1. 1.
    +6
    türkiye'de yetişmiş son büyük edebiyat insanı.

    Boyle bir sevmek

    ne kadınlar sevdim zaten yoktular
    yağmur giyerlerdi sonbaharla bir
    azıcık okşasam sanki çocuktular
    bıraksam korkudan gözleri sislenir
    ne kadınlar sevdim zaten yoktular
    böyle bir sevmek görülmemiştir

    hayır sanmayın ki beni unuttular
    hala ara sıra mektupları gelir
    gerçek değildiler birer umuttular
    eski bir şarkı belki bir şiir
    ne kadınlar sevdim zaten yoktular
    böyle bir sevmek görülmemiştir

    yalnızlıklarımda elimden tuttular
    uzak fısıltıları içimi ürpertir
    sanki gökyüzünde bir buluttular
    nereye kayboldular şimdi kim bilir
    ne kadınlar sevdim zaten yoktular
    böyle bir sevmek görülmemiştir
    ···
  2. 2.
    +4
    @1 iyi sallamıssın.o sözler orhan veliye ait.
    attila ilhan ise türkiyenin gelmiş/geçmiş en iyi şairidir.
    sonrasında ise ahmed arif
    ···
  3. 3.
    +4
    aslında hiç olmayan zihninde yaşayan bir kadının adıdır... Hatta kadın değil kadınlardır. attila ilhanın tüm aşklarının topldıbının adıdır pia..Bir nevi leyla dır..
    ···
  4. 4.
    +3
    pia = pakistan international airlines.
    ···
  5. 5.
    +3
    o şarkıyı ahmet kaya da söylüyo la.
    ···
  6. 6.
    +2
    an geli̇r
    an gelir
    paldır küldür yıkılır bulutlar
    gökyüzünde anlaşılmaz bir heybet
    o eski heyecan ölür
    an gelir biter muhabbet
    çalgılar susar heves kalmaz
    şatârâbân ölür

    şarabın gazabından kork
    çünkü fena kırmızıdır
    kan tutar / tutan ölür
    sokaklar kuşatılmış
    karakollar taranır
    yağmurda bir militan ölür

    an gelir
    ömrünün hırsızıdır
    her ölen pişman ölür
    hep yanlış anlaşılmıştır
    hayalleri yasaklanmış
    an gelir şimşek yalar
    masmavi dehşetiyle siyaset meydanını
    direkler çatırdar yalnızlıktan
    sehpada pir sultan ölür

    son umut kırılmıştır
    kaf dağı'nın ardındaki
    ne selam artık ne sabah
    kimseler bilmez nerdeler
    namlı masal sevdalıları
    evvel zaman içinde
    kalbur saman ölür
    kubbelerde uğuldar bâkî
    çeşmelerden akar sinan
    an gelir
    -lâ ilâhe illallah-
    kanunî süleyman ölür

    görünmez bir mezarlıktır zaman
    şairler dolaşır saf saf
    tenhalarında şiir söyleyerek
    kim duysa / korkudan ölür
    -tahrip gücü yüksek-
    saatlı bir bombadır patlar
    an gelir
    attilâ ilhan ölür
    attila i̇lhan
    ···
  7. 7.
    +2
    attila ilhan'a saygımız var da seviyeyi yükseltmeyin binler. gidin entel muhabbetinizi başka yerde yapın.
    ···
  8. 8.
    +2
    ilk şiir kitabı 1948 te yayımlanmış. 2000 li yıllara kadar şiire devam etmiş.

    istisnalar dışında bütün şairlerin külliyatını okumayı daha çok severim. böylelikle şairlerin yıllar itibari ile gelişimini, kullandığı kelimeleri, anlatım dilini görmüş tatmış olurum.

