-
1.
0çokta gibimde amk banane ben soğuk kış günlerinde koltuğuma oturup çayımı içip sigaramda fırtlar alan bir insanım gibimde bile değil dünyanın her ülkesinde barış içinde yaşarım ben yeter artık çocukluktan beri bu milli hikkayelerden öğeresim geldi amk ayrıca kahkaha attığım şey biri kasaplık yapıyormuş biri dondurmacılık hahaahhahahhahaha parayı nerden bulmuş amk adam oraya esir olarak gelmiş soğutucuyu falan nerden bulmuuş o yıllarda neyse a amk bulmuş olabilir banane ayrıca okuma yazma oranı nerdeyse yok denecek akadar az olan osmanlıda adamlar bide ingilizce döktürmüş amk
-
2.
0@ 28 o gavurun yazdığı şeye inanıyorsun işine geliyor türk yapmış deyince neden inkar ediyosun mk ellerinden gelse istanuluda osmanlı fethetmemiş başka devlet 600 yıl dünyaya hükmetmiş dersiniz
-
3.
0dıbına kodumun çocuğu gelmiş türküm diyor sonra türkün yaptığı gurur verici şeyi gelmiş inkar edyor şerefsizim ağlattın beni biz böyle değildik neden böyle olduk şimdi niye inkar ediyosun dıbına koyum niye batıyomu sana inci eskiden çok gülerdim ilk defa bi oreospuçocuğu yüzünden gözlerim doldu bin gibtir git mk sen nası türksün adi oğlu adi
-
4.
0http://en.wikipedia.org/w...the_battle_of_broken_hill alın amk bu heriflerin Osmanlıyla bi alakarı yok Türk bile değiller
-
5.
0beyler bu hikayeyi bende okudum hikaye doğru fakat bazı yerler sallama
kasap ve dondurmacılık yoktu benim okuduğum hikayede
ama hikaye doğru -
6.
0oha lan ilk defa duyuyorum gerçekmiş.Tümünü Göster
yıl 1914. yedi düvel'in, "hasta adam" olarak gördüğü osmanlı'ya son darbeyi vurmak için hazırlıklarına başladığı, tarihin o en kanlı savaşının arefesi. kazdıkları kuyuya düşeceklerinden habersiz i̇ngiltere ve fransa, birinci dünya savaşı hazırlıklarında, sadece kendi askerlerini değil, sömürgeleri altında bulunan milletlerin insanlarını da cepheye taşımaya çalışır. bu ülkelerden biri de avustralya'dır. dünyanın öbür ucundaki anzaklar, i̇ngiltere'den gelen talep üzerine asker almaya başlar.
avustralya'nın keşfi sonrası buralara göçmen olarak yerleşen birçok millete mensup insanlar arasında osmanlı teb'ası da vardır şüphesiz. bir rivayete göre, sultan abdülhamit'in casusu olduğu öne sürülen molla muhafazid, silver city'de kasaplık yaparak geçimini sağlamaktadır. en yakın arkadaşı ise aynı şehirde, ahaliye osmanlı dondurması satan türk genci kul muhafazid'dir. biricik vatanlarına savaş açıldığını haber alan iki genç, askere yazılmak isterler. ancak avustralyalı yetkililer "siz osmanlısınız" diyerek bunu kabul etmez. hatta ısrar edince, savaş esiri muamelesi yapmakla tehdit ederler. yiğit türk evlatları ise hemen yılacak insanlar değildir. madem ki vatanlarına gidemiyorlar, o zaman düşman topraklarında savaşmaya karar verirler. ellerinde avuçlarında ne varsa silah ve cephane alır, asker sevkiyatı yapılan trenyolu güzergahındaki broken hills dağında, dar bir geçitte mevzilenirler. 