-
1.
+4 -8ular buyrun ateist biladerler;
Konuya girmeden önce şunu belirtmek istiyorum. Kendi felsefemi tek cümle ile özetlemem istenirse bunu Hegel'in şu sözü ile ifade ediyorum. "Efsaneler varlığa soru sormakla aşılabilir; soru sormak aklın dindarlığıdır."
Üzerinde çok fazla konuşabileceğimiz yeterince büyük bir evrende yaşıyoruz. Evreni aklımızla anlayabileceğimiz konusunda ikimizde kuşkusuz aynı düşüncedeyiz. insan olarak kendi bakışımızın dışına çıkıp başka bir gözle bakmayı henüz beceremiyoruz. Bu nedenle şuanda yapabildiğimiz en mükemmel yaklaşım tarafsızlığı mümkün olduğu kadar koruyarak kendi aklımızla değerlendirmektir. Akıl insanı diğer türlerden ayıran en önemli özelliktir. Daha doğrusu insani olan tek özelliktir. Üzerinde konuştuğumuz din olsun bilim olsun tüm olgular evrensel değil insanidir. Çünkü evreni kendi bakışımız dışından görme olanağına sahip değiliz. Matematik ve fiziğin evrensel olgular olduğunu iddia etmemizde yine çıkarımsal aklın bir sonucudur. Bunları bilimi reddetmek için değil aksine bilimin ana ilkesi olan tarafsızlık ve doğruluk adına söylüyorum.
Gerçektende objektif bir gözle değerlendirecek olursak fiziği ve matematiği evrensel hali ile değil insani hali ile değerlendiriyoruz. Çünkü evrenin kendisi zaten fiziğin matematiğin gerçek ve uygulamalı halidir. Biz ancak evrensel olan gerçek bilgileri matematik ve fizik olarak insani dile çevirebiliyoruz. Yani varlığı "varlığın kendi dili" ile değil insani dil ile değerlendirmekten başka yöntemimiz olmadığı halde insani dili evrensel ve tek gerçek olarak öne sürmek evrensellik ilkesi ile çelişmektedir. Ve insanı özel kabul etmenin en açık göstergesidir. Evrende insan dışında hiç bir şey itiraz etmez, her şey kendi varlığının gereğini yok oluşuna kadar sürekli devam ettirir.
Evrensel bilgiler, bir din inanırı olsun ya da olmasın aklını kullanabilen her insana açıktır.
Evren, varlığa ilişkin tüm bilgileri içerir.
Evren, kendisinde en küçük bir kuşku ve çelişki olmayan tutarlı ve benzerlikler doludur.
Evren, tüm insanlığa herhangi bir elçi olmadan dahi klavuzluk edebilecek, anlaşılması için sadece akıl kullanmanın yettiği geniş perspektifli bir bilgi kümesidir.
Evren, tarafsızlığı ve doğruluğu ilke edinen her birey için yönlendirici özelliğe sahiptir. Bu rehberlik özelliği ile gerçeklere ulaşılmasını sağlar.
Yukarıda maddeler halinde verdiğim özelliklere sanırım hiç birimizin itirazı yoktur. Belirttiğim bu maddeleri aslında tamamen Kuran ayetlerinden aldım. Kuran'ı tarafsız bir gözle inceleyen biri olarak gördüğüm tablo budur. Kuran'ı önyargısız olarak incelemeye başladıktan sonra yüzlerce çeviri hatası yapıldığını, yorumların Kuran metni gibi sunulduğunu farkettim ve Kuran'ı orijinalinden incelemeye başladım. Bu incelemelerin devamında farkettiğim en şaşırtıcı bilgi ise Kuran'ın sizi kendisinden sürekli itmesidir. Evet, benim düşünceme göre Kuran, siz onu okudukça sizi başka bir kitaba itiyor. ittiği bu kitabı ise El-Kitap olarak tanımlıyor. Ve Kuran kendisinin El-Kitap'ın sadece küçük bir bölümünü olduğunu, El-Kitap'ın bir bölümünü açıklamak için geldiğini söylüyor. Yukarıda saydığım maddelerin hepsini El-Kitap'ın özelliği olarak veriyor. Ve Kuran;
Geldiği toplumun ve insanlığın büyük bir kısmının El-Kitap'ı arkalarına attığını
El-Kitap'tan olmadığı halde ondanmış gibi yazılanların hatalı olduğunu
El-Kitap'tan ayrılanların sapkınlığa düştüğünü,
