-
1.
+9 -1yoksa aşk diye bize yutturulan o acı dolu şeyin hikayesi mi desek? Şey diyince inci sözlükte aklımıza çok iyi şeyler gelmez. Ama o şey, bizim aklımıza gelen şey gibi olabilir.Tümünü Göster
Neyse çok kafanızı gibmeden başıma gelen bir hikayemi anlatıcam sevgili binler. Rezervelerinizi alın, eskiden yazdığım hikayeyi bilenler vardır belki. Bu biraz hayat dersi dolu başımdan geçen hikayem, aşık olmak yaşamak ve o aşkla ruhunu öldürmek.
Baş roldeki ben, biraz çocuk ben. Çünkü yaşadığım ilk gerçek deneyimimi özelimi sizlere açacağım. Sözü çok uzatmak istemiyorum binler. hikayeye geçelim.
Bundan tam 10 yıl önce... liseye yeni başlamışım, toyum daha. Hani ateşli atarların doğduğu o ergenlik yılları, komuta kontrolün aşağı geçtiği o ilk yıllar... Etrafımda ne olup bittiğini anlamayan saf bir çocuktum. Tip desen iyi kötü yerindeydi, ama ne yazık ki kendimi ifade etme konusunda sıkıntı çekerdim. Daha önce kalbim çok kez kırılmıştı ve ben bir türlü neden olduğunu çözememiştim. Ama bu sefer her şey farklı olacaktı ve kötü ilerlemesine izin vermeyecektim.
Gel gelelim o okulun ilk sabahına. Babamla okula doğru gidiyoruz. Aklımda değişik sorular var... Dışarıda güzel hafif esintili bir hava var. O anı hiç unutmuyorum. Radyoda çalan türk sanat müziği esintileri hala kulağımda, babam çok sever. Arabanın deri koltukları zütümden akan mecazi terlere ev sahipliği yapıyor. "Nasıl geçti habersiz, o güzelim yıllarım?" Evet belki de 10 yıl sonraki halim bana radyodan istek parça göndermişti, ama ben farkında değildim. Babam kalabalık okul sokağına doğru arabasını sürdü ve okulun önünde durdu.
Arabadan inerken içimde bir korku vardı. Çünkü nasıl insanlarla birlikte olacağımı bilmiyordum. Babam elini sallayarak selam verdi ve işe doğru yola koyuldu. Ben o kırmızı beyaz dekorasyonla dışı kaplanmış okul cephesine bakıyordum. yanımdan insanlar gülerek eğlenerek okula doğru ilerliyordu. Güvenlikteki Ahmet abiye baş selamımı vererek siyah sürgülü kapıdan içeri doğru girdim ve sağ tarafa döndüm. Okulun ilk günü olduğu için bahçede istiklal marşı okunacaktı.
Liseli binler sıraya geçmiş, konuşmanın yapılmasını ve istiklal marşını okunmasını bekliyordu. Ben 9B yazan sıraya geçtim. Tipleri görünce içimde enteresan bir mutluluk oluşmuştu. bu sırada tedirgin olan tek liseli bin ben değildim. -
2.
+4Neler olduğunu düşünmemek için kendimi ayran gibi duvardan duvara vurduğumu ve iq seviyemin
ne kadar düşük olduğunun kanıtını bir kez daha farkettim.
Çok değişik bir binim beyler, bir şeyi bedenim yapmak istediğinde zihnim dur diyorsa. onu yapamadığım için
kendimi cezalandırmak gibi huylarım vardı. Ergenlerin efendisi deseniz hiç şaşmaz.
Yolunu kaybetmiş yarasa gibi bi o duvara bi bu duvara vurdum kendimi. Allah'tan duvarlar çok ses geçirmiyordu.
Yada belkide ses geçiriyordu kim bilir? Ailem ergen olduğum için sesini çıkartmıyordu.
Sabah olduğunda servis merasiminde Öykü'yü kese kese okula vardım.
