1. 126.
    +1 -1
    evren ve uzay dediğin yapı senin boşluk olarak nitelendirdiğin evren aslında insan algısı üzerinde düşünüldüğünde 4 boyuttan oluşan bir yapıdır.
    x y z 3 boyutlu koordinatları ve t zamanı.
    şimdi sana şunu söyleyim, uzay yoksa, x y z ve t de yoktur. yani o ortamda ışık ilerlemez, o ortam yoktur, yok yani yok, boş küme değil, kümesizlik.

    dediğin gibi evrenimiz, galaksimiz, güneş sistemimiz, dünyamız ışıktan hızlı hareket ediyor olsaydı, einstein'ın izafiyet teorisine göre zaman rölativitemiz dururdu yani ışık hızında ilerleyen bir cisim için zaman kavramı olmaz.

    kaldı ki aslında bulunduğumuz gökada ve bağlı olduğumuz gökada topluluğu muazzam bir hızla bigbang döneminden bu yana hızlanarak uzaklaşıyor evrenin kalanından. ha bu arada andromeda'ya da yaklaşıyor ama konumuz o değil.

    şunu demek istiyorum, kabul edilen bir hipoteze göre evrendeki karanlık enerji aslında karşıt madde teorisiyle açıklanıyor. yani; evrende oluşan her bir madde ve enerji için(ki einstein için bu 2 şey aynıdır) karşıt bir boşluk(uzay) ortaya çıkıyor.

    yani evrende harcanan her enerji için evren genişlemek, uzay zaman dokusu büyümek zorunda oluyor.

    ben nacizane kulaktan dolma bu tip bilgilere sahibim, akademik eğitimim astrofizik değildi keşke olsaydı.

    sen sor, ben sorayım, tartışalım memnun olurum, hepimizin öğreneceği çok şey var.
    ···
  2. 127.
    0
    ışık içimizde
    ···
  3. 128.
    0
    @1o1 bence gayet iyi olur

    benim söylemek sitedigim şey aslında uzayın boyutlarının ( 11 olarak ifade ediliyor ama aslında yemeli oluşturan 4 boyutun birbirine göre oluşturdugu her taku sayarsak 11 e kadar çıkıyor ) bu karanlık madde etkisiyle birbirinden uzaklaştıgı yönünde . sanırım 2000 li yıllarda aslında karanlık madde olarak adlandırılmış bu boşlugun senini dedigin gibi anti madde ile açıklanmıştır

    aslında karanlık madde negatif yüklü ve evren yani uzay yüksüz olarak nitelendirilir . çünkü yüklü olan parcacıklar

    gezegenleri vs oluşturur . ( bir hipotezdir ) ve bu yüklerin toplanmında bir hiçlik elde edilir ki ondandır ya howkings tanrıya ihtiyaç yoktur demiştir bu sebepten .

    şimdi ışıgın ilerledigi yola bakalım . ışıgın ilerlemesi için aslında uzayın genişlemesinden ziyade karanlık maddeye ihtiyacı vardır . yani boyularla pek ilgisi yoktur aslında . ha diceksin karanlık madde bu boyutları oluşturmuyor mu evet

    sorun işte burda başlıyor . karanlık madde aslında bir boyutun tümü olsada aslında bir boyut degildir ( evet çok saçma ) ama aynı şunun gibi evren bir hiçlikten meydana geldi . yani bazı şeyleri açıklamak çok zor olsada bunun üstüne teoriler üretilmektedir

    1. ışık yol alması için aslında evrenin kendi gücüne deilgde karanlık maddenin etkisine baglıdır

    2. karanlık madde işigi iletir vs vs

    ama asıl önemli olan konu evren nasıl ışıktan hızlır

    evrenden kasıt aslında benim gezegenlerdir. mesela ışık ufku dedigimiz bir alana kadar biz görebiliyoruz ( 13 milyar işik yılı cevresindeki hersey ) burda yapılan açıklamalar evrenin genişlemesinin o kadar hızlı oldugunu ve öyleki işiktan bile hızlı oldugunu gösterdiler

    mesela a adlı bir gezegenin ışık ufkunda yok oluş hızı ışıktan hızlı gerçekleşmiştir . bu bir kanıtlanmış birşeydir .

