-
1.
+16 -5Ateist arkadaşlar size evrimin olmadığını maddeler halinde anlatcamTümünü Göster
edit:daha geniş kapsam için
http://bilimveutopya.blogcu.com/
1evrim teorisinin iddiasına göre, fosfor, karbon gibi bilinçsiz, akılsız, yeteneksiz, bilgisiz ve cansız atomlar tesadüfler sonucunda biraraya gelmişler, yıldırımlar, volkanlar, ultraviyole ışınları, radyasyon gibi doğal olaylar sonucunda kendilerini kusursuzca organize ederek proteinleri, hücreleri, balıkları, kedileri, tavşanları, aslanları, kuşları, insanları ve tüm canlılığı meydana getirmişlerdir.
tesadüfleri yaratıcı bir ilah kabul eden evrim teorisinin temel iddiası budur. böyle bir iddiaya inanmak ise akla, mantığa ve bilime karşıdır.
2zaman zaman gündeme gelen "insan ve maymun genlerinin % 99 benzerliği" ifadesi yıllar önce kasıtlı olarak üretilmiş propaganda amaçlı bir slogandır.
öncelikle, her iki türün dna'larının kıyaslanabilmesi için ikisinin de gen haritasının bilinmesi gerekir. ancak şu ana kadar yalnızca insanın genetik haritası çıkartılmıştır. şempanze içinse henüz böyle bir çalışma yapılmamıştır.
sansasyonel şekilde duyurulan araştırmalarda insandaki 30.000 genin sadece 97'si (binde 3'ü) karşılaştırılabilmiştir. bu kadar yetersiz bir araştırma ile insan maymun arası bir soy bağı kurmak tamamen evrimci ön yargılardan kaynaklanmaktadır. evrimcilerin bu genellemesi, sadece 3'er cümlesi okunmuş kalınca iki kitabın %99 benzer olduğunu ilan etmek kadar saçmadır.
i̇ki canlının genleri kısmen benzediği için benzerlik oranı seçilen genlere göre değişkenlik gösterir. hiç benzemeyen genler seçilirse elde edilen sonuç %0; tamamen aynı genler seçilirse %100 çıkar. kaldı ki, evrimcilerin yansıtmak istediklerinin aksine insan, genlerini sadece şempaze ile paylaşmaz. i̇nsan ile meyve sineği veya balina genlerinin karşılaştırıldığı bir çalışmada tamamen aynı genler seçilirse insan %100 meyve sineği ya da %100 balina çıkabilecektir!
sonuç olarak insan ve maymunun bütün genlerinin %99 aynı olduğunu iddia etmenin hiçbir bilimsel dayanağı yoktu
3hayatın yapı taşı olan proteinlerin tesadüfen oluşmaları matematiksel olarak imkansızdır. örneğin, bileşiminde 288 amino asit bulunan ortalama büyüklükteki bir protein molekülünün tesadüfen oluşma ihtimali 10300'de 1 ihtimaldir. (bu, 1 rakdıbının sağına 300 tane sıfır gelmesiyle oluşan astronomik bir sayıdır.) bu ihtimalin pratikte gerçekleşmesi ise imkansızdır. (matematikte 1050'de 1'den küçük ihtimaller pratikte "sıfır ihtimal" kabul edilirler.) tek bir proteinin bile tesadüfen oluşmasını açıklayamayan evrim teorisi, hücrenin ve daha kompleks yapıların nasıl meydana geldiğini asla açıklayamaz.
`
4i̇nsan vücudundaki yaklaşık 200 farklı tipteki hücre mükemmel tasarımları sayesinde farklı görevler üstlenirler. örneğin sinir hücrelerinin omurilikten ayağa kadar uzanan yaklaşık 1 metrelik uzantıları vardır. bu sayede uyarılar tek bir hat üzerinden hızla gidecekleri bölgeye ulaşırlar. kan hücreleri ise sadece 7 mikrometre boyundadır. böylece mikroskobik boyuttaki kılcal damarlardan sıkışmadan geçebilirler. gözdeki ışığa duyarlı retina hücrelerinde ışığa duyarlı pigmentleri ve sinir bağlantısını taşıyan çok sayıda zar vardır. bu sayede göz hücreleri ışığa duyarlıdır. i̇nce bağırsakta da görevine uygun şekle sahip, besinleri emici hücreler vardır. tüm bu hücreler tek bir hücrenin bölünerek çoğalmasından oluşmuştur. peki tüm bu hücrelerin tasarımını, görevleri için en uygunu olan kusursuz şekillerini şuursuz atomlar ve tesadüfler mi üstlenmişlerdir? evrim teorisinin kesinlikle açıklayamayacağı bu olağanüstü organizasyon ve tasarım, allah'ın yaratışının bir delilidi
5bugün bilinen temel canlı kategorilerinin tamdıbına yakını, 530-520 milyon yıl önce, "kambriyen devri" adı verilen jeolojik devirde aynı anda ve aniden ortaya çıkmıştır. süngerler, yumuşakçalar, solucanlar, derisidikenliler, eklembacaklılar, omurgalılar gibi birbirinden tamamen farklı vücut planlarına sahip canlı kategorileri, daha önceki jeolojik devirlerde hiçbir benzerleri yokken, bir anda belirmişlerdir. bu gerçek, evrimcilerin, canlıların tek bir ortak atadan uzun zaman içinde ve aşama aşama türedikleri iddiasını çürüten önemli bir delildir.