bildirmek üzere geldiğini söylüyor. Kuran El-Kitap tanımı ile "evren kitabını" vurguluyor. Tam olarak sizin, benim ve bu gruptaki herkesinde iddia ettiği gibi; dinlerin yozlaştırılmış, afyonlaştırılmış, temelsiz uydurma savlara dayandığını, gerçeklerin El-Kitap'ta yani evren kitabında olduğunu özellikle ve defalarca belirtiyor ve sizi ona doğru itiyor. Bu konu ile ilgili çok geniş bir çalışmam hala da devam ediyor. Bu çalışmanın değiştirdiğim giriş kısmını aşağıya alıntılıyorum. Lütfen çalışmayı din kategorisinde değil, kitaplıktan alınmış herhangi bir kitabın incelenmesi olarak değerlendirin. Sevgiyle... El-KiTAP ve HiKMET KiTAPLARI
Geleneksel islam anlayışına göre peygamberler aracılığı ile gelen Kuran, Tevrat, incil ve Zebur olmak üzere dört büyük kitap vardır. Kuran dışındaki kaynaklara ilgi göstermeyen müslümanlar dahi bu düşünceyi sorgulamaz ve olduğu gibi kabul ederler. Oysa konu Kuran'dan incelendiğinde dört kitabın dışında da dine kaynaklık eden kitaplar olduğunu görüyoruz. Öyle ki bunlardan özellikle iki kitap kutsal kitapların da kaynağını oluşturan ve tüm insanlara elçi olmaksızın açık olan kitaplardır. El-Kitap ve Hikmet olarak anılan bu iki kitap istisnasız tüm peygamberlere verilmiş olup Tevrat, incil, Zebur, Kuran gibi kitaplar bu iki kitabın açıklayıcısıdır.
3/81 - Allah peygamberlerden şöyle söz almıştı: "Size Kitap ve Hikmet vereceğim. Daha sonra, beraberinizdekileri doğrulayan bir elçi geldiğinde ona inanacak ve onu destekleyeceksiniz. [... ]
Dikkatinizi çekeceği gibi tüm peygamberlere Kitap ve Hikmet adında iki kitap verilmiş ve peygamberler yanlarında olan bu iki kitabı doğrulayan bir elçiyi destekleme sözü vermişlerdir. Geleneksel bilgilerin etkisinden arınmayan bir çok müslüman ayette bahsedilen Kitab'ın peygamberler için ayrı ayrı kitaplar olduğunu ve Hikmet'in ise peygamberlerin davranış ve sözleri olduğunu düşünmüşlerdir. Oysa ayette tüm peygamberlere seslenilmiş ve kitap sözcüğü tekil olarak kullanılmıştır. Sözün devamında gelen "beraberinizdekileri doğrulayan" ifadeside anlamı güçlendirmektedir. El-Kitap ve Hikmet'in Tevrat, incil, Zebur, Kuran gibi kitaplardan farklı olduğunu açıkça bildiren ayetlere bakalım.
3/48 - Ona Kitap'ı, Hikmet'i, Tevrat'ı ve incil'i öğretecek.
5/110 - Allah, "Ey Meryem oğlu isa sana ve annene olan nimetimi an" demişti, "Seni Ruh-ul Kudüs ile desteklemiştim; beşikte ve yetişkin iken insanlarla konuşuyordun; sana Kitap'ı, Hikmet'i, Tevrat'ı ve incil'i öğretmiştim. [... ]
19/30 - "Ben Allah'ın bir kuluyum. Bana kitap verdi ve beni peygamber kıldı," dedi.
isa Peygamber'in doğar doğmaz beşikte kendisine kitap verildiğini söylemesi doğru anlaşılamamış ve bu kitabın kendisine ileride verilecek incil olduğu düşünülmüştür. Oysa ayetin Arapça metninde El-Kitap ifadesi kullanılmıştır. "El" ifadesi ingilizcede ki "The" sözcüğü gibi önüne geldiği sözcüğe belirlilik ifadesi katar. Örneğin genel olarak kitaplardan bahsederken "book" ifadesini kullanırsınız, belirli bir kitap "The Book" ifadesi ile adlandırılır. Kuran'da da bu özelleştirme söz konusudur. "El-Kitap" ifadesi belirli ve tek bir kitabın adı olarak, Ali imran Suresi 81. ayette incelediğimiz "Kitap'ı" vurgulamaktadır.
El-Kitap Nedir?
El-Kitap, müslüman olsun ya da olmasın aklını kullanabilen her insana açık olan bir kitaptır.
El-Kitap, evrensel olan bilimsel bilgilerde dahil olmak üzere varlığa ilişkin tüm bilgileri içeren kitaptır.
