-
1.
+3Ayık bir kafayla onları duyup, ayık bir kafayla yatağa yatıp ve aynı
ayık kafayla onları kafanızda yargılayıp, birer birer cinayet planları
yapmak oldukça ağır bir yüktü zayıf bünyem için. Doğruydu aslında...
Uzunca bir süre alkol kullandım, uzunca bir süre meyhane ve
birahanelerin her birine borçlanıp kaçtım. Doğruydu, inkar etmiyorum lakin kısa bir süredir bünyeme alkol girmediği de bu doğruların içindeydi. Bu kimsenin umurunda değildi. Belirli bir zamandan sonra benim de umursadığım gerçeklerin yaşadığı ülke sınırları dışına çıkmıştı tüm bu doğrular ya da kendimden emin olduğum gerçeği. Bu arada belirtmek isterim, bu satırları size darağacına yaklaşırken yazıyorum. Yani yarı ölü bir adamın söylediklerini dinliyorsunuz şu an. Söylediği hiçbir şeyden sorumlu olmayacak, hesap verme kaygısı olmayan bir adamın söyledikleri de denebilir. Ben kötü bir adam değildim. Hâlâ da değilim. Yukarıda sıraladığım problemlerim yüzünden şu an bu yolda yürüyorum. Işığa doğru, beyaz bir elbise içerisinde...
dinleyen lan panpalar bugün bitiricem -
2.
+2Güzel bir karım vardı benim. O hamile kalana dek, sabahlara kadar
sevişirdik. Her günümü, her anımı onu düşünerek geçirirdim.
Yaşadığımız kasabanın yerel dergisinde düzenleme yapıyordum. Sanatsal
bir eylem değildi bu. Matbaa makinasının yerini ayarlıyor, ısınınca
kapayıp -soğumasını bekliyordum. Fakat yine de insanların bir şeyler
okumasını sağlayabilmek kutsal bir görevdi. Yazarından dağıtıcısına,
her biri bir peygamber saygınlığındaydı. Çok sık söylerim zaten, kitap
kamyonu kullanan bir adam -bir politikacıdan daha saygındır diye. Bunu
en son söylediğimde, evimizdeki piyanoyu ceza fişini ödeyebilmek için
satmıştık. Bu tür ufak ekgiblikler dışında, düşünce özgürlüğü hakimdi
kasabamızda, herhangi bir problem yoktu. -
3.
+2Eşim erkek olsun diyordu sürekli. Ben ise bir kızım olsun istiyordum.
Bu arada şu darağacına iyice yaklaştık. Hızlı hızlı konuşmam lazım,
her ne söyleyeceksem... Eskiden, bahçede volta atarken ya da tuvalete
yetişmeye çalışırken bu yol bana amma uzun geliyordu. Şimdi kolumda
askerler, ayağımda prangalar olmasına rağmen çabucak bitiverdi.
Einstein haklıymış. Her neyse... -
4.
+1yokmu dinleyen amk
-
5.
+1aga ben diniliyorum da yapacak bişey yok sanırım
-
-
1.
0tek kişi de olsa anlatim panpa
-
1.
-
6.
+1Kızım olsun istiyordum demiştim en son. Kızım olmalıydı çünkü üzerinde
ortaçağın izlerini taşıyan bir erkeği yumuşatabilecek tek varlıktı
doğacak kız çocuğu. Doğruluğunu açıklayamayacağım, göreceli bir
gerçek bu benim için. Onun saçlarını taramak, naif kalbine parmak
uçlarımla dokunmak... Çok hoş hayallerdi benim için. Bu hayallerin
gerçeğe dönüşme ihtimalini elimden alan ise rüzgar oldu. -
7.
+1Sabah çok sert esti, akşdıbına da yağmur getirdi. Ertesi gün ise onu
hasta etti. Önce şiddetli bir ateş, hemen ardından öksürük ve
tükürükle beraber gelen kan... Daha kötü ne olabilirdi ki? Açıkçası:
Öyle bir aşk ki kanatlı Seraphları göklerin, kıskanmıştı onu ve beni.
Bu yüzden uzun zaman önce, bir rüzgar esti bir buluttan, üşüterek
güzel sevgilimi... -
-
1.
0Üşüterek güzel sevgilimi.. vay amk, yazacaktım, okuyacağım diye yazamıyorum.
-
2.
0Korkarım buraları hep taklayacağım.
-
1.
-
8.
+1ipin boynumu acıtıp acıtmadığını sordu cellat ve infaz müfettişi.
Acıttığını söyledim, ne önemi varsa... Az sonra yaşayacaklarım canımı
zaten bir hayli acıtacaktı. Birkaç saniyeliğine de olsa bu ipin
boynumu kesmesi ne kadar kötü olabilirdi ki? insan işte... Ölene kadar
sağ ve sağlıklı kalmak istiyor. Ömür boyu yaşama garantisine sahipsek,
hakkını vermemiz lazım... -
9.
0Farklı kelimelerin bir araya gelerek oluşturduğu kombinasyonlar,
iyi işler yapabiliyordu. Benim de böyle bir becerim vardı. işte bunu
hatırlıyorum: Yanındayken iki kelimeyi bir araya getiremediğim ve buna
rağmen bana aşık olan kadını. Ve çevrede olanlara karşı iyi
yalıttığımız hayatımızın içine ilk kez bir sineğin girişini. ilk mide
bulantısının başlayışını ve sineğin açtığı yolla beraber musibetler
trafiğinin başlayışını... Hatırladıkça içiyordum ve bir felsefem vardı:
Eğer ben insanları unutamıyorsam, onlar beni unutsun -belki işe
yarardı... Ama tutmadı. Onlar beni unuttu fakat bu fil hafızalı adam
hiçbir şeyi unutmamıştı. Edilen hakaretler dışında... -
10.
