1. 20.
    0
    var olsun
    ···
  2. 19.
    0

    Sen gurbette kalırsan, ben ölürsem ne çıkar? 
    Ruhlarımız buluşur, elbet “Tanrı Dağı'nda.

    ···
  3. 18.
    0
    --spoiler--

    --spoiler--
    ···
  4. 17.
    +5
    Ülkücüler, "Atsız Hoca" der, Türkçüler ise "Atsız Ata" derler. Bilmeyenler için bir yazıyım dedim.
    ···
  5. 16.
    +2
    VAR OLSUN
    ···
  6. 15.
    +4
    Türkçülügü Ziya Gökalp'ten sonra derleyip toparlıyan Atsız Ata ömrünü yeni nesil için kitap yazmaya adamıştır. Her Türk evladının kesinlikle okuması gereken kitaplar : Bozkurtlar ve Türk Ülküsü dür. Bunları okuyupta diğer kitapları merak etmeyen ciddi açıdan ülküsüzdür. Lütfen elinizdem geldikce okuyup okutalım. Okul kütüphanelerinde bulunduralım. Çünkü yeni nesil Atalarının destanlarını masal sanmaktadır. Ülküsüz büyüyen nesil o ülkenin yok olması demektir. Elinizden geldikce okuyun okutun. Esenlikler.

    Vaktiyle bir Atsiz varmiş derlerse ne hoş. Anilmakla hangi bir ruh olmaz ki sarhoş ?
    ···
  7. 14.
    -1
    Mestim bugün aşkınla ay yüzlü güzel konçuy. Gönlümde esip çınla, ay yüzlü güzel konçuy.
    (bkz: )AY YÜZLÜ GÜZEL KONÇUY
    ···
  8. 13.
    +2
    atatürk'den sonra gelmiş en büyük türk adamı.
    ···
  9. 12.
    +1
    var olsun
    ···
  10. 11.
    +1
    Türk gençlerinin atsız ata sı hüseyin nihal atsız ruhu uçmağa yar olsun
    ···
  11. 10.
    +1
    @4 dıbına koyayeam
    ···
  12. 9.
    +3
    bugün 3 mayıs da her kes türkçülük gününü kutluyorsa işte bu sebepten.
    türk ırkı sağ olsun türk ırkı var olsun.
    mekanın tanrı dağında olsun atsız atam.
    ···
  13. 8.
    +2
    atsızı ata belleyip burada takılmaya devam etmek kafa ister

    yazdım ve gidiyorum
    ···
  14. 7.
    +1 -1
    @4 bacını giben adam
    ···
  15. 6.
    +2 -2
    at aldım ona artık ona atlı ata diyebilirsiniz xd
    ···
  16. 5.
    +3
    @4 ananı giben adam
    ···
  17. 4.
    +2 -14
    saçma sapan konuşan bir adam
    ···
  18. 3.
    +1
    cCc
    ···
  19. 2.
    +3 -2
    Türkçülük, Türk milliyetçiliğinin adıdır. Kelimenin sonundaki ek, yerine göre, mensupluk, sevgi, taraftarlık gösteren bir ektir. Türkçülük de Türk sevgisi ve taraftarlığı demek olduğuna göre, kelime, yerinde kullanılmıştır. Başka milletlerin Türk taraftarlığı ve Türk sevgisi bu kelime ile ifade olunamaz. Zaten başka milletlerin Türk'ü sevmesi de gerçekten bir sevgiye değil, geçici bir nezakete, çıkara, siyasi zaruretlere işarettir. Türk'ü, gerçek olarak, Türk'ten başkası sevmez. Türkçülük bir ülküdür. Ülküler, milletlerin manevi gıdasıdır. Ülküsüz milletlerin en talihlisi dahi silik ve sönük kalmaya mahkumdur. Eğer bu millet talihli de değilse, onun sonucu yenilmek, ezilmek, hatta yok olmaktır.

    Ülküler, gerçekle hayalin karışmasından doğmuş olan, düne bakarak yarını arayan, milletlere hız veren ve uğrunda ölünen büyük dileklerdir. Milletler, ölebildikleri kadar yaşama hakkına sahiptirler.

    Türkçülük, büyük Türkelinde, Türk uruğunun kayıtsız şartsız hakimiyeti ve bağımsızlığı ile Türklüğün her yönden bütün milletlerden ileri ve üstün olması ülküsüdür.