El-Kitap, kendisinde en küçük bir kuşku ve çelişki olmayan tutarlı ve benzeşik bir kitaptır.
El-Kitap, tüm insanlığa herhangi bir elçi olmadan dahi klavuzluk edebilecek, okunması için sadece akıl kullanmanın yettiği geniş perspektifli bir kitaptır.
El-Kitap, tarafsızlığı ve doğruluğu ilke edinen her birey için yönlendirici özelliğe sahiptir ve bu rehberlik özelliği ile evrensel verilerle gerçeklere ulaşılmasını sağlar.
Bu nedenledir ki, Kuran, El-Kitap'ın bilimsel ve evrensel bilgilerine tanık olanları "El-Kitap Ehli" olarak niteler. Peygamberler aracılığı ile El-Kitap'a ulaşan insanları Kuran, "El-Kitap Verilenler" (Utul Kitap) olarak nitelemektedir. El-Kitap Ehli ve El-Kitap Verilenler kavramları daha detaylı bir inceleme yazımıza bırakıyoruz.
El-Kitap Allah katında olup korunan ana kitaptır. Diğer tüm kitaplar El-Kitap'ın açıklayıcısı ve onun bir bölümüdür.
2/113 - Yahudiler: "Hıristiyanlar hiçbir şey üzerinde değil." dediler. Hıristiyanlar da: "Yahudiler hiçbir şey üzerinde değil." dediler. Oysa hepsi El-Kitap'ı okuyorlar.[... ]
10/37 - Bu Kur'an, Allah'tan başkası tarafından yalan olarak uydurulmuş değildir. Ancak bu, önündekileri doğrulayan ve El-Kitab'ı ayrıntılı olarak açıklayandır. Bunda hiç şüphe yoktur, alemlerin Rabbindendir.
15/1 - Elif, Lam, Ra. Bunlar, El-Kitap'ın ve apaçık olan Kur'an'ın ayetleridir.
13/1 - Elif, Lam, Mim, Ra. Bunlar El-Kitap'ın ayetleridir. Ve sana Rabbinden indirilen haktır. Ancak insanların çoğu iman etmezler.
10/94 - Sana indirdiğimiz hakkında bir kuşkun varsa, El-Kitabı senden önce okumuş olanlara sor. Sana Rabbinden gerçek gelmiş bulunuyor. Şüphecilerden olma.
2/151 Nitekim size aranızdan bir resul göndermişiz; size ayetlerimizi okuyor, sizi temizleyip arıtıyor, size El-Kitap'ı ve Hikmet'i öğretiyor, size, daha önce bilmediklerinizi belletiyor.
43/2 - Apaçık El-Kitab'a andolsun;
43/3 - Anlamanız için onu yüksek dile sahip bir Kuran yaptık.
43/4 - O, üstün, bilge, çağdaş olan ana El-Kitap'tandır.
Buraya kadar incelediğimiz ayetlerden anlaşılacağı üzere peygamberlere El-Kitap ile birlikte Hikmet'te verilmişti. Kuran, Tevrat ve incil El-Kitap'tan farklı, onu açıklayan ve ondan olan bölümlerdir.
Arif Aydoğmuş
-
2.
+1 -4---Tümünü Göster
Kuran'ın Doğruluğunu Teyit Etmek
Kuran'ın tanrısal bir kaynak olup olmadığı, her ana hitap edip etmediği, her şeye bir cevabı olup olmadığı konusuyla ilgili bir düşüncemi aktarmak istiyorum.
Kuran kendisinin yeterli olduğunu ve yukarıda saydığımız maddelere cevaplar içerdiğini iddia ediyor. Biz ise sorduğumuz soruların bazısına cevap bulabilirken bazısına bulamadığımızı görüyor ve Kuran'ın yetersiz yada çağa uygun olmadığını veya Tanrısal olmadığını haklı olarak düşünebiliyoruz.
Bu bakış açısı doğru mudur değil midir?
Bunun için evrensel bilgilerden faydalanarak bir egzersiz yapalım.
Öncelikle şunu söyleyebiliriz. Bilim kuralları gereği bir önerme koşullara sahiptir ve önermenin doğruluğu koşulların doğruluğuna bağlıdır. Koşulların doğrulanma yönteminide yine önermenin barındırması gerekir.
Bu anlamda Kuran'ın önerme ve koşullarına bir kaç örnek verip üzerinde egzersizi devam ettirelim.