Evet şimdi bir adım atmanın tam sırasıydı. Gaz nerden geldi bilmiyorum ama ona yanaşmaya karar verdim.
-Günaydın öykü, nasılsın?
+iyiyim 31sp seni sormiycam çünkü enerjik görünüyorsun.
Senin ben ağzını yerim adımı unutmamış lan, bide kısa bir cevapla geçiştirmedi.
-Evet tabiiki yalnız sınıfını değiştirerek başına bela aldın, elif seni rahat bırakmayacak.
Ne diyosun sen lan ağzını gibtimin angutu bide sapık gibi seni takip edip telefon konuşmanı dinledim deseydin?
Biraz duraksadıktan sonra
+ee şey evet biraz konuşkan bi kız
Biraz biraz konuşarak sınıfa kadar vardık. Buda güzel bir gelişmeyidi.
Sınıfa girdiğimde Emre'nin elifi kenara çekip bir şeyler konuştuğunu farkettim.
Gizlice bir şeyler konuşur gibiydiler. -
-
1.
0devam panpa
-
1.
-
3.
+3Neyse ki bir çılgınlık olmadan okula vardık, derin düşünceler devam ederken sınıfa girdim bomboş dıbına koyim, geçtim dün oturduğum arkalardaki sıraya geçtim. Sınıf yavaş yavaş doldu derse başladık, amk Emresi geç kaldı daha yok ortada. Neyse derste espriler yapılıyo liseli binler yerlere yatıyor felan 2. Günde sınıf iyice ısınmaya başlamıştı bile. dıbına kodumun liselileri sizi. Emre tenefüste elinde çantası ve deri rock 'n' rollcu ceketiyle belirdi. Gözlük takmış bide pekekent veresim geldi. Yanıma geldi selam verdi ben de dersin ve sabahın verdiği o amcık duyguyla kendimi geriyorum açılmaya çalışıyorum hala. Esneyerek,
+Oğlom tomam * karizmasın amk okulun içinde bari çıkart şu gözlüğü.
-Kanka sen varsın, güneşten aşağı kalır yanın yok.
dıbına koduğum 2. Günde kanka olduk.
+Domalayım gib bide emre.
Dedim ama demez olaydım 2 ön sırada kitaplarını toplayan pelinsu kılıklı kız bana dönüp yavaş dıbına koyim der gibi baktı. Böyle zütünü artist artist sallayarak sınıftan uzaklaştı.
+Ya tamam hadi koridora çıkalım
-Karı kız keselim diyosun özetle
+Tamam Emre burda yarak gibi duralım o zaman
-Hangi tarafından kalktın dıbına koyim -
4.
+3Kendim yazıp kendim okumayım sizde ses verin binler
-
-
1.
0La oğlum okuyoruz has adamlar burda rahat oll
-
1.
-
5.
+3Nokia n73 ü çıkarttım ve müzik çalardan ismail YK bas gazayı açtım. Evet gülmeyin binler o dönemde herkes dinlemiştir. Şarkı daha yeni çıkmıştı ve beni aşırı derecede mutlu ediyordu. ismail YK dinleyedururken servis sonunda evin önüne yanaştı ben de bindim. Ne yani binmese miydim? iyi yaptım. Tabii bazen böyle mantıklı şeyler yapıyorum.
https://youtu.be/v74wiK7DY0A
Sol arka köşe boştu servise ilk binenlerden olduğum için şanslıydım. Kulağımda ismail abi bas gaza diyordu ben de sabah sabah enerji topluyordum. Sol arka köşeye kuruldum ve bacak bacak üstüne atıp yolun tadını çıkartıyordum. Servis yavaş yavaş dolmaya başlarken bir yerde daha durduk. Ben camdan dışarı bakarken sağa dönüp şöyle bir göz ucuyla binene baktım. Bir de kimi göreyim? Evet binler aynı servisteydik. Ortalarda bir yere geçip oturdu ve oda kulaklığını takmış müzik dinliyordu. Kendime hakim olacağıma dair gece söz vermiştim. Ananı gibeyim tak mu vardı aynı servise geliyosun oç. Çocuk şimdi heyecan yapıp ergen ergen hareketlere girecek, üstüne oda yetmezmiş gibi bas gaza dan nerdesin parçasına geçecek. -
6.