1915 yılının ilk günü. bin askeri limana taşıyan tren, broken hills'teki geçide yaklaştığında durmak zorunda kalır. çünkü rayların üzerinde, kırmızı-beyaz bayrak dikilmiş bir dondurma arabası durmaktadır. aynı renkte bir bayrak da tepede görünür. askerler namlularını tam tepeye doğrultmuşken, bir anda üzerlerine kurşun yağmaya başlar. saatler süren çarpışma sonrasında tren, içindeki onlarca ölüyle geri dönmek zorunda kalır. bölgeye hemen yeni birlikler sevk olunur. fakat giden her birlik orada çakılıp kalır, bir adım öteye geçemez. gün boyu devam eden çatışmaların sonunda, kahramanlarımızın bulunduğu bölge çembere alınır. bir süre sonra silah sesleri susar. önce kul muhafazid, ardından molla abdullah, sırtlarını kayaya yaslamış halde, ellerinde tüfekleriyle şehit düşerler. i̇ki şehidimizin naaşları, silahları ve dondurma arabalarıyla birlikte şehre zütürülür. anzak askerleri, "başka türk var mı?" diye günlerce dağlarda arama yapar. zirâ avustralyalılar, kendileriyle çarpışan kuvvetlerin en azından bir tabur olduğunu zannetmektedir. ancak kimseyi bulamayınca gerçeği anlarlar. molla abdullah'ın üzerinden "bu yaptığımızı allah ve sultanımız adına yapıyoruz. cihadımız hak yolunadır. ne yaptığımızı bir biz, bir de allah biliyor" yazılı kağıt parçası çıkar. avustralya'da yıllarca kahraman şehitlerimiz ve onların cesaretleri konuşulur. bu hadise, avustralya tarihine "broken hills savaşı" olarak geçer. bugün iki şehidimizin yeri bilinmese de, arabaları, silahları ve bayrakları bir müzede saklanmaktadır. siper olarak kullandıkları kayaya da "türk kayası" adı verilmişt -
7.
0@22 bravo amk. herkesi ötekileştirerek ne güzel vatanseverlik yapıyosun sen. gönüllü köy koruculuğu yapıyo ama aptal saptal velet tripleriyle diğer yurttaşları iyi karalıyosun..
-
8.
0o yalan olduğunu kantlıycam diyen huurçocuğu nerdesin ?
-
9.
0allah rahmet eylesin de ikisi de salakmış panpa ne akıllarına hizmet iki kişi avustralya da askercilik oynuyor valla salaklık yani o kadar abartılacak şey değil övünemedim bu durumda yani
-
10.
0i̇ki şehit verdiğimiz avustralya'nın broken hill kasabasındaki türk kayası anıt’a dönüştürülmelidirTümünü Göster
tarih, olayları gerçekçi ve dürüst bir şekilde yansıttığı zaman, gelecek nesillere ışık tutabilir.ve ders alınacak tarih, ancak gerçeklere sadık kalınarak dürüstçe yazılmış tarihten alınır.
herkesin bildiği avustralyalılar ile türkler arasındaki savaş, aslında çanakkale’de değil,1 ocak 1915 de broken hill kasabasında başladı daha sonra çanakkale’ (gelibolu) de devam etti. ancak avustralya ile türkiye arasında dostluğa dönüşen çanakkale savaşının öncesi bir brokel hill olayı vardır ki hayli ilginçtir.ne yazık ki hiç bir tarihçi veya bir yetkili, aslında bir savaş olan bu olayın nedenini merak ederek araştırmadı bile..
türklerle avustralyalılar arasındaki ilk savaş diyeceğimiz ve avustralya tarihinin en garip olaylarından biri olan broken hill olayı-savaşı, yıllar önce bu ülkeye gelen ve broken hill adlı kasabada yaşayan afgan toplumundan (bazıları afgan türkleri diyor) seyyar dondurmacı gül muhafazid ve kasap molla abdullah’ın osmanlılar adına avustralyalılara karşı başlattıkları bir savaştır.
