1. 1.
    +3
    ABD Başkanı George Bush'un Türkiye'ye gelmesi öncesinde 16-17 Nisan 1992'de istanbul'da çok sayıda eve operasyonlar düzenlendi. Dönemin istanbul Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şube Müdürü ibrahim Şahin'in başında bulunduğu özel harekat timlerince Devrimci Sol örgütüne yönelik yürütülen operasyonların sonucunda 3 eve yapılan baskında toplam 10 kişi öldürüldü. Bunlardan ikisi tiyatrocu Ayşe Gülen ve Ayşe Nil Ergen idi. Tiyatrocu arkadaşların Kadıköy Erenköy'deki evlerine 16-17 Nisan günü yapılan baskında Gülen kapının önünde, Ergen de banyoda olduğu sırada kurşun yağmuruna tutuldu. Olay sonrasında Emniyet Müdürlüğü yaptığı açıklamada her 4 evde çatışma çıktığını ve söz konusu kişilerin çıkan çatışma sonucu öldürüldüğünü öne sürdü. Ancak iHD ve bazı avukatların olay yerinde yaptığı incelemelerde Sabahat Karataş'ın öldürüldüğü ev dışındaki iki yerde herhangi bir çatışma çıkmadığını saptadı.
    Polislerin Ayşe Gülen'in çocukluk fotoğraflarına bile kurşun yağdırdığı belirlendi. Olaydan sonra adı Ayşe Gülen Halk Sahnesi'ne verilen Gülen ile Ergen'in infazıyla ilgili olarak tam 5 yıl sonra 15 polis hakkında "faili belli olmayacak şekilde adam öldürmekten" dava açılabildi. Kadıköy Cumhuriyet Başsavcı Vekili Ahmet Orkan'ın hazırladığı iddianamesinde polislerin, Polis Salahiyet ve Vazife Kanunu'nun 16 ve TCK'nın 49. maddelerine göre kendilerini korumak zorunda kalıp kalmadıklarının araştırılmasını istedi. Dava süresi boyunca müdahil vekillerinin hemen hiçbir talebi kabul edilmedi ve olay yerinde keşif yapılmadı. Polislerin birçoğu Kadıköy 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmalara gelip ifade bile vermedi. Ve dava, 3 yıl sonra, 14 Ekim 2000 günü, Polis Salahiyet ve Vazife Kanunu'nun 16 ve TCK'nın 49. maddelerine göre 15 polisin beraatiyle sonuçlandı.

    adına ağıtlar yakılmıştır: grup yorum, ayşe gülen'e ağıt http://www.youtube.com/watch?v=3QH-j76XemA
    ···
  2. 2.
    +3
    bak sevgili dostum. güzel yazmışsın güzel araştırmışsın. şuku almak için yazmasan da verdim şukunu ama bu ülkedeki en büyük sorun nedir bence biliyor musun? bu ülkedeki en büyük sorun çözüm yerine sorunların yinelenmesidir. bu konuyu öğrenenler için sadece bu konuyu öğrenmek işe yaramaz. bu gibi olayların tekrar yaşanmaması için çözümlerin de yazılması lazım bu tip tüm yazıların sonuna. yoksa ben bugüne kadar öldürülen faili meçhulleri öğrensem ne olur, öğrenmesem ne olur? sen ne dersin bu konu hakkında? saygılar.
    ···
  3. 3.
    +1
    öyle ama, gene günlük olarak seyrettiğimiz kanallar okuduğumuz gazeteler belli genelde, hatta toplasan 2-3 patronun hakim olduğu bi medyayı takip ediyor milyonlar..
    ···
  4. 4.
    +1
    okuyan var mı lan ses versin
    ···
  5. 5.
    +1
    cahillikten faşizm çıkar elbet
    ···
  6. 6.
    +1
    bu memlekette neler olmuş hiç umrunuzda değil binler
    ···
  7. 7.
    0
    @5 haklısın panpa bugün bu konuyla ilgili yazılar okudum cok etkileyici hikayelerdi, paylaşmak istedim niyetim bizi yönetenlerin ve bize haber vermekle mükellef gazeteci müsvettelerinin bizleri nasıl yanılttıklarını göstermekti... burada çözümün temeli bizlerin yönlendirilen kitleler olmaktan çıkmamız gerektiğini düşünüyorum @6 yada burdan cevap veriym yönlendirilmemek yada kullanılmamak için daha fazla okumalız bize öğretilmek isteneni değil gerçekleri öğrenmeliyiz ..yoksa "gül memeler değil domdom kurşunu"
    ···
  8. 8.
    0
    okudum reyiz aldım ibreti
    ···
  9. 9.
    0
    @7 dostum bana göre medyaya falan ihtiyacımız yok. öğrenilecek he rşey illa ki öğrenilir. önemli olan hareket gibi beliyor bana.
    ···
  10. 10.
    0
    tvlerde gösterilen haberler dedikleri şeyler 1 birilerini övemk rekldıbını yapmak 2çoğu gereksiz aldatmaca 3herkes kendisinin habercisidir araştırırsan bulursun bulduktan sonrada yönlendirceksin nerden buldun okudun fılan takip ettiğini kişileri fılan
    ···
  11. 11.
    0
    bu ülkedeki en büyük sorun tembellik üşendiğimden tamdıbını okumadım ne yalan söyliyim amk
    ···