    peki evren aslında neden büyür. bunun temel nedeni olarak da gene karanlık maddeyi söylerler . oluşan büyük gezegenler vs aslında uzay içindeki dengeleyici güç olan pozitif tüklüleri nötrleştirmiş ve evren fazladan bir negatif yüke bürünmüştür . bu büyük bir sebeptir .

    ha bide büyük patlama olayı var . uzayda ki etki çok yüksek oldugundan durdurulaıyor . gerci 1. madde daha çok agır basar

    ha bu arada karşıt madde aslında aynştay nın açıkladıgı gibidir . bunu cern de kanıtladılar . ( tabi tam bir kuram denilemez ) zaten evrimcilerin asıl savundugu seyde budur . eger karşıt madde olayı olmasa yaratılış ı yıkacak hiçbir açıklama gelemzdi

    edit : bazı yerler saçma gelebilir lan . bir çırpıda yazıyım dedim
    Tümünü Göster
    ···
  4. 129.
    0
    @101 eger kulaktan dogma bilgiler ise bence çok zeki bir insansın arkadaş . şahsen ben senelerimi vermeme ragmen cevap bulamıyorum senin yazdıklarına . şahsen bu başlıga yazman çok sevindirdi beni
    ···
  5. 130.
    0
    reserved
    ···
  6. 131.
    0
    karanlık madde ile ilgili bildiğin şey yanlış, şöyle ki; karanlık madde spiral galaksileri incelerken hem ışığın yer çekiminden dolayı kırılma eğrisini saptırmasından(ışık yer çekiminden dolayı bükülür) hem de dış spirallerdeki dönme kuvvetinden dolayı aslında galakside ölçülenden daha yüksek miktarda madde olması gerekliliğinden doğan bir teoridir.

    yani karanlık madde senin dediğin gibi uzay dokusunu kaplamaz. uzayda boş bir kısımda karanlık maddeyi ölçersen, orada o maddenin olmadığını da görebilirsin.

    gerçi uzayda mutlak boşluk da yoktur, nitekim en en en en basitinden gazlar kanunu bile bunu açıklar çünkü gazlar içinde bulundukları kabı kaplarlar.
    yani uzayda çooook ince bir kütle ölçer ile ölçüm yapın boşlukta bile bir yer çekim unsuru ölçecektir, her neyse.

    bilinen evrenimiz 13 küsür milyar yıl yaşında, bunu nerden biliyoruz? genişleme ve ivmelenme ölçümlerini zamanda geri sardığımızda bu kadar süre sonunda tüm gözlemlediğimiz evren tek bir noktada toplanmış bir hiçlikten meydana gelmiş gibi görünüyor. ışık ufkunun ötesinde, yani 13 milyar ıy uzaklıkta ne olduğunu bilmiyoruz evet ama bu evrenin boyu 13milyar ıy demek olmuyor zaten, şöyle düşün...

    dünya evrenin merkezinde değil, hatta galaksimizin bile merkezinde değil...

    evrenin bir start notkası yok, bir orijin noktası var, bu noktadan xyz tüm boyutlara kadar big bang esnasında genişledi. yani evrenin en uç +x00 noktasında olsak, en uçtaki -x00 noktası bizden evrenin yaşı 13milyar ıy ise 26milyar ıy uzakta olmuş olur. ışık ufku bunu anlatır.
    ···
  7. 132.
    0
    ışık ufkunda gözlem yapmak da anlamsız bu arada. çok uzak galaksileri gözlemlersen rengi kırmızı görünür, bu o galaksilerden ışığın dalga boyunu bükecek oranda hızlı uzaklaştığımızı gösterir. dalga boyu seyrelen beyaz ışık, kırmızıya doğru kayar, aynı şekilde yaklaşıyor olsaydık mora kayardı. gezegen dediğin şeyin henüz kendi güneş sistemimiz dışındakilerin bile gözlemlenemediği bir olgu olduğunu hatırlatırım. çok büyük miktarda ışık saçan gökcisimlerini gözlemleyebiliyoruz sadece daha doğrusu görebiliyoruz. etrafında yüksek kütleli dev bir gezegen dönüyorsa bir yıldızın, minnacık bir salınım yapmasından o yıldızın bir gezegeni olduğunu varsayıyoruz, emin bile değiliz.