(Not: Aşağıdaki önerme ve koşullar en yalın ifade olarak seçilmiştir. Önermeler ve koşullar sadece bunlarla sınırlı değildir)
ÖNERME: Kuran kendisinin Allah katından olduğunu ve cevaplar içerdiğini iddia ediyor. Bu iddiasının doğruluk kazanması için verdiği
KOŞULLAR:
a-) Kendi içerisinde çelişki olmadığını düşünerek araştırmanız gerektiğini,
b-) Verilerinin lokal ve global olmak üzere en az iki açılı mesajı olduğunu, (mikro-makro)
c-) Acele edilmeden okunmasını ve üzerinde düşünülerek ilişki kurulmasını,
d-) Sonuçların kimi zaman doğrudan kimi zaman örneklerin birleştirilmesi ile dolaylı olarak verildiğini söylüyor.
Bu iddianın doğruluğunu test etmek için verilen koşulların ekgibsiz olarak yapılması gerekir. Aksi halde zaten önerme bu koşulların sağlanmaması halinde yanlış olacaktır. Belirtilen koşullarda Kuran'ın incelenmesi bize Kuran'la ilgili daha doğru bir perspektif kazandırıp hakkında daha doğru bilgi edinmemizi sağlayacaktır düşüncesindeyim. Önermeyi test sürecimiz yanlış veya doğru olarak sonuçlanabilir bunun hiç bir önemi olmayadabilir. Ama önemli olan bir kaynak hakkında bir iddiada bulunurken kaynağı kendi içerisinde objektif olarak değerlendirmektir.
Bir örnekle açıklamak istiyorum.
a = a
a² = a²
a²+a² = a²+a²
a²-a² = a²-a²
Eşitliğin bir tarafı "a" ortak parantezine alınır diğer tarafıiki kare farkı çarpanlara ayırma yöntemiyle yazılırsa ifade
a.(a-a)=(a+a).(a-a) olarak yazılır. Eşitliğin iki tarafı (a-a) ifadesine bölünerek ;
a=(a+a) yani a=2a ve a'lar sadeleşirse
1=2 sonucu çıkar.
Ortalama bir matematik bilgisi ile buna benzer bir çok eşit olmadığını bildiğiniz eşitlikler çıkarabilirsiniz. Ve bu sonuçlara bakarak matematiğin çelişkili olduğunu rahatlıkla iddia edebilirsiniz. içerisinde çelişki olduğu için matematiği bir safsata veya uydurma olarakta düşünebilirsiniz. Ama bu yaklaşımınız "göreli ve önyargılı" olmakla birlikte konu ile ilgili yetersiz bilginizden kaynaklanır. Çünkü siz matematiği kendi önerme ve koşulları içerisinde değerlendirirseniz yukarıdaki işleminizin ve sonucunda vardığınız hükmün yanlış olduğunu farkedebilirsiniz.
Matematik önermeleri içerisinde size koşul olarak "0 / 0" ifadesinin tanımsız olduğunu ve bu ifade ile karşılaştığınızda işlemin devdıbınında bir anlam ifade etmeyeceğini söyler. Yani eşitliğin her iki tarafını (a-a) ya bölmek demek (a-a) sıfır olacağından 0/0 ifadesine çarpar.
Bunun gibi eğer siz Kuran'ı kendi sunduğu koşullar içerisinde değilde "önyargılı veya göreli" ve Kuran hakkında ekgib bilgi ile sorgularsanız içerisinde yüzlerce "çelişki, anlamsız mesaj, vs" bulmanız çok olağan bir durumdur. Kuran'ın verdiği koşullarla Kuran'ı incelediğinizde Kuran size eğer bir çelişkiye sahipseniz bakış açınızda bir yanılsama veya ekgiblik olabileceğini bakış açınızı değiştirmeniz gerektiğini söylüyor.
Demek istiyorum ki, her neyi inceliyorsak inceleyelim hakikaten ve içtenlikle objektif olalım. Kuran'ın tanrısal olup olmaması önemli değil, Kuran'ı zaten kabul etmek istemiyorsanız eğer, onun çelişkili olduğunu kanıtlama veya ekgib bilgi içerdiğini söyleme çabalarınız anlamsızdır. Yok eğer Kuran'ı sorgulayıpta ona inanıp inanmamaya karar vermek istiyorsanız "ekgibsiz objektif" yaklaşmalı ve yukarıda bahsettiğimiz gibi kendi önerme ve koşulları içerisinde değerlendirmelisiniz.
Arif Aydoğmuş -
3.
