avengers a nasıl katıldım anlatıyorum

her şey 5 sene önce başladı beyler... taksu bırakalı 5 askerden geleli 4 sene falan olmuş... bornovada takılıyoruz arkadaşlarla küçük parkta... karnımız acıktı üniversite 2 den boyoz aldık kemiriyoruz... metro sokağında gariban , işportacı bi abimiz var, gece gece zabıtalar sarmışlar etrafını... gideyim bakayım bi dedim... ulan bi baktım zabıtatokat attı bizim işportacıya...

"şşş noluyo lan orda" dedim...

zabıta "yürü git delikanlı işine bak" dedi...

reserved

gözümü bi açtım hastanedeyim... doktorum majör depresif sinir bozukluğu teşhisi koymuştu... sinirlenmezdim normalde ama en ufak sinirlenişimde birden canavara dönüşüyordum ve beni durdurmak imkansız oluyordu...

hastanede kolumda serum, ellerim ve ayaklarımdan yatağa kelepçeli buldum kendimi... başımda matriks montlu bi zenci...

"noluyo lan zenciler, kelepçeler falan... gibicek misiniz lan... aklınızdan bile geçirmeyin 7 ceddinizi giberim" dedim...

"sakin ol" evlat dedi zenci... bi gözünde bant vardı korsan gibi... "seninle erkek erkeğe konuşucaz" dedi...

nooluyo lan diye düşündüm bi an.. somali korsanı kılıklı bu herifle ben ne konuşabilirdim ki...

reserved hızlı yaz bin

neyse... bu nataşa gahpesi noluyo lan demeye kalmadan neresenden çıkardığını anlamadığı bi bıçağı dayadı gırtlağıma...

"bana bir daha adımla ilgili şaka yaparsan bışak boğazına dayanmakla kalmaz" dedi... şaka sanmış, iyi lan yırttık diye düşündüm... özür diledim...
komutan nick " seninle natasha ilgilencek panzer" dedi "onun sözünden çıkma, dediklerini iyi dinle ve uygula"

oooh dört ayak üstüne düştük amk, bakarsın yakınlaşırız da ekmek çıkar...

reserved

natashayı takip ettim, büyük bi odaya girdik, içerde 4 kişi daha vardı benim gibi... ortadoğu ve balkanlardan toplanan özel yetenekli gençlermiş...

natasha "benim işim var, sen burda diğer yeni ekip arkadaşlarınla tanış" diyip çıktı odadan...

"seldıbınaleyküm" dedim... bıyıklı olan ve ihtiyar teyze aleyküm selam dedi... ötekiler mal mal bakıyo suratıma...

"selamınleyküm dedik lan ibibikler insan bi cevap verir" dedim sinirle...

"abe onlar türkçe bilmiyo beyaa" dedi bıyıklı... aha dedim şopar amk... hiç sevmem...

ya neyce biliyolar dedim teyzeye dönerek... teyze mal mal bakıyo... "abe o da bilmez, israilliymiş o beyaa, seldıbınaleykümü biliyo daondan cevap verdi sana beyaa... bi ben bilirim senin dilini sen bak bana beyaa" dedi...

vay amk koca ekipte dilimi bilen tek kişi var o da şopar amk... vay bahtımı gibem...

beyler çanakkaledeyim zıt pırt deprem oluyo amk, kafa dağıtmak için yazıyorum zaten ama bırakmıyo muallak fay, demin salladı yine 4.2ymiş, 3.8, 4.2 yok bilmem kaç derken bi rahat duramıyoz merkat gibi dikiyom kafayı lambaya bak, dolaba bak, deprem mi oldu, aha salandık mı, büyük mü, kaçsak mı derken yavaş kalıyorum... acele etmeyin amk... 2 gündür 500 deprem olmuş, kafayı çizicem deprem depremderken... acele etmeyin...

aha yine salladı amk...

