Yahu bırakın şu 'gemi - vatan' muhabbetinide aklınızı çalıştırın biraz. Bu millet (ve buna benzer diğer milletler) fakir olduğu için değil; aptal olduğu için ölmekte ve hatta bir noktadan sonra buna mahkum kalmakta. O yüzden neymiş, ilk önce akıl kullanılacakmış; duygu sömürüsü veya boş laflar değil.

Bu aptal sağ/sol kafasıyla da hiçbir yere varılmaz. Çünkü Türkiye'de esasen sağ ile sol arasında temelde hiçbir fark yoktur da ondan. Tabi bunlar hemen 'aman hiç öyle şey olur mu?' gibisinden bir reaksiyon göstereceklerdir ama söyleyecekleri herşeyin temeli boştur. Türkiye'de sağ da sol da totaliterdir; aralarında temelde bulunan yegane fark birisi siyasi açıdan totaliterizme daha meyilli iken öteki ekonomik açıdan totaliterizme daha meyillidir. Evet, tek fark budur.

Bu iki kafanın başarısızlığına en büyük kanıtda bizatihi Türkiye'dir. Öyle ya, 1930'lardan günümüze dek ülkeyi bu iki kafadan insanlar idare ettiler ve sonuçları ortada. Siyasi açıdan da ekonomik açıdan da berbat bir ülke... Demek ki bizim ileriye doğru bir adım atabilmemiz için yapmamız gereken, geçmişten günümüze süregelen bu iki hatadan da dersler çıkarıp, yepyeni bir fikir ve vizyonla hareket etmek olmalıdır. Sonuçta yanlış, yanlıştır. Yanlışı tekrarlamak sorunu büyütmekten başka bir şey getirmez. Çözüm yeni yöntemler geliştirmekten geçer. işte bu yeni yöntemlerden birisi de, devletten; ülkeye yatırım yapmasını değil, ülkenin 'yatırım yapılabilir' seviyeye çıkarılmasını talep etmek olacaktır. Elbette devlet bunu, siyasete ve ekonomiye daha az karışarak yapabilecektir. Yani sözgelimi bu istek devlet tarafından değil, bizzat halkın isteği doğrultusunda -gerekirse devlete rağmen- yaptırılacaktır. Bu istek gerçekleştirildiği vakit geriye kalan işler domino etkisiyle kendiliğinden gelecektir. Peki bu geriye kalan haklar nedir, diye soracak olursak: "mülkiyet, azınlık, siyasi ve ekonomik açıdan her türlü kişisel hak ve özgürlüklerin değiştirilemez kanunlarla korunması, herkese eşit ve 'adaletli' hukuk düzeninin kurulması, güvenlik kuruluşlarının etkin bir şekilde çalışmasına imkan verilmesi ve serbest piyasa ekonomisine tam geçişin sağlanması... " diye özetleyebiliriz.

Hoş, bu yukarıda saydıklarımı bırakın gerçekleştirmeyi, hayalini kurup tartışabilecek insan sayısı bile milyonda bir olduğu için pek bir umudum yok. O açıdan aslında ben bunları boşa yazıyorum ama sussamda aklım razı gelmiyor işte...

Son olarak unutmayın ki Koç, Sabancı, Eczacıbaşı (vb.) gibi godomanlar devlet kapitalizminin birer eseridir. Ve topunun korkulu rüyası da serbest piyasa ekonomisi ve gümrüklerin tamamen kaldırılmasıdır. Tabi bazı aptal solcular bunu idrak edemeyecektir ama s*kimde bile değil. Onu da yazacak halim yok az okuyup araştırın AMK.