+3Karanlık odamdayım. içerideki karanlığı bozan tek şey bilgisayar monitörünün yaydığı ışık. Perdeler kapalı, camın hemen solunda dikey olarak yerleştirilmiş yatağın üstünde düşünüyorum.
Daha öncede aşık olmuştum,
daha öncede sevmiştim,
daha öncede yıpranmıştım,
daha öncede geceler boyu düşünmüştüm,
Daha öncede ve daha öncede...
Monitörün ışığıyla hafiften maviye çalan renkte olan tavan, bana bir şeyler anlatmaya çalışıyordu.
Kendi kendime konuşmaya ve sorular sormaya başladım.
+Peki sevdinde ne oldu?
-Bilmem 3 yıl peşinden koştum.
+Peki birlikte oldun mu?
-Hayır...
+Peki daha önce sevdin mi?
-Evet daha öncede sevdim.
+Sonra ne oldu?
-Onu da uzunca bir süre sevdim.
+Ne kadar da acı, yani daha önce hiç sevgilin olmadı öyle mi?
-Evet, neden böyle olduğunu anlayamıyorum. Ben ona en değerli şeyimi verirken o bunu ezip geçiyor.
+Peki sevgili dostum... Onun sıradan bir insan olma ihtimalini düşündün mü?
-Bilmiyorum, onlar farklıydı.
+Evet! "Onlar" -
7.
+3Dersi kızı izleyerek geçirdim. e tabi arkasında olduğum için sadece saçını görebiliyorum.
Öndeki kızlarla daha çok kaynaşmam gerekiyordu. çünkü onların sırasının hemen önünde
öykü vardı.
Ders bitiminde önümüzdeki kız gelip Emre'ye alttan alttan yazılmaya başlamıştı.
Önümüzde oturan kızın adı elifti.
Bu son kaçınılmazdı tabiiki kız olsam bende ilk Emre'ye verirdim.
Lan yoksa? Olabilir miydi? Öykü'de Emre'ye tutulabilir miydi?
Bir anda taşak gibi olan suratım at yannanına dönmüştü adeta.
Düşünmeye başladım ama bir yandan da olmasına ihtimal vermek istemiyordum.
Elif yanımıza geldi ve,
Akşam napıyosunuz işiniz yoksa çıkışta bi yere gidelim.
Emre hiç beklemeden atıldı ve zoru oynadı binoz, işi biliyor tabii.
+Valla ben gelemem, çıkışta başka arkadaşlara sözüm var ama yarın olabilir.
-Emre'ye katılıyorum benimde çok işlerim var, daha evde sıfatıma ve bulunduğum duruma
küfredicem.
demedim tabii.
-Emre'ninde dediği gibi işiniz yoksa yarın yapalım.
Bunlar gelişirken Öykü sınıftan çıkıyordu. Elinde telefonuyla hızlı hızlı bir yere doğru
gittiğini gördüm. Elif Emreyi oyalarken ben tuvalete gidiyorum bahanesiyle çaktırmadan
Öykünün peşine takıldım. -
8.
+3Ses verirseniz devam edicem beyler
-
-
1.
+1Et lan et okuyoz
-
1.
-
9.
+3Çok uzatmak istemiyorum binler bana kalsa 1 yıl boyunca detaylı anlatırım ama siz sıkılırsınız.
O gün Emreyle beraber kakara kikiri geçti. Kızı her gördüğümde içimde atlar gibişiyormuşcasına tuhaf oluyordum.
Akşam olduğunda eve giderken kendime sövmeden duramıyordum.