yeryüzünün bir anda, son derece farklı vücut yapılarına, son derece karmaşık organlara sahip birçok canlı ile dolması, elbette ki bu canlıların yaratıldıklarını gösterir. evrimciler, allah'ın varlığını ve yaratışını inkar ettikleri için bu mucizevi olayı kesinlikle açıklayamazlar.
68 canlı türleri yüz milyonlarca yıl boyunca hiçbir değişikliğe uğramamaktadırlar eğer gerçekten bir evrim yaşanmış olsaydı, canlıların yeryüzünde küçük kademeli değişimlerle ortaya çıkmaları ve zaman içinde de değişmeye devam etmeleri gerekirdi. oysa fosil kayıtları bunun tam aksini gösterir. farklı canlı sınıflamaları, kendilerine benzeyen ataları olmadan aniden ortaya çıkmışlar ve yüz milyonlarca yıl boyunca hiç değişim geçirmeden durağan bir biçimde kalmışlardır.
7deprem, bir şehri nasıl geliştiremezse, mutasyonlar da canlıları geliştiremezler
mutasyonlar, insan vücuduna dair tüm bilgilerin şifreli olduğu dna üzerindeki rastlantısal değişikliklerdir. mutasyonlara radyasyon, kimyasallar gibi etkenler neden olur. evrimciler, mutasyonların canlıları evrimleştirdiğini öne sürerler. oysa mutasyonlar canlılara daima zarar verirler, onları geliştirmezler, onlara yeni özellikler (örneğin kanat, akciğer gibi organlar) kazandıramazlar. onları ya öldürür ya da sakat bırakırlar. mutasyonların bir canlıyı geliştirdiğini, ona yeni özellikler kazandırdığını iddia etmek, bir depremin bir şehri daha gelişmiş ve modern bir hale getirdiğini, veya bir bilgisayara çekiçle vurulduğunda bir üst modelinin ortaya çıkacağını iddia etmeye benzer. nitekim gözlemlenmiş hiçbir mutasyonun genetik bilgiyi artırdığı görülmemiştir
`
edit:başka sorularınız varsa hepsini açıklamay zamanım var beyler bekliyorum ama öncü bunları okuyun sonra sorun öle züt olun` -
2.
0@6 bekliyorum kanka
-
3.
0@10 yok kardeşim sizi züt etmek benim için bir zevk sor bakalım
-
4.
0@19 hz.havva her defasında 1 kız 1 erkek ikiz doğurduğu ve her ikiz bir sonraki ikiz çoçuklar ile evlendirildiği idi. hayattaki ilk insanlar olmasınden dolayı ki sadece bir sonraki ikizi ile evlenmesi caiz, kendi ikizi ile evlenmesi haram kılındığı. bu şekilde bu şekilde bu şekilde 7 milyara ulaştık
-
5.
0@22 peki kanka evrim oldu burda geçiş dönemindeki türlere neden hiç rastlanmadı kemik yapıları yoktu Darwin gibi maymun kafasıyla insan kafasını toprağa gömerek mi kanıtlıycan
-
6.
0@28 ben bir bakıma insanların maymundan gelmediğini tanrının varlığını kanıtlıyorum kardeşim şöyle bir şey var tabi insan doğanın zor şartlarına karşı kendini buna karşı bir iki değişiklik olmuştur ama bu söylediklerinble maymundan geldiimizi ve kendi kendimize yaratıldığımızı kanıtlamaz
-
7.
0@33 o zaman insanın vucudunda bulunan bir çok elment de toprakta bulunmaktadır buna ne diyosun
-
8.
0Beyler bekleyin savurda yemeğimi yiyim siz sorularınızı yazın ben cevaplıycam ayraıca @1 de anlattığımı okumyıp mal mal soruları tekrar etmeyin ananızı giberim
-
9.
