik oluyor bunlar çok Kırma beni buna gidelim iste dedi. Nasıl kıracaktım ki dediğini yaptırmak için şirinlik yapıyordu resmen. Olur askım seni mi kırcam dedim ve 2 bilet aldık. Ne yalan söyleyim 10 numara çizgi filmdi baya güldük yani. Ben bir ara filmi izlemeyi bıraktım Nesibe'yi izliyordum o kadar güzel gülüyordu ve eğleniyordu ki anlatamam. Ne oldu askım niye izlemiyorsun beğenmedin mi yoksa dedi hayır beğendim ama burada beğendiğim daha güzel biri var ona bakıyorum dedim yaaaaa utandırma beni dedi. Utanırsan utan yalan değil dedim. Geldi yanağımdan öptü ve elimi tuttu. Film arası patlamış mısır ve kola aldık. Patlamış Mısırı ben tutuyordum. Bakmadan alıyordu bir ara sağa doğru çektim eli Boşa gitti böyle Mısırı arıyordu ben tabi başladım gülmeye o da anladı tabi giciksin ya dedi öyle mi dedim ve belinden gidikladim biraz acayip gidiklaniyordu yapma askım diyip gülüyordu. Sinema çıkışı tatlı yemeye gittik sinemayı sen ödedin tatlılar benden diyip o ödedi Hesabı. Ben izin vermedim ama çok inatçıydı tamam dedim Nesibe ödedi Hesabı ve eve doğru yola çıktık. Yolda bir parka uğradık ve oturduk orada biraz. Askım ben iki çocuk istiyorum dedi bir anda. Hayırdır neden iki dedim. Şimdi senin kardeşin yok ya hani ve sen hep bir kardeş istemişsin o Yüzden iki çocuğumuz olsun da onların böyle bir derdi Olmasın dedi. Çok ince düşünüyordu olur niye Olmasın dedim. Peki ya isimleri ne olsun dedi. Erkek olursa sen kız olursa ben koyayım adını dedim olur ben çocuğumuzun adını Burak Yada Mert koymak istiyorum peki ya sen dedi. Şevval diyebildim sadece ve bir anda Gözlerim doldu biraz. Ne oldu askım şimdi niye doldu gözlerin diyince önemli bir şey değil sadece Çocuklarımızı gözümün önüne getirdim de çok güzel bir manzaraydı o Yüzden mutluluktan doldu gözüm dedim ama yalan söylemiştim. Ebrar ile çocuğumuz olsaydı adını Şevval koyacaktık o geldi aklıma ona hüzünlenmiştim ama bunu nesibeye söyleyemedim. Kıyamam sana ben ya dedi ve sarıldı bana. Biraz daha böyle oturduk nesibeye mesaj geldi yine Fatih'ten açmadan sildi. Ne kadar Sıklıkla mesaj atıyor sana bu dedim. Günde 2-3 tane dedi. Telefon numaranı değiştir dedim ama herkes bu numaramı biliyor o kadar kişiye ulaşmak zor şimdi dedi haklıydı ama bu Fatih denen Çocuktan hiç haz almamıştım. Sen Gül gibi kızı aldat sonra unutamadım de kızı rahatsız et ne kadar karaktersiz bir haraketti. Hadi askım ben seni artık eve bırakayım dedim ve evine bıraktım. Aksam biraz konuştuk ve sabah okul var diye erkenden yattık. Ertesi gün okulda Nesibe bana kötü bir haber verecekti okulda bense olacaklardan habersiz mutlu bir şekilde uyumuştum.