Bu nasıl bir talihti? Kaderin bir oyunu muydu? Daha ilk günden neden bir kıza tutulmuştum? Bu benim hissettiğim ekgiblik miydi yoksa kız mı çok güzeldi? Belki de kız arkadaşım olmadığı için "aşık" olacak birini arıyordum. Kendime saçma sapan sorular sora sora eve kadar geldim. Akşam yemeğini gömdükten sonra bir güzel odama çekilip düşünmeye başladım. Ki insanın kaybettiği yerde tam burasıydı sanırım, "düşünmek" sürekli düşünerek kendimizi bir şeylere heba etmeye bayılıyoruz. Evet bir ergenin derdi başka ne olabilirdi ki? -
10.
+3Emre'nin yanına usulca sokulduktan sonra ne oluyo lan hayırdır manasında kaş göz yaptım.
+Akşam nereye gideceğimizi konuşmak için gelmiş bir şey yok
Diyerek geçiştirdi.
Ben bir şeyler çevirdiğinden şüphelenmeye başlamıştım.
-Hmm nereye gidiyosunuz peki tatlı çocuk
Dedim binliğe vurarak
+Oğlum sen gelmiyor musun?
-Bana özel olarak elçiyle davetiye gelmedi. O yüzden gelemem.
+ya olm bi gibtir git tek başıma napıcam 3 kızın arasında.
-3 kız derken?
+Buse, elif, bide öykü.
Şaşkınlığımı gizlemek için zütümü yırtarak devam ettim.
-Ekip kalabalıkmış, olm gidiyoruz ama bunlar bizi gibmesin. Hem öykünün yanındaki irem niye gelmiyo?
+lan onu bilmiyomuş gibi konuşma soğuk tipin birisi
-Senin ciksiliğine kutuplar bile erir bebeğim
Dememle ingilizceci manyak karının sınıfa girmesi bir oldu.
Hello, how are you, thanks i'm fine, please sit down.
Klişesi yapıldıktan sonra dıbına kodumun dersi başladı. -
11.
+3Emre gavatı arkamdan beni takip etmişti. Arka sokaklar mı çekiyoruz huur çocukları.
-Beni mi takip ediyon gavat?
+He ama napmaya indin olm sen buraya, tuvalete gidicem dedin katta mal gibi bekledikten sonra dışarı çıktın.
-Ya giberim seni Emre iki dakka kafa dinleyim dedim dıbına koydun, hadi sınıfa çıkalım
Şansıma Emre ne filmler çevirdiğime ayıkmamıştı.
Sınıfa girdiğimde Öykü'nün yüz ifadesine çaktırmadan baktım.
Hiç de ağlamaklı bir yüzü yoktu, nasıl olurda bu kadar iyi kamufle edebilirdi.
Neredeyse emziğini kaybetmiş 1 yaşında çocuk gibi ağlamıştı ve şuanda suratında bir
gülümseme vardı.
Kıyamazdım, neye ağlamıştı acaba? yoksa... yoksa...
iç dünyama hızlı bir dalış yapıp düşünmeyee başladım.
Evet girelim kötü senaryolardan birini daha
senaryo 1
Öykü'nün sevgilisi vardı ve onu bir konuda yanlış bir şey yapmadığını ikna etmek için
yalvarıyor olabilirdi.
senaryo sonu 1
Senaryo 2
Ailevi bir mesele yaşıyordu, yada arkadaşıyla ilgili bir sıkıntısı vardı.
Senaryo sonu 2
Peki bir soru daha neden sınıf değiştirmişti?
Tekrar buraya geldik değil mi sevgili binler? -
12.
+3Sevgilisinin olması düşüncesi beni yerlere yıkmaya yetmişti. Etrafa anlamsız bakışlar
atarak iq seviyemin ne kadar düşük olduğunu bir kez daha anladım. Neden bu kadar planlıydım
Ya da neden ilgimin olduğu bir şeyi iciğüne cicüğüne kadar araştırıyordum?