0Vay amk bi derdimizi dinleyen yok la
-
11.
0aga ben dinlemeye devam ediyorum istersen özelden anlat
-
-
1.
+1Senin için yazıyorum panpa
-
1.
-
12.
0Farklı kelimelerin bir araya gelerek oluşturduğu kombinasyonlar,
iyi işler yapabiliyordu. Benim de böyle bir becerim vardı. işte bunu
hatırlıyorum: Yanındayken iki kelimeyi bir araya getiremediğim ve buna
rağmen bana aşık olan kadını. Ve çevrede olanlara karşı iyi
yalıttığımız hayatımızın içine ilk kez bir sineğin girişini. ilk mide
bulantısının başlayışını ve sineğin açtığı yolla beraber musibetler
trafiğinin başlayışını... Hatırladıkça içiyordum ve bir felsefem vardı:
Eğer ben insanları unutamıyorsam, onlar beni unutsun -belki işe
yarardı... Ama tutmadı. Onlar beni unuttu fakat bu fil hafızalı adam
hiçbir şeyi unutmamıştı. Edilen hakaretler dışında... -
13.
0Farklı kelimelerin bir araya gelerek oluşturduğu kombinasyonlar,
iyi işler yapabiliyordu. Benim de böyle bir becerim vardı. işte bunu
hatırlıyorum: Yanındayken iki kelimeyi bir araya getiremediğim ve buna
rağmen bana aşık olan kadını. Ve çevrede olanlara karşı iyi
yalıttığımız hayatımızın içine ilk kez bir sineğin girişini. ilk mide
bulantısının başlayışını ve sineğin açtığı yolla beraber musibetler
trafiğinin başlayışını... Hatırladıkça içiyordum ve bir felsefem vardı:
Eğer ben insanları unutamıyorsam, onlar beni unutsun -belki işe
yarardı... Ama tutmadı. Onlar beni unuttu fakat bu fil hafızalı adam
hiçbir şeyi unutmamıştı. Edilen hakaretler dışında... -
14.
0Dinliyomusunuz beyler
-
15.
0Alkolle ilişkimin ciddileşmesi ve ilk söz yüzüğünün takılmasının
üzerinden tam on ay geçmişti. Çevrede bulunan dört birahaneye borçlu,
ikisine de belirli eşyalarımı rehin bırakmış durumdaydım. Bu tarz
etikete sahip olan bir adama kolay kolay içki vermiyorlardı haliyle.
Hakkımda söylenen sözlere ve edilen hakaretlere göz yummamın da bir
sebebi vardı. Uyandığımda hatırlamadığım şeyleri önemsemiyordum, hepsi
bu... -
16.
0Kolumdaki asker eğildi ve ayağımdaki prangaları çözdü. Karşımda duran,
takım elbiseli adam ise son arzumu sordu -cevap bile vermedim çünkü
bunu hep yapıyorlardı. Bir süre bana bakıp, tekrar geriye hücreme
zütürüyorlardı. Tanrım... Sırtıma yükledikleri taşı, gres yağı
sürdükleri bir tepeye taşımamı istiyorlardı resmen. Ben doruk
noktasına ulaştıkça kayıp düşüşümü izleyip, gülüyorlardı. Darağacına
dördüncü gidişimde de ilk gidişteki korkuyu yaşıyordum. Hayatımın bir
ipe bağlanmış olması, karşımda duran herkesi birer fata* olarak
görmeme sebep oluyordu. Bugünlük bu işkenceyi daha fazla uzatmayıp,
hücreme kapadılar. Sonsuz huzur, dört duvar arasındaydı... -
17.
0Elimde kalan tek kartı, maça onluyu, bu sayede yere atmış ve Tanrı
pişti yapmıştı hayatım pahasına oynadığımız bu mecburi oyunda.
Sadeleştirmek gerekirse: Piyanosunu, ceninini ve eşini kaybetmiş bir
adamın meyhane ile ilk karşılaşmasıydı... -
18.
0Hikaye mi gerçek mi bu
-
-
1.
+1yaşanmadan hikaye olmaz panpa
-
2.
0Yolla panpa o zaman)
-
1.
-
19.
0Gözümü bağladıkları kumaşın aynından iki tanede boynuma geçirdiler.
Her şey hazırdı... Az sonra bir tekme gelecek ve sol çaprazımda,
hapishane parmaklıklarının bağlı olduğu kolonun üzerinde oturan karga,
ruhumu yakalayıp yukarı ya da aşağı taşıyacaktı. Öldükten sonra; o
toprağın altında kalmak yerine bir asansörle yukarı çıkmak ya da bir
merdivenle daha da derine inmek istiyordu bilinçaltım. Kurduğum
hayaller bile daha fazlasını isteyemeyecek kadar zayıftı. Aşağı
inerken neden asansör istemediğimin tek açıklaması: Çıkmak, inmek
kadar basit değildi. Bir asansör yardımıyla çıktığın yüzlerce
basamağı, bağlamayı unuttuğun bir bağcık yardımıyla inebilirdin. Ya da
bir asker koluna girerek indirirdi seni. Şimdi, üzerinde durduğum
sehpada yaptıkları gibi...