Vay Nesibe hemen bir sevgili yapmışız bu tipsize kalacak kadar düştün mü helal olsun dedi. Hayırdır birader bu artistliğin kime ayıp olmuyor mu Kızın yanında dedim. Sen karışma lan dedi ve biraz küfretti. Nesibe ise oradan bana yapma Meczup değmez bu gerizekalıya diyordu. Gittim Fatih'in yanına buyur anlat derdini dedim. Derdim sensin bu kızı bırakacaksın o benim dedi. Onu aldatmadan önce düşünecektin dedim. Sanane lan yaptık bir hata iste bir daha yapmayız hem ben seviyorum Nesibe'yi dedi. Nesibe'yi çağırdım yanına. Nesibe sen seviyor musun bunu dedim. Hayır seni seviyorum dedi bana. Bak duydun kızı şimdi bas git dedim. Gitmezsem ne olacak lan ne yapacaksın dedi. Bir şey yapmayacağım sadece kız seni istemiyor bunu anlamanı istiyorum dedim. O işler o kadar kolay değil insan sevdi mi kolay kolay unutamaz dedi. Bende insan sevdiğini aldatmaz gözü sevdiğinden Başkasını Görmez Mutluluğu gidip başkalarında aramaz dedim. Sustu cevap veremedi Nesibe sen içeri gir askım dedim. Vaaaaay askım ha daha düne kadar benim olan kız artık senin yani. Yok öyle yağma kardeş dedi. Sinirlenmeye başlıyordum ama kavga çıkartmaya da niyetim yoktu. Bak Fatih misin Nesin Nesibe artık seni sevmiyor sana güvenmiyor sen onu aldattın bu kız sana bir daha varmaz hem artık beni seviyor şimdi geldiğin yere geri dön kardeşim dedim. Nesibe'yi alana kadar şuradan şuraya gitmiyorum dedi peki sen bilirsin mal gibi beklersin burada o zaman dedim. Nesibe'yi çocuğun gözü önünde öptüm o da beni öptü askım sen Çık yukarı bu salakta beklesin burada böyle dedim. Tamam askım seni seviyorum dedi bende seni seviyorum dedim ve çocuğun suratına tip tip bakıp gittim. Nesibe ara ara mesaj atıyordu askım hala burada gerizekalı diye bende boşver askım bir şey yapamaz diyordum. Aksam Salih amca bunu Görmüş bir temiz bağırmış çağırmış kızımı rahatsız etme diye biraz pataklamis çocuğu Nesibe Anlattı bana da oh iyi oldu diyordu. Bende aynen askım haketmişti zaten dedim. Aksam oldu yattık sabah Nesibe'yi almaya gittim Fatih yine oradaydı okula giderken arkamızdan geliyordu arada laf atıyordu ama hiç umursamadık bakar bakar gider diye. Okul çıkışı yine oradaydı cuma Gününe kadar böyle devam etti. Ben daha fazla dayanamadım ve Salih amcaya söyledim. Bakın Salih amca kızınızı koruyacağıma dair söz verdim ve bu çocuğun sonu hayır değil ya siz kulağını cekin adam akıllı ya da polis çağıralım şikayette bulunalım dedim. Haklısın oğlum dedi ve polise şikayet ettik. Salih amca biraz abartmıştı olayı kızıma Saldırmaya çalıştı falan dedi polisler de bunu bir temiz dövmüşler ve ailesini aradılar ve memleketine geri gönderdiler. Fatih durumu da böylelikle hallolmuştu. Nesibe de bende rahat bir nefes aldık. Aksam Nesibe mesaj Attı askım Yarin hafta sonu bu sefer nereye zütüreceksin beni dedi. Bilmem ki askım sen biraz araştır internetten bakalım beğendiğin bir yer olursa oraya gideriz dedim. Nesibe Çoktan araştırmıştı zaten askım Sultanahmet'e gidelim mi sonra Ayasofya'ya geçeriz dedi. Olur askım sen yeter ki iste dedim ve hafta Sonu planımız hazırdı Yarin saat 11 de buluşmaz üzere yattık. Ben hala fatihi düşünüyordum bu kadar çabuk ve olaysız bitemez diye ama Hayırlısı dedim ve yattım.

