1. 1.
    0
    internette tanışan iki genç arkadaş olurlar. zaman içinde sıkı bir dostluğa dönüşen b... eraberliklerini zedelememek için hiçbir zaman birbirlerini görmemeğe, fiziki özelliklerinden bahsetmemeye karar verirler.

    ısimlerin, şekillerin olmadığı sadece ruhların derinliklerinden gelen en samimi duyguların dile getirildiği zaman ve mekan unsurlarından soyutlanmış bir birliktelik içinde sürer dostlukları.

    ve bir gün bakarlar ki birbirlerini tamamlayan iki varlık olmuşlar. yazışmadıkları gün hatta saat olmamaya başlamışlar. adeta nefes alış gibi doğal bir bütünleşme, isim takamadıkları bir aşk gelişmiş içlerinde. tüm beşeri sıfatlardan sıyrılmış, bambaşka bir halmiş bu.

    aradan geçen zaman zarfında, artık kesinlikle birbirlerinden asla kopamayacaklarına inandıkları gün; tanışmaya ve evlenmeye karar vermişler.

    ve ikisinin de çok iyi bildikleri bir kentin çok iyi tanıdıkları bir sahilinde buluşmak üzere anlaşmışlar.

    hanımın elinde kırmızı güller ve dudaklarında sevgi dolu bir gülümseme olacakmış. erkek ise hiçbir alamet taşımayacakmış.

    nihayet beklenen gün gelmiş. genç erkek sözleştikleri yere yaklaştıkça kalbi duracak gibi oluyormuş. ışler biraz değişmeye başlamış kalbinde. ya çok çirkin bir kadınsa sevdiceği, ya kör, topal ya da ise. biraz hata yaptığını düşünür gibi olmuş ama çabuk savmış bu kendine ve aşkına yakışmayan düşünceleri zihninden.

    karşıda elinde bir gül tutan ve sağa ,sola bakınan hanımı görmüş. ıçi hop etmiş fakat dudaklarında beliren düş kırıklığını biraz olsun giderebilmek için bir, iki derin nefes almış ve son derece kararlı adımlarla hanımın yanına yaklaşmış.

    annesi yaşında hatta daha da yaşlı, saçları pamuk gibi bembeyaz, yüzü yaşadığı yılların derin izleri ile buruşmuş fakat dudaklarında güzel bir o kadar da şaşkın bir tebessümle kendine doğru yaklaşan genç erkeğe bakıyormuş. gözleri bin bir soru ile kıpırdıyor, yorgun gözkapakları arada bir feri kaçmış gözbebeklerini uzaklara yönlendiriyor ama yaşlı kadın gözlerini genç erkeğin bakışlarına kilitlemeye çalışıyormuş.

    zihninde çeşit, çeşit zıt fikirlerin koşuştuğu genç adam bir, iki yutkundu ve gücünün son raddesindeki bir hıçkırıkla,

    "merhaba aşkım. nasılsın." dedi.

    kadere teslim olmuştu. söz vermişti. biliyordu her şey olabilirdi. bir an gözlerini kapadı ve yazışmalarını hatırlamaya çalıştı. onca duygu dolu kelimeler, sevda yüklü vaatler, parlak gelecekler nasıl olmuştu da bu yaşı geçmiş hatunun kaleminden dökülebilmişti. bir türlü inanamıyordu fakat gerçek gün gibi ortadaydı.

    yaşlı kadının elinde tuttuğu kırmızı güller aldı ve tarif edilemeyen bir duyguyla onları öptü. sonra elini uzattı ve,

    "hadi kalkmana yardım edeyim aşkım. buradan uzaklaşalım. " dedi.

    olanları anlamsız gözlerle seyreden yaşlı kadın dudaklarını araladı ve,

    "ey oğul, ben yıllardır bu kelimeyi unutmuş anan belki ninen yaşta bir kadınım. neler oluyor anlayamadım ama o gülleri elimden niye aldın. onları bana şu ilerde oturan genç kız verdi. birini bekliyormuş, burada buluşacaklarmış. gelirse benim tarafımdan bu gülleri ona verir misin demişti. ben de o genci bekliyordum. yoksa o sen misin?"

    genç adam bir an soluksuz kaldı, boğazında düğümlenen hıçkırık ve karmakarışık duygularla yaşlı kadının işaret ettiği yöne baktı. bir çift sevgi ve minnettarlıkla parlayan yeşil göz kendisine gülümsüyordu. telaşla yaşlı kadının ellerini öptü ve gülleri ona tekrar vererek işaret edilen tarafa koşmaya başladı. genç kız da ayağa kalkmış onu bekliyordu.