    Bu ülkü, geçmişte, birkaç kere gerçekleşmişti. Büyük Türkçülük ülküsü ve inancı ile yetişen gençlik sayesinde yarın yeniden gerçek olacaktır.

    Türkçülük, dün bir kaynaktı; bugün çaydır. Yarın coşkun bir ırmak olacak ve önünde yabancı duygu ve düşüncelerden gelen bütün engeller yıkılacaktır.

    Türkçülük, dört kaynaktan geliyor:

    1. Kökü çok eski olan ve Türk uruğunun şuuraltında yüzyıllardan beri yaşayan milliyetçilik;

    2. Tanzimat'tan sonra, Avrupa'daki milliyetçiliklere benzeyen halkçı bir hareketin bizde de tatbik olunmasını isteyen milliyetçilik hareketi;

    3. Devletimizin içindeki yabancı unsurların ihaneti dolayısıyle doğan tepki;

    4. Türklerin 200 yıldan beri çektikleri büyük sıkıntılar.

    Bu dört kaynaktan gelen düşünceler birbiriyle kaynaşıp yoğrularak bugünkü Türkçülük ortaya çıkmıştır. Türkler, Türkçülük ile güçlenecek, kurtulacak, ilerleyecek, yükselecektir.

    Bir millet yükselme iradesini taşımazsa, kendine güveni olmazsa, başkalarını taklitten başka bir şey yapamazsa, geçmişiyle övünmezse, başkalarından üstün olmak istemezse, ülkü için ölümü göze alamazsa, savaştan korkarsa, o millet içinden çürümüş demektir.

    Bugün ülküler ve kahramanlar çağında yaşıyoruz. Geçmiş haklara dayanılarak davaların öne atıldığı, hesapların görüldüğü günlerdeyiz. Kan çağlayanları, kılıç şakırtıları ve gülle sesleri içinde yarının neler hazırladığını bilemiyoruz. Bu kasırga arasında, milletlerin yalnız geçmişlerini hatırlayarak milli ülkülerine yapıştıklarını görebiliyoruz. Geçmişi olmayan, yahut olup da unutan, milli ülküsü bulunmayanlar devriliyor.

    insanlığın tarihinde büyük kasırgalar eskiden zaman zaman gelip geçerdi. Gitgide bu kasırgalar sıklaşıyor. Bu gidişle tarih, ebedi bir kasırgadan ibaret kalacak gibi gözüküyor. Bugün ayakta kalabilmek için eskisi kadar sağlam olmak yetişmiyor. Çok güçlü, çok sağlam, çok sert, çok yürekli olmak gerekiyor. Bunun da bizim için birinci şartı, Türkçülük ülküsüne sıkısıkıya yapışmaktır. Şaşıran, ürken, sapıtan milletleri, tarih bağışlamıyor.

    Türkçülük ülküsü bizden amansız bir görev ahlakı istiyor. Subay hiç yorulmadan altı saatlik talimini yaptırırsa, öğretmen bıkmadan öğreticilik işini yaparsa, memur sinirlenmeden halka kolaylık göstermeye devam ederse, doktor her şeyden önce yurttaşlarının sağlığı ile ilgili olursa, öğrenci her şeyden önce dersini bellemeye çalışırsa ve bütün görevlerle rütbeler arasında ne caka, ne gösteriş, ne dalkavukluk, ne de ilgisizlik olmadan bir ahenk kurulursa, aşağıdakiler yukarının buyruğunu ukalalık saymaz, yukarıdakiler de aşağının doğru ihtarlarına kızmazlarsa, bütün karşılıklı işlerde, görüşme ve konuşmalarda ne ikiyüzlülüğe kaçan nezaket, ne de kabalığa kaçan sertlik bulunmazsa, görevin bizden istediği şey yapılmış olur.

    Gerçekten Türkçü olmak kolay değildir. Her önüne gelen Türkçü olamayacağı gibi, her Türkçüyüm diyen de Türkçü olamaz.

    Her Türkçü, bulunduğu yerin görevini inançla yaparsa, Türkçülük ülküsü sağlamlaşır. Türklük güçlenir.

    Türkçülerin ilk işi, görevlerini, arınmış gönül ve inanmış yürek ile yapmaktır.

    H. Nihal Atsız ,Orkun, 1 Ekim 1943
    Tümünü Göster
    ···
  20. 1.
    +4 -3
    (bkz: hüseyin nihal atsız)
    ···