Ertesi gün saat 11 gibi aldım mavişimi ve vapurla karşıya geçtik vapur seyahatlerini çok seviyordu Nesibe. Bu sefer alt kata vapurun yan tarafındaki oturaklara oturduk ayaklarımızı demire uzattık ve öyle geçtik karşıya. Nesibe ben burayı daha çok beğendim bundan sonra burada oturalım hep dedi olur askım dedim. Karşıya geçince biraz Yürüdük ve Sultanahmet'in orada biraz gezindik içine de girdik sonra Ayasofya'ya bilet aldık ve içeri girdik. Yukarı katlara çıkan rampalı yolu sevmişti Nesibe aynen filmlerdeki gibi diyordu gerçekten de öyleydi. Eski taşlarla eski filmlerdeki yer döşemeleri andırıyordu. Üst katlara çıktık duvardaki mozaiklere baktık biraz hep el ele gidiyorduk Nesibenin yumuşacık ve sıcacık ellerini tutmayı seviyordum. Biraz daha gezip dışarı çıktık iki cami arasındaki büyük fıskiye olan yerde oturduk biraz dinlendik. Sonra aciktin mi bakayım askım dedim. Askım çok aciktim ya dedi. Kıyamam sana hadi gel sana Sultanahmet köftecisinde köfte ısmarlayayım dedim askım pahalıdır ama orası dedi. Senden değerli mi askım dedim tamam ama bir şartla ikimizde kendi tabağımızı ödeyeceğiz dedi. Nesibe bir kere karar verdi mi geri döndürmek çok zor olduğundan itiraz etmedim tamam dedim ve köftelerimizin siparişini verdik. Beklerken Nesibe askım sınav yaklaşıyor 1.5 yılımız kaldı. Çokça çalışıp güzel yerler kazanalım birlikte okuruz dedi. Sen benim kazanacağım yerleri kazanamazsın ki dedim. Haha güleyim bari dedi güldüm haksız miyim kız dedim görürsün bak geçeceğim seni dedi rüyanda belki bir ihtimal dedim. Giciksin ya dedi ne yapayım sinirlendiğinde çok güzel oluyorsun o Yüzden yapıyorum dedim Güldü bu arada siparişlerimiz geldi yedik Hesabı ödedik ve çıktık. Saat 3 e geliyordu artık dönelim dedik ve vapura bindik yine ayni yere oturduk. Yolda aldım Nesibe'yi kollarımın arasına. Askım sen askere gidince ne yapacağım ben sensiz dedi bedelli Yaparım askım dedim nasıl dedi yurt dışına gideriz hem orada 5 yıl çalıştığında sana bedelli Fırsatı tanıyorlar böylece benden çok ayrı kalamazsın dedim yurt dışı iyi fikirmiş aslında dedi tabi askım hem bak başarılı olursak burs da buluruz dedim. Aklına yatmıştı hele bir Sınavlar bitsin de konuşuruz askım Yurtdışı meselesini dedi olur askım dedim. Yine çok güzel bir gün geçirmiştik Nesibe'yi evine bıraktım Salih amcaya selam verdim. Kapıda Tuğba gördü beni Meczup abi Meczup abi dedi atladı kollarıma. Ne yapıyorsun bakayım Fıstık iyi misin dedim. iyiyim abi benimle biraz oynar misin lütfeeen dedi Salih amcaya baktım olur gibisinden bir haraket yaptı. Girdim içeri Tuğba ile gecen sefer oynadığımız oyunları oynadık. Sonra Tuğba biraz evcilik oynayalım mi dedi kıramadım oynayalım dedim ve Nesibe'yi kast ederek hiç oynamıyorlar mi seninle Tuğba dedim. Ablam oynamıyor benimle telefonuyla oynuyor hep. Bende telefon alırsam bende ona oynatmayacagim dedi Nesibe ile ben güldük. Tuğba evcilik oyuncaklarını getirdi abla sende oynasana dedi olur dedi Nesibe ve birlikte başladık oynamaya. Tuğba abla sen benim annem Meczup abi sende benim babam olacaksın bende sizin uslu ve güzel kızınız Olacağım dedi. Ben Salih amcaya baktım oyunda olsa kızar mi diye ama hiç oralı değildi tamam dedim ve başladık oynamaya. Tuğba başladı anlatmaya annemle babam birbirlerini