-
151.
-3@114 bu sana gelsin benden. iyice oku. özet yok.Tümünü Göster
Hz. Mûsâ döneminde yasamis ve peygamber olmasi kuvvetle muhtemel, hikmet ve ilim sahibi bir sahsiyet.
Kur'ân-i Kerîm'de, Hizir (a.s.)'in isminden açikça bahsedilmez. Ancak Kehf Sûresi'nin 60-82. âyetlerinde yer alan Hz. Mûsâ ile ilgili kissadan "Katimizdan kendisine bir rahmet verdigimiz ve kendisine ilim ögrettigimiz kullarimizdan bir kul... " (18/65) diye sözü edilen sahsin Hizir (a.s.) oldugu anlasilmaktadir. Çünkü bizzat Peygamber Efendimizden gelen sahîh hadislerde bu sahsin Hizir oldugu açikça belirtilmistir (bk. Buhârî, ilm 16, 44, Tefsîru'l-Kur'ân, Tefsîru Sûrati'l-Kehf 2-4; Müslim, Fedâil 170-174).
Bu rivayetlere göre bir gün Hz. Mûsâ isrâil ogullari arasinda vaaz ederken ona kendisinden daha hikmet ve ilim sahibi kimsenin olup olmadigi sorulmustu. Hz. Musâ: "Hayir, yoktur!" diye cevap verince Cenâb-i Hak bir vahiyle Hz. Mûsâ'yâ Mecme'u'l-Bahreyn'de (iki denizin kavusum yerinde) kullarindan salih bir kul olan el-Hadir (Hizir)'in kendisinden daha âlim oldugunu bildirdi. Bunun üzerine Hz. Mûsâ hizmetinde bulunan genç bir delikanli ile Hizir'i bulmak üzere uzun bir yolculuga çikti. ikisi, iki denizin birlestigi yere ulasinca, yolculukta yemek üzere azik olarak yanlarina aldiklari baliklarini unutmuslardi ve balik bir delikten kayip denizi boylamisti. Hz. Mûsâ oradan bir süre uzaklastiktan sonra yemek için delikanlidan baligi çikarmasini istedigi zaman baligin denize dalip kayboldugunu fârkettiler. Hz. Mûsâ'nin Hizir'i bulmasinin alâmeti, bu baligin kaybolmasi oldugundan derhal oraya geri döndüler ve orada Hizir (a.s.)'i buldular. Bundan sonra Hz. Mûsâ'nin Hizir ile, Kehf Sûresi 66-82. âyetlerinde anlatilan yolculugu basladi.
Hz. Mûsâ'nin yolculugunda azik olarak tasidigi baligin Mecme'u'l-Bahreyn'de denize dalip kaybolmasi, bazi rivayetlerde ve çesitli islâm milletlerinin folklorunda, bu arada Türk folklorunda da bu suyun âb-i hayat oldugu, ölüleri bile canlandiran, içenleri ölümsüzlestiren bir hayat iksiri oldugu seklinde izah olunmus, burada baligin canlanip denize dalmasi meselesinde bir peygamberin hayatinin ve Cenâb-i Hakk'in kudretinin söz konusu oldugu unutulmustur. Buna bagli olarak, Mecme'u'l-Bahreyn bölgesinde yasayan birisi olarak Hizir (a.s.)'a da ölümsüzlük isnâd edilmis ve kendisine beser üstü güçler ve yetkiler verilmistir.