    "seni izledim. şayet gülleri almayıp geri dönseydin sessizce buradan uzaklaşacaktım. seni doğru tanımışım aşkım.. ...
    Açıklama ekle
    internette tanışan iki genç arkadaş olurlar. zaman içinde sıkı bir dostluğa dönüşen b... eraberliklerini zedelememek için hiçbir zaman birbirlerini görmemeğe, fiziki özelliklerinden bahsetmemeye karar verirler.

    ısimlerin, şekillerin olmadığı sadece ruhların derinliklerinden gelen en samimi duyguların dile getirildiği zaman ve mekan uns... urlarından soyutlanmış bir birliktelik içinde sürer dostlukları.

    ve bir gün bakarlar ki birbirlerini tamamlayan iki varlık olmuşlar. yazışmadıkları gün hatta saat olmamaya başlamışlar. adeta nefes alış gibi doğal bir bütünleşme, isim takamadıkları bir aşk gelişmiş içlerinde. tüm beşeri sıfatlardan sıyrılmış, bambaşka bir halmiş bu.

    aradan geçen zaman zarfında, artık kesinlikle birbirlerinden asla kopamayacaklarına inandıkları gün; tanışmaya ve evlenmeye karar vermişler.

    ve ikisinin de çok iyi bildikleri bir kentin çok iyi tanıdıkları bir sahilinde buluşmak üzere anlaşmışlar.

    hanımın elinde kırmızı güller ve dudaklarında sevgi dolu bir gülümseme olacakmış. erkek ise hiçbir alamet taşımayacakmış.

    nihayet beklenen gün gelmiş. genç erkek sözleştikleri yere yaklaştıkça kalbi duracak gibi oluyormuş. ışler biraz değişmeye başlamış kalbinde. ya çok çirkin bir kadınsa sevdiceği, ya kör, topal ya da ise. biraz hata yaptığını düşünür gibi olmuş ama çabuk savmış bu kendine ve aşkına yakışmayan düşünceleri zihninden.

    karşıda elinde bir gül tutan ve sağa ,sola bakınan hanımı görmüş. ıçi hop etmiş fakat dudaklarında beliren düş kırıklığını biraz olsun giderebilmek için bir, iki derin nefes almış ve son derece kararlı adımlarla hanımın yanına yaklaşmış.

    annesi yaşında hatta daha da yaşlı, saçları pamuk gibi bembeyaz, yüzü yaşadığı yılların derin izleri ile buruşmuş fakat dudaklarında güzel bir o kadar da şaşkın bir tebessümle kendine doğru yaklaşan genç erkeğe bakıyormuş. gözleri bin bir soru ile kıpırdıyor, yorgun gözkapakları arada bir feri kaçmış gözbebeklerini uzaklara yönlendiriyor ama yaşlı kadın gözlerini genç erkeğin bakışlarına kilitlemeye çalışıyormuş.

    zihninde çeşit, çeşit zıt fikirlerin koşuştuğu genç adam bir, iki yutkundu ve gücünün son raddesindeki bir hıçkırıkla,

    "merhaba aşkım. nasılsın." dedi.

    kadere teslim olmuştu. söz vermişti. biliyordu her şey olabilirdi. bir an gözlerini kapadı ve yazışmalarını hatırlamaya çalıştı. onca duygu dolu kelimeler, sevda yüklü vaatler, parlak gelecekler nasıl olmuştu da bu yaşı geçmiş hatunun kaleminden dökülebilmişti. bir türlü inanamıyordu fakat gerçek gün gibi ortadaydı.

    yaşlı kadının elinde tuttuğu kırmızı güller aldı ve tarif edilemeyen bir duyguyla onları öptü. sonra elini uzattı ve,

