1. 126.
    0
    Yarın olsun yazarım:)
    ama evrenin oluşumunda bilimin açıklıyamadığı şeyler olduğunu biliyorum. Daha bilinmiyor bilmem ne dalgasına enerjiden madde olusuyor fln filan deniliyorda,o enerjinin nereden geldiği hakkında fikirleri yoktu.Ben öyle anlamıştım.Bu enerjinin de nereden geldiğinin bilineceğini düşünmüyorum.Çünkü 0 mekana doğru gidiliyor yavaş yavaş. Buda imkansız birşey
    ···
  2. 127.
    0
    @111 evrenin oluşumu ile ilgili dediğinizle alakalı hiçbir şey yok. bilimin cevaplayamadığı şeyler de düşündüğünüz gibi şeyler değil. kaldı ki o tarz büyük bir boşlukla teori yazılmaz. en büyük sorunu basit bir dille anlatmaya çalışayım. mutlak tekillik anının sonunda maddeye ilk kütlesini kazandıran şey neydi? bunun bir alan olduğu bu alanı oluşturan bir hammaddenin olduğu öngörüldü. böyle bir şeyin varlığı kesindi ama bunun nasıl bir şey olduğunu anlatmak kolay değildi. çünkü çok nadir ortaya çıkan bir durumdan bahsediyoruz burada. daha sonra higgs isimli bir bilim adamı bu alanın temellerini ortaya atan bir şeyler yayınladı (aslında 6 kişiydiler ama higgs en ünlüsü oldu). atlas ve cms deneyleriyle de bu fikrin doğruluğu kanıtlandı. yani aslında higgs bozonu denilen şeyin varlığı zaten kesindi ama bunun özelliklerini anlatan teorilerden hangisinin doğru olduğu bilinmiyordu.

    bir başka konu da en küçük ile en büyük arasındaki fiziksel dünyanın farklılığı. bunu basit bir dille nasıl anlatabilirim bilmiyorum ama deneyeceğim. kuantum mekaniği denilen şey 1900lü yılların başlarında ortaya çıkana kadar bir çok fizikçi ve bilim adamı fiziğin artık bize anlatabileceği bir şey olmadığını ve daha fazla ilerlemenin mümkün olmadığını ileri sürüyordu. kuantum mekaniği atom altı parçacıkların dünyasının aslında ne kadar şaşırtıcı ve ne kadar rastlantısal olduğunu gösteriyordu (bazıları hala hiçbir rastlantı yok diyerek teoriler de çıkarmaya çalışıyorlar fakat asıl görüş atom altı dünyada hiçbir şeyin kesin değil ama olasılıklı olduğu yönünde). fakat einstein 1900lü yılların başında önce özel sonra da genel göreliliği çıkarttıktan sonra işler bir anda değişti. einstein gezegenlerin, yıldızların, galaksilerin hareketlerini mükemmel anlatıyordu. bize gelen güneş ışınlarının kütle çekimi yüzünden eğilmesini, yıldızların kendi içine çökmelerini hatta kara deliklerin varlığını dahi açıklayabiliyordu teorisiyle. bir çok kez bu teorinin yanlış olduğunu kanıtlamak için hunharca çalışmalar yapıldı ama bu çalışmaların hepsinde teorinin doğruluğu kanıtlanmış oldu. fakat einstein inanılmaz büyük cisimlerle uğraşırken (gezegenler, yıldızlar, galaksiler) niels bohr, feynmann, dirac, paulic, schrödinger, heisenberg, born gibi adamlar da einstein'ın aksine inanılmaz küçük şeylerle uğraştılar ve bu inanılmaz küçük şeylerin dünyasının einstein'ın anlattığı kurallarla açıklanamadığını gördüler. dolayısıyla kuantum mekaniği einstein'dan çok daha farklı ilerlemeye başladı. ama şu da bir gerçek ki aslında bu iki alan aynı gerçekliğe sahip ve bir şekilde birbiriyle bağlı olmalılar. dolayısyla bilim adamları uzun süre önce yeni bir arayışa girdiler. buna süper sicim teorisi. m theory ya da benzeri isimler verenler de var. bilinen şu ki evren bizim algıladığımız şekilde bir şey değil. her taku 3 boyutlu düşünmeye kilitlenmiş olan insan beyni (böyle şartlandırdık) 11 boyutlu evren kurdıbını kavramada yetersiz kalıyordu. fakat muhtemelen önümüzdeki 20 yıl içinde edward witten isimli bir fizikçi (en güçlü adayım bu adamdır) her şeyin teorisiyle ilgili önemli buluşlara imza atacaktır.

    şimdi bu kadar bilgiden sonra özet: evrenin oluşumu ile ilgili çok büyük bir bilinmeyen yok. bilimsel olarak teorinin büyük parçaları oluşturuldu. bütün bu oluşum süreci bir yaratıcı veya dış bir elin varlığı olmadan anlatılabiliyor. siz bunu okuyup öğrenmiyorsunuz diye bunun böyle olmadığını iddia edemezsiniz. ben bu işlere yıllarımı verdim. saçlarımı beyazlattım ve dediğim gibi topoloji ve diferansiyel geometride iyi olmadığım için 11 boyutlu evrenin hesaplarına kafam çok basmıyor. topolojide çok iyi birinin oturup 3 saatte anladığı şeyi 2 haftada anca anlıyorum (o da en iyi ihtimalle). ama okuyorum araştırıyorum öğreniyorum. matematik falan okumadım üniversitede. normal bir zekaya sahibim üstelik. bilimsel bilgiye tak atıp aklınız sıra onu kötülediğinizi ayar verdiğinizi sanırken aslında rezil oluyorsunuz. bu konuları çok bilen adam yok, bilen de uğraşıp size cevap vermiyor diye kendinizi haklı sanıyorsunuz fakat yukarılarda bilimle ilgili yazılan çoğu şeyi okudum ve gördüklerime inanamadım.
    Tümünü Göster
    ···
  3. 128.
    0
    @1 dinde baskı yoksa din kitapları nasıl basılıyo hadi bunu da açıkla
    ···