+2 -6---Tümünü Göster
Kuran'dan Başka Yedi Kitap
3/81 Allah nebilerden şöyle misak almıştı: "Size kitap ve hikmet vereceğim. Daha sonra, beraberinizdekileri doğrulayan bir elçi (resul) geldiğinde ona inanacak ve onu destekleyeceksiniz. Bunu kabul ettiniz mi ve bu sözleşmeyi yerine getireceğinize söz verdiniz mi," demişti. Onlar "Kabul ettik," deyince, "Öyleyse şahid olun, ben de sizinle beraber şahid olanlardanım," demişti.
6/89 işte onlar, kendilerine kitap, hikmet ve nebilik verdiklerimizdir. Eğer şu halk, bunları inkar ederse, biz onları inkar etmeyecek bir toplumu yerlerine geçiririz.
Yukarıdaki ayetlerden anlaşıldığı üzere Nebiler'in hepsine “tek” bir kitap verilmiştir. Nebilere verilen bu kitap Kuran'da her zaman “hikmet” ile birlikte anılmaktadır ve bahsedilen kitap Kuran Zebur incil Tevrat kitaplarından farklı bir kitaptır. Bahsedilen kitap alemlerin kitabı olup Allah katında olan ve korunan kitaptır. Nebiler aracılığı ile gönderilen Kuran, Tevrat, incil, Zebur gibi kitaplar ise “o” ana kitabın açıklayıcısıdır.
15/1 Elif, Lam, Ra. Bunlar, kitabın ve apaçık olan Kur'an'ın ayetleridir.
13/1 Elif, Lâm, Mim, Râ. Bunlar Kitab'ın ayetleridir. Ve sana Rabbinden indirilen haktır. Ancak insanların çoğu iman etmezler.
10/37 Bu Kur'an, Allah'tan başkası tarafından yalan olarak uydurulmuş değildir. Ancak bu, önündekileri doğrulayan ve kitabı ayrıntılı olarak açıklayandır. Bunda hiç şüphe yoktur, alemlerin Rabbindendir.
10/94 Sana indirdiğimiz hakkında bir kuşkun varsa, kitabı senden önce okumuş olanlara sor. Sana Rabbinden gerçek gelmiş bulunuyor. Şüphecilerden olma.
Yukarıdaki ve benzer bir çok ayette bahsedilen kitap Kuran, Tevrat, incil ve Zebur değildir. Özellikle başlngıç harflerinin olduğu surelerin hemen başında bahsedilen Kitabil Mubin ifadeleride kuvvetle muhtemel Kuran veya diğer kitapları değil konumuz olan “kitaptır” ve başlangıç harfleri dediğimiz ayetler ise “o kitabın” ayetleridir.
(Bkz. 19/16, 19/30, 22/70, 23/62, 6/38, 14/1, 17/4, 17/58, 17/71, 18/27, 18/49, 6/59, 9/36, 10/37, 11/6, 27/75, 27/40, 29/47, 29/48, 34/3, 35/11, 35/32)
muhafazid Peygamber'e çıkışan inkarcılara karşı muhafazid Peygamber'in söylediği söz dikkat çekicidir.
28/49 De ki "Eğer doğru sözlü iseniz, Allah katından, bu ikisinden daha doğru bir Kitap getirin de ona uyayım."
Geleneksel öğretiler ve düşünceler yukarıdaki ayette “bu ikisinden” sözü ile kastedilenin incil ve Tevrat olduğunu söyler. Bu düşünceye ben pek katılmıyorum. Çünkü Peygamberin çıkışı muhataplarının elindeki kitaplardan daha doğru bir kitap istemesi değil kendi elindeki iki kitaptan daha doğru “TEK” bir kitap istemesi yönündedir. Yani Peygamber muhataplarının iddiaları doğru ise kendisine verilen “Kuran” ve “Kitap” dışında tek bir kitaba inanabileceğini söylüyor.
39/23 Allah en güzel sözü (hadis), benzeşik ve ikişer kitap halinde indirdi. Rab'lerini sayanların derileri ondan dolayı ürperir. Sonra derileri ve kalpleri ALLAH'ın mesajına karşı yumuşar. Bu, ALLAH'ın yol göstermesidir; dilediğini ve/veya dileyeni ona ulaştırır. ALLAH'ın saptırdığı bir kimseye rehber bulunmaz.
Yukarıdaki ayeti geleneksel öğretilerin dışında düşünmeyen/düşünemeyen çevirmenlerin çoğu “mesaniyy” ifadesini “ikizli”, “tekrar eden”, “birbirine benzeyen” gibi ifadelerle karşılamışlar. Fakat “mesaniyy” ifadesi diğer ayetlerden hatırlayacağımız gibi “ikişer” anlamındadır.