-1@45 gibtir git gökteşı girsin zütüne az araştır ananı gibmiyim hea
demir, atom numarası 26 olan kimyasal element. simgesi fe dir (latince. ferrum dan).
demir, yerkabuğunda en çok bulunan metaldir. yerkürenin merkezindeki sıvı çekirdeğin de tek bir demir kristali olduğu tahmin edilmekle birlikte, demir nikel alaşımı olma ihtimali daha yüksektir. dünyanın merkezindeki bu kadar yüksek miktardaki yoğun demir kütlesinin dünyanın manyetik alanına etki ettiği düşünülmektedir.
demir metali, demir cevherlerinden elde edilir ve doğada nadiren elementel halde bulunur. metalik demir elde etmek için, cevherdeki katışkıların (i̇ndg: impurity) kimyasal indirgenme yoluyla uzaklaştırılmaları gerekir. demir, aslında büyük ölçüde karbonlu bir alaşım olarak kabul edilebilecek olan çelik yapımında kullanılır.
demir, karbonla birlikte 1420–1470k sıcaklığa kadar ısıtıldığında oluşan sıvı ergiyik %96,5 demir ve %3,5 karbon içeren bir alaşımdır ve dökme demir veya pik olarak adlandırılır. bu ürün ince detaylı şekiller halinde dökülebilirse de, içerdiği karbonun çoğunu uzaklaştırmak amacıyla dekarbürize edilmediği sürece, işlenebilmek için fazlasıyla kırılgandır -
10.
-1@52 gibtir git bana darwinden bahsetme darwin çok koyu bir hristiyandı oğullarını kaybedince kafayı yemiş ve böyle bir tez ortaya atmış zaten kendi yaptığı insan kafasıyla maymun kafasını birleştirrek toprağa gömecek kadar dengiz bi insan ayrıca hani geçiş türleri o zaman nerde bunlar
-
11.
-1Geliyom oclar yemeğimi yiyim bekleyin
-
12.
+2 -1@69 okuycaksan tabiki kardeşim benimTümünü Göster
i̇nsana kıymet kazandıran mensup olduğu ırk değil, sahip olduğu faziletlerdir.
i̇slam dini, ırkları bir realite olarak kabul eder. cenab-ı hak kur"an"da şöyle bildirir:
"ey insanlar! sizi bir erkekle bir dişiden yarattık.
birbirinizi tanımanız için, sizi milletlere, kabilelere böldük.
şüphesiz allah katında en şerefliniz, en takva sahibi olanınızdır."
(hucurat, 13)
ayette bildirilen erkek ve dişiden murat, hz. âdem ve hz. havva"dır. bütün insanlar onların torunları durumundadır. hz. âdem"in aynı zamanda ilk peygamber olduğu da nazara alınırsa, bütün insanların peygamber torunları olduklarını söyleyebiliriz.
ayette farklı milletlere ayrılmanın hikmeti, insanların birbirlerini tanımaları olarak nazara veriliyor. gerçekten de her milletin kendine has bazı özellikleri vardır ve bu özelliklerden hareketle bir insanın hangi millete mensup olduğunu belirlemek mümkündür. ordu içindeki karacı, havacı gibi değişik kısımlar nasıl kıyafetleriyle ayırt ediliyorsa, milletler de belli özellikleriyle birbirinden ayırt edilmektedirler. ordu içindeki farklılık bir çatışma vesilesi olmadığı gibi, farklı milletlere mensup olma da çatışma vesilesi yapılmamalıdır.
i̇nsana kıymet kazandıran mensup olduğu ırk değil, sahip olduğu faziletlerdir. yoksa hemen her millette hem iyiler, hem de kötüler bulunmaktadır.
irklar bir renkliliktir
irklar, insanlık kilimindeki farklı renkler ve desenlerdir. yüce allah, sanatında daima renkliliği esas almıştır. mesela, renkler yedidir, sesleri gösteren notalar yedidir, tatlar farklı farklıdır? i̇nsanlık aleminde farklı ırkların olması da ilahi kader proğramından gelen bir güzelliktir. kilimdeki farklı motif ve desenler o kilime farklı bir güzellik katar. gök kuşağı tek renk olsaydı, şimdiki kadar güzel olmazdı. farklı ırklar ve milletler de dünyamıza farklı güzellikler kazandırmıştır. ülkemizde farklı ırkların varlığı, muazzam bir kültür zenginliğini netice vermiştir. ülkemizin doğusunda batısında, kuzeyinde güneyinde farklı yemekler, farklı müzikler, farklı mimari durumlar" bizleri "büyük millet" yapmaktadır.
