bir arap hikayesi der ki:
bir bedevi çölde seyahat etmektedir , ve bir vaha ile karşılaşır ve bu vaha nın içinde mükemmel bir saray vardır. etrafta başka hiçbir
bina yoktur ve bir göçebe görür ona sorar.
bu saray nereden geldi? ve göçebe bunun nereden geldiğine inanamazsın der.
'ilk önce rüzgar öyle şiddetli estiki taşlara kare köşeleri olan mükemmel küp şekli verdi ve hepsi mükemmel bir şekilde karışıp bir araya gelerek
sarayı oluşturana kadar taşları çölde alt üst etti ve sonra rüzgar tozlerı agaçlardan saçlar ve liflerle bereber çatlaklara üfledi ve sonra
yağmur getirdi ve o da çimentoyu oluşturdu ve sonra yıldırım düştü ve çöl kumunu cam tabakalarına çevirdi.ve bu rüzgar cam tabaklarını sarayın
camlarına taktı,ve sonra elementler dünyanın uzak dünyanın uzak köşelerinden tahta aldılar ve rüzgar ile ve elementlerin çeşitli kuvvetleri ile
ona şekil vererek mobilyalara,cam çerçevelerine ve kapılara dönüştürdüler ve hortumlar ve fırtınalar onları buraya taşıyarak kapıları yerlerine taktılar
ve camlara çerçeveleri taktılar ve mobilyaları yuvarlayıp odalara yerleştirdiler sonra bu ğüçlü rüzgarlar koyunların yününü koyunlardan çıkardılar ve onları
örerek kilim ve halılar yaptılar,ve sonra yerlere serdiler ve bu olay bu sarayı yapmak için dünyanın sadece burasında gerçekleşti.
bunu düşünmeye başlayınca bu nekadar saçma demekten kendimizi alamıyoruz ve bunu söyleyen adam hakkında bu adam deli diyoruz,
bu imkansızdır diyoruz ama buna rağmen bize big bang in ve doğal seçilimin bu saraydan daha büyük bir şey başararak yaratılışın en önemli
devirlerinden birini oluşturduğuna inanmamız söyleniyor. dr.L.brown
ateistler allah akıl ve fikir ihsan eylesin size
*