Benzer şekilde;
2/1 Elif, Lam, Mim,
2/2 işte o Kitap; kendisinde hiç şüphe yoktur; müttakiler için yol göstericidir.
2/3 Onlar, gayba inanırlar salat ederler, kendilerine verdiğimiz rızıktan yerli yerince sarfederler.
2/4 Onlar, sana indirilen Kitap'a da, senden önce indirilenlere de inanırlar; ahirete de yalnız onlar kesinlikle inanırlar.
2/2 ayetinde bahsedilen “kitap” takva sahiplerine yol gösterici kitaptır. Ve aynı takva sahipleri Peygambere indirilenede inanıyorlar.
83/18 Doğrusu, iyilerin kitabı illiyyun'dadır.
83/19 illiyyun nedir bilir misin?
83/20 Rakamlanmış bir kitaptır.
Ayetleride Kuran, Tevrat, incil ve Zebur dışında bir kitaptan söz etmektedir. Kuran'daki sözcüklerin biribirileri ile yedeklendiğinide hatırlayarak Kuran, Zebur, incil ve Tevrat'ın dışında bahsedilen iliyyun, Furkan, Zikr ve Hikmet kitaplarının bu kitapların benzeri kitaplar olabileceğini düşünebiliriz. Bu dört kitaptan Zikr ve Furkan diğer kitapların sıfatı olarakta kullanılmıştır. (Örneğin Kuran'ın Zikr, Tevrat'ın Furkan)
Fakat unutmayalım ki Kuran'ın ve diğer kitapların açıkladığı, elçilere özel olarak öğretilmiş başka kitaplardan da Kuran söz etmektedir.
Örneğin, isa Peygamberin beşikte iken “Bana kitap verdi” demesi düşünülmesi gereken bir konudur. Zira isa Peygamber beşikte konuşurken yanında incil yoktu ve incil zaman içerisinde indirildi.
Bu iddiayı doğrulayan başka ayetlerde var;
3/48 Ona Kitabı, Hikmeti, Tevrât'ı ve incil'i öğretecek.
5/110 Allah, "Ey Meryem oğlu isa! Sana ve anana olan nimetimi an" demişti, "Seni Ruh-ul Kudüs ile desteklemiştim; beşikte ve yetişkin iken insanlarla konuşuyordun; sana Kitap'ı, hikmeti, Tevrat'ı ve incil'i öğretmiştim. Sen iznimle, çamurdan kuş gibi bir şey yapmış ona üflemiştin de iznimle kuş olmuştu; anadan doğma koru, alacalıyı iznimle iyi etmiştin. Ölüleri iznimle diriltiyordun. israiloğullarına belgelerle geldiğinde, onlardan inkar edenler, 'Bu apaçık bir büyüdür' demişlerdi de Ben onların sana zarar vermelerini önlemiştim."
Kuran'ın kendisinden başka bahsettiği en az 7 kitap daha var ve bu kitapların neler olduğu ve içerdiklerini yine kendisi açıklıyor.
Hikmet, Kitap, Zikir, Furkan, iliyyun, Suhuf, Levha, Kuran, Tevrat, incil ve Zebur sözcükleri ile Kuran taraması yapıp ayetleri incelediğinizde göreceğiniz tablonun bizim farkettiğimizden çok daha büyük olacağına inanıyorum.
Arif Aydoğmuş -
4.
+2 -6---Tümünü Göster
Bilim - Din Tartışması
Aslında yazımda doğrudan olmasa da cevap vermiştim. Din demek bana göre "ilke" demektir. Din'i ilke olarak düşündüğümüzde her insanın bir dini olmasında sakınca yoktur. Her insanın yaşam ilkeleri farkılıdır. Ortak ilkeler olması gayet normaldir ve sakıncası yoktur. Önemli olan nokta, ortak yaşam ilkelerini mecburi kabul edilmesi gereken ilkeler olarak sunmamaktır. Bugün Gelenksel islam'ın, Yahudiliğin, Bahailik'in, Budizm'in, Ateizm'in, Deisizm'in en büyük handikapı budur. Din olgusu ortak ilkelere sahip insanlar tarafından sömürülmüş ve bağlamından koparılmıştır. Din olgusu kesinlikle grupsal veya toplumsal değildir, olamaz. Din bireyseldir. Bireylerin kendi ilkeleridir. Din'in gerçek anlamı budur ve bu anlamda düşündüğümüzde şuanda yeryüzünde "DiN" olarak varolan tüm inanışlar afyondur, gerçek dışıdır. Olması gereken dini gerçek anldıbına tekrar kavuşturmak ve bireye indirgemektir.