allah"ın boyası
"sen allah"ın boyasına bak!
daha güzel boya kimin olabilir?? (bakara, 138)
yunus emre, kur"an"dan aldığı dersle "yaratılanı severiz, yaratan"dan ötürü" der. ama herkes yunus emre kadar olgun olmayabilir. şöyle bir olay anlatılır:
bir grup insan hac vazifesini eda ederken, beyaz ırka mensup bir müslüman, zenci birini görünce biraz yüzünü ekşitir. zenci, yanındaki arkadaşına yönelir ve şöyle der:
"bana yüzünü ekşiterek bakan şu müslüman kardeşime, sor bakalım, boyayı mı beğenmemiş, yoksa boyayanı mı"?
kur"an-ı kerim"de "allah"ın boyası" ifadesi geçer. en güzel boyanın "allah"ın boyası" olduğu ifade edilir. (bakara, 138)
ayetin işari bir manası insanlık aleminde kendini göstermektedir. i̇nsanlar esas azalarda bir olmakla beraber, ses, sima, renk gibi durumlarda farklı farklıdırlar. kur"an şöyle bildirir:
"göklerin ve yerin yaratılışı, dillerinizin ve renklerinizin farklı oluşu o"nun ayetlerindendir. şüphesiz ki bunda bilenler için nice ibretler vardır." (rum, 22)
irklar nereden geldi
aynı topraktan rengarenk çiçekleri yarattığını gördüğümüz ilahi kudrete, aynı âdem ve havva"dan farklı özellikte ırkları yaratmak zor gelmez.
odtü mezunu bir arkadaşımızın dini konularda bazı şüpheleri vardı. bir gün sohbet esnasında "hiç zenci arkadaşın oldu mu"? diye sordu. olmadığını söyledim. dedi "benim oldu. onları biraz yakından tanıdım. bizden çok farklı insanlar. i̇ster istemez hatırıma şöyle geliyor: hz. âdem şayet beyaz bir insan olarak yaratıldıysa bu zenciler nereden geldi? acaba onlar için başka bir âdem mi var"?
dedim: "sadece renk ve bazı özelliklerinin farklı olmasından onlara başka âdem baba aramamız gerekmez. mesela, bir otomobil fabrikası farklı modeller üretir ve bunlara farklı renkler verir. sadece model ve renk farklılığından dolayı onlar için farklı fabrikalar aramayız. onun gibi, allahu teala hz. âdem ve havva"yı bütün ırkları netice verecek özellikte yaratmış, zamanla da ırkları meydana getirmiştir. aynı topraktan rengarenk çiçekleri yarattığını gördüğümüz ilahi kudrete, aynı âdem ve havva"dan farklı özellikte ırkları yaratmak zor gelmez.?
kur"an-ı kerim, insanın çamurdan bir hülasadan yaratıldığını söyler. (mü"minun, 12) rivayete göre, cenab-ı hak hz. cebraile yeryüzündeki değişik özellikteki topraklardan getirmesini ister. hz. cebrail beyaz, siyah, kırmızı gibi değişik özellikteki topraklardan getirir. cenab-ı hak, kudret eliyle bunları yoğurur, hz. âdemin heykelini yapar ve ardından ona ruh üfler. böylece ilk insan yaratılmış olur.
öyle anlaşılıyor ki, hz. âdem"in ve hz. havva"nın genetik yapısında bütün ırkların karakterleri vardı. bu karakterler zaman içerisinde ırkların ortaya çıkmasına vesile oldu. böylece farklı coğrafyalarda farklı ırk ve kabileler zuhur etti.
72 milleti̇nsanlık aleminde farklı ırkların olması ilahi bir tercihtir.
babil, ilkçağda eski mezopotamya"da kurulan sümer devletinin en büyük ve en ünlü şehridir. bağdat"a 88 km. mesafede bulunan bu şehrin harabeleri günümüze kadar gelmiştir. kur"an"da bakara suresi 102. ayette bu şehirden bahis vardır.
babil, en eski medeniyet merkezlerinden biridir, buradaki asma bahçeleri, dünyanın en meşhur yedi harikasından biridir.
babil"e şöhret kazandıran şeylerden biri de buradaki kuledir. babil kulesi, tevrat"ın nakline göre, hz. nuh"un oğulları tarafından gökyüzüne ulaşmak için yapılmıştır. yaptıklarıyla mağrur olan bu insanların dilleri, taraf-ı ilahiden değiştirilmiş, birbiriyle anlaşamaz olmuşlar, daha sonra dünyanın her tarafına dağılmışlardır. i̇şte, bu olaya "tebelbül-ü akvam" veya "teşaub-u akvam" adı verilir.
irkçılık tarzındaki menfi milliyetçilikte benzeri bir felaket kendini gösterir: o zaman hiçbir ırk ve millet, diğer ırk ve millete saygı göstermez, dilini anlamaz, birbiriyle geçinemez -
13.