    1948-2001 arasında yayımlanan 12 şiir kitabı

    duvar-(1948) la başladık bakalım. hadi hayırlı olsun.
    ···
  9. 9.
    +2
    pia adinda bi kadina yazdigi siiri vardir. bilim bakalim pia kimdir?
    ···
  10. 10.
    +2
    mustafa kemal(büyük harf olmuyor büyük yazamadım dıbını gibtiklerim)

    dağ başını efkâr almış
    gümüş dere durmaz ağlar
    gözyaşından kana kesmiş gözlerim
    ben ağlarım çayır ağlar çimen ağlar
    ağlar ağlar cihan ağlar
    mızıkalar iniler ırlam ırlam dövülür
    altmış üç ilimiz altmış üç yetim
    yıllar gelir geçer kuşlar gelir geçer
    her geçen seni bizden parça parça zütürür
    mustafa'm mustafa kemal'im

    diz dövdüm şavkı aktı sakarya'nın suyuna
    sakarya'nın suları nâmın söyleşir
    hemşehrim sakarya öksüz sakarya
    ankara'dan uçan kuşlar
    kemal'im der günler günü çağrışır
    kahrolur bulutlara karışır
    gök bulut yaşmak bulut
    uca dağlar dev boyunlu morca dağlar
    divan durmuş bekleşir
    mustafa'm mustafa kemal'im

    nasıl böyle varıp geldin hoşgeldin
    çıngı kaymış yalazlanmış gözlerin
    sol yüzünde güneş südü sıcaklık
    ellerinden öperim mustafa kemal
    senin dalın yaprağın biz senin fidanların
    biz bunları yapmadık
    sen elbette bilirsin bilirsin mustafa kemal
    elsiz ayaksız bir yeşil yılan
    yaptıklarını yıkıyorlar mustafa kemal
    hani bir vakitler kubilay'i kestiler
    çün buyurdun kesenleri astılar
    sen uyudun asılanlar dirildi
    mustafa'm mustafa kemal'im

    demiş büyük üstad
    ···
  11. 11.
    +1
    her şeyi terk ettim / ne aşk ne şehvet
    sarışın başladığım esmer bitiyor
    anlaşılmaz yüzü koyu gölgeli
    dudakları keskin kırmızı jilet
    bir belaya çattık / nasıl bitirmeli
    gitar kımıldadı mı zaman deliniyor
    kimi sevsem sensin / hayret
    kapıların kapalı girilemiyor
    • * *

    kimi sevsem sensin / senden ibaret
    hepsini senin adınla çağırıyorum
    arkamdan şımarık gülüşüyorlar
    getirdikleri yağmur / sende unuttuğum
    hani o sımsıcak iri çekirdekli
    senin gibi vahşi öpüşüyorlar
    kimi sevsem sensin / hayret
    in misin cin misin anlamıyorum
    ···
  12. 12.
    +1
    Açılmış sarmaşık gülleri kokularıyla baygın
    En görkemli saatinde yıldız alacasının
    Gizli bir yılan gibi yuvarlanmış içimde kader
    Uzak bir telefonda ağlayan yağmurlu genç kadın
    Rüzgar uzak karanlıklara sürmüş yıldızları
    Mor kıvılcımlar geçiyor incin yalnızlığımdan
    Onu çok arıyorum onu çok arıyorum
    Heryerimde vücudumun ağır yanık sızıları
    Bir yerlere yıldırım düşüyorum
    Ayrılığımızı hisettiğim an demirler eriyor hırsımdan
    Ay ışığına batmış karabiber ağaçları gümüş tozu
    Gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar yaseminler unutulmuş
    Tedirgin gülümser
    Çünkü ayrılık da sevdaya dahil çünkü ayrılanlar hala sevgili
    Hiç bir anı tek başına yaşayamazlar
    Her an ötekisiyle birlikte herşey onunla ilgili
    Telaşlı karanlıkta yumuşak yarasalar
    Gittikçe genişliyen yakılmış ot kokusu
    Yıldızlar inanılmıyacak bir irilikte
    Yansımalar tutmuş bütün sahili
    Çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
    Öyle vahşi bir tad ki dayanılır gibi değil
    Çünkü ayrılıklar da sevdaya dahil
    Çünkü ayrılanlar hala sevgili
    Yanlızlık hızla alçalan bulutlar karanlık bir ağırlık
    Hava ağır toprak ağır yaprak ağır
    Su tozları yağıyor üstümüze
    Özgürlüğümüz yoksa yalnızlığımız mıdır
    Eflatuna çalar puslu lacivert bir sis kuşattı ormanı
    Karanlık çöktü denize
    Yanlızlık çakmak taşı gibi sert elmas gibi keskin
    Ne yanına dönsen bir yerin kesilir fena kan kaybedersin
    Kapını bir çalan olmadı mı hele elini bir tutan
    Bilekleri bembeyaz kuğu boynu parmakları uzun ve ince
    Sımsıcak bakışları suç ortağı kaçamak gülüşleri gizlice
    Yalnızların en büyük sorunu tek başına özgürlük ne işe yarayacak
    Bir türlü çözemedikleri bu ölü bir gezegenin soğuk tenhalığına
    Benzemesin diye özgürlük mutlaka paylaşılacak suç ortağı bir sevgiliyle
    Sanmıştık ki ikimiz yeryüzünde ancak birbirimiz için varız
    ikimiz sanmıştık ki tek kişilik bir yalnızlığa bile rahatça sığarız
    Hiç yanılmamışız her an düşüp düşüp kristal bir bardak gibi
    Tuz parça kırılsak da hala içimizde o yanardağ ağzı
    Hala kıpkızıl gülümseyen sanki ateşten bir tebessüm zehir zemberek AŞKIMIZ
    ···
    1. 1.
      +1
      yalnızların en büyük sorunu tek başına özgürlük ne işe yarayacak..
      ···
  13. 13.
    +1
    Çoğu zaman üç beş kişi için yazdığımızı sanırız, onlar bizi okumazlar.

