/i/Başıma Geldi

Hayatta başınıza gelenlerden ibaret değil midir?
  1. 1.
    +2
    istanbulun kentsel dönüşüme uğramış, gelişmekte olan semtlerinden birinde oturuyorum. Aşağı mahalleler açlık sınırında yaşayan halkı barındırırken birkaç sokak yukarısı orta gelirli ailelerden oluşuyor. Ayrıca deredeki bu ailelerin hemen dibinde anthill, ofton, divan gibi lüks plazalar var. Bilen bilir.
    Bundan on beş dakika önce eve dönüyordum. Metrobüs ile ev arasındaki mesafeyi tamamlamak için aşağıdan gelip eve doğru yokuş yukarı yürüyorum. Cebimdeki bozukluklarla çikolata almak istedim. Yanından geçmekte olduğum mahalle bakkalına girdim, son ses çalan kulaklığımı çıkardım, etrafa bakındıktan sonra -"bitter çikolatanız var mı?" diye sordum. Adam olmadığını söyledi, olanları gösterdi. Ben de biraz göz gezdirdikten sonra ne alacağıma karar verirken o esnada bir küçük kız çocuğu ayağında yırtık terliklerle ve üstü başı kir içinde, rengi solmuş kıyafetleriyle elindeki bozuklukları saya saya kasaya kadar geldi.
    -"Söyle yavrum" dedi adam.
    -"Patates!"
    -"Patates mi istiyorsun sen bakalım" dedi gülümsedikten sonra. "Dur vereyim" dedi.
    O gelene kadar çikolataları beğenip elime almıştım. Adam döndüğünde sağ elimde iki çikolata ve sol elimde bozukluklarla bekliyordum. Kız beklediğim gibi raftaki diğer çikolatalara bakındı. En küçüğünü gözüne kestirdi. "Bu ne kadar?" Dedi. "25 kuruş" dedi adam. Sonra eve gidene kadar aklımdan çıkmayacak olan o cümleyi söyledi kız; "uu, çok pahalıymış." Kız eline aldığı ufacık çikolatayı geri bırakırken "ne istiyorsun söyle ben alayım sana" dedim. O da o küçük caramio'yu bıraktı, cocostar'ı aldı. Benim aldığımdan. Ödemeyi yaptıktan sonra elimde kalan son 25 kuruşu da "al bu da senin olsun" dedim avucuna koydum. Çıkarken o caramio'yu da masaya koymuştu. Kapıdan çıktığım andan itibaren üzerime bir şey çöktü sanki. 25 kuruşa "çok pahalıymış" dedi lan. Bu aileler her yediklerini kuruş kuruş hesaplarlar. Biz de düştük o duruma. Babam işsiz kalıp üç kardeşe bakarken annem yatılı işte çalışırken çok duyardım babamdan bu kuruş hesaplarını. Patates soğan domates biberi kilosu kaç liraysa ve ne kadar alınacaksa ona göre para hesabı yapılıp gönderilirdi markete. Kuruş kuruş yaşardık. Bu tip ailelerde markette bir şey beğenip almak yoktur. Her şey planlıdır, karın doyurmaktır amaç. Çocuklar çocuklarını yaşayamazlar. Bu çocuk gibi 10 kuruş bulamadığım zamanları biliyorum ben. 1 liram olunca ne kadar zengin hissettiğimi.. Yazın ortasında maç yapıp su alacak param olmadığı için su içemediğimi..
    25 kuruş.. "Çok pahalıymış" deyip o çocuğun çikolatayı geri koyarken damağında hissettiği kuru tadı biliyorum. Ben de hissettim, yaşadım, biliyorum. Çoğumuz sokaklarda dizleri kanayan çocuklardık. Yarınları güzel bildik. Öyle yaşadık. Bugün bir çocuğu mutlu ettim. Keşke hepsini edebilsem. Bakkaldan çıkarken "Teşekkür ederim ağbi" dedi biliyor musunuz? Böyle de temizdi yüreği. insanoğlu olarak bu dünyayı biz mahvettik, yine biz düzeltebiliriz. Siz de bir ucundan köşesinden başlayın bir şeyler yapmaya. Geç değil. Hiç olmadı. Olmayacak.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    0
    Ağlattın panpa
    ···
  3. 3.
    0
    moruk 10 numara yazmışsın tebrik ederim
    ···
  4. 4.
    0
    Güncel
    ···
  5. 5.
    0
    O aldığım çikolataları hala yemedim biliyor musunuz, rafta duruyor. Canım istemedi, elim gitmedi işte.. Şimdi evden çıkıyorum, görüşürüz.
    ···