Yoksa ben manyak mıydım? Herkes gibi normal olmak istiyorum, sesimi duyan yok mu?
Biri bana yardım etsin.
Ders boyu Elifin öyküyle konuşmaya çalıştığını sezdim, birden bire nerden gelmişti
bu istek?
Yanındaki arkadaşıyla bile 2 gün sonra konuşmaya başlayan elif neden öyküyle konuşmaya
çalışıyordu.
Elif kısa sorular soruyor öyküde aynı şekilde cevaplıyordu.
Emre baya bir sessizleşmişti tenefüsten sonra, ne olduğunu anlamadım ama çokta aldırış
etmedim evet bazen böyle şeyler başarabiliyorum binler.
O gün böylece son bulmuş oldu. Eve gittiğimde Crysis oyununu açıp multiplayer'da
takılmaya başladım.
Kafamı biraz dağıtmam gerekliydi, kızı çok düşünüp aşık olmayacağıma söz vermiştim.
Multiplayer'da biraz takıldıktan sonra, facebook'a girip sağa sola bir bakayım dedim.
Takılıyorum öyle sessiz sessiz, Emre'nin arkadaşlarına girdim bakıyorum ne ayak bu bin diye,
o zamanlar facebook yeni yeni popülerleşmeye başladı tabi, bugünün instagramı gibi.
Neyse arkadaşlarını karıştırırken Öykü'nün Emre'de ekli olduğunu gördüm.
Al sana bir bilmece daha. -
13.
+2Zil çalana kadar orada öylece sohbet ettik, birbirimizi tanımamız için fırsat olmuştu. Ah keşke her şey öyle devam etseydi.
Zilin çalmasıyla ilk dağılan karşı sınıf oldu.
Ben bin gibi sırıtarak,
-Şu sınıfı kes bizimkinde iş yok belki burdan çıkar.
Dememle gözümün önünde bir tavşan yavrusu belirdi...
Tavşan yavrusu derken abartmıyorum binler, minyon kızlara her zaman zaafım vardı ve bana gözün kapalı istediğin kızı çiz deseler birebir aynısını çizerdim.
Gülümseyerek çıkmıştı sınıfından, saçı, güneşin akşam vakitlerinde görülen parlaklığındaydı. Gözleri simsiyah, kendi yağına bulanmış bir zeytin gibi hafif parlıyordu. Ten rengi gök yüzündeki ay dan daha parlaktı. Ya o yanağındaki kirazın tam olgunlaşmamış halindeki hafif kırmızılık? Dalından koparıp o kirazı yemek istiyordum ama o kiraz henüz olgunlaşmamıştı, dokunmak istiyordum ama bahçenin etrafını sarmış demir teller izin vermiyordu. Boyu omzuma anca gelirdi. Kulağına fısıldayarak şarkılar söylemem çok daha kolay olurdu.
Kızın adı Öykü'ydü. Kalorifere geçip arkadaşıyla sohbet etmeye başladı. Ben çaktırmadan çaktırmadan bakmaya çalışıyorum ki, sanırım Emre durumu farketti.
+yavaş ol daha ilk günden kızın içine düşücen oğlum.
-ne alaka lan tatlı kız ama öyle bir şey yok.
Daha ilk günden Emreye güvenip sırlarımı veremezdim. Bir şekilde konuyu geçiştirdim. -
14.
+2Gece olduğuna göre ufak bir up bırakalım ve yazmaya başlayalım
-
15.
+2Biz sınıfça kaynatırken o annesini kaybetmiş yavru kedi gibi oturuyodu. Acaba neden sınıfını değiştirmişti?
Cazibeme dayanamayıp peşimden mi gelmişti?
Hee amk veledi sana yandı o yüzden değiştirdi sınıfını giberim seni küçük 31sp bazen çok mantıksız konuşuyosun.
Tamam abi sen sus hikaye benim hikayem ne istersem onu derim.