Bireysel olan din olgusunun genelleştirilmeye çalışılması tarih boyunca insanlığın başına bela olmuş ve yoktan sebepler üretilerek küresel savaşlara dahi neden olmuştur. Bugün geleneksel din inanışındaki bu çarpıklığı farkeden akıllı insanlar dışlanmış, suçlanmış ve hoşgörülmüştür. Bu tutum karşısında benzer düşünceleri paylaşan aynı akıllı insanlar ise kendi ortak ilkelerini maalesef geleneksel dinlerden farklı olmayan şekillerde bayraklaştırmışlardır.
Ateism inanışının şartları vardır. Yaratıcı bir tanrıyı kabul etmemek ilksel bir şarttır.
Deism inanışının şartları vardır. Yaratıcı yok çıkarımınının dışında ateismle neredeyse aynı mutlak şartlara sahiptir.
Geleneksel islamın şartları vardır. Tek ve evrene müdahale eden bir yaratıcıya inanmak ilk şarttır.
Yahudilik'in şartları vardır. Tek ve evrene müdahale eden bir yaratıcıya inanmak ilk şarttır.
vd...
Bu veya diğer inanışlardan herhangi birini seçtiğiniz zaman karşınıza bir takım ilkeler çıkarılır. Bu ilkeleri koşulsuz kabul ettiğiniz taktirde bu inanışa sahip olursunuz. Aksi halde istediğiniz kadar söyleyin kabul görmezsiniz. istediğiniz kadar ateist olduğunuzu söyleyin Tanrı vardır dediğiniz anda hiç bir ateis sizi ateist olarak nitelemez. istediğiniz kadar deist olduğunuzu söyleyin Kuran inanırıyım dediğiniz anda hiç bir deist sizi deist olarak nitelemez. istediğiniz kadar müslüman olduğunuzu söyleyin Kuran'ı tartışırım dediğiniz anda hiç bir müslüman sizi müslüman olarak nitelemez. istediğiniz kadar hristiyan olduğunuzu söyleyin Kuran'ı kabul ettiğiniz anda hiç bir hristiyan sizi hristiyan olarak nitelemez. vd...
Şimdi ben söylüyorum.
Tanrı vardır.
Evrene sürekli olarak müdahale eder.
Kuran'ı incelerim ve tartışırım.
Kuran'a inanırım.
Kendime ait ilkelerim var.
Bu düşüncelerime göre ben neyim sizce?
Ateist, deist, müslüman, hristiyan, yahudi, budist, pagan vs. olamayacağım gibi dinsizde olamıyorum... Peki ya ??? Benden duymak istedikleriniz bu kadar.
Şimdi gelelim benim sizden duymak istediklerime. :-)
Tartışma Kuran merkezinden hareketle dinler eksenine yürüdüğü için bende bu yönden hareket edeceğim.
Kuran kendisinden önceki kaynakların gerçekleri saptırdığını, değişimler yapıldığını ve gerçeklerden uzaklaşıldığını iddia ediyor.
Örneğin,
mevcut incil'in ve inanırlarının en başta isa ve Meryem'i tanrısal dereceye yükseltmelerinin ve daha bir çok inanışın hatalı olduğunu ve gerçekleri saptırdıklarını,
mevcut Tevrat'ın ve inanırlarının Tanrı'nın vaadleri başta olmak üere bir çok inanışın hatalı olduğunu ve gerçekleri saptırdığını,
Sümerler, Akkadlar, Mısırlılar vs. eski uygarlıkların gerçekleri saptırarak başta putlaştırma olmak üzere gerçeklerden uzaklaştıklarını iddia ediyor.
Bugünki metafiziksel inanışları kabul etmeyen ateism, deism gibi kaynaklarda Kuran'ın söylediklerine Kuran'ın kendisinide dahil edip ruhçu din inanışının baştan aşağı hatalı olduğunu ve evrensel gerçeklerden sapıldığını iddia ediyor.
Kuran iddialarına delil olarak Tanrı'yı gösteriyor.
Ateism veya deism iddialarına delil olarak evrensel verileri gösteriyor.
Şimdi soruyorum, evrenle konuşanımız mı var? Matematik, fizik gibi insani bilgilere bakarak Evrenin, "dinler saçmadır dediğini" hangi akıllı iddia edebilir? Tamamen tarafsız ve samimi olarak düşünelim lütfen.
Tanrı insanla konuşur mu? Peygamber olduğunu söyleyen insanları, ruhçulukla itham edecek ve buna delil olarak evren ve evrensel veriler gösterilecek ve tüm bunlar evrensel bilgilerden alınırken evren insanla konuşacak, bilim adamlarınca açıklanacak?