o sırada kapı yine açıldı... konutan nick yanında kızıl kısa saçlı ilik gibi bi hatunla girdi... "hadi bakalım, arkadaşlarınla tanış" diyerek kızı bırakıp çıktı... " selaam" dedi incecik sesiyle... aha dedim türk... merhaba dedim... "buyrun oturun, ayakta kalmayın" diyerek sandalye tuttum... "tişikkür idirim" dedi... güzel hatun ama tikiye benziyo diye düşündüm... şopara döndüm:

"kardeş adın neydi?"
"bayram beya"
"tanıştın mı sen bunlarla"
"tanıştım beyaa"
"lan sen yabancı dil de mi biliyon?"
"abe taktılar kafama bişey, bi cereyan gibi bişey verdiler, envayi çeşit dil öğrendim 2 dakkada beyaa" dedi... "size de yapıcaklar beyaa"
"lan sen beyaa demeden konuşamıyon mu amk?"
"konuşamam beyaa, bırakamıyom beyaa... "

içimden hay gibeyim dedim çemçük ağzını...

"ne ayakmış lan bunlar?" dedim...

"מה זה אומר" dedi israilli abla...
"אתה שואל beyaa" dedi bayram...
"ulan ne beyaaymış ibraniceye bile kattın lan" dedim
"napam beyaa" dedi...

hay beyanı gibeyim...

Heyecanla okuyorum

bayram başladı anlatmaya...

"abe bu nancy abladır beyaa... falcıymış bu, geleceği falan görüyomuş beyaa"

"ay ben çok sivirim faaal" dedi tiki kız...

"bende bakarım biliyor musun, biara kahve içelim mi? "dedim " ay gerçekten miii... oluuur" dedi...

"abe dur bozmayın beyaa... bak te bu kızan da bulgar konstadinov... pişişik güçleri varmış beyaa, zihin falan okuyomuş beyaa... "

"си виси момиче" dedi konstadinov... "he ben de memnun oldum" dedim. "yok beyaa memnun oldum demedi, asılmasın gacıya dedi beyaa"

"yuh amk , gibtirsin ordan, nerden çıkarmış" dedim...

"Възможно ли е разпит умения" dedi...

" ne diyo lan bu gavat" dedim "Ти си gvat" dedi... bayram araya girdi "abe durun beyaa, kavga etmeyin daaa siftah ilk günden... panzer abe bu kızan anlar ne dediğini beyaa, ona da yüklendi dil şeysi beyaa" dedi... "ben anlıyor seni" dedi, "niye türkçe konuşmuyon lan o zaman gudik" dedim "gudik nedir ? ben izdemiyor türkçe konuşmak" dedi... vay yolun skem o zaman dedim... ulan türkün şoparın bulgarın ırkçısına düştük iyi mi...

"abe bu kızan da yorgodur... bu pek yaman delikanlıymış beyaa, opluyomuş, zıplıyomuş, mızrak neyim atıyomuş... zırhıda vardı bunun çıkardı a bu picamaları giydi, raat ediyomuş böyle beyaa" dedi...

"Γεια σας" dedi gülerek... elimi göğsüme koyup başımı eyerek karşılık verdim... izmirliyiz ulan çat pat biliyoruz yunanca, kaptık rum arkadaşlardan...

"abe senin olayın nedir beyaa?" dedi bayram...

"nebilim amk, içimde kontrol edemediğim güç varmış, sinirlenince delleniyorum, asıyorum kesiyorum falan... "

"ulk gibi mi beyaa" dedi "ulk ne lan" dedim "ani vaa ya yeşil dev beyaa" dedi... "heee yok lan, ben normal kalıyorum değişmiyorum" dedim...

h leri de yutuyo dıbına çaktığım... ulan bunu anlamak için şoparca da eklemişlermidir acaba dil paketlerine diye düşündüm...

kızıl çıtıra döndüm...