çok seviyormuş ama kızlarını daha çok seviyorlarmis. Şimdi siz eve gelmişsiniz bende size cay yapmışım. Buyurun çaylarınız annecik ve babacık diyip bize fincan uzattı bizde iste içiyormuş gibi yaptık. Sonra siz sarılın şimdi bende aranıza geleceğim aile sarılması yapacağız dedi Nesibe olmaz Tuğba'cım bak baba burada kızar sonra dedi ben söylerim ya bana kızmaz o hem bozmayın oyunumu dedik. Tamam ama hemen yapacağız olur mu dedik tamam dedi. Tuğbayı aldık ortamıza ve sarıldık. Cok huzur dolu bir andı. Sanki bundan yıllar sonra evlenmişiz de çocuğumuzu seviyormuşuz gibi. Nesibe de benim gibi düşünüyordu aksam mesajlasirken anlamıştım. Onun da çok hosuna gitmişti bu sahne. Biraz daha oynadık tuğbayı öptüm gitmeden önce. Tam çıkacaktım ki Nesibe Meczup dün bana verdiğin ders kitabı bende kalmış gel onu vereyim dedi. Öyle bir kitabım yoktu ama hadi bakalım dedim ve gittim Nesibenin odasına. Odaya girince bana sarıldı ve öptü dur kız baban gelecek şimdi dedim haber izliyor o gelmez dedi. Peki bakalım dedim ve bende onu öptüm. Sonra bana kendisinin bir Kitabı'nı verdi ve odadan çıktım. Çıkarken Salih amcaya selam verdim ve eve doğru gittim. Yine Mavisimle güzel bir gün geçirmiştik. Eve gittim ve ertesi gün ne yapacağımıza dair konuşmaya başladık.

Dün ben söyledim nereye gideceğimizi sıra sende dedi mavişim. Bilmiyorum ki askım ya o kadar çok yer varki dedim. Baş başa kalabileceğimiz ve güzel vakit geçirebileceğimiz bir yer olsun dedi. Emirgan'a gidebiliriz o zaman daha Lale zamanı değil ama yine de Güzeldir oralar dedim. Olur askım gidelim hatta ben anneme Söyleyeyim bize ekmek arası köfte yapsın acıkınca yeriz dedi. Aferin kız ne güzel düşündün öyle dedim. Ne sandın Sevdiğim Erkeğe bakıyorum iste dedi. Köfteleri sen yap o zaman annene hazırlatma bakalım ne kadar marifetlisin dedim. Olur askım ben bir kere hamarat bir kızım sen bilmiyorsun dedi. Ben öyle herkesin Yemeğini kolay kolay beğenmem ona göre kötü olursa söylerim kırılmada gücenmece yok şimdiden anlaşalım dedim. Beyefendideki şımarıklığa bakın hele bi. Sevdiği kız yemek yapacak ve beğenmeyecek ayıp ayıp. Ben senin elinden zehir olsa yerim ama olsun bakalım sen beğenmezsen yemezsin dedi. Kıyamam nasıl da alınırmış dedim sen görürsün dedi neyi görürmüşüm ben dedim beğenmediğini söylersen olacakları dedi hadi bakalım dedim biraz daha konuştuk ve Yarin saat 1 de buluşmak üzere anlaştık. Saat 1 gibi aldım mavişimi evden ve vapura binip karşıya geçtik. Yine alt katta oturuyorduk ama Nesibe ya askım ben artık burada oturmak istemiyorum dedi hayırdır niye seviyordun hani burayı dedim ya seviyorum ama dakika bası birileri geçiyor yok ayağını indir sonra bir daha koy falan hoşlanmadım dedi. Bende nihayet askım ya bende hiç sevmiyorum burayı habire birileri geçip duruyor ama sen seviyorsun diye bir şey demiyordum dedim. Kıyamam nasıl da düşünürmüş sevdiğini dedi seni düşünmeyeceğim de kimi düşüneceğim askım dedim ve sarıldım. Dönüşte üst kata çıkarız artık dedim olur askım dedi ve Emirgan'a doğru yol aldık. Ilk önce Park'ı gezdik. Gittiğimiz gün Park'ın tam ortasındaki büyük fıskiye olan yerde caz Gösterisi verdi bir Sürü takım elbiseli adam daha önce hiç görmediğim tarzda enstrümanlar çalıyorlardı biraz onu dinledik çok hoştu