GELENEKSEL DiNLER
Tek tanrı
Vahiy
Ölüm yok oluş değil ölümden sonrada bir yaşam var
Yer gök bitişik idi
Yaratılışa sudan başlanmıştır.
Tanrı katında ayların sayısı 12 dir
insanlar arasından elçiler, öncüler seçilmiştir. (muhafazid, isa, ibrahim, Şuayb, Davud vb.)
Tanrı insanlarla üç şekilde konuşur * Perde arkasından * Vahyederek * Elçisi ile mesajını göndererek
Aklını kullanmayan Tanrı'ya ulaşamaz
Tanrı kendi lisanı ile konuşur insanlık lisanı ve elçilerle mesajını bildirir
TANRIYA iNANMAYANLAR CAHiLLERDiR
MODERN DiNLER (BiLiMCi)
Tek evren
Evrensel dil, keşifler
Hiçbir enerji kaybolmaz ancak başka bir enerjiye dönüşür.
Big-bang sonucu dağılım
Evrim ilk olarak sudan başlamıştır
12 evreli güneş takvimi yeryüzü olayları için en ideal takvimdir.
insanlar arasında öncüler, bilgeler vardır. (Aristotales, Hegel, Kant, Kepler, Erdös, Einstein vd.)
Evrensel bilgiye üç şekilde ulaşılır * işlem * Gözlem * Deney
Aklını kullanmayan evrensel bilgilere ulaşamaz
Evrenin kendi lisanı vardır matematik, fizik dili ile bilimadamlarınca iletilir.
EVRENSEL VERiLERE iNANMAYANALAR CAHiLLERDiR
Geleneksel dinlerle ateism veya deismin ne kadarda birbirine benzediğini objektif ve samimi olarak kaç kişi söyleyebiliyor?
Hazin bir gerçek var,
--- Geleneksel dinler insanlara "Siz tanrıyı kendi kendinize bulamazsınız alın size tomar tomar kitaplar ve ruhbanlar " der ve ruhbanlar yüceltilirken diğer insanlar onlar adına tartışmalara ve hatta savaşlara girerler. (Garibanlar)
--- Bilim insanlara "Siz evreni kendi kendinize anlayamazsınız alın size tomar tomar kitaplar ve bilim adamları" der ve bilim adamı olmak yüceltilirken diğer insanlar onlar adına tartışmalara ve hatta savaşlara girererler. (Garibanlar)
--- Geleneksel dinlerde işin ehli olan ruhbanlar garibanları dikkate almaz kendi aralarındaki tartışmalar daha heyecanlıdır.
--- Bilim dininde işin ehli olan bilim adamları garibanları dikkate almaz kendi aralarındaki tartışmalar daha heyecanlıdır.
insanlık iki gruba bu gruplarda kendi aralarında iki gruba bölünmüştür. Her iki grubun iki de ortak yönü vardır.
Her iki gruba göre karşı taraf saçmalamaktadır.
Her iki grubun içerinde de garibanlar ve garipleştirenler vardır. Birde benim gibi ikisinide yaranamayan gasgaripler var ki Tanrı ve Bilim bize yardım etsin. Ben hala ve duraksamadan söylüyorum: "Gelin kendi kendimizi ve inanışlarımızı bayraklaştırmayalım aramızda ortak olan tek gerçekte birleşelim ve birbirimizi asla incitmeyelim." insan aklı kadar vardır.
Arif Aydoğmuş -
5.
0bunu okuyan mal oldu
-
6.
0anladık bari tek tek yazaydın bune amk
-
7.
0evet ateist biladerler 4 ayrı başlıkta bazı konularla ilgili kuran merkezli açıklamalar var burada, inceleyin ve düşüncelerinizi yazın pahalum!
-
8.
0eşhedü...
-
9.
+15okuyacağıma dine dönerim daha iyi
-
10.
0rezerved muhakkak okurum
-
11.
0şakirdim okumadım
-
12.
0reserved umarım okurum
-
13.
0ohuyun ohuyun abababaapapapabababaaa
-
14.
0ohuyun ohuyun abababaapapapabababaaa
-
15.
0şüphesiz ki şüphesiz
-
16.
0@15 tabii ki panpa çok haklısın ahahahah
-
17.
0okkuyunn apapapapappapapappap
-
18.
0@9 dıbına koyim kahkaha attım
-
19.
0bunu okuyan ateist öldü
-
20.
0çok güzel yazmışsın mübarek mahmut abinin selamı var