aşk nedir diye sordular

iyi niyetli olmamak için senden 2 yıl istemiştim ya az önce ortalığın dıbına koydum hayat... hayatımda hiç bu kadar kötü olduğum bir an olmamıştı. yavaş yavaş şeytana dönüşüyorum ve artık vicdanım da beni bitirecek ,kişiliğim gibi...

kalanlar beni iyi hatırlasın...

derdini anlatacgın tek dostun olurya beklersin beklersin ama gelmez aklına takılır gözünden yas gelir ya ama gelmez derdin sana dert olur icine atarsın düsüncelerin kafanın içinde seni yer bitirir umutların asla filizlenmez kaybolur gidersin seni hatırlamaz

hala sinirliyim ve bugün bu ortaya çıkan amy sinirli olduğu için çıkmadı hayat... artık yorulduğu için , gücü kalmadığı için çıktı... tırnaklarını çıkarmış kedi gibi hissettim kendimi ve kırıp dökmediğim kimse kalmadı hayat...

önümde çok önemli 3 gün var ve ben şu anda o kadar çaresizim ki tek istediğim sığınabilecek bir tanrım olması...

http://www.youtube.com/watch?v=k_EJ5nj0H_8

seni terkettiğim gün geldi aklıma... ne kadar güçlüydüm kendimi tanrı gibi hissetmiştim o kapıdan çıkarken hayat... sen ağladın ben bavulumla çıktım.elinde kalan tişörtüm sana bıraktığım şeylerin yanında en küçüğü.

nefesini nefesimde hissetmek sadece 5 saniye bile olsa herşeyden vazgeçeceğim... aşık değilim sana sevmiyorum da ama neden böyle işledin içime anlam veremiyorum hayat.başladığım bitirdiğim herşey sana çıkıyor...

ağlamıyorum saçmalama kasıldım burnum kızardı kendimi sıkıyorum ağlamamak için güçlüyüm ben öyle olmak için yaratılmış gibiyim adeta...

neden mutlu olmayı değil de güçlü olmayı seçtik hayat? neden ihanetinin yükünü hala ben taşıyorum?

https://www.youtube.com/watch?v=nX6BS7O8uE4

https://www.youtube.com/watch?v=HkDTqql4pZs

hala umudum var hayat... biri geliyor umut veriyor gidiyor ama ben o verdiği umut kırıntısını o kadar tasarruflu kullanıyorum ki gittiğinde bile kalanla yetiniyorum.

merak etme iyiyim sadece 24 saat yine bana yetmemeye başladı ve ben ne yazık ki 54 kilo oldum...

kızma! karnımı doyuruyorum , erken doyuyorum sadece biraz...

http://www.youtube.com/watch?v=2G5jS5qaWk0

bu şarkıyı ne zaman dinlesem yine aklıma geliyorsun... rakı içerken dinlemeyi pek severdin. ben kitaplık ve dizi arşivi yaparken sen plak arşivi bırakmak isterdin çocuklarına... bugün arabada bu çaldı ben ağladım. hormonlardan ama merak etme geçecek bu halim 3-4 gün sonra...

unutamadıklarımızın şerefine!

http://www.youtube.com/watch?v=sfwGC7p6R-o

19.12.2014 sabah saat 06:00...

bu tarih hep önemli oldu benim için... bana hep söylerdin tarihlere anlam yükledikçe zamanla anldıbını yitirir daha çok acı çekersin diye... tarihler anldıbını yitirmeden gideceğim sevdiğim söz...

hiçbirşeyim plansız değil , olmadı... yine harika bir organizasyona imza atıp gideceğim kurtuluş yok. eskiden lunapark olarak kullanılan bir gezegende yaşamaktı en büyük hayalim ütopik değildi bu bunun hayalini kurmak neden olsun?

hayallerimdi beni ben yapan ama büyüdükçe reel hayatın beni hayallerimden etmesine alışacak değilim. yeniliklere kolay alışamam bilirsin...

pazartesi günü kitaplığımda ki 700 kitabı bağışlıyorum daha ne olsun... bende ben zaten kalmadı.

sabret amy son 6 gün...

