/i/Ben

Kendini ifade et !
  1. 226.
    +12
    O sırada kapı çaldı. Pek iplemedim ve içmeye devam ettim. Biri kapıyı açtı. Sallanır sandalyemde sallanmaya başladım. iki üç içeriden gelen mırıldanmadan sonra biri hafif adımlarla yanıma geldi.

    Gelen Nazlıydı. Karşıma bir sandalye çekip oturdu. Gözlüğünü çıkarıp yanımdaki masaya koydu ve kendi okul çantasından bir paket sigara çıkardı. Ve bana vermek için uzattı.

    Boş boş baktım Nazlı'ya.

    "E hadi alsana. Ben içmiyorum."
    "Benim içtiğimi nerden biliyorsun?"
    "Tahmin ettim. içmiyorsan Hakan'a vereyim."
    "Tahmin kuvvetin güçlüymüş."

    Paketi alıp açtım. Bir sigara çekip yaktım. Hakanınkinden iyiydi. iyice gevşedim ve sallandım. Nazlı ise sakince sigaramın bitmesini bekledi. Ben bir süre Nazlı'ya baktım. En sonunda konuştum.

    "Teşekkür ederim."
    "Ne demek."
    "Sen Sevgi'nin durumunu biliyor muydun?"
    "Çocuktan hoşlandığını biliyordum, fakat en azından senden ayrılıp öyle çıkmasını istedim. O ise asla dedi. Bende takdir etmiyordum."
    "Yani benden ayrılmasını teklif ettin?"

    Kız kem küm oldu, kızardı.

    "Tamam tamam, sen elinden geleni yapmışsın sağol."
    "Mmmm... şey ben Sevgi'nin eşyalarını toplamaya geldim."
    "Tamam gel içeri."

    içeri geçtik. Bizimkiler pek hamarat çıktı. Arif et pişiriyordu. Yanında patates kızartması ve bir sürü başka şey. Hakan ise her yeri temizlemişti. Şimdi de aldığım pastanın üstündeki yazıları siliyordu bıçakla.

    Bende o halimle bile kıkırdayıp Nazlı'ya odamın yerini gösterdim. Koltuğa kurulmuştum ki şimşek gibi bir ivme ile odaya gittim.

    Eylül'ün eşyalarını unutmuştum.

    Nazlı da tam bunu düşünmüş gibi kutunun içindeki havlu, bileklik ve kıyafetlere bakıyordu. Bende fırlayıp kutuyu elinden çekip aldım. Bana anlamsızca baktı.

    Bende ona anlattım. Kaba hatlarla tabi. Ona rağmen hafifçe kafasını salladı ve topladığı kıyafetleri poşetlere doldurup odadan çıktı. Bende çalışma odama geçip ana masa yerine arkadaki küçük sandalye masa takımına oturdum.

    Masa'nın üzerinde Sevgi ile benim en son içtiğim kahve fincanları duruyordu.
    ···
  2. 227.
    +10
    Hatırlıyordum ne konuştuğumuzu, onun ilgi alanı olan Fizik'i konuşuyorduk. Bende konu hakkında var olan genel kültürümü ve lisede öğrendiğim bilgileri döküyordum ortaya.

    Oysaki çok temiz gelmiş, iyi kültürlü bir kız gibi duruyordu. Böyle düşününce yine ağlamaya başladım. O sırada odayı keşfeden bir içeri daldı.

    Nazlı idi.

    "Ne oldu Nazlı?"
    "Arif bana iyi misin diye seni kontrol etmemi istedi."
    "intihar edecek değilim."
    "Olsun."

    Nazlı bardakları gördü ve kaldırıp zütürdü. Temizlik hastası mı acaba diye düşündüm. En sonunda içeri geçtim.
    ···
  3. 228.
    +8
    Yeter mi?
    ···
    1. 1.
      0
      2 3 part daha atta yola çıkcam okurum
      ···
  4. 229.
    +20
    Oturup Arif'ti yemek hazırlamasını izledim. Nazlı da radyodan müzik açmaya çalışıyordu. Kalkıp yardım ettim. Teşekkür etti ve gülümsedi.