avustralya’nın i̇ngilizlerin isteği üzerine çanakkale’ye asker göndereceği haberini alır gül muhafazid ve molla abdullah.bu haber iki afganlıyı üzer daha doğrusu öfkelendirir. "ortada hiç bir neden yok iken avustralyalılar nasıl olurda savaşmak için osmanlı topraklarına asker gönderir?" diye düşünürlerken bu sırada duvarlara "gönüllü askerler aranıyor" şeklinde ilanlarda asılmaya başlar.
bu durum karşısında daha fazla dayanamayan iki müslüman afganlı tepkilerini göstermek için sonunda avustralyalılara karşı savaşma kararı alırlar.
osmanlı padişahlarının tüm dünya müslümanlarınca halife sayıldığı o tarihte gül muhafazid ile molla abdullah; "bizim halifemizin ülkesine nasıl asker gönderirsiniz? biz size gösteririz!" düşüncesiyle olacak, silahlarını kuşanıp, yılbaşı (1 ocak 1915) eğlence pikniğinden trenle kasabaya dönen halka, ellerindeki silahlarla ateş açarak saldırı başlatırlar.
bu iki savaşçı dondurma arabasını da kendilerine siper yaparak, piknikten dönecek içinde binden fazla insanın bulunduğu treni uygun bir yerde beklemeye başlarlar.. sonuçta piknik dönüşü kasabaya dönmekte olan tren kendilerine yaklaşınca "allah ! allah!.." sesleriyle trendeki insanlara ateş ederler.
beklenmedik bir anda kurşun yağmuruna tutulan kasaba halkı, neye uğradıklarını bilmeden şaşkın bir vaziyette feryada başlarlar.bu ani saldırı karşısında bazıları vagonları kendilerine siper yaparlarken, bazıları da trenden atlayarak kaçmaya başlarlar. kendilerini koruyamayanlar ise atılan kurşunlarla yaralanırlar.
ortalık tam bir savaş alanına, barut dumanı ve kan gölüne dönüşür. bir ara fırsat bulan makinist treni hızla olay yerinden-savaş alanından uzaklaştırarak kasabaya döner.
olay kasabada yayılır ve polis, avcılar kulübü üyeleri ve silahlı halktan oluşan 500 kişilik silahlı topululuk gül muhafazid ile molla abdullah’ın peşine düşer. trenin gitmesi sonrası dondurma arabasını bırakıp, kasaba dışında saklanacak bir yer bulmak için olay yerinden uzaklaşırlar.
kasaba dışında yaşlı bir avustralyalıya ait eski bir kulübe gören iki kafadar burada saklanmak ister ama olaylardan habersiz kulübenin yaşlı sahibi bu iki insanı silahlı görünce gözü pek tutmaz ve içeri almadığı gibi kapıyı da yüzlerine kapatır. buna sinirlenen savaşçılar kendisine bir el ateş ederek yaşlı kulübe sahibini yaralarlar.
savaşçılar bu defa kasabanın batı bölümünde şimdi "türk kayası" diye anılan eski adı "beyazkaya" olan büyükçe bir kayayı kendilerine siper yaparak beklemeye başlarlar. çünkü o bölge düz araziden oluştuğu için kolayca görülüp öldürülebileceklerini düşünürler. zaten cephaneleri azalmış, yiyecek,içecekleri de bitmek üzeredir.
çok geçmeden silahlı halk ve polisler iki savaşçının yerini bularak saldırıya geçtiklerinde ilk elde polis şefi yaralanır.bu sırada çapraz ateşe geçen polis ve halktan atılan kurşunlarından biri, bahçesinde odun kesmekte olan yaşlı bir avustralyalının da ölümüne sebep olur.
bu karşılıklı atışlar sonucunda gül muhafazid olay yerinde, molla abdullah ise ağır yaralı olarak hastaneye zütürülürken yolda şehit olur.
olay sonrası galeyana gelen halk öfkelenir ve bir maden kasabası olan broken hill’de yabancılara karşı da tepki ve göstermeye başlarlar.
hatta alman kulübü ateşe verilir, kasaba dışındaki olaylardan habersiz deve ile nakliyat yapan afganlıların kamplarına da saldırı düzenlerler..
kasabada o tarihte yayınlanan mahalli gazetelere, belgelere baktığımızda, 1 ocak 1915 tarihindeki ilk türk-avustralya savaşında, dördü avustralyalı olmak üzere gül muhafazid ve molla abdullah ile beraber altı kişi hayatını kaybederken yedi kişide yaralanır.
bu avustralya ile türkiye arasındaki ilk savaş daha sonra çanakkale (gelibolu) de devam eder -
11.