Etrafa bakışı ürkekti, koruyucu erkeğinin ve hayatının aşkının 2 sıra geride oturduğunu bilse belkide cesaretini toplayarak ayağa kalkıp "SINIF SiZiN ANANIZI gibERiM" diyecekti. O masum duruşları gördükçe ben daha fazla devreleri yakmaya başladım. Evet sevgili binler bir kızın neyine aşık olduğumu az çok anlamışsınızdır. Kız dediğin çocuk gibi olacak sende onu babası gibi koruyup kollayacaksın.
Sıranın altına doğru baktığımda, bacaklarını salladığını gördüm, boyu kısaydı ve ayakları boşlukta kaldığı için küçük bir kız çocuğu gibi sallıyordu. Hayır binler amacım zütüne bakmak değildi, o sahneyle silgiyi almak için eğildiğimde karşılaştım. Emre de sizin düşündüğünüz gibi düşünmüş olacak ki kafamı kaldırınca gene taşağını geçti gavat. Bu kız rüyalarımın kızıydı ama kendime sözüm vardı. Duygularıma engel olup mantıklı olan adımları atacaktım. -
16.
+2Annemin sesinin ahenkli bir kuş cıvıltısı gibi kulağımda yankılandığını hissettim. 31sp diye bağırıyordu ama benim uyanmaya pek niyetim yoktu. Perdeyi açmasıyla güneşin suratıma vurması ve yakması bir oldu, gözlerim kapalıyken güneşin verdiği kan kırmızısı renkte görüntü aşırı rahatsız ediciydi. Birden babamın sesini duymamla hazırola geçtiğimi ve yataktan fırladığımı farkettim.
31 sonrasinda pismanlik, Ankara, emir ve görüşlerinize hazırdır komutanım.
Sonrasında dıbına kodumun okul üniformasıyla cebelleştim ve ardından hayvan gibi kahvaltı yaptıktan sonra, binanın kapısını açıp, sabah ayazının yüzümle sevişmesine izin verdim. Artık yaz bitmişti ve o sabah ayazıyla gibe gibe her gün sevişmek zorundaydım. Ufak bir küfür dizesi patlattıktan sonra binanın bahçesinden, caddeye doğru açılan kapı basamaklarını tırmandım ve servisi beklemeye başladım. -
17.
+2+Biraz önce ne dedin sen?
-Onlar farklıydı dedim.
+On"lar" olan bir şeyin farklı olması ne kadar tuhaf değil mi?
-Evet haklısın çoğul olan bir şey eşsiz değildir. Eşsiz olmayan bir şey sıradandır.
+Peki sen acı çekmeyi ve kıza kendini kaptırmayı mı istiyorsun yoksa onu elde etmeyi mi? Sıradan olan "lar" olan bir şeyi.
-Şimdi biraz düşün bakalım kız"lar" ne ister?
+Bu konuşmayı daha önce kaybettiğim için yapıyoruz değil mi sevgili ben.
-Evet.
+Açıkçası onların ne istediğini bilmiyorum.
-Evet, ben de bilmiyorum. Ama bunu aşabiliriz.
Çıldırmaya başladığımı düşünüyordum. Çünkü bildiğin kendi kendime soru soruyor kendi kendime cevaplıyordum. Her seferinde kaybetmiştim, ama bu sefer öyle olmayacaktı. Canım pahasına yalnızlığımı, hayalimi süsleyen kızla yok edecektim. -
18.
+2Bugünlük bu kadar olsun, yarın devam ederiz sevgili bin taneleri.
-
-
1.
0Kalemin güzel ama çok dolandırıyorsun kanka o betimlemeleri azıcık azaltsan seri part atsan bir efsane olabilirsin hissediyorum. Kalemine sağlık
-
2.
+1Teşekkür ederim panpa, betimleme yapmayınca dolaptaki makarnayı ısıtıp önünüze koymuş gibi hissediyorum. Hep ondan bunlar.