+1 -1@63 huur cocuğu darwinin hristiyan olması demek zamanında bir yaratıcıya inandığı anldıbına gelir @68 sen o gibim kadar aklında gözle görülen bu kainatı bu düzeni inkar ediyosan bende çürütebilirm
-
14.
0@75 @77 eyvallah panpalar
-
15.
0@80 bunu mutasyona nasıl bağladın hayretler içersindeyim de illaha saklı bir mavi gen taşımaktadır kişi bu ailesinde de olabilr amcasının dayısın vb yoksa panpa harbi ya sütçü ya tüpçü
-
16.
0@90 al o zaman neden inanıyorum okursun inşallahTümünü Göster
allah in varliği’nin akilsal yol ile ispatlari
varın ispatı yokun ispatından her zaman daha kolaydır. bir elma cinsinin yeryüzünde bulunduğunu, bir tek elmayı göstermekle ispat edebiliriz. halbuki yokluğunu iddiâ eden kimse bütün yeryüzünü, hattâ kâinatı dolaşıp, ancak ondan sonra onun yokluğunu ispat edebilir. bu ise, imkânsızlık çapında bir zorluk demektir. öyleyse diyebiliriz ki, yok hiçbir zaman ispat edilemez...
iki ispat edici, binlerce inkâr ediciye tercih edilir. i̇ki kişi aynı hakikatte ittifak etmişse, binlerce insanın kendi dar pencerelerinden şahsî bakışlarıyla onu inkârları hiçbir değer ifâde etmez.
bir sarayın kapılarından 999'u açık, biri kapalı olsa, kimse o saraya girilemeyeceğini iddia edemez. i̇şte inkârcı, devamlı sûrette kapalı olan o bir tek kapıyı dikkate verip onu göstermek ister. aslında o kapı da, onun ve onun gibi olanların gözlerine çekilmiş perde sebebiyle onların ruh dünyâlarına kapalıdır. mü’min için kapalı kapı yoktur. yeter ki gözlerini yummasın!... zaten 999’u herkese açıktır. hem de ardına kadar... i̇şte o kapı ve o delîllerden bir kaçı:
1 düzen uyum intizâm kanıtı teleolojik ispat
i-evrende bir düzen (armoni) görmekteyiz. örneğin 23 27 dk. dünyanın elips şeklindeki eğikliği, dört mevsimi oluşturması;insan vücudundaki 150.000 km. civarı kılcal damarlar;milyarlarca yıldızın yörüngelerindeki muhteşem hareket;arının bal için en uygun şekil olan altıgen petek yapması v.b.
ii-{madde’nin (atom), aklı olmadığına göre-} hiçbir nesne kendi kendine tesadüfen düzenli bir şeyi ortaya çıkaramaz. muhakkak ki düzeni, programı,planı ortaya koyan bir akıllı varlık özne olması gerekir. aklın ortaya koyduğu ”her düzenli şeyin bir düzenleyicisi bulunur.” ilkesi vardır. örn:sıra düzenlidir ve bir planlayıcı öznesi olan marangozu vardır, binayı,uçağı yapan bir mühendis olduğu gibi..(çünkü ağacın, çimentonun,demirin aklı olmadığına göre bu programı kendi kendine tesadüfen oluşturamaz.)
iii- o halde bu evrene de bir düzen, uyum veren bir varlık olması gerekir ki –bu basit bir varlık olamaz örneğin 150.000 km. kılcal damarı 1.5 m.’ye insanoğlu sığdıramaz.- o da gözle görünmeyen her şeye gücü yeten yüce bir varlıktır ki o da allah’tır.
2 hudûs kanıtı
âlem değişkendir, durmadan değişiyor. değişen her şey sonradan olmuştur. bu bakımdan madde ezelî olamaz. evet, maddenin termodinamik kanununa göre sürekli yokluğa doğru kayması, kâinatın durmadan genişlemesi, güneşin süratle tükenişe doğru yol alması gibi olaylar, varlığın bir başlangıcı olduğunu gösteriyor. sonradan olan her varlığın bir yaratıcısı vardır; sebepsiz sonuç ve sanatkârsız sanat mümkün değildir. sebepler ise zincirleme devam edip sonsuza kadar mantıken gidemez. öyleyse durmadan değişen, ezelî olmayıp sonradan oluşan ve bir ilk sebebe muhtaç olan şu madde dünyasının da bir yaratıcısı olması gerekir o da allah (cc)'dır.
