ateistlerin yönettiği bir ülkede yaşıyorum

devam etsene amk

güzel benzetme panpa dindar rejimin ateist versiyonu

@1 başın sağolsun panpa

evet beyler bu gece son post olacak yarın son hız devam.

evet beyler bu kararı aldıktan sonra ateistlerin örgütünden destek almam gerektiğini düşündüm. zaten sınavı kazanırdım çünkü kafam çalışıyordu. sonra aklıma ahmet geldi. bu da o ateist örgütten bir arkadaşım. çok uğraşmıştı ateist olmam için ama ben ateist olmamıştım. ahmeti aradım:

+alo
-alo
+ahmet nasılsın?
-iyiyim kardeşim sen nasılsın?
+ben de iyiyim nolsun ya. bugün çok önemli bir karar aldım ahmet.
-noldu kardeşim anlat bakalım
+ahmet ben çok düşündüm ve ateist olmaya karar verdim
-ooo çok sevindim senin adına.
+ya şey diyeceğim bu sizin pilavlı evrim sohbetleri ne zaman?
-pazar akşamları kardeşim. sen de gel bak bekliyorum o zaman.
+tamam kardeşim pazar akşamı oradayım.

evet beyler örgüte sızmak için ilk adımımızı attık. yarın devam ediyorum.

bu arada beyler olaylardan ne anlıyorsanız o. ben burada yazdıklarımı açıklarsam çok mal bir durum ortaya çıkar. sizin için yazdıklarım ne ifade ediyorsa benim yazdıklarım odur.

evet beyler dinleyen varsa anlatmaya başlayacağım.

ironide son nokta okucam reserved

http://inci.ca/ul1ztr8ls8

telefonu kapattıktan sonra planımı düşünmeye başlamıştım. sonra dedim ki sınav falan nereden çıktı? ne gerek var sınava falan? ilk başta çok gerizekalıca düşündüğümü anlamıştım. eğer bu ateist büyüklerinin güvenini kazanırsam çok daha iyi yerlere çok daha hızlı bir şekilde gelebilirdim. aslında ortada gerçek bir plan yoktu çünkü olayların sonunda ne elde etmek istediğimi bilmiyorum. sadece yapacaktım o kadar. sonucunu düşünmüyordum hiç. sonra düşündüm ki pilavlı sohbete gitmeden önce bir şeyler öğreneyim de züt gibi kalmayayım orada. ateizmin tanımı, birkaç temel kavram, ünlü ateist filozofları falan yüzeysel bir şekilde öğrenmeye çalışıyordum. burada ateizm ile ilgili kaynaklar bol. hatta bedava dağıtılıyor kitaplar.

ama beyler kafam çok karışmıştı. öncelikle bir tak anlamıyordum yazanlardan. adamlar resmen anlaşılmasın diye karmaşıklaştırmışlardı. bazı şeyleri anlamak için bayağı kasmıştım. tabi bana ters gelen şeylerdi ama yapacak bir şey yok. bunları öğrenmezsem pliavlı sohbette ağzıma sıçabilirlerdi. eğer ilk gün çuvallarsam bir adım dahi ileri gidemezdim. ilk günden bu adamların gözüne girmeliydim. ayrıca bu pilavlı sohbetin bir özelliği de fethi ağlayan isimli büyük hoca olarak gördükleri kişi de gelecekti. bu benim için çok önemli bir fırsattı yani.

pazar günü gelmiş çatmıştı. akşam ahmet beni almaya arabasıyla gelmişti. son derece lüks bir arabayı kapımda görünce çok şaşırmıştım. ahmet gibi üst düzey olmayan bir insana bile böyle bir araba veriyorlarsa ben bir yerlere gelince acaba neler elde edebilirim diye düşünmeye başlamıştım şimdiden. sarıldık ahmetle sonra arabasına bindim. arabaya bindikten sonra ahmet bana döndü ve dedi ki: "bu sıradan bir sohbet olsaydı bunu yapmazdım. yanlış anlama ama gözünü bağlamam lazım." evet beyler korkmaya başlamıştım. iş iyice ciddiye binmişti. foyam açığa çıkarsa mahvolurdum. o yüzden oyuna dahil olmaya başladım. ahmet gözümü bağladı ve yola çıktık. 1 saatlik yolculuğun ardından durduk. sonra ahmet gözümü açtı. gördüklerim karşısında şok olmuştum. kocaman bir şatonun önündeydik. ve şatonun önünde 5 tane limuzin vardı. gerçekten bir dakika boyunca hiçbir şey söylemeden şatoya baktım.

ses verin huur çocukları dinliyor musunuz amk?

Akşama Cemaati topluyoruz mübarek sende gel
swf: http://inci.ca/uha2ecbv_f

burdayız pampa

vayy ironik kankim. güzel güzell

beyler limuzinlerin birinden beyaz entari giymiş bir adam vardı. beyaz saçlı ve beyaz sakallı. sakallarını darwin'in sakallarına benzetmeye çalışmış. sanırım bu salak ateistlerin ateizme ne kadar bağlı olduğu sakallarından belli oluyor. içimden dedim ki fethi ağlayan kesin bu adam. bizim ak sakallı içeriye girdikten sonra biz de arkasından girdik. çok büyük bir salonda yapılacaktı sohbet. ama içerideki herkes yerde minderlere oturunca böyle şatonun ta dıbına koyayım dedim tabi. bizim ak sakallı şirin baba da baş köşeye oturmuştu. biz de araya bir yerlere kaynadık ahmetle.

herkes yerlerine oturunca bizim şirin baba konuşmaya başladı. önce latince bir şeyler söylediler en az yarım saat. tabi hiçbir şey anlamadım. etrafımdakilerin de hiçbir şey anlamadıklarından emindim. anlamadıkları dilde bir şeyler okumalarını garip bulmuştum. hiçbir mantığı yoktu çünkü. her neyse bunlar başladı evrimle ilgili son gelişmelerden bahsetmeye. sonra şirin baba bizim ahmete doğru bakmaya başladı. sonra kafasıyla işaret etti. ahmet ayağa kalktı. sonra şirin baba dedi ki: "şimdi bölge sorumlumuz ahmet bey'i dinleyeceğiz." ben şaşırdım tabi. bölge sorumlusu ahmet ne demek amk? sümüklünün teki gibi gözüküyordu dışarıdan. demek ki her şey rol icabıymış. ahmet ayağa kalkıp yine latince olduğunu düşündüğüm bir şeyler okumaya başladı. en sonunda da bana baktı. sonra topluluğa baktı ve dedi ki: "size geleceğimizin en önemli güvencelerinden birini takdim etmek istiyorum." sonra beni ayağa kaldırdı ve kendisi oturdu. ben mal gibi ayakta kalmıştım beyler. bütün gözler üzerimdeydi.

Panpa sen gel bnm memleketime orada dinini özgürçe yaşarsın adres veriyorum.

Abraham sokak. haham mahallesi no:666 Tel Aviv/ iSRAiL

Ayrıca rockfeller ailesi yakın tanıdığım olur sana bir iş ayarlarız.

kimse dinlemiyor amk giberim böyle işi.

lan yaz okuyoz işte durmadan yazmanı mı söylücez
.yi yazıyosun panpa bu arada