1. 51.
    0
    @38 ifk Hâdisesi

    Bu, Benî Mustalik Gazvesi (Müreysi gazası)'ndan dönüşte ortaya çıkan, bir iftira hâdisesidir ki Müslümanları çok büyük üzüntüler içinde bırakmıştır. Bu, doğrudan doğruya Hz.Âişe R.Anha'nın şerefli şahsına tevcih edilmiş pek çirkin bir yalan ve iftiradır.

    Hz.Âişe, Müreysi Gazası'na çıkmadan, ablası Esmâ'dan emânet bir gerdanlık almış ve boynuna takmıştı. Kâfile, sefer dönüşü konakladığı yerden sabaha karşı hareket hazırlığına başladı. Hz.Âişe, ânî bir ihtiyaçla biraz uzaklaşmak zorunda kaldı. Dönüşünde ablasından aldığı gerdanlığı düşürmüş olduğunu farketti.

    Develer teker teker kalkıyor, kâfile yürüyüş koluna giriyordu. Hz.Âişe, gerdanlığı bulmak için hızla geriye döndü. Karanlıkta el yordamıyla biraz aradıktan sonra gerdanlığı buldu. Dönüp hızla konaklama yerine geldiğinde kâfilenin yola çıkmış, uzaklaşmış olduğunu gördü. Hz.Âişe, olduğu yerde örtüsüne sımsıkı bürülü olarak bekledi.

    Kâfilenin geri hizmetlerine me'mur olan Saffan (R.A.) kâfileyi epeyce arkadan tâkip ediyordu. Şafak vakti o noktaya vardığında Hz.Âişe'nin tek başına beklediğini gördü. Devesinden inip, kendi devesine Hz.Âişe'yi bindirerek deveyi hızlı hızlı yürütüp Medîne önlerinde kâfileye yetişti. Hz.Âişe, Saffan'ın devesinden inip kendi taht-ı revânına geçti.

    Böyle kısa bir müddet kendi devesinden geri kalmış olmasını fırsat bilen Abdullah ibn-i Übeyy ve bütün münâfıklar fiskosa, iftira ve dedikoduya başladılar. Münâfıkların niyetleri; Hz.Âişe'nin babası Hz.Ebû Bekir (R.A.)'dan başlayarak, bütün Sahâbîlere yayılacak dehşet hissi ve bu hissin doğuracağı ihtilâflar vesîlesi ile islam birliğini parçalamaktı. iftirayı öyle yaydılar ki Hz.Âişe'den başka herkes duydu.

    Hz.Ebû Bekir (R.A.) kıbleye doğru ellerini açmış; "Allâhım! Bu işin hakîkatını göster" diye iltica ediyordu.

    Müslümanların ağzını bıçak açmıyor fakat, herkes iftirayı muhâl görüyordu.

    Hz.Âişe (R.Anha) ise hakkında yapılan dedikodulardan habersizdi. Bir akşam Hz.Ebû Bekr'in hizmetinde olan Mistah'ın annesiyle gezerken, ayağı sürçünce kadın, Hz.Âişe'ye dönüp oğlu Mistah'a bedduâ etmişti. Bundan üzülen ve taaccüb eden Hz.Âişe Mistah'ın annesine; "Ne yapıyorsun? insan, sahâbi olan oğluna hiç bedduâ eder mi?" deyince kadın ağlamaklı gözlerle Hz.Âişe'ye bakarak; "Sen, ne asil ve fazîletlisin! Fakat, oğlum Mistah sana yapılan iftiraya inananlardan" dedi ve iftirayı anlattı.

    O âna kadar, söylenenlerden habersiz olan Hz.Âişe (R.Anha) başından vurulmuşa döndü. Doğru babasının evine gitti. Düşüp bayıldı. Annesi teselli vermeğe çalıştı, fakat teselli olamıyordu. Hz.Ebû Bekir ve zevcesi kendisini kaldırdılar, ayılttılar. "iftirâya değer verme. Allah hakîkatı gösterir, sabret." dediler.

    Hz.Âişe, evine Rasûlüllah'ın nezdine döndü. Fakat, hemen ateşler içinde yatağa düştü. Allâh'ın Rasûlü muazzam bir vakar ve sükûnet içinde çıkıp geliyor, yalnız sıhhatini soruyor ve başka hiçbir bahis açmıyordu. Hz.Âişe bu vaziyetten o kadar ürktü ki hemen izin alıp, babasının evine kapandı. Gecesi gündüzü duâ ve gözyaşı ile birçok günler geçti.

    Hz.Peygamberimiz, kime sordu ise hep O'nun mâsumiyeti hakkında cevaplar almıştı.