3 imkân kanıtı
şu âlem, imkan dahilindedir.. yani varlık ve yokluğu eşittir. varolduğu gibi, olmayabilir de. varolurken de, sonsuz oluş şekillerinden herhangi birinin olması imkân dahilindedir. yani en az varolan kadar olmayan da varolma şansına sahiptir. imkan dahilinde olan her varlık ise, kendi dışındaki bir sebebe bağlıdır. öyleyse önce varolmayı, sonra da varolma şeklini tercih eden birisi vardır. o da allah (cc)'dır.
4 sanat kanıtı
atomdan insana, hücreden galaksilere kadar bütün kâinatta ince ve baş döndürücü bir sanat göze çarpmaktadır. evet, bir baştan bir başa kâinattaki her eser, çok büyük sanat değerine sahiptir; her sanat eserinin muhakkak onu yapan sanatçısı olması gerekir.o da allah’tır.
5 hikmet ve gâye kanıtı
her varlıkta kendine mahsus bir amaç, bir maksat, bir fayda ve bir netice takip edildiği göze çarpmakta ve bir atomda dahi gâyesizlik, ma'nâsızlık sayılacak herhangi bir durum görülmemektedir. halbuki, ne madde aleminde, ne bitki ve hayvanlar dünyasında, ne de eşya ve olaylarda şuur ve anlayış mevcut değildir ki, bu gayeler silsilesi takip edilebilsin.. öyle ise, kâinattaki bu şuurlu işleyişi ve bu hikmet ve gâyeleri ancak allah (cc)'a dayandırmakla makul bir yol tutmuş olabiliriz. -
17.
06 şefkat merhamet ve rızık kanıtıTümünü Göster
bütün yaratıkların ve bilhassa insanın ihtiyacı sonsuz, iradesi ise bir hiç hükmündedir. öyleyken, bütün ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçları hiç ümit edilmeyen yerden ve hiç ümit edilmeyen bir tarzda, kimin neye ne kadar ihtiyacı varsa, o şekil ve miktarda karşılanmaktadır. yardım gönderilmesi, gönderilen bu yardımın ihtiyaca tam cevap vermesi açıkça ispat ediyor ki, bütün bu ihtiyaçlara, her şeye kendisinden daha yakın bir şefkat eli cevap vermektedir. kâinat çapında işleyen ve sonsuza kadar da işleyecek olan bu sistemli şefkat, merhamet ve rızıklandırma, bütün bu işleri yapabilme sıfatlarıyla var olan ve noksan sıfatlardan da uzak olan bir yüce varlığı anlatmakta ve ispat etmektedir.
7 yardımlaşma kanıtı
birbirine en yakın olandan en uzak olana kadar, bütün yaratıklar birbirlerinin yardımına koşuyor. aralarında hiç münasebet bulunmayan iki ayrı varlık cinsi, böyle bir yardımlaşmada âdetâ aynı bütünün parçaları haline gelip birbirini tamamlıyor. düşünmeli ki, bakteriler, solucanlar ve toprak elbirliği içinde ve aynı gâye etrafında toplanıp bitkilerin imdâdına koşuyor ve bu imdâda koşuş tekrar edip duruyor. akıl ve şuurdan mahrum bu varlıkların, aklı hayret ve şuuru hayranlık içinde bırakan bu faaliyetleri, perde arkasında ‘’varlığı zorunlu’’ bir zâtın hikmet dolu faaliyetini gözler önüne sermektedir. yani bütün kâinat, bu yardımlaşma diliyle “allah” demektedir...
8 sîmâlar kanıtı
esasen bütün mâhlûkata yaymak mümkün iken, meseleyi somutlaştırmak açısından, sadece insanı ve her insan ferdini diğerlerinden farklı kılan onun en bariz ayırıcı vasfı durumundaki sîmâsını ele alarak konuya yaklaşmış olalım:
herhangi bir insanın sîması, en ince teferruatına kadar kendisinden evvel geçmiş milyarlarca insandan hiçbirisine katiyen benzememektedir. bu kural, kendisinden sonra gelecekler için de aynen geçerlidir. bir yönüyle birbirinin aynı, diğer yönüyle de birbirinden ayrı milyarlarca resmi küçücük bir alanda çizip, sonra da kendileri gibi olması mümkün milyarlarca resimden ayırmak ve her şeyi sonsuz ihtimal yolları içinde bir yola ve bir şekle sokmak, elbette ve elbette yarattığı her varlığı, hem de hiç kapalı bir yanı kalmamak üzere bilen ve o varlığa istediği şekli vermeye gücü ve ilmi yeten cenâb-ı hakk'ı en sağır kulaklara dahi duyuracak kuvvette bir ilândır. evet, sîmâda yer alan organları başka sîmâlardaki organlardan ayrı yaratmak ve her gözü, mutlak surette diğer gözlerden ayırt edici bir özellikle donatmak, gözünde fer olmasa bile, sînesinde kalp bulunan her vicdân sahibine, bütün bunları yaratıp sonsuz hikmetlerle donatan zât (cc)'ı gösterir ve tanıttırır..