    Asıl seslendiklerimiz,

    hiçbir zaman tanımayacağımız, başka üç beş kişidir...
    ···
  14. 14.
    +1
    hayret amk teolojinin de anlamların da felsefenin de soyunu sopunu yaran üçüncü şahsın şiirinden bahsetmemiş kimse.

    büyük üstad, bildiğin şair amk.
    ···
  15. 15.
    +1
    çok büyük adam özledik seni. kaç yıl oldu 2005 ti yanılmıyorsam.
    neredesin üstad neredesin
    ···
  16. 16.
    +1
    büyük bir şaşaadır ölüm
    ebruli nurlarla gelir
    öyle bir yanardağdır ki öfkesi
    mutantan destur'larla gelir

    karşıtıyla yüklüdür herşey
    mutlak çözümlerden vazgeç
    tartışılmaz mükemmellikler
    ne gizli kusurlarla gelir

    sen sen ol korkma karanlıktan
    dik ışık çekirdeklerini
    çünkü en berrak sular bile
    en yağlı çamurlarla gelir

    nasıl doğmakla başlarsa ölüm
    ölmekle başlar öyle hayat
    bil ki dünyayı sarsan sıçramalar
    birikmiş şuurlarla gelir
    ···
  17. 17.
    +1
    yılını hatırlamıyorum bursa türk ocağında yaptığı bir konuşmasında:
    ''(türk milletini kastederek)ona konuştuğun zaman senin kendinden mi, karşı taraftan mı
    olduğunu hemen anlayan bir halktır. böyle bir uyanıklığı vardır. mesela ben... benim adım
    solcudur, tabanda solcuyumdur, fikirlerim de öyledir, marksistimdir. bütün bunları bilirler.
    ama içinizde bunların hiçbirini paylaşmayan, tamamen başka fikirlerde olan bir sürü insan
    buraya beni dinlemeye gelmiştir. işte bu türk'ün kimin kendinden olduğunu anlaması demektir.''

    diyen zat-ı şahane
    ···
  18. 18.
    +2 -1
    dönem milli eğitim bakanı hasan ali yücele(can yücelin babası) yüksek vekaletin alçak vekili hitabıyla yazdığı mektup onu izmir atatürk lisesinden attırmış sonra lise eğitimini istanbul ışık lisesinde tamamlamıştır. isyancı bir gençmiş nihayetinde.
    ···
  19. 19.
    +1
    @24 vay got. aferin lan.
    ···
  20. 20.
    +1
    @21 yes ama gene bilemedin.
    ···