    Balkona çıktım ve bir sigara yaktım. O sırada aklıma geldi.

    "Arif!"
    "Efendim kardeşim?"
    "Hakan nerede?"
    "Dışarı yolladım. Markete."

    Cevap vermeden sallanan sandalyenin önündeki sandalyeyi yan tarafa çekip bıraktım. Sonra Nazlı geldi. Balkon'un öbür ucuna gidip dışarıyı izledi. Saçları soğuk havada uçuşuyordu. Ben ise sigaramı bitirip küllüğe bastırdım. O sırada kapı çaldı. Nazlı gidip baktı. Ve yükselen sesler duyduğumda balkonun alttan sürmeli kapısını kapatıp içeri geçtim. Sevgi ile tartışıyorlardı. Arif bile dönmüş izliyordu. Bende öylece izledim.

    "Burda olamazsın." (Sevgi)
    "Nedenmiş?"
    "Ö-öyle."

    Daha fazla olay büyümesin diye Nazlıdan içeri geçmesini istedim. Tıpış tıpış gidip L koltuğa oturdu. Poşetleri Sevgi'ye verdim. Tam kapıyı kapayacakken;

    "Böyle olsun istemezdim."
    "... "
    "Anıl lütfen... "
    "Sana gözüm gibi baktım, milletin sana tecavüzünden korudum, tatile zütürdüm, her şeyimi verdim. Şimdi de doğum günü için hazırlık yaptım. Sen ne yaptın... "

    Daha fazla bir şey demeden kapıyı kapadım. Dış taraftan bir süre ağlama sesi geldi. Sonra ayak sesleri... Ve kapı kapanması...

    Dayanamayıp hüngür hüngür ağladım.
    ···
  5. 230.
    +13
    Gençler yeni başlık açayım mı yoksa burda mı bitireyim
    ···
  6. 231.
    +19
    Millet ne güzel trende giriyor amk... Neyse kahvaltı edeyim geliyorum
    ···
    1. 1.
      0
      Hacı seri 20 30 part at bak nasıl ilk 15 tesin
      ···
  7. 232.
    +20 -1
    Neden cugu atıyorsunuz.
    ···
    1. 1.
      0
      Aga gibtir et onlar bu kadar uzun olmasını beklemiyordu herhalde
      ···
  8. 233.
    +15
    Spora gidiyorum gelince yazarım
    ···
  9. 234.
    +20
    Sizin için işten izin aldım lan bugün... hayatımı bu gece bitirebilirim

    edit:intihar etmek anlamayın
    ···
    1. 1.
      0
      Yeni başlık açma hiç bundan devam et
      ···
    2. 2.
      0
      Yeni aç parca parca atiyon hikayeyi son yazini bulana kadar cok ugrasiyoruz
      ···
    3. 3.
      0
      Swebs bro sahibi ne tıkla
      ···
    4. diğerleri 1
  10. 235.
    +24
    Arif yanıma çömelip sırtıma pat pat vurdu. Nazlı ise mutfaktan çıkıp salondaki pufa oturup daha okumadığım kitaplardan birini okumaya başladı.

    Bu kıza bu rahatlık nerden geliyordu?

    Fazla önemsemeyip Arif'e gülümsedim ve kalktım.

    "Hadi sende Nazlı'nın yanına geç, ben sofrayı hazırlarım."

    Kafamı sallayıp içeri geçtim. Bu arada beyler, Arif'in babası ile annesi lokantada çalışıyor. Onun için Arif benim kadar iyi yemek pişiren bir kardeşimiz.

    içeri geçtim ve L koltuğun tam köşesine oturdum. Nazlı tam yanıma denk geliyordu.

    "Kitap bayağı güzelmiş."
    "istersen alabilirsin."

    Gözlüğünü çıkarıp o güzel kahverengi gözleriyle bana baktı.

    "Ciddi misin?"
    "Evet neden olmayayım?"
    "Çok teşekkür ederim."
    "Ne demek."

    Gözlerimi kapatıp gevşedim. Arif'in sofrayı dizme sesleri geliyordu. Nazlı'nın hafif sayfa çevirme sesleri...