9 sevk i ilâhî kanıtı
yavru ördek, yumurtadan çıktığı anda yüzmesini becerebiliyor. kozadan çıkan karıncalar, hemen dehliz kazmaya başlıyorlar. arı, çok kısa zamanda sanat hârikası olan peteği; örümcek ise, gergef inceliğindeki ağını örebiliyor. bütün bunlardan anlıyoruz ki, bunlar ve bunlar gibi olanlar başka bir âlemde kendilerine öğretilen bilgilerle ve yaratılıştan gelen bir kâbiliyetle iş görüyorlar. halbuki insan, her şeyi bu dünyada öğrenmek mecburiyetindedir; hem de varlıklar arasında kabiliyetçe en mükemmel yaratık olduğu halde. demek oluyor ki, diğerlerine bu özellikleri veren bizzat kendileri değil, her yaptığını hikmetle yapan bir zât'tır ki, onlara böyle ihsanda bulunmuş...
kilometrelerce ötede yumurtalarını bırakıp dönen yılan balıklarının yavruları, yumurtadan çıkar çıkmaz yola koyulur ve annelerini sanki elleriyle koymuş gibi bulurlar. bunu i̇lâhî bir sevkten başka ne ile izah edebiliriz? hayvanlarda gördüğümüz bu hârikulâdelik, ancak ve ancak allah (cc)'ın bir vergisi olarak açıklanırsa, işte o zaman buna aklî ve mantikî bir açıklamayla bakılabilir.
10 rûh ve vicdân kanıtı
özelliklerini bilmemekle beraber, varlığından kimsenin şüphe etmediği rûhumuzun ve ona ait fonksiyonların bedenimize egemen olma özellikleri de, yine cenâb-ı hakk'ı bildiren kanıtlardandır.. madde âlemiyle özellikleri noktasında hiçbir münâsebeti olmayan rûhun kendine mahsûs bir âlemden buraya gönderilişi, olgunlaştırılmaya tâbi tutuluşu ve bunun da belli bir programla yürütülüşü, şüphesiz cenâb-ı hakk'ı ilân eden en mühim delillerden biridir.
diğer taraftan, insandaki iç sezişler ve görünen hiçbir sebep yokken rab'be dönüşler ve o’na yönelişler ve bu hâdiselerin milyonlara ulaşan adette tekrar edilişi açık bir delildir ki, insanda yaratılıştan var olan ve hakk'ı bulmanın en mühim vesilelerinden biri durumunda bulunan vicdân, kendi yaratıcısı’na tapma isteğinde , bütün varlığıyla o'nunla irtibat halindedir. i̇şte vicdân, bu şahitliğin hakkına uyma zarûret ve mecbûriyetinin yönlendirmesiyle “allah” -
18.
011 fıtrat ve tarih kanıtıTümünü Göster
her insanda iyi ve güzele karşı bir sevgi, buna mukabil kötü ve çirkine karşı da bir nefret hissinin varlığı, aksi hiç kimsenin hatırından bile geçmeyecek açıklıkta bir realitedir. demek oluyor ki, bu duygular, ahlâklı davranma ve iyi işler yapma yönündeki meyilleri ve ahlâksızlıktan ve çirkin davranışlardan da nefret verip kaçınmayı temin eden yapıları itibâriyle işaret etmektedir ki, insana iyiyi, güzeli emreden ve onu kötülük ve çirkin davranışlardan yasaklayan sistemin sahibi kim ise, kendisine bu duyguları veren de, o zât'tır. bu zat da, hiç şüphesiz allah (cc)'dır.
dinler tarihi şahittir ki, beşeriyet hiçbir devrini dinsiz geçirmemiştir. bâtıl, hattâ gülünç dahi olsa hemen her devirde bir dine inanmış ve bir ma’nevî sistemi takip etmiştir. ayrıca, inanmak bir zarûrettir; zira o fıtratta vardır. i̇nsan fıtratına bu ihtiyacı yerleştiren zât'la, bize inanmayı emreden zât, aynı zât'tır. ve o da allah (cc)'dır.