Hizir aleyhisselâma verilen ilmin mahiyetini anlayabilmek için Musa (a.s.) ile olan yolculugunu Kur'ân-i Kerîm kisaca söyle anlatir: Hizir (a.s.), yolculukta karsilasacaklari olaylara Musa peygamberin sabredemeyecegini kendisine hatirlatmis ve O'ndan sabir için söz almistir (el-Kehf,18/66-70). Önce deniz sahilinde, yolculuk için bir gemiye binmislerdi. Hizir (a.s.) bir balta ile gemiyi delince kaptan tamir için geri dönmek zorunda kalmistir. Musa (a.s.) sabredemeyip söyle demistir: "Gemiyi, yolcularini bogmak için mi deldin? Dogrusu çok kötü bir is yaptin" (el-Kehf; 18/71). Yolculugun sonunda, ilk bakista görünmeyen ve perde arkasi bilgi niteligindeki sebebi Hizir (a.s.) söyle belirtir: "O, deldigim gemi, denizde çalisan birkaç yoksulundu. Onu kusurlu yapmak istedim. Çünkü gemi yolculuga devam ederse, ileride her saglam gemiye el koyan bir kral (deniz korsanlari) vardir" (el-Kehf, 18/79). Yolculuk sirasinda, diger çocuklarla oynamakta olan bir çocugu öldürdü. Musa (a.s.): "Kisas olmadan, masum bir cana nasil kiyarsin? Dogrusu çok kötü bir is yaptim, dedi" (el-Kehf,18/74). Küçük çocugun bu erken yasta vefat ettirilme sebebi Hizir (a.s.) tarafindan söyle açiklandi: "Öldürdügüm erkek çocuga gelince; onun anne ve babasi mü'min kimselerdi. ileride onlari isyan ve inkâra sürüklemesinden korktuk istedik ki, Rableri bu ölen çocuk yerine kendilerine ondan daha temiz ve daha merhametli birini versin" (el-Kehf, 18/80,81). Burada Cenâbi Hak'kin, anne-babanin hayirli kimseler olmasi sebebiyle, ileride kendilerini üzecek, büyük gibintilara sokacak bir çocugu erken yasta vefat ettirip, onun yerine daha hayirli bir evladin verilmesinin, gerçekte o aile için " hayir" olduguna isaret ediliyor.
Yolculugun üçüncü merhalesi Kur'an'da söyle anlatilir: "Musa ve salih kul yollarina devam ettiler. Sonunda bir köye varip, halkindan yiyecek istediler. Halk ise onlari misafir etmek istemedi. Musa ve salih kul, orada yikilmak üzere olan bir duvar gördüler, Salih kul hemen onu dogrultuverdi. Bunun üzerine Musa: "isteseydin buna karsilik bir ücret alirdin, dedi. Salih kul söyle dedi: iste bu seninle benim aramizin ayrilmasi demektir. Sabredemedigin seylerin içyüzünü sana anlatacagim" (el-Kehf, 18/77,78). Evi, ücretsiz tamir etmesini salih kul (hizir) söyle açiklar: "Bu ev, sehirde iki yetim çocugun idi. Duvarin altinda kendilerine ait bir hazine vardi. Bunlarin babalari salih bir kimseydi. Rabbin, onlarin rüstlerine erip, hazinelerini bizzat kendilerinin çikarmalarini istedi. Bu Rabbinden bir rahmettir. Ben bunlari kendiligimden degil, Allâh'in emriyle yaptim. iste, sabredemedigin seylerin içyüzü budur" (Kehf 18/82).
Bu hikmetlerle dolu yolculuktan, insanlarin günlük hayatta karsilastiklari bir takim olaylarin, bazan büyük felaketlerin bir görünen yüzünün bir de asil perde arkasinin bulundugu anlasilmaktadir. Bazan ser olarak görülen olaylarin arkasindan büyük hayirlarin ortaya çiktigi görülmektedir. Âyet-i Kerîmelerde söyle buyurulur: "Hosumuza gitmedigi halde, savasmak size farz kilindi. Belki de hosumuza gitmeyen bir sey sizin için daha hayirlidir. belki hosunuza giden bir sey de sizin için daha kötüdür. Allah bilir siz ise bilmezsiniz (el Bakara, 2/216). "... Eger karilarinizdan hoslanmiyorsaniz. olabilir ki, hosunuza gitmeyen bir seyde Allah, sizin için çok hayir takdir etmistir. " (en-Nîsâ, 4/19). Rasûlullah (s.a.s.), Hizir (a.s.)'in ilmiyle ilgili olarak, gemi yolculugu sirasindaki bir konusmayi söyle nakleder: "Bir serçe, denizden gagasiyla su alip, gemiye konmustu. Hizir (a.s.) bunu Hz. Musa'ya göstererek söyle dedi: Allâh'in ilmi yaninda, benim ve senin ilmin, su serçenin denizden eksilttigi su kadar bir seydir" (Buhârî, ilm, 44, (el-Enbiyâ, 27, Tefsîru Sûre 18/2; Müslim, Fezâil, 180; Ahmet b. Hanbel, Müsned, II, 311, V, 118; bilgi için bk. Ibn Kesîr, Tefsîru'l-Kur'âni'l-Azîm, istanbul 1985, V,172-185).
