Ateist arkadaşlar size evrimin olmadığını maddeler halinde anlatcam
edit:daha geniş kapsam için
http://bilimveutopya.blogcu.com/
1evrim teorisinin iddiasına göre, fosfor, karbon gibi bilinçsiz, akılsız, yeteneksiz, bilgisiz ve cansız atomlar tesadüfler sonucunda biraraya gelmişler, yıldırımlar, volkanlar, ultraviyole ışınları, radyasyon gibi doğal olaylar sonucunda kendilerini kusursuzca organize ederek proteinleri, hücreleri, balıkları, kedileri, tavşanları, aslanları, kuşları, insanları ve tüm canlılığı meydana getirmişlerdir.
tesadüfleri yaratıcı bir ilah kabul eden evrim teorisinin temel iddiası budur. böyle bir iddiaya inanmak ise akla, mantığa ve bilime karşıdır.
2zaman zaman gündeme gelen "insan ve maymun genlerinin % 99 benzerliği" ifadesi yıllar önce kasıtlı olarak üretilmiş propaganda amaçlı bir slogandır.
öncelikle, her iki türün dna'larının kıyaslanabilmesi için ikisinin de gen haritasının bilinmesi gerekir. ancak şu ana kadar yalnızca insanın genetik haritası çıkartılmıştır. şempanze içinse henüz böyle bir çalışma yapılmamıştır.
sansasyonel şekilde duyurulan araştırmalarda insandaki 30.000 genin sadece 97'si (binde 3'ü) karşılaştırılabilmiştir. bu kadar yetersiz bir araştırma ile insan maymun arası bir soy bağı kurmak tamamen evrimci ön yargılardan kaynaklanmaktadır. evrimcilerin bu genellemesi, sadece 3'er cümlesi okunmuş kalınca iki kitabın %99 benzer olduğunu ilan etmek kadar saçmadır.
i̇ki canlının genleri kısmen benzediği için benzerlik oranı seçilen genlere göre değişkenlik gösterir. hiç benzemeyen genler seçilirse elde edilen sonuç %0; tamamen aynı genler seçilirse %100 çıkar. kaldı ki, evrimcilerin yansıtmak istediklerinin aksine insan, genlerini sadece şempaze ile paylaşmaz. i̇nsan ile meyve sineği veya balina genlerinin karşılaştırıldığı bir çalışmada tamamen aynı genler seçilirse insan %100 meyve sineği ya da %100 balina çıkabilecektir!
sonuç olarak insan ve maymunun bütün genlerinin %99 aynı olduğunu iddia etmenin hiçbir bilimsel dayanağı yoktu
3hayatın yapı taşı olan proteinlerin tesadüfen oluşmaları matematiksel olarak imkansızdır. örneğin, bileşiminde 288 amino asit bulunan ortalama büyüklükteki bir protein molekülünün tesadüfen oluşma ihtimali 10300'de 1 ihtimaldir. (bu, 1 rakdıbının sağına 300 tane sıfır gelmesiyle oluşan astronomik bir sayıdır.) bu ihtimalin pratikte gerçekleşmesi ise imkansızdır. (matematikte 1050'de 1'den küçük ihtimaller pratikte "sıfır ihtimal" kabul edilirler.) tek bir proteinin bile tesadüfen oluşmasını açıklayamayan evrim teorisi, hücrenin ve daha kompleks yapıların nasıl meydana geldiğini asla açıklayamaz.
`
4i̇nsan vücudundaki yaklaşık 200 farklı tipteki hücre mükemmel tasarımları sayesinde farklı görevler üstlenirler. örneğin sinir hücrelerinin omurilikten ayağa kadar uzanan yaklaşık 1 metrelik uzantıları vardır. bu sayede uyarılar tek bir hat üzerinden hızla gidecekleri bölgeye ulaşırlar. kan hücreleri ise sadece 7 mikrometre boyundadır. böylece mikroskobik boyuttaki kılcal damarlardan sıkışmadan geçebilirler. gözdeki ışığa duyarlı retina hücrelerinde ışığa duyarlı pigmentleri ve sinir bağlantısını taşıyan çok sayıda zar vardır. bu sayede göz hücreleri ışığa duyarlıdır. i̇nce bağırsakta da görevine uygun şekle sahip, besinleri emici hücreler vardır. tüm bu hücreler tek bir hücrenin bölünerek çoğalmasından oluşmuştur. peki tüm bu hücrelerin tasarımını, görevleri için en uygunu olan kusursuz şekillerini şuursuz atomlar ve tesadüfler mi üstlenmişlerdir? evrim teorisinin kesinlikle açıklayamayacağı bu olağanüstü organizasyon ve tasarım, allah'ın yaratışının bir delilidi
5bugün bilinen temel canlı kategorilerinin tamdıbına yakını, 530-520 milyon yıl önce, "kambriyen devri" adı verilen jeolojik devirde aynı anda ve aniden ortaya çıkmıştır. süngerler, yumuşakçalar, solucanlar, derisidikenliler, eklembacaklılar, omurgalılar gibi birbirinden tamamen farklı vücut planlarına sahip canlı kategorileri, daha önceki jeolojik devirlerde hiçbir benzerleri yokken, bir anda belirmişlerdir. bu gerçek, evrimcilerin, canlıların tek bir ortak atadan uzun zaman içinde ve aşama aşama türedikleri iddiasını çürüten önemli bir delildir.
yeryüzünün bir anda, son derece farklı vücut yapılarına, son derece karmaşık organlara sahip birçok canlı ile dolması, elbette ki bu canlıların yaratıldıklarını gösterir. evrimciler, allah'ın varlığını ve yaratışını inkar ettikleri için bu mucizevi olayı kesinlikle açıklayamazlar.
68 canlı türleri yüz milyonlarca yıl boyunca hiçbir değişikliğe uğramamaktadırlar eğer gerçekten bir evrim yaşanmış olsaydı, canlıların yeryüzünde küçük kademeli değişimlerle ortaya çıkmaları ve zaman içinde de değişmeye devam etmeleri gerekirdi. oysa fosil kayıtları bunun tam aksini gösterir. farklı canlı sınıflamaları, kendilerine benzeyen ataları olmadan aniden ortaya çıkmışlar ve yüz milyonlarca yıl boyunca hiç değişim geçirmeden durağan bir biçimde kalmışlardır.
7deprem, bir şehri nasıl geliştiremezse, mutasyonlar da canlıları geliştiremezler
mutasyonlar, insan vücuduna dair tüm bilgilerin şifreli olduğu dna üzerindeki rastlantısal değişikliklerdir. mutasyonlara radyasyon, kimyasallar gibi etkenler neden olur. evrimciler, mutasyonların canlıları evrimleştirdiğini öne sürerler. oysa mutasyonlar canlılara daima zarar verirler, onları geliştirmezler, onlara yeni özellikler (örneğin kanat, akciğer gibi organlar) kazandıramazlar. onları ya öldürür ya da sakat bırakırlar. mutasyonların bir canlıyı geliştirdiğini, ona yeni özellikler kazandırdığını iddia etmek, bir depremin bir şehri daha gelişmiş ve modern bir hale getirdiğini, veya bir bilgisayara çekiçle vurulduğunda bir üst modelinin ortaya çıkacağını iddia etmeye benzer. nitekim gözlemlenmiş hiçbir mutasyonun genetik bilgiyi artırdığı görülmemiştir
`
edit:başka sorularınız varsa hepsini açıklamay zamanım var beyler bekliyorum ama öncü bunları okuyun sonra sorun öle züt olun`