    Sonra, Hz.Ebû Bekr'in evine, O'nun yanına gitti ve ilk defa hâdiseyi ele aldı; "Bir günah işledinse tövbe et. Allah tövbeleri kabul eder. Günahın yoksa, hak mâsumluğuna şehâdet edecektir." dedi.

    Herkes sustu.

    Hz.Âişe, cevap versinler diye annesine babasına baktı. Onlar da hiçbir şey söylemiyor, susuyorlardı. Hz.Âişe doğruldu. Tâ can evinden konuştu; "Bu vaziyette ancak Allâh'a sığınırım. O'nun yardımını isterim." dedi.

    Çok geçmeden, Allâh'ın Rasûlü'nün alnında, o anda kendine vahyin geldiğinin ifâdesi olan, nokta nokta nur fışkıran ter damlaları görüldü. Hz.Âişe'nin mâsum, temiz ve pak olduğuna Allâhü Teâlâ şahâdet ediyor ve O'nun hakkında yapılan iftiraları reddediyordu. Bu hususta Sure-i Nur'un 11-20 Âyetleri inmişti.

    "Müjde yâ Âişe!" dendi.

    Bundan sonra annesi, Hz.Âişe'ye; "Kızım! Haydi zevcinin yanına git." dedi.

    Fakat, o anda o kadar duygulu idi ki; "Ben ancak Allâh'a şükrederim. Başka kimseye minnetim yoktur." dedi.

    Halbûki bütün minnetimiz Allâh'ın sevgilisi muhafazid'ül Mustafa Sallallahü Aleyhi ve Sellem'den gelecek şefâattadır. Bu inceliği herkesten de iyi bilen Hz.Âişe, sevilen zevce olmanın naz ve zerâfet mevkiinde olduğundan, bu şefâatı peşin olarak almış bulunuyordu. Böylesine büyük ve zor bir imtihandan sonra naz yaptığı için Peygamber Efendimiz'e böyle söylüyordu.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 52.
    0
    olum ezan okunuyor tovbe estagfurullah cekin tuuuuu size
    ···
  3. 53.
    0
    @42 adamlar müslüman değil ne tevbesi panpa :D
    ···
  4. 54.
    0
    @37 cahil toplumlarda bizim ülke gibi bilimsel gelenek sıfır olduğundan bu görüş nimettir koyun sürüsü varsa bir çoban olmak zorunda gibi yok öyle bir şey amk saçma saçma örneklerle kainat oluşumunu açıklıyorsunuz o nasıl zihniyet lan