Ahmet ÖNKAL
Hamdi DÖNDÜREN
Kaynak: Sâmil Islam angiblopedisi -
152.
+1@122 dediğim gibi o güç dediğin, o ruh dediğin her şey senin beyninde yaşdıbını devam ettirebilmen için atalarından sana bırakılan bir sistem. ister çip de ister başka bişey.
@123 gibtir git. -
153.
+1şimdi benim dindar arkadaşlara sorum şu:
mesela türkiyenin %90ı müslüman, işte avrupa hristiyan, hindistan brahman filan. Bunları insanlar kendi bilinçleriyle mi seçip de oluyor. Yani ben burda yaşayan biri olarak %90 ihtimalle müslüman olacaksam bunun sorumlusu neden benim?
Ayrıca ateistlerin çoğunun da din pratiğiyle işi olmayan bir aileden gelmesi de aynı şekilde. -
154.
-2@124 vay anasını bee cok mantıklı amq en fazla 2 sene sürer merak etme biz cok gördük senin gibi insalar
-
155.
-3@125 neden öyle olasın yaşın büyüdükçe aklın ve mantığın nye karar verirse istediğini yapabilirsin kimse sana karışamaz
örneğin tuğçe kazaz yarak yemek ugruna hristiyan oldu noldu sonra geri müslüman oldu tuhaf -
156.
+2 -1@125'ten devam.
Allahın varlığının matematiksel bir kanıtı yok. Bu nedenle 2 kere 2 eşittir 4 dediğimde kimse karşı gelmiyor, gelemiyorsa, aynı nedenle insanların bi kısmı da inanmıyor.
Zaten uzam ve zamanda olmayan şeyler hakkında bilimsel bir yargıda bulunamayacağımız Kant söylemişti. Allah felsefi teolojik olarak bilimsel ispatın nesnesi olamaz.
Diğer yandan inanıp inanmamak @125 te söylediğim nedenlerden çoğunlukla sizlere kalmaz. Bu yüzden bu tartışmayı büyük ölçüde boş görüyorum. -
157.
-1@125 aklının erdiği yaşta buna karar verebilirsin aklın ersin bide öyle düşün
-
158.
+1@127
ben istatistiklerden filan bahsediyorum. Kişinin seçim dediği şeyin bu istatistiklere bakarak çok mümkün olmadığını, tarihin böyle işlediği söylüyorum. Sen bana "kişi aklıyla seçer" filan diyosun. Ben de zaten onun için bunları söylüyorum. Öyle seçim filan yok diyorum işte. -
159.
0okumadim ama @25 guldurdun
-
160.
+1 -2@128 eğer Allah bilimsel olarak ispatlansaydı cennet cehennem diye bişeyde olmazdı... o zaman yaşamamızın hiç bi anlamı kalmazdı
-
161.
+1@127 @129 akıl ermesi nedemek siz bana onu açıklayın ?
-
162.
+2@128 allah 2+2=4 demez zaten.
http://www.google.com.tr/...&btnG=Google%27da+Ara
okuyun. avliyeydi reddiyeydi. ayette yazanları toplarsanız payın paydadan büyük olduğunu göreceksiniz miras hukuku hususunda. mat1 bilmeyen tanrıyı neyleyim. -
163.