"pardon ya biz daldık, isim neydi?"
"melisaaa" dedi a yı uzata uzata...
"sizin özel gücünüz nedir?" dedim...
"ay benim özel gücüm çok karmaşııık" dedi...

kapı açıldı o sırada... nataşa içeri girdi "dil programından geçmeyenler toplansın ,gidiyoruz" dedi...

4 kişi kalktık, düştük nataşanın peşine... yolda melisayla sohbete devam... "binim çok süper güçlerim var biliyomusuuun?" "allah allah neymiş onlar ?" "çok çok aşırı ama dünya aşırısı hızlı hareket edebiliyoruuum, sonracıma bi de çığlığımla cam kırabiliyorum felan" "ee süpersonik takılıyosun yani" "ay ayneeen, süpersoniiik. ay bu kelime çok güselmiiiş, süpersonik kız oliyim been" dedi... "ol amk" dedim " efendim" "yok bişey...

bi odaya girdik, bizi özel yataklara yatırdılar, beni yine kollarımdan ve ayaklarımdan kelepçelediler ama diğerlerinde bişey yok...

"ben niye kelepçeleniyorum" dedim nataşaya...
"biraz canın yanabilir, içindeki şey dışarı çıkarsa zaptedebilmemiz için" dedi... ""hee tamam" dedim... şakaklarımıza birer elektrot yapıştırdılar, birden gözüm karardı, kulaklarım çınlamaya başladı... bağırıyorum ,bağırma sesleri geliyor, aklımda bir sürü şey geçiyor ama ne geçtiğini bile bilmiyorum... kelimeler, cümleler, konuşma sesleri duyuyorum hızlı hızlı uğultu gibi... tınnnn etti bişey, sanki çınlama gibi... ve bitti... birden yıllarca dinleyip anlamadığım yabancı şarkıları ezbere bildiğimi farkettim... oha lan, çok güzel bi şeymiş bu...

"nooluyo amk" dedi yorgo...
"ne oluyosa oluyo, güzel oluyo moruk hoşuma gitti"dedim...
"sen beni anlıyormusun ?"
"anlamasam nasıl cevap vereyim amk?"
"oha sn yunanca mı konuştun şimdi?"
"hayır sen türkçe konuştun"
"saçmalamayın ikiniz deibranice konuşuyorsunuz" dedi nancy abla...

her şey birbirine karışmıştı.. o kadar normaldi ki bizim için , karşımızdaki bizim ana dilimizde konuşuyor gibi geliyordu sanki...

"hepiniz çince konuştunuz" dedi nataşa... "alışırsınız zamanla, normaldir" dedi...

"şimdi gidin biraz dinlenin... 2 şer kişilik odalarda kalacaksınız... kızlara bir oda, siz de aranızda anlaşıp 2 şer 2şer ayrılın" dedi... "yorgo biz senle kalalım moruk" deim "uyar kanka "dedi... beyaa cı şoparla ya da ırkçı bulgarla kalmaya hiç niyetim yoktu... belki birbirlerini yerler odada da kurtuluruz ikisinden... melisaya döndüm "iyi geceler panpiş" diyip gözkırptım "iyi gicileeer" dedi gülerek... çantalarımızı alıp yorgoyla odamıza geçtik...

odada bi ranza , bi bilgisayar bi de tv vardı... ufak bi buzdolabı da koymuşlar ama içinde sadece su vardı... yorgo "ben üstte yatabilir miyim" dedi,"al senin olsun ben yatamam zaten orda yükseklik fobim var" dedim, sağol dedi... dolabın birini açtı , çantayı direktiçine attı, aynı anda ben de aynı şeyi yapıyordum... birbirimize baktık bi an... aynı kafanın adamlarıydık... bu elemanla iyi anlaşıcam belli diye düşündüm...

birden tv açıldı, naaşa vardı...

"iyi akşamlar arkadaşlar, odalarınıza yerleştiniz, bu gece iyice dinlenin, sabah eğitiminize başlayacaksınız... o yüzden iyi uyuyun... panzer, geceleri uyanıp soğuk su çtiğini bildiğimiz için odana bir mini dolap bıraktık, içi su dolu, orada bulabilirsin" dedi...