    @39 adam düzeni güneşin doğup batmasıyla açıklıyor amk sana ne anlatıyım la ben sen inan gibtir et
    ···
  5. 55.
    0
    @37 panpa nereden kopyalayıp yapıştırdın bakmadım bile ama şapkalı a lar tedavülden kalktı. aslında gayet güzel bir noktaya değinmiş, öncelikle ilk paragraftaki "bir harf bile onu yaratan olmadan varolamaz" ibaresi ve daha sonraki "bunu görememek için kör olmak gerekir" ibaresine dikkat et.özellikle ikincisi olmazsa olmazlarıdır.
    dini metinleri, buyurduklarını saçma bulan birçok insan sorgulamaya yöneldiğinde bu nasıl oldu,onu var eden nasıl oldu sorusunu sormaya başlar haklı olarak. hatta bizim aklı kıt din kültürü hocamız da bununla ilgili bir hikaye anlatmıştı daha bizler gib kadarken..
    ... şu nasıl oldu,bu nasıl oldu diye atheist felsefe hocasına (galiba öyleydi) soru soran çocuk en son peki o güneş oraya nasıl geldi diyor ve öğretmen tıkanıyordu.
    böyle böyle sorularla, hikayelerle belli bir zamana kadar gayet güzel idare ettiler ama bilim gelişti, sorular cevapları doğurdu. ancak din (özellikle islam) gelişmeye açık değildir. hristiyanlar özellikle kitaplarının büyük oranda değiştirildiğini kabul ettikleri için daha açık olabiliyorlar bu tip konularda ancak islam dinine göre kuran-ı kerim indirildiğinde yaratıcı bu kitabı korumaya söz verdi.
    bunları neden söylediğimi soracak olursan belgesel önericem "evreni tanrı mı yarattı" diye google da aratıp sonuna kadar izleyin, youtube dan sildirmişler. sonunda size varolmak için hiçbir şeye ihtiyacı olmayan bir şey söylerler. ancak daha sonra inanıp inanmamayı yine size bırakıyorlar. belgeseli izledikten sonra o yazdığın paragrafı tekrar oku.
    sümer tabletlerini araştır, inançlarını oku. paganlar kimdir, nedir?kabe yi kimler inşa etti neden müslümanlıkta kutsal, oruç tutmak ne zamanlardan beri yapılıyor, kurban adamak...
    ben deist sandım seni o yüzden yazdım o şekilde,ilk sayfadaki yazılardan sonra son kopyaladığın yazı garip durdu.
    ···
  6. 56.
    0
    @37 bu senin dediğin kalemi bıraksan kendi kendine yazabilir mantığıyla aynı kapıya çıkar kardeş. o açıkladığım şey cahil toplumlarda varolan bi şey değil azcık bi düşünsen, ki bunu mantığını kavraması için artı bi çaba sarfetmene gerek yok dediğin şeyin saçmalığının farkına varırdın.
    güneşin doğuğ batmasını bu kadar basite alıyorsan söyle o zaman sana göre düzen nedir? bu evrende gördüğün düzensizlikler nedir?? açıkçası ben bir düzensizlik göremedim de..
    ···
  7. 57.
    0
    @45 panpa islamın bilimden uzak ve bilimsel glişmelere açık olmadığını söylüyorsunuz ya. 1400 yıl önce indirilmiş olan kuran eğer hak kitap olmasaydı, hiçbir bilimsel gelişmenin olmadığı bir dönemde evrenin genişlediğini, güneşin kendi etrafında döndüğünü ve güneşl ayın belli bir yörüngeleriinin olduğunu, dağların hareket ettiğini, denizlerde tatlı ve tuzluların birbirine karışmamasını vs. daha birçok şeyi nasıl yazabilirdi? daha ayrıntılı bilgi için bu siteye akabilirsiniz : http://www.ihyaforum.com/...i-bilimsel-mucizeler.html
    ···
  8. 58.
    0
    olm düzen dediğin şey sabitliktir evrenin saat gibi çalışmasıdır böyle bir şey yok güneşte zamanı dolunca sönecek diğer yıldızlar gibi evrende belli fizik kanunları işler eğer düzen olsa yer çekimi her yerde aynı çalışırdı var mı öyle bir şey yok atom altında bile bu düzen yok sen ne düzeninden bahsediyorsun amk
    ···
  9. 59.
    0
    @47 o söylediklerinin büyük çoğunluğu islamdan önce biliniyordu.bahsettiği ayetlere girip bak onların bahsettiği şeyden mi bahsediyor yoksa bambaşka şeylerden mi?
    sen merakını gidermeye falan çalışmıyorsun inanmak için bahane arıyorsun.
    inanıp inanmamak sana kalmış ama hep aynı terane...
    Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz Biz (onu) genişleticiyiz. (Zariyat Suresi, 47)
    yukarıdaki onların yazdıkları
    Göğü kudretimizle biz kurduk ve şüphesiz bizim (her şeye) gücümüz yeter
    http://kuran.diyanet.gov.tr/Kuran.aspx#51:47
    genişletmek kelimesini baya genişletmişler ne kadar geniş insanlarmış panpa inandıkları kurandan ayet yazıp onu istediklerini ifade edinceye kadar genişletiyorlar.neden yapıyorlar sence onun cevabını da kendin bul.
    tuzlu su ve tatlı suyun birbirine karışmaması hususu eski yunanda balıkçılar tarafından biliniyordu.neden bu kadar imkansız geldi sana.nasıl bulundugunu da oku teknik kısmını tam hatırlamıyorum.
    gök bilim konusuna gelince sen sümerleri kesinlikle araştır.
    bunu benim yerime sen de yapabilirdin buraya hiç yazmazdın yukarıdakileri.
    ···
  10. 60.
    0
    @7 o öğretilmiş çaresizlik yıllarını tanrını olduğunu sanarak geçirdiğin için, etrafındaki hemen hemen herkesin tanrıdan yardım beklediği için öyle geliyor sana.