    Bir anlığına mutlu oldum. Bir an. Sonra aklıma aynı anda hem Eylül hem de Sevgi geldi. içim burkuldu.

    O anda kapı çaldı.

    Nazlı kalkıyordu ki fırladım ayağa. Kalkıp kapıyı açtım. Hakan iki kasa bira ile gelmişti.

    "Nasıl izin verdi lan tekel."
    "Parasıyla değil mi oğlum."
    "Doğru."

    Kasaları alıp buzdolabının raflarına tek tek biraları dizdim.

    "Hadi gençler sofra hazır!"
    ···
  11. 236.
    +14
    Hep beraber oturup yemek yedik. Arif'e herkes teşekkür etti. Arif ise gülümsemek ile yetindi. Daha sonrasında Nazlı bulaşıkları yıkadı, Hakan da akşamki milli maç için salonda çerez dolu masa hazırladı. Bende Nazlı ile balkona çıktım. Nazlı hem kendine hem de bana bir sigara yaktı.
    ···
  12. 237.
    +15
    Nazlı ile sohbet ettik, ailesinden benim ailemden. Eylül'ü daha detaylı anlattım. En sonunda maç başlayınca içeri geçtik. Harbi taraftar çıkmıştı kız. Çerezler bitince yenisi geliyordu. Bende yeter diyerekten bıraktım yemeği. Sadece biramı yudumluyordum. Maç bitince herkes evine dağıldı bir Arif kaldı. Beraber ortalığı topladık. Saate baktığımda hala erken olduğunu gördüm.

    "Arif."
    "Söyle kardeşim."
    "Sahile inelim mi?"
    "Hiç sormayacaksın zannettim."

    Beraber yanımıza bira alıp aşağı indik. içtikten sonra hayvanlar gibi kuytuda köşede bırakmak yerine çöpe attık. Bir süre beraber oturup dalgaları izledik. Ben kendi dertlerimi, o da kendi dertlerini düşünüyordu. Bir süre sonra sohbete başladık. Ne kadar ettik bilmiyorum.

    Fakat sohbet bitip eve dönerken Arif'i Musa gibi bir kardeşim olarak gördüm.

    "Arif."
    "Söyle."
    "Sigara içer misin?"
    "Sadece teklif edildiğinde."

    Çıkarıp bir tane verdim. Beraber tüttürdük.

    Belki bizi görmüşsünüzdür, iki arkadaş, Beşiktaşta geceleri barbaros heykelinin önünde sohbet eder, otobüsleri izleyip anılarını paylaşır.

    Biri açık kumral saçlı, biri kahverengi.

    Biri kalıplı, biri ince.

    Onlar hayatın eskittiği çocuklar.

    Onlarara iyi bakın, ve onları asla serseri ve it kopuk zannetmeyin.
    ···
  13. 238.
    +13
    Evet beyler, ortasına geldik hikayenin.

    Kısım 3 e geçiyoruz.

    Hadi hayırlısı.
    ···
    1. 1.
      0
      Hadi hayırlısı
      ···
    2. 2.
      0
      Hadi aq öteki nerde kaldı
      ···
  14. 239.
    +19
    KISIM 3

    Üniversiteyi üstten ders alarak erken bitirdim. Musa Avşa'dan çıkmış, Kadıköyde bir yere taşınmıştı. Master için bir yere gitmeyi düşünüyordum. Arif Üniversiteye devam ediyordu. Hala görüşüyorduk. Nazlı ise...

    Aramız farklıydı. Bir şeyler vardı ama yoktu da. Sigarayı üniversite ile beraber bitirdim. içki ise arada bir içiyordum. Kendimi dillere ve kitaplara vermiştim. Eve de bilgisayar almıştım. Oyun oynuyordum bayağı. Yıl sanırım 2012 idi.
    Şu kıyamet kopacak saçmalığı olan yıl.

    O süreçte çok kız kaldırmıştım. En sonunda kendimi dine vermiştim ve namaz kılıyordum. Master için onay beklediğim zamanlardı.

    Olaylar burada başlıyor.
    ···
    1. 1.
      0
      Hızlı o zmn. Aq
      ···
  15. 240.
    +18
    O sıralar Cihangir taraflarını keşfetmiştim. Gidip oralarda dolanıyor ve barlarda takılıyordum.