0herkes farklı yazmış kiminki doğru bilinmez
-
12.
0@1 adam sana bu hikaye yalan doğr düzgün araştır diyo sen anlatıyosun yok atanla gurur duy yok kendinden utan yahu bu millet koltuğunda oturup gurur duymaktan başka ne yaptı vatana hizmet sadece harala gürele hadi gönünllü yazılalım hadi terörist vralım değildir anam bırak hikayeyi önce vatanseverlik nedir milli değerler nedir öğren öyle insanlarla dalaş
-
13.
0Reserved sonra okurum.
-
14.
0istersen bütün dağı teröristlerden temizle amk senin ilk önce düşünce şeklini değiştirmen lazım.5 kitapta görmüş at yalanı gibeyim inananı. Bunu uyduran yine bizim Türk diplomatlardan biri de onların kitabında görmüşsündür belki
-
15.
0güzel yazmıs kim yazmıssa. boyle yalan hikayelerle övüneceğinize adam gibi zaferlerinizle övünün zütünüzden element uydurmanın manası yok.
-
16.
0@ 33 facetaktan görmedim okuduğum kitapların 5 tanesinde bu olay anlatılıyor atam beni görse suratıma bile tükürmezdi demek öyle ister inan ister inanma şimdiye kadar 4 terörist öldürdüm o yüzdenmi para almadan savaştığım içinmi açtığım bi başlık vardı bulursam gösterrim onda askeri üniformaya çektiğim capsler vardı
-
17.
0okumadım amk özet geç
-
18.
0benim en azından kaynağım var amk sen gelmiş facebooktan görmüş buraya yazıyosun huur çocuğu!
-
19.
0al işte amk. senin gibi zavallılarla dolu bu ülke araştırmadan, okumadan milliyeti ve dini sözkonusa olunca her şeye inanan ve körü körüne savunanlarla dolu. bi de atanla gurur duy diyo amk. Benim atam seni görseydi suratına bile tükürmzdi
-
20.
0@ 20 oturduğum yerden züt büyütmüyorum doğuda gönüllü köy korucusuyum karşim senin gibilerin zütüünü para almadan kolluyorum
-
mottogirl adlı yazarın kaka deliği
-
neee 46 online mı
-
27 yasında abinizin canı amburger çektii
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 25 12 2024
-
bu nasi ev amg oglu
-
karbon ayak izi var da
-
ben tapınakçıyıım
-
erkekler olarak hesap açınca
-
sonunda şu sözlük düzeliyor
-
bu makaras serwfsizinin yan hesabi
-
mottogirl ne haber
-
incigaleri bu foto da benden olsun
-
melek dayının entrysi 45 dakika şukulanmamış
-
iyi la 2 sene sonra twitterda tt olcaz
-
bir sözlük kızıyla seviyeli bir ilişki
-
ulu önder atatürkün fotosu ile kutsayalım
-
bugüne tıklayınca server error veriyor
-
makaras iyi adamligi
-
aşkin yaşi yoktur demiş
-
kilosu 1000 tl haftada 1 anca
-
sulandın he hemen
-
mottogirl
-
zülman cinlerii
-
serkan inci sözlüğe şimdi bakıp ne gülüyordur
-
beyler bence asgari ücret yeterli
-
hiç birisini ciddi manada öldürmek veya
-
asgari ucret bence yeterli
-
incigaleriye ilk ddos saldırısı
-
adamda cuma cumali umut
-
partnerimi elimde tutmak gibi bi derdim yok
- / 2