sonra Park'ı gezdik. Biraz tepede büyük bir ağacın gölgesinin altına gittik oturduk. Askım acıktın mi vereyim mi köfte ekmekleri dedi. Biraz oturalım sonra yiyelim dedim tamam askım dedi ve çimlere uzandık. Kolumu açtım Nesibe de omzuma doğru yattı. Kalp atışlarını duyabiliyorum diyordu bana. Nesibe de diyor mu kalp atışlarım dedi hosuna gitmişti askımmmm yaaa dedi. Hadi sana bir arkadasım basından gecen komik bir şey anlatayım dedim. Olur dedi ve başladım anlatmaya. Benim arkadaş kardeşiyle oturuyormuş. Bir ara kulağını Kardeşinin kalbine koymuş kardeşi abi ne yapıyorsun Demiş abiside sana bir şey söyleyeceğim ama üzülme abicim Demiş kardeşi meraklanmis ne oldu abi ya korkutma beni Demiş abiside abim senin kalbin atıyor ne yapacağız Demiş. Kardeşi daha 4 yasında falan benim arkadaş öyle bir Demiş ki kalbin atıyor diye bu çok üzülmüş neredeyse aglayacakmis annesinin yanına gitmiş annneeeee abim kalbim atıyor diyor ölecek miyim yoksa diye sormuş annesine. Annesi Başlamış gülmeye sonra benim arkadaşda gitmiş yanına almış Kardeşini kucağına öpmüş durumu açıklamış kardeşi de ya offff abi cok kotusun Demiş 1 gün konuşmamış bununla arkadaşım istediği oyuncağı Alınca o zaman konuşmuş. Nesibe gülmeye başladı bunu Tuğba'ya da yapalım dedi bende aynen bakalım o ne yapacak dedim. Biraz daha muhabbet ettik ve Nesibe hadi yiyelim ben aciktim dedi. Tamam askım dedim ve benim ekmeğimi verdi. Bakalım nasıl olmuş dedim ve bir ısırık aldım. Köfte tamamen yanmıştı ve tadı çok kötüydü. Şimdi söylesem de ayıp olacaktı. Nesibe de nasıl aşkım beğendin mi dedi. Evet aşkım çok güzel olmuş ellerine sağlık dedim. Bir ısırık daha aldım aşkım ben doydum dedim ve Nesibe başladı gülmeye. Ne gülüyorsun kız dedim yaaaa böyle yedirtiler yanmış köfteleri dedi ve gülmeye devam etti. Seeeeen dedim ve yakalamaya çalıştım ama kurtuldu. Kalktı koşmaya başladı hemen koşup tuttum aldım kucağıma. Oturduğumuz yere kadar taşıdım ve başladım gidiklamaya yapılır mı kız sevdiğine bu dedim bu arada Nesibe acayip gülüyordu çok gidiklaniyordu çünkü. Ya aşkım tamam özür dilerim dur lütfen dur dedi. Bıraktım gidiklamayi ama Nesibe bana bakıp gülüyordu hala. Gülme kız dedim geldi öptü beni aferin benim için yedin ama dedi. Yemez olaydım dedim bende. Al bakalım dedi ve güzel köfteleri çıkardı tadı on numaraydi. Sen mi yaptın kız yoksa annen mi yaptı dedim ben yaptım tabi dedi bak eve gidince sorarım annene dedim tamam ilk yediğini ben yaptım ama yakmisim köfteleri bunları da annem yaptı ama ben hazırladım dedi. Belliydi senin beceremeyecegin zaten dedim yaa deme öyle dedi. Ne yapayım bu ne kız olecektim ya dedim gülmeye başladı yine nasıl yedin ama dedi. Öyle mi dedim ve o yanmış köfteyi aldım aç kız ağzını yiyeceksin bunu dedim. Yaa aşkım tamam tamam özür dilerim dedi ama derken hala gülüyordu. Yedik köftelerimizi bunun intikdıbını alırım ben senden dedim. Özür diledim ya aşkım işte dedi. Öyle kuru kuru olmaz dedim. Tamam gel yat dizime bu sefer ben seveyim seni dedi olur dedim ve yattım dizine. Saçlarımı oksuyordu ara ara ise eğilip opuyordu. 1 saat daha oturduk ve sonra eve döndük. Kapının önünde öptüm Nesibeyi ve eve gittim. Yine güzel bir gündü ama sabah okul vardı. Bu bile moralimi bozmadi ve mutlu bir şekilde uyudum.