    Nasıl din adamısın demeyin sadece oturuyordum. Cafelere gidip kahve falan içiyordum. Öyle. Bilekliklerimi yine takmaya başlamış, kolyemi ise asla çıkarmamıştım.

    Yeni telefon da almıştım, samsunda galaxy s4 galiba. Hatırlamıyorum. Bir kış günü, sokakları kar kaplamıştı. Çoğu kişi evinde ya da sıcak kafelerde oturuyordu. Ben ise boş ve sessiz olduğu için sokaklarda dolanıyordum. Sadece atkım vardı. Bir de eldivenlerim. Üstümde de paltom. Sonra bir sokaktan tam keskin döndüm ve birine çarptım. Çarptığım kişi de bende kıç üstü düştük. Şöyle bir baktım. Kadındı, yetişkinliğe girmek üzere olan bir kadını gördüm.

    Gözleri masmavi, saçları gördüğüm kadarıyla kapalı kumral. Nerden görsem tanırdım. Kalbim kafamda atmaya başladı. Korka korka sordum.

    "E-Eylül?"
    "Off... şey ben sizi çıkaramadım siz kimsiniz?"

    Ürkek ürkek ayağa kalktım. O da kalktı. Cebimden asla yanımdan ayırmadığım Avşada ona aldığım bilekliği çıkardım.
    Uzattım.

    Bir süre inceledi. Ve yavaş yavaş gözleri açıldı. Ve bana baktı.

    "A-Anıl?"

    Ağlaya ağlaya kafamı salladım. Eylül boynuma atladı. Hüngür hüngür, salya sümük ağlıyorduk. Ben kokusunu içime çekiyor, öpüyordum. Olduğumuz yerde ağladık baya. Issız adam gibi olduk
    ···
    1. 1.
      +2
      Palto demesen sokakta çıplak geziyon sanacaktık panpa.
      ···
    2. 2.
      0
      Ahahah güldürdün bin
      ···
    3. 3.
      0
      Olm süper la öteki parti hade
      ···
    4. diğerleri 1
  16. 241.
    +16
    Beraber vakit geçirdik. Vücudu gelişmişti. Suratı ise her zamanki gibi canlı ve güzeldi. Beraber bir sıcak çikolata içip evime gittik. Beraber sohbet edip ne yaptığımızı konuştuk. Sonra telefonuma mesaj geldi. izin isteyip baktım. O da evi incelemeye başladı.

    Mesaj Nazlı'dan gelmişti.

    "Binaya girdiğin kadın kim?"

    Nerden haberi olduuu ne zaman gördü.

    "Eski bir arkadaşım."
    "Hmm tamam."

    Kısa geçiyorum konuştuk bayağı, sonra beraber bir film izledik. Hafifçe yanına yaklaştım. Bana baktı. Yaklaştı.

    4 saat sonra elimde telefon dolanıyordum. Banyo yapmış ve salonda oturuyordum. Sallanan sandalyeyi içeri almış, orada kullanıyordum. Eylül de banyodan çıktı. Odama geçip giyindi geldi ve kalbimi çarptırdı.

    Bana bıraktığı kıyafetlerden birini giymişti. Altında ise sadece donu vardı.
    ···
    1. 1.
      0
      Hadi aq öteki
      ···
    2. 2.
      0
      20 dk oldu hadi aq
      ···
  17. 242.
    +9
    Bekleyenler için özür dilerim akşama gelirim.
    ···
    1. 1.
      0
      Keşke daha önce yazsaydın
      ···
  18. 243.
    +13
    içeri geldi ve yanıma oturdu.

    "Evi bayağı güzel döşemişsin."

    Aklıma nedense pis bir laf geldi ve kendimden utandım.

    "Kim gelse öyle diyor."
    "Çok giden gelenin oluyor mu?"
    "Bazen."
    "Okul nasıl?"
    "Erken mezun oldum. Master için onay bekliyorum."
    "Hmm iyi."
    "Sen nerede kalıyorsun?"
    "Ortaköyde"

    O an aklıma ortaköyde çarptığım kız geldi. O an anladım ama bahsetmedim. Dibine girdim ve boynunu öptüm. Sımsıcaktı.

