ayrıkvadi de legolasın hatrına

biraz mazi..
eski sayfalardan seçmelerle her biri kutsanmış entryler..

kutsal..!
kutsal gibelim hacum , tabu yıkalım hacum..

Sözlüğün ücra köşeleri

ölümden korkmayan bir kere ölür..

onu size manasını arayasınız diye vermedik , manalı kılın diye verdik.. [576]

sen salaksın.. net!

kıvıra kıvıra girdi kanıma...
https://www.youtube.com/watch?v=dGlMLVBGT1Y

17..

18..

19..

20.. [turn the page]

bir köşeye atılmış gibi değil ta kendisiyim..

salon epey sıcak görünüyordu ama maalesef soğuktu. maalesef yazarken hata etmek garip fakat iki "a" yan yana olunca sinirlerim alt üst. TDK yok! imla yalan! demektense maalesef yazmaya razıyım..

salon tercihlerim arasında hiç bir kış olamadı. fakat bugün nedense orayı tercih ettim , güneşti sanırım beni cezbeden.. kanepeyi terse yatırıp güneşe teslim oldum , haliyle sigaramı yakmam uzun sürmedi.. çakmak ne kadar hırçın da olsa , kaşımı gözüme zarar vermeden sigaramı yakabildim. bir gün kaşımı kirpiğimi yakacağım diye çok korkuyorum.. ekseriyetle o güne hazırsızlanıyorum..

(bkz: hazırsızlanmak) (bkz: mazi) (bkz: yutkunamamak) (bkz: boğazda oluşan düğüm) (bkz: ananı gibiyim)

peki..
öyle bitap halde görmek kendini , kendi gözleri önünde erimek veyahut eritmek , eritilmek , erittirmek , eritil ve çizil.. tek yekun içinde yazıl ve çizil !

http://imgim.com/esrik.jpg (ilintili)

epey soğuk ve bir o kadar da pis olan bu salon bir zamanlar -varlığı- kabul görmüş bir medeniyeti bize müjdeliyordu. odanın sağına soluna öylesine savrulmuş olan , pespaye insanlardan artakalan bira şişeleri , cips paketleri , sigara izmaritleri , evin çılgın kedisi marlanın kakası , yine onun nezdinde kum ve boş yemek kapları..

burnumun direği kırılmaya yakın , en azından ağzına kadar tepeleme takla dolu olan leğenimsi kabı salonun en dip köşesine koydum. koku az da olsa uzaklaştı , camı açmak çözüm elbet ama gibseler açamam.. doğru ya ondan bahsetmedim , elektrikler kegib dostlar.. planlanmış bir kesinti değil ama beklenen bir kesinti.. ödenmemiş , gecikmiş faturaların gazabı.. gedizin laneti bir voldemort edasıyla üzerimizde fink atıyor.. bir olur iki olur , üç olur dört olur , sekiz olur dokuz olur dana büyür öküz olur..
şaka bi yana en son raddeye ulaşıncaya dek yapılmayan ödemeler , elektrik sayacımızın sökülmesine kadar gitti.. şaka mı bu? dediğinizi duyar gibiyim fakat olanlar bir hayli gerçek..

başlı başına fiyaskodan ibaret olan şu süreçten kısaca bahsedeyim ;
ilk faturanın tahsilatı gerçekleşmeyince , yaşanan gecikme ve elektrik kesintisi.. (birinci çinko) inatla ödenmeyen fatura , kendi ellerimle bağlanan kablo , 1hafta geçer , 2.elektrik kesintisi , yalnız bir fark var , bağlanacak olan kablo yok , tedaş yetkilisi almış olmalı.. (ikinci çinko) yine ödenmeyen fatura , kendi ellerimle satın alınıp , bağlanan kablo.. 1 hafta daha geçer , 3.elektrik kesintisi , bu kez çok fark var , sayaç ortada yok.. tedaşın bu kez -kusura bakmasın huur çocuğu yetkilisi- saati söküp zütürmüş..(tombala!) ya bu herifin bana garezi var ya da çok iyi niyetli.. sanırım bunu hiç bir zaman anlayamayacağım.. iyi niyetini suistimal etmekte üstüme yok o halde.. adam borç batağına girmeme ramak kala son vuruşunu yaptı belki.. aman ne kurtarış! 1700 liralık bir cezanın bahsi geçerken neyin tatavası bu anlayamıyorum.. evet iyi bir niyet , en azından 3000 değil.. şükredin! ve tekrar şükredin.. ya da dolapta kalan son tavuk göğsünü şükran gününe saklayın , ya da bırakın noel'de sebeplenelim.. o tavuk çoktan bozuldu nalan.. (bkz: bozuk tavık)