Gençler biliyorum günde 3-4 entry yazıyorum bu burada günlerin kısa olmasından, üniversite ile meşgul olmamdan, Türkiye'deki arkadaşlarımla bol bol konuştuğumdan kaynaklanıyor bu arada farkettiyseniz benim yazdığım entryler uzun. Başka biri benim yazdığım 1 entry ile 2-3 part atıyor. isterseniz bende öyle yapayım az az yazayım öyle atayım yorumlarinizda nasıl istediğinizi belirtirseniz sevinirim.

Tekrardan Bayrdıbınız mübarek olsun.

Sabah Kalktım ve mavişime günaydınlar olsun Sevdiğim kıza diye mesaj attım birkaç dakika sonra sanada günaydın askım benim diye cevap verdi. Bugün kahvaltı yapma hemen hazırlan seni alayım kahvaltı yapmaya gidelim dedim bilmem babam ne der dedi askım biz izin aldıkça baban bir şey demez konuştuk bunları biz dedim. 5 dakika sonra mesaj attı tamam askım 10 dakikaya hazır olurum gideriz dedi tamam dedim ve 10 dakika sonra evinden aldım Nesibe'yi ve bir pastahaneye gittik. Simit ve açma aldık bir de cay söyledik. Askım evlenince ben sana her gün kahvaltı hazırlayacağım hemde en güzelinden dedi. Becerebilecek misin kız her gün yapmayı bak daha köfteyi bile yapamıyorsun dedim yaaaa ne yapayım yandı iste hem artık annemden yemek yapmayı öğreniyorum ilerde sana ben bakacağım sonuçta öğrenmem Lazım dedi. Her gün kahvaltıyı sen hazırlarsan yorulursun askım değişmeli hazırlayalım dedim olmaz kahvaltı hazırlamak bayanın isi dedi. Bende tamam bayan isi ama ben bir koca olarak esimin yorulmasını istemiyorum dedim kıyamazmis da bana olur haftada 3 gün sen 4 gün ben Yaparım dedi tamam o zaman anlaştık dedim. Kahvaltımızı bitirdik ve okula gittik. Okulda artık hocalar yavaştan calışmaya başlamanız Lazım diye tembihliyorlardı. Biz de ders sonrası Nesibe ile konuştuk yavaştan başlayalım calışmaya diye ikimizde güzel bir yerlere gitmek istiyorduk çünkü. Çıkışta kırtasiyeye gittik bir matematik bir de Türkçe soru bankası aldık YGS için. ikimizde her gün birer test çözecektik her kitaptan. Çözemediğimiz soruları da birlikte çözmeye çalışacaktık. Nesibenin babası matematik öğretmeniydi o Yüzden ikimizde çözemezsek Salih amcaya soracaktık. Benim Türkçem iyiydi hallederim ben Gözüyle bakıyorum ama tabi yine ikimizde çözemezsek okuldan bir hocaya soracaktık. O günün aksamı konuşuyorduk yine mavişimle sonra hadi askım artık çözelim birer test dedi tamam askım dedim ve ikimizde birer test çözdük iki soru Kitabı'ndan. Türkceden sıkıntı yoktu ama ikimizde bir tane matematik sorusunda tikanmistik Aradım mavişimi ve telefonda nasıl çözeriz diye konuşmaya başladık en sonunda Nesibe aha buldum dedi ve çözdü soruyu aferin askım biraz şans eseri buldun ama yine de buldun dedim. Çok içten bir şekilde kıskanç dedi bana ne kıskancam kız seni dedim biraz daha konuştuk telefonda. Bu test çözme isi iyi oluyordu hem zaman geçiriyorduk birlikte hemde ders çalışıyorduk eğlenerek calışma bu olsa gerekti. Hafta sonuna 4 civarı matematik sorusu birikmişti çözemediğimiz ben Cumartesi size gelirim Salih amcaya sorarız hem bizim ders çalıştığımızı da görür dedim olur askım dedi Cumartesi mavişimin evine gittim.