"bunu nerden biliyosunuz lan" dedim..

"sen bizi ne sandın? komutan sana seni araştırdığımızı söylememiş miydi ?" dedi... vay amk, benim malzeme kaç santim desem onu bile söyleyecekler diye tırstım valla bi an... muallakler iyi çalışmışlar derslerine...

uzandım yatağa, dön sağa dön sola uyku tutmuyo... yorgo seslendi

"uyudun mu?"
"yok moruk"
"bende çok güzel bi uyku ilacı var"
"neymiş o?"
"sen şurdan bi küçük su iç hele... "

çıkardım bi küçük su, içtim birazını... yorgo dolabını açtı, çantasını çıkardı, çantadan küçük bi poşet çıkardı...

"o ne lan, yoksa düşündüğüm şey mi?"
"düşünce okumak kostadinovun işi ben anlamam "diyip sırıttı "ama muhtemelen düşündüğün şey"
poşetten bi avuç ot çıkardı bu...
"al şu jelatini, ne yapman gerektiğini biliyosun dimi?"
"ayıbettin kankaaa... adamsın... "
"bongu hazırladım, bilgisayardan kafa müzik açtık... bir, iki, üç... üçüncü kapakta pertiz... "

"ne lan bu dedim, nasıl bişey bu?"
"kendim yetiştiriyorum moruk, özel gübreli"
"vaaahahahahayy ahahahahahahah"
"ahahahahahaha"

bi süre kahkahalarla güldük, sonra yavaş yavaş kafaya girdik...

"olmm herifler bide bizi süper kahraman diye aldılar lan, bong vuruyoz"
"en süper kahraman bongmen aga gerisini tanımam... bırak kendini müziğe, sırazı zaten birazdan, ben oldum... "
"ben de"

müziğe daldık... dinlerken dinlerken sızmışız zaten... işte o müzik...

https://www.youtube.com/watch?v=7bNVM09FdtA

@17 al amk natasha

http://j.bobiler.org/uplo...others/e9ed9c291200b.jpeg

al bu da avengers orta doğu ekibi...

http://imgim.com/avengerstr1.jpg soldan 3. benim...

"adam naptı lan size, ekmeğinin peşinde garibana hangi hakla tokat atıyosun lan ibibik" dedim "zütün yiyosa bana da vursana... "

"sen ne diyon lan" diyerek benim üstüme yürümeye başladılar, bi tanesi ittirdi "gibtir git burdan ananı gibmiyim" dedi... bana, panzere... adamın zütünden kan alırım lan...

dükkanlardan birinin önünde bi park yapılmaz levhası gördüm, hani şu peynir tenekesine beton döküp üstüne inşaat demiri dikerler ya, öyle kıytırık ama ağır bişey... gözüm dönmüş amklevhayı kaptığım gibi yer misin yemezmisin, vurduğumu deviriyorum... zabıtalar dait sürüsü mübarek... 20- 30 kişi varlar...

birden polis de geldi, azilerde lojmanda nöbet tutan askerler de gelmişler takviyeye... o esnada boynumda bi acı hissettim, sonra kolumda, kalçamda ve sırtımda... nooluyo lan demeye kalmadan bayılmışım...

yanıma geldi, elini uzattı... bakışları sertleşti, gözlerimin içine bakıyodu... büyülenmiş gibi hareketsiz baktım...

"merhaba ben nataşa" dedi...

nataşamı? ne nataşası ? birliğin karı hizmeti heralde dedim... elimi cebime attım , cüzdan kullanmam zaten direkt para çıktı... 250 lira kadar vardı... dolar 1,5lira falan o zaman, yeter heralde diye düşündüm...

"duş dahil bu paraya oluyo mu?" dedim... vay demez olaydım, ah demez olaydım...