inanın bu lanet herifin sayacı sökerken ki halini görmek isterdim.. dün gece rüyamda gördüm aslında , bu arkadaş sayacı söküyor ve tam o sırada merdivenlerden inen ben bunu tam da o vaziyette suç üstü yakalıyorum , kolay gelsin diyorum ve ne yaptığını sorma zahmetine giriyorum , 4 numaranın dıbına koyuyorum cevabına , yumrukla karşılık veriyorum , ardından söktüğü sayacı kafasında parçalıyorum.. sonra gta sa soundtrack'ı kulaklarımda çınlıyor ve apartmandan çıkıp gibtir olup gidiyorum.. sonra da bir daha eve dönmüyorum , ya da dönüyorumdur , işte rüyam o sıralar bitti gerisi yok , hayal meyal hatırlıyor bunları marlo.. heil marlo! hmm umarım bu gece kaldığım yerden devam ederim , gelecek bölümlerde neler olacak acaba , evet çok merak konusu..

olaylar olaylar işte..

dün gece ;

hiç bilmediğim bir ev , bilmediğim bir saat , bilmediğim gözler , bilmediğim sesler , bilmediğim bir yatak.. sahi ne ara geldim ben buraya? artık ne yaptığım hakkında bir fikir sunamıyorum benliğime..

yakışmadı bu kez bu yatak , fazla gıcırtılı , duyan da ciks eyliyor sanacak.. oysa yalnızca dün gece(dünün dünü) muhtemel klimadan olsa gerek tutulmuş olan sağ omuz ve kulunç ağrılarımla cebelleşiyorum.. adam tanıdık , kadın da öyle.. ben yabancıyım bu defa , misafir olan ya da istenmeyen tüy benim , şayet gidecek bir yerim olsa , ait hissedeceğim ora bura mı? sus bir şey söyleme , anladım yarın gidiyorum..

sabaha dek ; sigaramla boğaz patlatmak , nat geo belgesel seramonisi , tık tık tık klavye sesleri ve kelimelerin dudaklarımda yaptığı titreşler , ımmm bu kısmı seviyorum sona yaklaş..

iyi geceler büyük anne..

yaşananlar böyleyken , gündüzden ne bekleyebilirsin ki?
acımasızca geçen zamandan geriye kalan sadece yalnızlıklarımızdır..

gün doğarken çıkılan yolda iki boyoz , bir yumurta ve bir bardak çayın midedeki orgazm sesleri.. sanırım cem adrianın o çok övülen 7 oktavlık sesinden bile iyiydi..
"dıbına goruk bülent başgan" dese ninni zannedersin , o derece..

salon diyorduk değil mi en son , heh geri dönelim o saatlere.. bana çaresizliğin resmini çizebilir misin marlo? deseler o saatleri çizerdim.. o saatleri iliklerinizde yaşarken tanrının cehennemi de böyle olmalı diyorsunuz.. ressam olma fikri cazip gelmişti bir an , o kareleri resmetmek isterdim cidden.. neyse yazarım okuyucu hayalinde resmetsin daha mı kolay? terso müjgan , tam terso..

sanırım o kanepede saatlerce ağladım , hıçkırıklarla terso giden hayatıma , cehenneme dönen günlerime , kaybettiklerime , pişmanlıklarıma , kasten yalnızlığıma , kısacası ağlanacak halime ağladım.. dur durak bilmeyen göz yaşlarımı ne zaman silecek olsam ellerim inatla döküldü cigaraya.. sigaramı da yazdırmışım mahalle bakkalıma , fuck! bir zamanlar bir paket sigaraya kütüphanemi satmıştım , e sonrası malum 31sonrası pişmanlık gibi.. bu geldi aklıma ve yine hıçkırdım ve tekrar ağladım.. takunu çıkarıp bu kez de bağıra bağıra ağladım..

marla yanıma sokuldu bi daha ağladım , sevdim gıdısını gel bin kurusu yanaş lan! gitme :/ dedim.. gitti , gibtir git dedim , odayı terk etti.. yine ağladım..
ne ağlamışım yahu?