Sarıldık beyler. Öpüştük koklaştık. Ağladım. Bende ağladım onla beraber. En sonunda kaptan yardımcısı bağırdı.

"istanbul kalmasın!"

Son bir kere sarıldık. Son kere dudaklarımız buluştu. Son kere saçlarını kokladım öptüm. En sonunda ellerimiz ayrıldı. Çökmeme az kalmıştı. Eylül feribota bindi ve arkasını döndü.

E:Seni hep sevicem Anıl.
B:Bende...

Gerisine dayanamadım. Feribotun gidişini, köpük bırakarak gidişini gördüm.

Dizlerimin bağı çözüldü. Düştüm. Musa gelip kaldırdı. Sarıldım kalan sayılı arkadaşlarımdan birine. Ayağa kaldırdı beni. Tam meydana gelmiştik ki başım döndü, düştüm.

Ayça ablanın Anıl diye bağırdığını duydum.

Evet arkadaşlar, hayatımın vurgun yediğim ilk partı bitti. Daha başıma çok badireler gelecek, hem Avşa adasında, hemde başka yerlerde... çok uzun bir hayat var arkadaşlar. Devdıbını isterseniz söyleyin. Bundan çok daha kötüleri çok daha ilginçleri, kahkahadan altınıza işeyeceğiniz kısımları olacak.

Ha yok bana bu yeter diyorsanız bir sigara yakın. Trenddeki ciks hikayelerini okuyun. içmiyorsanız da bir soğuk su için.

Devam mı?

Devam knk

Hayırdır trenddeyiz

"Anıl uyan Anıl!"
"Tamam Ayça abla atma daha."

Noolduğunu anlamaya çalışırken olanları hatırladım.

B:Neden uyandırdınız ki?
M:Anıl, deme öyle oğlum. Aklımız çıktı bir şey oldu diye.
B:Oldu olacağı zaten. Eve bırakır mısın beni.

Musa beni ayağa kaldırdı. Ayça abla yanağıma öpücük kondurduktan sonra(Ayça abla bu arada neredeyse Eylülden bile güzeldir) Musa ile taş parkelerde yürüyorduk. Aklıma ilk gün Eylül ile burada yürüdüğümüz zaman geldi.

Gözümden bir yaş süzüldü.

B:Musa.
M:Söyle kardeşim.
B:Akşama içki alıp gelsene.
M:Ne içkisi lan. Yok sana içki.
B:Mmh

Beyler böyle alışamadım harfli marfli böyle yapmamı tavsiye eden kardeşim kusura bakma.

Fena değil bu hikaye he

rezervasyon

Rezz burdayız

Eve girdim. Musa beni suya soktu. Duş başlığının altında mal mal oturdum. Çıktım sonra. Lavaboya geçtim. Havluyu çektim attım. Vücüduma baktım. Değişik bir şeyler baktım. Saçımı kesmeye karar verdim. Yanlarını komple aldım. Saçım kabarık değildir zaten pek. Yan üstler kesilen kısma sarktı. Önünü de serbest bıraktım. Saçımı biraz incin yapıp dışarı çıktım. Musa merdivenlerden yukarı çıkıyordu o sırada.

"dıbına koyayım bu ne lan?"
"Pardon."
"giberim pardonunu. Toparla kendini. Akşama sahile inecez. Birilerini çağırdım. Sofra kuracaz. Yemek yedikten sonra eve git gitarını kap. Beraber sahilde otururuz."
"Tamam çavuş."

Musa kafa sallayıp aşağı indi. Bende odama geçip giyindim. Siyah kot, üstüme beyaz tişört. Saçımla beraber harika olmuştu.

Bu arada saçım hala aynı stil olduğu için hatırlamam zor olmadı.

Şarkı:

Cem Yılmaz'ın paylaştığı-Benden adam olmaz.

Hayatımın sonraki kısımları için bunu dinleyerek okuyun.

Aşağı yukarı bu beyler. Yanları komple yok. Daha az dağınığı

http://c12.incisozluk.com...11508/9/2077299_o0a5a.jpg

Rezerve

Hazırsak devam?