-1Materyalist olan birisine "insan aklı" vs. gibi kavramlarla gelmeyin. Evrime inanan biri salt insana ait bir akla inanmaz. insanın da hayvan türü içinde bir tür olduğuna inanır. Elbette hayvanlar arasında hiyerarşı vardır. Ama bu "akıl" diye bir niteliği gerektirmez. Ancak az zeki, çok zeki ayrımı yapılabilir.
-
164.
0her seyi mantiginla cozemezsin kanka. cunku insanin aklinin sinirli oldugu gene insanin akliyla kanitlanmis bilimsel bi gercektir. bi yerden sonra kalben inanmak geliyo dostum. inanc isinde sadece akil, hesaplama, mantik yetmiyo. kalbi de devreye sokmak lazim bi yerden sonra. aklima geldi dedim oyle sorum yok
-
165.
+1@132 ben de onu diyorum. Allah'ın bilimsel ispatı olamaz. Bu bilimin değil, inancın içindedir. inanç ise bir vicdan işidir (Aslında bir kültürden ibarettir)
Mesela insan öldürmenin çok doğal karşılandığı bir yerde, "bu ne vahşet" filan demek anlamlı değildir. Vicdan, inanç vs. de eninde sonunda toplumsal pratiğin üst yapı kurumlarıdır. -
166.
-2@133 akıl esit us ermek esit yetismek us yetismesi amq cidden sorduysan akıl ermesi bir insanın karar verebilecek yaşa gelmesi bu genellikle blue cagı oluyor hatta biraz daha kücük yaslarda olabilir. Genellikle erkek çocukları 12-15, kız çocukları ise 9-15 yaşlan arasında erginlik çağına girmesinden sonra karar verebilecegi konu yu tartabilme yetisine akıl ermesi denirrrrr
-
167.
+1tanrıyı orgazm sırasında bir flaş ışığı süresince züt deliğimizde görürüz
william burroughs -
168.
+1@136 katılıyorum ve ekliyorum: senin kalp diye somutlaştırdığın, indirgendiğin şey de aslında toplumun verdiği bir takım yargılardır.
Aşk dediğin şey de böyledir: Aşık oldum dersin ama mesela tutup da kendi kültürüne sınıfına vs. ait olmayan birine aşık olmazsın. Ha istisnası olabilir. Sonradan müslüman olan hristiyanların istisna olduğu gibi. Aşk dediğin de bir basitleştirme, pratikleştirme işidir.
• **
Ben bir materyalist, evrime inanan olarak insanların dine inanmalarında bir gariplik bulmuyorum. Ayrıca aşka da inanıyorum. -
169.
-1@136 @140 adamlar haklı
-
170.
+1sizleri de aramızda görmek güzel binler
-
gey pataklayanin siligi acilmazsa
-
hayat artigi selam dost
-
tehlikeli tanrıca aynaya karsi
-
kirmizi pelerinli ne haberr dostum
-
megane2 gelmiş hoşgeldin megane2
-
aylar gecti ama acini hala atamadim
-
osimhen gaymiş la
-
arasında can vermek isterdim
-
ne kadar tanidigim varsa hayati duzene girdi
-
bu çaylaklar iki gündür onlne listedinde
-
izmir de yaşayan ufuk göztepe
-
tip okuyan baycerraha sallıyor
-
31sporklubu biliyorum seni tehdit ettiler
-
salağa yatma capsi elbette var bende
-
makaras sesini dinleyerek sıvazlıyorum
-
memati tutklandı
-
karı ifşa kelimesini hatırlamıyor
-
31 sporu kim tehdid etdi
-
beyazniga evli kadının ayak gelir mi
-
gwanypline nikli yazar
-
lan olm tinder minder ne varsa indirdik
-
hadi ben çok sarhoş olduğum içşn
-
soryy pazar günü müdürün azarladı
-
sağdıç sileceksiniz size 10 bin tl verecekler
-
normal sexs yaparken osbirden daha geç
-
x yapay zekası ile sanal selks yapacaktım
-
din ile kendimi meşgul etmez isem katil olurum
-
miraç kandilıniz mübarek olsun
-
sevgilimin karnına bastırıp geğirttim
-
her aksam bu saatlerde komşunun çocuğu
- / 2