+4
-2
Atsız, Türkçülük tarihinin Ziya Gökalp’tan sonra ikinci büyük şahsiyetidir. Büyük bir samimiyetle inandığı Türkçülük ülküsünü, genç yaşlarından son nefesine kadar ısrarla savunmuş, bu ülkünün güçlenip yaygınlaşması için var gücüyle çalışmıştır. Bu şerefli yolda ıstırap çekmiş; haksızlıklara, iftiralara, hücumlara uğramış; zindana atılmış ve işkence görmüştür. Bütün bunlara rağmen eğilip bükülmemiş, hayatını bir ahlak ve karakter abidesi olarak tamamlamıştır. Türkçülük ülküsünün Cumhuriyet dönemindeki en tanınmış temsilcisi ve önderi Atsız’dır.
Atsız’ın üstün kişiliğine saygı duymamak ve hayran olmamak mümkün değildir. Nitekim Atsız’ın bir ömür boyu savunduğu Türkçülük, Türk ülküsünün karşıtları tarafından halen tartışılmasına ve çoğu zaman acımasız hücumlara hedef olmasına rağmen, fikirlerinin en amansız düşmanları bile, Atsız’ın şahsiyetinden kıskançlıkla bahsetmişlerdir, bahsediyorlar.
Atsız, aynı zamanda çok yönlü bir ilim ve fikir adamıdır. Tarihçi, edebiyat araştırıcısı, yazar ve şairdir. Ancak, bütün bu çalışma alanlarında, Türkçülüğü eksen olarak alır.
Poker partilerinde sabahladığı halde, kumar aleyhtarı yayınlar yapıp, müslümanların duygularını satış unsuru olarak gören üstadlardan değildir Atsız!.. Rakı masalarında sızıp kalmasına rağmen, içki kullananları yerden yere vuran, saldıran sahtekarlardan da değildir! Alenen Sovyet'ler ve Stalin propagandası yapan sözde vicdan temsilcilerinden değildir. Veya üstad diye anılan sosyete züppelerin yaptığı gibi, hükümet dalkavukluğu yaparak örtülü ödenekten para sızdırmaya tenezzül eden mücahitlerden (!) hiç değildir.
Atsız gibi yiğit bir evladının yetişmiş olması, 20.yüzyıl Türklüğü için bir övünç kaynağıdır.
Başbuğumuz Mustafa Kemal,
Yolbaşçımız Atsız'dır!