Rez alayim. 194

Akşam toplandık. Musa masa falan ayarlamıştı. Berke, Yusuf, Salih abi(başlangıçtaki fırıncı abim) ve Ali bile gelmişti. Oturduk, çok güzel bir sofra vardı. Yedik güldük.

Ben bile güldüm.

Hatta Ali bir ara bel altı olduğunu hatırladığım bir şaka yapmıştı ki kuma düşüyordum. En sonunda konu bana geldi.Ali konuştu;

"Anıl, nasıl hissediyorsun kendini be oğlum?"
"... iyi değilim tabiki. Allahtan siz varsınız."
"Allahtan da sen varsın." (Yusuf)
"Eyvallah."
"Yeni saçını beğendim Anıl."
"Sağol Salih abi."
"Oğul... bilirsin baban seni bana emanet etti."
"Bilirim abi."
"Eh, o zaman sana konuşma yapmam gerektiğini bilirsin. Bak Anıl, bu hayat gelir geçer, her şey geçer. Biliyorsun ben eşimi evlendikten 4 ay sonra kaybettim...

içim fena burkuldu.

"... ama devam ediyorum yaşamaya. Bir ağlarsın iki ağlarsın. Hepimiz bir taşız oğul. Dev bir taş. Her rüzgarda sadece aşınan. Kum olur dağılırız ama geride kalan bir taş vardır. Ne zamanki taş tamamen aşınır, o zaman da ölürüz. Demek istediğim takma kafana oğul."
"... abi... "
"Ağır mı oldu."
"Ben bile kafamı taşlara vurmak istedim Salih abi." (Berke)
"Ağır mağır, iyi konuştum."

Biraz daha sohbet ettikten sonra Musa ile biraz daha iskele tarafına ilerledik. Az biraz oturduktan sonra Musa gitarı getirmemi istedi.

Koşar adım eve gittim ve gitarımı aldım. Boncuk pazarından aldığım bileklikler ile kolyeyi taktım. Hemen Musa'nın yanına döndüm.

iki üç normal parçadan sonra iki tane hüzünlü şarkı çaldım. Gerçi pek emin değilim buralardan ama neyse. Bir süre sonra mıknatıs etkisi gibi gelen üç kız oturmak istedi. Ben konuşmadım, Musa buyur etti. Ben şimdiki tabirle 'Cool Boy' gibi davrandım. Kızlara pek bakmadım. Arada bir çakmak çakmak bakışlar.

Bazı insanlara o bakış yakışmaz. Eğer göz kısıp bakacaksanız çeneniz köşeli olsun, gözünüz hafif parlak.

Tüyo zamanı bitti.

Kızlardan biri ağzını yaya yaya "Ay romantiğ biğşeyler çağsanaaa" dedi. Gitarı ağzına vurup yamuk ağzını giberim senin diyesim geldi.

Avşada ne ki esnafa ne desem seni tanırlar?

Demedim. Kızlar en sonunda gözlerini Musaya çevirdi. Bende rahat bir nefes aldım. Kısa geçiyorum, Musa kızları aldı gitti. Aslında kızları kışkışlayacaktı fakat ben yanına almasını emrettim. Bende şezlonguma geçip rahat rahat uzandım.

Sonra uzandığım havluda en son Eylül'ün uzadığını hatırladım. Havluya elime alıp kokladım. Dayanamadım ve ağlamaya başladım.

Beyler gözlerim doldu iki dakika müsade edin.

Rezerve

Özelden mesaj atanlara cevaplarım...

1) Foto Avşa.
2)Ortada dimdik duran ben değilim... Musa
3)Devam isterseniz sürekli, benim hikayem çok uzun beyler. Yinede yazarım. Daha önce trende tanıştığım kızı yazdım ki o ilgi görmedi. O da yaşadığım bir olay. Başlığın ilerleyen kısımlarında(baya ilerleyen) onu da anlatıcam.
4)ARKADAŞLAR YAZDIKLARIM GERÇEKTiR. SiZE SUNABiLECEĞiM TEK ŞEY YEMiNiM. BENDE EŞiM ÜZERiNE YEMiN EDiYORUM.

Kafam iyi oldu ama bileklerim uyuştu. Ayrıca galiba Avşa bu gece bitmez. Yani sözümü tutmamış oluyorum.

Aferim Anıl.

Up up up up up