-
76.
+2eylül ölmüş kanseri atlatamamış oysa ki iyi
gidiyordu ayrılmadan önce iyi diyordu bana.. haberi ilk aldığımda sonbaharda ölmek üzere olan bir
ağacın dallarında kalmış son bir yaprak düşmek üzere gibiydim ben... eylülün ölümü beni düşürdü
artık ne bir ağacım vardı tutunduğum ne bir canım. dizlerimin üstüne çöktüm ellerim ensemi kavradı
kafam önde bir ileri bir geri... bir hayat daha solmuştu habersiz gitti ben onun yanında olamadım
daha çok gençti. furkan da duymuş haberi beni buldu hemen kaldırdı yerden, oturttu bir kenara hiç
konuşmuyordum furkanda konuşmuyordu cenaze ne zaman dedim furkana sadece cenaze ne zaman diye sorabildim ikindi namazından sonra dedi sabah sularında hayata gözlerini yummuş ben bir saat
sonra öğrendim. öğlene doğru cenaze evine gitmeye kara verdim nasıl gidecektim nasıl dayanacaktım
sokaklar artık boş birer dünyaydı benim için sesim boğuk sersefil ruhum adaletini gibeyim dünya
adaletini gibeyim... -
77.
0Devamı az sonra
-
78.
+2düştüğüm derin bir kuyu ben çıkmak için çabalasam da ellerim kanıyordu artık
canım hiç acımadığı kadar acıyordu kıymetin ne değeri var ölüm en soğuk içini titreten hayat bir oyun
oynaya bildiğin kadar oyna sonu hep ölüm dünya hep yabancı hep farklı dersler imtihanlar yıllar
öğretmenim olsa da bilmediğim tatmadığım acılar .. cenaze evine gittik furkan beni hiç yalnız
bırakmadı ağlayan gözler en son eylülün akrabasının cenazesine gitmiştim ya ağlamıştım eylül ağlıyor
diye şimdi de ağlıyordum eylülün annesini buldum ayakta durmaya mecali yok gittim yanına sarıldık
gözyaşları omuzumu ıslattı en acı duygu evladını kaybeden bir annenin sana sarılması seni evladı gibi
görmesi o boşluğu doldurmaya çalışması sıkı sıkı sarılması işte insanın kalbinde hissettiği bir acı içini
yakan nefesini zorlayan dayanamadım çıktım cenaze evinden çıkarken annesi ayaklandı bekle dedi
bekledim elinde siyah bir kitapla geldi verdi bana eylülün dedi sadece, neydi bu peki neydi çıktım
uzaklara gittim biraz, ağlama seslerinin duyulmadığı uzaklara oturdum bir kaldırımın kenarına kitabı
açtım ilk sayfasında eylül ve ufuk yazıyor küçük küçük kalpler bu ikimiz günlüğüydü yazmış her anımızı
tüm sevgi cümlelerimi yazmış hiç birine tarih koymamış ama sonsuza dek sürsün diye... -
79.
+1her sayfasını
okudum orada ağladım gözyaşlarım yaprakları ıslatıyordu bazı sayfalarına resimlerimizi yapıştırmış.
son sayfalarına yaklaştım ve artık sayfaların üstünde tarihler vardı ayrıldıktan sonra tarih atmış hep
tüm sorularımın cevabını almıştım o günlükte ayrıldıktan sonra hep beni ne kadar çok sevdiğini
yazmış madem seviyordun neden bıraktın beni eylül okumaya devam ettim okudukça içim
parçalanıyordu kör bıçak saplanıyordu her cümlede beni bırakmış üzülmemem için onu unutmam için
o öleceğini biliyormuş bana hep iyi bahsedilen hastalık aslında çok kötüymüş kötü huylu bir
tümörmüş temizlesen de tekrar büyüyormuş doktorlar hep yaşdıbını 1 saatte olsa uzatmak için
çabalamış hep .eylül öleceğini biliyormuş son sayfalarına hep gözyaşları ile ıslanmış mürekkepler
akmış bana öyle cümleler kurmuş ki okuduğumda benim ona sevgim çok küçükmüş gibi oluyordu
onun sevgi cümleleri o kadar güzel ki benimkiler onun yanında sadece iltifatmış gibi her kelimesine
beni aşık eden harfleri boğazımda düğümleyen hani demiştim ya aşk yok diye yanılmışım arkadaşlar
yanılmışım aşk var sonsuza dek olacak ama aşk bir kişiyle doğru kişiyle bir defa yaşanır bazen acı
sonlarla biter bazen ayrılıklarla işte hayat bazen en güzel şeylerden bile vazgeçmeyi gerektirir aşk var
bence en güzel duygudur aşk hiç bitmesin istersin seni hapseder kölesi olursun ama kurtulmak
istemezsin... -
80.
+1ellerinden seni bırakınca aşk ölmek istersin ama hayat devam eder unutmayı denersin...
günlüğün en son sayfasında sadece bir cümle yazıyordu seni üzmemek için... beni üzmemek için terk
etmiş onun her saniye öldüğün görmemem için beni terk etmiş ama sevgisi hiç bitmemiş . furkan beni
buldu cenaze namazı için camiye gittik orda muratı gördüm oda ağlamış oda seviyordu eylülü
anlaşılan ne o bana bir şey dedi ne ben ona cenaze namazını kıldım ayaklarım bedenimi zor tutuyordu
hayatım boyunca en çok ağladım o zamana geldik eylül gömülüyordu toprağa beyazlar içinde biz
evlenecektik ulan o beyaz gelinliğini giyecekti şimdi üstünde bir kefen çöktüm mezarının başına
ellerimle attım toprağını göz yaşlarımla ıslanmış gömüldükten sonra bir saat mezarının başında
bekledim ağlamam durmuştu sadece baktım mezarına en son furkan aldı beni zütürdü uzaklara
unutmaya çalışıyorum ama o günlük hep yatağımın yanında nasıl unutulur ki hayata bir ucundan
tutunmaya çalıştım hep o öldükten sonra annem için ailem için hayatı bırakmadım bir köşesine hep
kalbimin bir köşesinde ona olan aşkım hep hayallerimi süslüyor ondan başka birini de sevmedim
sevgili yapamadım ilerde nasıl olur bilmiyorum ama hayata döndüm daha çok sosyalleşiyorum şunu
anladım aşk gerçekten varmış.
SON... -
81.
0Beyler daha uzun yazmak isterdim hikaye kurgudur yaşanmamıştır hepsi hayal gücümün ürünü beğendiyseniz bana ne mutlu elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım eğer nick altıma birşeyler yazmak isterseniz (bkz: pazarda ananas aldiran adam) eğer beğenmediğiniz bir yer varsa veya tavsiye edebileciğiniz daha iyi nasıl yazılır şeklinde başlığın altına yazın ben cevaplarım bir daha ki hikayelerde görüşmek üzere
-
-
1.
0kanka mezar başında 1 saat zor beklersin orda hoca dua okur, mezar biraz da çöker farklı olaylar yaşanır yani seni bekletmezler başında en azından beni bekletmemişlerdi
-
-
1.
0Knk gittin takıla takıla buna mı takıldın uzaktan izledim bir çam ağacına yaslanarak gölgesi beni içine çekmiş görmüyor dünya gözü bedenimi
-
1.
-
1.
başlık yok! burası bom boş!