dün başımın ağrısından kafamı kaldıramadım. gözlerim şişmiş , aşırı susamış ve hala regl olmamıştım (bugün oldum). sinemaya gidecektik unutmuştum kuzenimi aradım sana süprizim var dedi... bir önceki gün geldi aklıma sarılmıştık sıkı sıkı. annem çorba yapmış onu yudumladım bir kaç kaşık... bir yandan söyleniyor bir yandan hala ağrıyor mu başın diye soruyordu. yok birazdan devrim gelecek dedim. hazırlandım kot giydim üstüne de kahverengi kazak... saçlarım topluydu ama başım zaten ağrıyordu ağırlık yapmasın diye açtım. belime kadar uzadılar yine (:

annem girdi odaya. devrim geldi balkona çık dedi. balkona çıktığım da gözlerim doldu. altına şort giymiş , şapka takmış , elinde basketbol topu...

o topu elime almayalı kaç sene oldu hesaplamak istedim ama hafızam yetmedi. koştum eşofmanımı giydim üstüme de tişört geçirip çıktım. çıktığım anda topu bana attı. top elime değdiği anda nefes aldığımı hissettim ... herşeyimdi basketbol benim. mutluluğum, nefretim, hırsım, mutsuzluğum...

kaç saat oynadık kaç saat o top elimde kaldı bilmiyorum ama suratım ellerim kapkara olana kadar oynadım. bileğim körelmişti artık her attığım sayı olmuyordu içim burkuldu. kendime bir söz verdim hayat bundan sonra ne zaman aklıma gelsen o topu elime alacağım ve sen aklımdan gidene kadar oynayacağım.

bugün biri sohbetten yazdı. eklemiş beni kabul etmiştim hatırlamadım kim olduğunu... uğurmuş. hani beraber kahve içtiğimiz uğur var ya o işte (: oda damladan ayrılmış ... aldattığını söyleyemedim ayrıldık bizde dedim çok şaşırdı. yakıştıramadım sana gözünde kötü ol istemedim. üsteğmen olmuş. ah be amy keşke yanımda olsan eskisi gibi dedi. son 2 haftadır çok pişman oluyorum be hayat.şimdi de insan gibi yaşamıyorum o zaman da yaşamıyordum ne değişti? asabiyetim hala üzerimde asılı kaldı bugün yine bağırdım önüme gelene. çay bardağı kırıldı diye ona bile sinirlendim. çikolata yiyorum sürekli midemi yakıyor ama yiyorum. senin gibi saklayan olmuyor çünkü kimseye midem yanıyor diye mızmızlanmıyorum. gecelerce ağrı çekiyorum ama sesim çıkmıyor.

https://www.youtube.com/watch?v=4MEQ8j9v5vQ

kitaplığında 700 kitap var ki'yi bitişik yazmayı öğrenememişsin. zaten bağışla sen onları

dopamine seratonin kosullanma üstüne de azcık parfüm serpiştir al sana aşk

reserved

bugün annem ağlıyordu hayat. gece 22.00 falandı... sessizce ayağa kalktım nereye dedi... odama anne dedim...
ağlamasına dayanamıyorum hayat bana yaptığı o kadar huur çocukluğuna rağmen dayanamıyorum... hakkım yendiğinde sessiz kaldığı için kızıyorum ama elini kesse sarılıyorum hayat... babam dün düşmüş evden nasıl çıktım o yağmurda 3 sokak nasıl koştum hatırlamıyorum. yine kan tadı geldi ağzıma sigaraya lanet ettim hayat ama dayanamadım !

annem bana merhametin sana verilen en büyük ödülün ne yazık ki demişti. ödüle neden yazık dediğini anlamamıştım şimdi anlıyorum hayat...

bugün bitene kadar bu odadan çıkmayacağım. merhametimi kimsenin kullanmasına izin vermeyeceğim . bu da benim kendime verdiğim en güzel hediyem olsun mu?

olsun...

Ben hayatımda bu kadar uzun bişe okumadım bana bunu okutabildiğin için sana respect yolluyorum ama dert gib gibidir en büyüğü bende sanırsın koyana kapılmışsın be kızım ötesi yok annenden başkasının önemi yok o gidince hayat biter

az önce aklıma geldi kahkaha attım yine. hastaneden yorgun gelmiştin bende o gün hazanla konuşup sevişme konusunda taktikler almıştım. aslında taktik değil de kadınlar arası bilgi paylaşımı diyelim. yemeği yedikten sonra sevişcem ben diye tutturmuştum (:

tam 4 saat sevişmiştik sırf gönlüm olsun diye... o yorgun halinle... ezan okunurken durup bir anda suratıma bakıp ezan mı lan bu? diye sorduğunda hayırdır imana mı geldin? diye cevaplayıp kahkaha atarak bitirmiştik sevişmeyi. ahahaha ulan ne güzel anılarımız var huur çocuğu (:

yataktan kalkarken ben acıktım dediğinde suratımda ki ifadeden korkup ciks acıktırıyor hatun 4 saattir debeleniyorum dediğinde sabaha kadar gülme krizine girip 7 ye kadar uyuyamamamızı hiç unutmayacağım mesela.