12 duygular kanıtı
insan, binlerce duyguyla donatılmıştır. her duygu, madde dışı bir âlem özelliği taşır. ancak insanda bir duygu daha vardır ki o, doğrudan doğruya cenâb-ı hakk'ı tanıtır. bu duygu, insanda varolan ebed ( sonsuzluk) duygusudur. bu duygu sebebiyle insan, dâima sonsuzluk için çırpınır. sonlu olan hiçbir şey, insanı hakiki ma'nâda tatmin edemez. ve bu duygu, insana başka bir sonlunun tesiriyle verilmiş olamaz. sonlu olan sebeplerin hiç biri, bu sonsuzluğu sunamaz. halbuki, bunun varlığı bir vâkıa'dır, inkârı da mümkün değildir. öyleyse bu duygu bize, bizi bu duygu ile yaratan zât tarafından verilmiştir.. ve, ebedî hayatı da yine o verecektir.
13 ittifak kanıtı
on tane yalancı, arka arkaya gelip bize evimizin yandığını söylese, bu adamların hayatta bir defa dahi doğru söylediklerini duymamış olmamıza rağmen, “ihtimal” der onlara inanırız. zirâ ortada bir ittifak hâdisesi var. halbuki, bahsini ettiğimiz ittifak, binlerce peygamber, yüz binlerce evliya ve milyonlarca da inanan insan arasında meydana gelmiş bir ittifaktır. çeşitli zamanlarda ve ayrı ayrı mekânlarda yaşamış bu insanların ittifak ettiği en birinci nokta, “allah vardır” hakikatidir. on yalancının bir yalan üzerindeki ittifakına önem verildiği halde, milyonlarca, hem de hayatlarında bir kere dahi yalan söyledikleri duyulmamış nebîler ve velilerin bu çaptaki ittifakına inanmayan insan nasıl olabilir?
yalan belli bir zamana kadar sürer. yalancının mumu yatsıya kadar yanacağı için peygamber ve i̇nsanlık tarihinin toplumlarının % 99’u allah (tanrı) var diyorsa binlerce yıldır yanlışlığı veya yalan olduğu niçin bir türlü ortaya çıkmamaktadır. örneğin ortaçağda batı dünyasında galile tek kişi olarak dünyanın döndüğü gerçeğini haykırdı.o zaman ki çoğunluk hayır d.yordu.ama o bağnazların yalanları belli bir zaman sonra ortaya çıkmıştır. yalan her zaman ayakta duramaz. işte tanrı’nın varlığı gerçeği binlerce yıldır çoğunluk tarafından dillendiriliyor ise allah’ın var oldu
edit:alıntıdır -
19.
0Alın size allahında kanıtı ateist binler şimdi size dininize dönün demek istiyorum
-
20.
-1@96 okusan sende anlarsın huur cocuğu ama senin gibi binler bu düzeni güzlliği görmezden gelip amele gibi yaşayan 1 kitap bile okumayan oclar
-
banane olm
-
bazi insanlar sadece dunyanin
-
cccrammsteinccc ve jordi el nino adlı yazarlar
-
niye yaşıyoruz harbi
-
turkiyede dogmak
-
buraya uğrayınca
-
bozdun mu ulan kızı
-
bu evrende ölürsek diğer evrenlerde de
-
dua lipa travlara benziyor
-
abi karı milleti sevilmez zaten
-
çoook sıkıcı
-
40 yasında abınız olarak sozlugu bırakıyorum
-
allah dünya hayatına müdahele etmiyor
-
sozluge gelen tum trafik ferredan geliyo aq
-
sozlugun yavaslik
-
vajinanın sidikli tadı ve kekremsi kokusu
-
sözlüğe 1 gigolayt ram vermişler amg
-
benim bi akrabam var kıçında don yok
-
başladıysa geç yazmalar
-
simetrik olmayan yüz ve göz
-
ateistlere de bise demiyorum
-
travesti ile el ele gezen incici
-
beyler geelin re cep tayyibe neden oy verdiklerini
-
sıradan bir incici cuck aile fotosu
-
keşke manifest grubundan bir kızla sevgili
-
karının makata aparat taktırnak istiyorum
-
aceyip iti hangi ilde okuyacan
-
muallak taşı gerçekten havada duruyor mu
-
izmirde yine grev mi var
-
incelller benim kardeşimdir
- / 2