-
1.
-
19.
+2Okul müdürü ananızı giberim edasıyla kürsüye çıktıktan sonra, sevgi kardeşlik yeni yıl konulu mesajlar verdi. 12. sınıflar "giberim yea ne diyo bu amk kekosu" bakışları atıyorlardı. Bu bakışları atarken okula yeni gelmiş 9. sınıf pelinsularını da gözden geçirmeden durmuyorlardı tabii. 9. sınıf kızlarını kesen tek keko topluluğu 12 ler değildi. Bütün okulun gözleri bizlerin üzerindeydi. Bu olaylar film gibi yaşanırken, istiklal Marşı'na geldi sıra. Yüksek sesle aslan gibi kükreyerek okuduktan sonra, sınıflara doğru yola koyulduk. Koyun gibiyiz, bu mantığı bir türlü çözemedim zaten. Allah'tan daha ilk günden kantin mantığı yapıp arkadan dayayan binler yoktu.
Sınıf sırasına geçip oturduktan sonra sınıfa şöyle bir göz gezdirmeye koyuldum. Güzel kızlar vardı, ama henüz "abiii kıza bak yea ben bunun köpee olurum yea" diyebileceğim bir tip görmemiştim.
Yanıma bir tane eleman geldi ve boş mu manasıyla eliyle işaret yaptı. Başımla boş olduğunu onayladıktan sonra "senin tipini gibeyim, kızlar varken bize düşe düşe sen düştün" diye içimden geçirdim. Sanki kızlarda senin yanına atlayacaktı amk veledi. *
Sınıfta ölüm sessizliği mevcuttu ve ben bu sessizliği bozmak istiyordum, çok saçmaydı çünkü. Kimseden ses çıkmıyordu ve bütün yılımızı birlikte geçirecektik, bu neyin kuulluğu amk veletleri?
Neyse ki ergenliğin verdiği hırsla sesimi çıkartarak öne atılıp dikkat çekmeye çalışan binlerden gibi görünmedim. Sınıfa hoca girdi ve tanışma fasılları başladı. Herkese ne yediği ne içtiği sorulur klagib tanışma faslı neyse sıra bana geldi.
-Nerden geldin evladım
+Anana sor oç
Demedim tabii ki çünkü o zamanlar inci sözlük yoktu.
Adımı eski okulumu ve bir kaç şeyi daha anlattıktan sonra, oturdum. Buraları çok uzatmak istemiyorum binler. Herkesin yaşadığı klişe şeyler. -
20.
+2Okulun merdivenlerinden aşağı doğru indiğini gördüm ve 1 merdiven boşluk bırakarak
görünmeden takip etmeye çalışıyorum. Ki etraf liseli bin kaynıyor zaten görünmek kolay değil.
Yani kızı kaybetme riskimde var. Bir şekilde peşinden takip ettim. Ve spor salonunun
girişine inen son merdiveni de indiğini gördüm. Tenha bir yere doğru gidiyordu, bu saatlerde
oraya fazla kişi inmezdi. 1 kat daha inersem deşifre olurdum.
Telsizden merkeze geri çekildiğimi bildirip 1 üst kattan neler olduğunu telefonumla
oynuyormuş gibi yaparak takip etmeye çalışıyorum. Bu sırada topunu alan liseliler
ergen sesleriyle yankılı bir şekilde ses yaparak bahçeye iniyordu.
Öykünün ağlamaklı sesle telefonda bir şeyler anlatmaya çalıştığını farkettim.
Ne dediğini anlamaya çalışsamda bir türlü başaramadım. Telefonu kapattığını farkettikten
sonra görünmemek için hemen bahçeye çıktım. bahçe kapısının önünde beklerken
öykünün yukarı doğru çıktığını gördüm.
Derken sırtımda bir el hissettim.
+Tuvalet içerde olacaktı kanka?
başlık yok! burası bom boş!