1. 1.
    0
    Madem ateistsiniz,o halde entellektüel olmak zorundasınız. Madem yaratıcı yok,O halde doğaya mahkumsunuz.Bir de evren hakkında geniş bir bilgi dönüyo şu aciz yüzyılda, diğer medeniyetlerde dönüp dolaşıp sular altına gömüldüğü gibi;hala kendisini ve gizemini tam olarak anlayamadığımız evimiz, Evren..

    biz geceleri başımızı gökyüzüne doğru kaldırdığımız zaman yıldızlar bize ne söylüyor? bu boğucu, fazla ışıklı şehir yaşamında inanın hiçbir şey. onları göremiyoruz şehirlerimizde hatta bazen ayı bile fark etmiyoruz. eski devirlerde insanlar şehirlerde de yaşasalar yıldızlara bu kadar uzak değillerdi, ne de yıldızlar onlara.

    çünkü evren durmadan genişliyor. oldukça da hızlı bir şekilde. bütün galaksiler olanca hızlarıyla birbirlerinden uzaklaşıyorlar, bir balon gibi geriliyor evren. bunun bir dönüşü olacak mı yoksa sonsuza kadar genişleyecek mi evren, bilmiyorum. ama uzay boşluğunda sandığımızdan daha doğrusu hissettiğimizden çok daha küçüğüz.

    dünyamız örneğin galakside olası yaşam boşluğu olarak adlandırdırılan göreceli olarak az sayıda yıldız barındıran bir bölgede oluşması sebebiyle hayatlara sahip. böyle başka bölgeler de var evrende ama dünyamızın böyle bir alanda yer alması onun şansı. çevremizde biraz daha fazla yıldız olsaydı veya şu an olduklarından daha yakında olsalardı, herhangi bir yıldızın başına gelecek bir süpernova patlamasına bakardı herşey. anında yok olurduk diğer bütün canlılarla birlikte anormal güçlü ışıma nedeniyle.

    kuantum fiziği sayesinde sahip olduğumuz bir gerçek daha var doğaya dair. o da belirsizlik. aslında ne kadar hesaplarsak hesaplayalım hiçbir şeyin olma anını kesin olarak bilemeyiz çünkü bir maddenin en küçük partikülü bile bizim onu incelediğimiz ışığın fotonundan ya da dalgasından yani ışığın enerjisinden etkilenir. biz daha iyi incelemek için ışığın gücünü arttırdıkça bu etki de artar ve bir ikileme dönüşür.

    yine bu bilinmezliğin etkisinde ortaya çıkan bir durum da zamanın belirsizliği. zaman zaten durağan bir ip değil artik bunu çok iyi biliyoruz ve evrende bir maddenin konumu üç boyutuyla birlikte zaman ölçüsüne de bağlı. ama uzay-zamanın bükülebilir olması ve solucan delikleri bize ne anlatıyor. bana anlattıkları şu, bir sonsuzluğu da yaşıyor olabiliriz, bir hiçi de. yani evren kendini tekrarlamayacak olsa bile biz zaman döngüsü içerisinde kendimizi tekrarlıyor olabiliriz.

    yaptığımız hatalar, çektiğimiz acılar, yaşadığımız mutluluklar, gülümsettiğimiz insanlar belki de sonsuza kadar tekrar tekrar aynı anları yaşıyorlar. bu yüzden bazen düşlerimize uzanırsak dokunabiliriz sanıyoruz. o kadar gerçek geliyorlar. bazen de gerçeklerimiz bir anda düşlere dönüşüyor. ama hayat, bize yaşam veren dünya, zamanı hep düz bir çizgiymiş gibi gösteriyor. bizi yanıltıyor. her şey hesaplanabilirmiş gibi, her insan bekleneni yaşıyormuş gibi geliyor. aslında yanılan dünya. ve unutulacağımızı düşünüyoruz. iz bırakmak istiyoruz. neyse ki evren hepimizin iz bırakabileceği kadar büyük.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    0
    @3 evet... Hiç komik değil. Fatalizmin ruhumuza kazınmasıyla bilinçsiz varlıklar halinde dolanan insanların barındığı bir ülkedeyiz... Yazık, çok yazık...
    ···