    senin sorunun bildiğin şeyleri birbirine karıştırıyor olman, konuyu anlatacak kadar hakim olmaman ve quantum fiziği ile açıklanmaya çalışılan şeyleri bile rölativite ve astrofizik ile açıklamaya çalışıyor olman.

    ben bi tak bilmiyorum bu arada, benim bildiklerim gerçekten kulaktan dolma şeyler, rasyonel düşünerek konuşmaya çalışıyorum o kadar.
    ···
  8. 133.
    -1
    Beyler ışık hızından daha büyük bir hızı ölçemeyiz demişsiniz size tek lafım yooooook beaaaa bakın şimdi ışık hızını 100 m olarak kabul edin ve 200m hızı olan başka bir enerji ya da parcacik düşünün 2 tane çarpmaya duyarlı sensor olsun aradaki mesafe 100m olsun ışık 2.Ye 1 saniyede çarpar ama o parcacik 0.5snde şimdi o aklınızdan diyeceksinizki eee ışık zamanı buker eee parcacik bükmüş olmuyormu
    ···
  9. 134.
    0
    @108 e=mc^2 bir cismi ışık hızına çıkartırsan kütle bu formüldeki enerjiye dönüşür. parçacık diye bir şey olmaz, parçacık dalgaya dönüşür, dalga zamanı bükmez, zamanı kütle büker, ışık hızındaki dalga zaman rölativitesini lim>0'a kadar zütürür.
    ···
  10. 135.
    +1
    halen millet bilim insanlarının bulamadığı şeyi laf ebeliği ile bulma peşinde.
    ışık hızından hızlı yol alamazsınız bu bu kadar basit kanun, farz, vacip.
    ışık hızında yol almak bile madde formunda imkansızdır

    zaten ışık hızının %90'ı kadar hızlı yol katetsen 1 yılda binlerce yıl geleceğe gitmiş olursun, bu bilimsel bir gerçekliktir hayal değil, zütten sıkma değil aç oku izafiyeti.

    bir diğer gerçeklik de yer çekiminin uzayı ve zamanı büktüğü gerçeğidir. zaten yer çekimi denen olgu uzayın bükülmesi ve bükülen uzayda yer çekimine kapılarak maddelerin o uzaya düşmesidir. bu şu demek oluyor: eğer yer çekimi yükcikse, zaman kavramı yavaş ilerler. yer çekimi sonsuza yakın ise(karadelik) zaman kavramı yok olur.

    solucan deliği denen şeyler tamamen teorik fiziktir, gerçekliği henüz kanıtlanmamıştır, kanıtlanması binlerce yıl alacaktır. sözüm ona solucan deliği ile ışıktan hızlı ilerlerimcilere...

    rasyonel düşündüğümüz vakit eğer karadelikler evrenimizde birer yırtık/delik ise bu deliklerin paralel başka bir evrende başka bir zaman ve mekana açılan kapılar olabileceği düşünülüyor. işin tak yanı ise karadeliğin çekiminden hiçbir tak kurtulamaz, işte bu noktada beyaz delik denen evrene madde saçtığı var sayılan cisimlerin teorik olarak var olabileceği konuşuluyor. hatta evrenimizi dev bir beyaz deliğin yarattığı falan da söylenebilir bu teoriye göre.

    teorik fiziğin sınırı hayal gücüyle orantılıdır. çoklu evren teorisi, tel teorisi, köpük teorisi, zar(membran) teorisi saymakla bitmez amk.

    siz bana bunlarla değil de, nötron yıldızlarıyla, süpernovalarla ne bileyim karadeliklerle falan gelin, ötesi aşar bazılarınızı.
    ···
  11. 136.
    0
    ucan pırasa çok güzel yazmışsın . inan birçok soru işaretini kafamdan sildin . gerçekten teşşeküre layik birisin . bilgin ve bunu ifade edişin gerçekten çok etkileyici . şahsen ibret aldım
    ···
  12. 137.
    0
    bu başlığı giblesin birileri de, konuşalım daraldım.
    ···