eğer hala beraber olsaydık eminim bizden daha komik bir çift daha olmazdı...

benim onu sevmemin nasıl bir mucize olduğunu bilmiyor. belki de sıradan ve vasıfsız bir şey gibi görüyor bunu. o da haklı. neredeyse tanıyan herkes sevmiş onu. farklı boyutlarda elbet. ama bir şekilde sevmiş. zaten onu birazcık tanıyan birinin kayıtsız kalması, sıradan biri gibi davranması mümkün değil. fakat ben ne yapabilirim? anlatamıyorum. anlatamamamın sıkıntısı içimdeki telaşı kat be kat artırıyor.. seni en çok ben seviyorum desem, en başka ben seviyorum ve en başta, herkesten çok, en çok, en.. ne en? içimden geçenleri bilse koşup boynuma sarılır. oysa sadece anlatabildiğim kadarını biliyor. anlatabildiğim kadarını.. anlatabildiğim kadarıyla ne yapılabilir? birer çay içilebilir belki.

bunu neden yazdın ki?sevildiğimi bilmeye ihtiyacım mı var sanki benim? bilsem ne olacak?

anlatamadıklarını anlamış olduğum için bu kadar acı çekiyorum belki de hayat... sen anlatamadığını düşünüp acı çek, ben anladığımı düşünüp sarılamadığım için acı çekeyim.

şimdi sade bir türk kahvesi yaptım. çay bizim sevdamıza çok tatlı kaçar...

http://www.youtube.com/watch?v=3IL7ABi-grk

hukukçu doğum günümü unutmuştu ... az önce içip sarhoş olup ağlayarak aradı. sorun değil kasma dedim ama bilirsin beni , üzüldüm..21 yıllık arkadaşlık... sen bile unutmamışken...

hiç unutmuyorum 2009 da onun doğum gününü kutladığım günü. izmir menteş dağı... zor zahmet telefon bulup aramıştım. kamuflajla güneşin bağrında yere oturup 10 dakika boyunca ağladığım günü nasıl unuturum ki... dayan diyordu bana! sabret...

3' e kadar sayınca iyi olacağız tamam mı?

(:

ah minik parmaklı hukukçu... kırıldığım kadar kırdım özür dilerim... yüzüne söyleyemem bilirsin ama sana da yaşattığım onca huur çocukluğu yüzünden beni affet. okulu bıraktığım zaman ankaraya gelip bana tokat attığı gün, senin bizi ayırma çabalarını hiç unutmuyorum. bana sen geleceğini bu huur çocuğu için mahvettin ya senin allah belanı versin diye bize bağırdığı dakika kolundan tutup gibtir git evimizden dediğin gün ona nasıl sarıldığımı hiç unutmuyorum. sana karşı savunduğum tek insan olduğu için evden çıkıp gitmiştin. geldiğinde yemek hazırlayıp sana enişte diye şakalar yaptığında dengesizsiniz amk ayarınız yok sizin diye kahkaha attığın gün...

ulan hukukçuyla bile anılarınız var (: aldatsan nolur ki nasıl unutulur bunlar (:

bazen sana öyle kötü şeyler yapmak istiyorum ki. beni bıraktığın için, beni türlü huur çocuklarıyla baş başa bıraktığın için... allah hepinizin belasını versin. hepinizin. şu döktüğüm gözyaşları beni ayakta uyuttuğunuz her dakika çocuklarınızdan çıksın. sizi toprak bile kabul etmesin.

ahh hayatım... çoğun azı, yaşanmışların en küçük kesitleri...
yarın ankara'da olacağım gençliğim, üniversite hayatım, acılarım...
benim ankara'ya yüklediğim anlam bir çocuğun bayram günü şeker yerine bayram harçlığı alması gibi büyük...
ahh hayat ahh... ne yazmışım diye bakmak istedim ama okumaya cesaretim yok ne garip...