    "Biliyor musun, hayatımda senle Avşada ilişkiye girdikten sonra kimseyle girmedim."

    Duraksadım. Çünkü ben kaldırdığım kızların sayısını bile hatırlamıyordum. Turistleri çıkarsam bile 20 den fazla olduğunu düşündüm. Bir de aynı kızla birden fazla oranı vardı...

    "Galiba sen baya olay yaşamışsın."

    Hayatımda hiç bu kadar utandığımı hatırlamıyorum. Kem küm kaldım. Arkadaşlar, bir kızı ömür boyu derinlerde bir yerde sevmek çok ayrı ve zor bir olaydır. Asla unutamamak.

    Kısa geçiyorum, sohbet ettik ve kapıyı kitleyip yattık. Ben spor kulübüne yazılmayı düşünüyordum çünkü kaslarım erimeye başlamıştı ve yağlanıyırdum. Eylül ise öylece yatıyor ve kegib kegib nefes alıyordu. Saçını okşarken uyuya kalmışım.
    ···
  19. 244.
    +11
    Sabah telefonun zil sesi ile uyandım. Eylül mırıldanıp sarıldığı göğsümü sıktı. Telefona uzanıp açtım.

    "Alo?"
    "Anıl koç hazırlan ben geliyorum."
    "Sen kimsin dıbına koyayım?"
    "Sen yeni mi uyandın?"
    "Hee... de sen kimsin."
    "Musa ben Musa mal. Geliyorum."

    Gözüm açıldı bir anda. Yavaşça kalkmak istedim ama Eylül bebek gibi mızlanıp bana daha çok sarıldı. Bende benim yerime koluna iki üç tane minik yastık sıkıştırıp aradan sıyrıldım. Lavaboya gidip çeki düzen verdim kendime. Saçımı incin yapmıştım ki traş olmam gerektiğini gördüm. Vazgeçip sakalımı da saçımı da uzatmaya karar verdim.

    Koşar adım mutfağa geçtim ve kahvaltılık bir şeyler hazırlamaya başladım. Koridordan ayak sesleri duydum. Çayı ateşe koyup kahve makinesini ayarladım.

    "Ben gideyim istersen."

    Gitmek istemediğini, beni iğnelemek istediğini anlayarak Eylül'e döndüm. Saçı dağılmış ve ellerin beline koymuştu. Günaydın diyerek dudaklarına bir öpücük kondurup yemeğe döndüm.

    "Ben gidip yatağı toplayayım."

    Kafamı salladım ve işime devam ettim. O sırada kapı çaldı. Koşarak kapıya gittim ve açtım. Açtığım gibi de Musa olduğunu düşünürek tam zamanında geldiğini dıbına koyayım dedim.

    Gelen Nazlıydı.

    Tek kaşını kaldırmış bana bakıyordu.

    Olduğum yere mimlendim.

    "Nazlı ben senin olduğunu bil-"
    "Tamam tamam. Başkasını bekliyordun herhalde önemli değil."
    "Sağol çok sağol. Benim arkadaş gelecek ti de kahvaltıya adı-"
    "Anıl kim geldi?" (Eylül)

    Nazlı kaşlarını kaldırıp baştan aşağı süzdü Eylül'ü.

    Balkondan aşağı atlamak istedim.

    "Merhaba canım sen mi gelecektin kahvaltıya?"
    "Yok yok, ben sadece bir Anıl'a GÜNAYDIN demeye geldim. Birde Sevgi senle konuşmak istiyordu. Neyse müsait bir zamanına gelirim BEN."

    Yerin dibine girmek istedim.
    ···
  20. 245.
    +11
    Kafam allak bullak oldu. Sevgi Üniversite'nin bitmesine rağmen benle ne alakası vardı. Eylül'e nasıl bir açıklama yapacaktım? Hem de Nazlı'ya. Musa kapıya dayandı dayanacaktı. Birde merdivenlerden çıkan ayak seslerini duyunca iyice sıçtım.
    ···