    "hadi kalkmana yardım edeyim aşkım. buradan uzaklaşalım. " dedi.

    olanları anlamsız gözlerle seyreden yaşlı kadın dudaklarını araladı ve,

    "ey oğul, ben yıllardır bu kelimeyi unutmuş anan belki ninen yaşta bir kadınım. neler oluyor anlayamadım ama o gülleri elimden niye aldın. onları bana şu ilerde oturan genç kız verdi. birini bekliyormuş, burada buluşacaklarmış. gelirse benim tarafımdan bu gülleri ona verir misin demişti. ben de o genci bekliyordum. yoksa o sen misin?"

    genç adam bir an soluksuz kaldı, boğazında düğümlenen hıçkırık ve karmakarışık duygularla yaşlı kadının işaret ettiği yöne baktı. bir çift sevgi ve minnettarlıkla parlayan yeşil göz kendisine gülümsüyordu. telaşla yaşlı kadının ellerini öptü ve gülleri ona tekrar vererek işaret edilen tarafa koşmaya başladı. genç kız da ayağa kalkmış onu bekliyordu.

    "seni izledim. şayet gülleri almayıp geri dönseydin sessizce buradan uzaklaşacaktım. seni doğru tanımışım aşkım.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    0
    sana olan sevgimi artık daha iyi anlamışsındır çünkü sen benim hayatımın en büyük şansısın ve belkide bu sözlükte bir ilk yaşanıcak ve ilk kez burda tanısıp bu kadar güzel giden bir beraberlik sürdürebilen ilk çifti olucaz

    not: kimse entry girmesin bu başlıgın altına
    ···
  3. 3.
    0
    okuyanı gibsinler
    ···
  4. 4.
    0
    Selam beyler ben Kaan. Sözlükte yeniyim. Biz Miami taşındik Türkiye'ye. Tabi ben yazlari Türkiye geliyordum. Simdi tasindik dedim gibi. Izmir oturuyoruz. Lisede okul degismek problem oluyor. Lisede yeniydim. Daha önce hiç sevgilim olmamısti. Okulun kapisindan girdigimde herkes yeni oldugim icin bana bakti. Cok heyecanliydim. Yavasca sinifa yürürken bir kiz tam kapıdan girecekken onume cikti ve bana carpti. Kizi tuttum. Ve ona iyi misin dedi ben. O da evet dedi. Kalbim hizli atiyordu. Kiz cok güzeldi ve sanirim agib olmustum.
    Aradan 1 hafta gecti kizin sevgili varmis. Beni cagirdi okul kapisina çıkışta. Ve cikista oraya gittim. Herkes toplanmışti. Beni 4-5 kisi dovduler. Heryerim morardi. Fakat okula gelmeye devam ettim. Yaralarim iyilestikten sonra sinirime hakim olmak istedim ve bir spor salonuna gittim. Yaklaşık 2 ay sonra her seyi ogrenmistim. Fakat intikam duygusu icimden yoktu. Ben o kizla bulusmaya basladi. Ertesi gun cocuk beni tek e tek kavgaya davet etti. Istemedim fakat bana yumruk atti ve hakaret etti. Kavga baslamisti bile. Cocuk kaburgalarima tekme atti. Ve bir kemigimi kirdi. Tum ofkemle ona saldirip hareket edemeyecek hale getirdim. Fakat kurtuldu ve benim sirtimi duvara vurdu. Hemen bacaklarimla ensesini gibtim ve nefessiz bıraktım fakat sirtimi bu sefer vurdu yere o. Halsizligimi bi kenara birakmak zorundaydim. Bir soluk aldim ve cocuga ters donerek yuz kismina tekme attim. Çocuğun agzi kanadı ve yerde kaldı. Savasi ben kazanmistimm Herkes tezaurat ediyordu bana. Kiz kosup bana sarildi ve beni öptü. Cok mutluydum. Onu her zaman koruyacagima soz verdim. Onu canimdan ote seviyordum. Son olarak eklemek isterim ki cocuk 1 haftada hastanede kaldi ve okula geldi. Geldigi gun beni tebrik etti. Iyi dovustu dedi. O gun bu gundur ben kizi cok sevmek. Tesekkur ederim okuduysaniz.
    ···