    tüm kainatın insan için yaratılmış olupta 13.7 milyar yıllık evrenin sadece son 200.000 yıllık bölümünde olmamız inanmamama en büyük etkenlerden biriydi. tabi dünyanın düz sanılması olsun, kadınların 2. sınıf insan muamelesi görmesi olsun, birçok bilimsel açıdan geçersizliklerin olması olsun(mesela dağların depremleri önlemesi için yaratıldığı olsun). sonra semavi dinlerin sümer mısır gibi eski gelişmiş uygarlıkların mitolojileriyle neredeyse birebir örtüşmesi olsun. belki zamanın arap yarımadasında insanlık hakları bildirgesi görevi görmüş olabilir ama şuan yok. barbar diye gösterilen orta asya göçebelerinin(moğollar türkler falan) bile 7. yyda kadına çok daha fazla değer verdiğini 1. el kaynaklardan biliyoruz. eğer bir tanrı varsa ve tanrının yazıları oysa inanabilirmiyim yine korku olmadan tüm samimiyetimle bilemiyorum
    ···
  11. 61.
    0
    @48 la olum güneşin milyarlarca yıl boyunca bir dakika bile geç doğup batmaması bir düzen değil mi? aklı olmayan güneş bunu kendi başına nasıl becersin? gezegenlere bak onların yıllarca kendi yörüngesinde sapmadan dönmesi bir düzen değil de nedir? mevsimlerin sırasını bozmadan ve belli zamanlrda gelmesi düzen değil de nedir? her yerde yerçekiminin aynı olmamasının nedeni dünyanın geoit olmasıdır. yerçekiminin her yerde ynı olmamasının düzenle ne alakası var? bu durum dünya üzerinde bi düzensizliğe neden oluyor mu olmuyor e o zman sorun ne??
    ···
  12. 62.
    -1
    ateist arkadaşlarım var. her ne kadar dediklerine saygı duysamda onlarda sadece islamiyete yönelik bir karşıtlık var. her nedense hristiyanlığa hepsinin bi ilgisi özentiliği var. örnek vereyim; kliseye gezmeye giderken merakla heyecan gidebilen bu insanlar. hadi birde şu camiiye girelim sizde gelin dediğimde hepsinde bir laf bir surat. her ateist böyle mi bilmiyorm. ateistten cıkardığım anlam hiç bir dine mensup olmamaksa bu islamiyete olan zıtlık varken başka bir dine yakınlık niyedir. 5 6 arkadaşım var hepside böyle. genelide ateist olmasına rağmen korkuyorlar, gusül abdesti alıyorlar, inşallah sözünü kullanıyorlar. bir garip çeşit bunlar.
    ···
  13. 63.
    +1
    her yerde düzen varda bu istanbuldaki çarpık kentleşmeyi napıcaz lan allahım gör şuralarin halini.
    edit : bu adamada hala cevap yetiştirmeye çalışıyosunuz amk adam bi saatir araştırmadan böyle düzen nası olur diye soruyor üstüne bide gerçek hayattan örnek veriyor amk yok bi kalem nası kendi kendine oluşur diye vay amk. gibtir edin kendisi araştırsın pekekent. eliyle yazı yazamayıp copy paste yapan adamama anlatacaksınız.
    ···
  14. 64.
    0
    @51 milyarlarca yıl aynı zamanda doğmuyor. dünya oluştuğu zamanla şuan arasınadaki kendi etrafındaki dönme zamanı(kısaca gün 24 saat yani) çok daha kısaydı 5-6 saat falandı sanırım. sen farketmesende o dengeler değişiyor. bizim için çok uzun zaman alsada evrenin toplam yaşını dikkate aldığında belki saniyeler dakika bile yoktur
    ···
  15. 65.
    +1
    http://imgim.com/918incii7059069.jpg
    ···
  16. 66.
    0
    O birdir
    O herseyi gorur
    Vb. bir suru lafi, ayeti,hadisi milletin yuzune vurarak dinden soguttular bu dogru
    Korkuyla(gerek ahiret gerekse toplumsal) inandirmaya calistilar ve insanlara bir soguma nedeni daha verdiler bu da dogru
    Gercekten inanan kisi sayisi cok az
    Cogu kisi inanmasinin zorunlulugu yuzunden inaniyor
    Ateisttim
    Ama inanc icinizde
    Kuranin sacma dediginiz ayetleri o donemde sorun cikmamasi icin zorunluluktu bunu bilin
    Tanrinin mukemmel sekilde ustu kapali anlatimini da nah anlariz onu soyliyim
    Ayrica kurani da tami tamina savunmuyorum bozulmamis olarak bugune geldigine inanmiyorum
    ···
  17. 67.
    0
    @53 sözün bittiği yer. tamam panpa sen haklısın
    ···
  18. 68.
    0
    beyler aldım adamın hesabını dağılalım hadi.
    ···
  19. 69.
    0
    beyler, kitâb-ı kutsîmiz olan kur'ân-ı kerîm'in, inşirâh sûresi'nin ilk âyet-i kerîmesinde cenâb-ı allah hazretleri ne buyuruyor, birlikte okuyalım.

    estaunzubillah:
    بِسْـــــــــــــــــــــ ـمِ اﷲِارَّتْمَنِ ارَّتِيم
    @أَلَمْ نَشْرَحْ لَكَ صَدْرَكَ

    meâli: biz senin göğsünü açıp genişletmedik mi? [diyânet işleri çevirisi]

    bu âyet-i kerîmede, âhir zamânda gelecek olan hz. mehdî (a.s.) talebelerinin büyük göğüslü olacaklarına dair apaçık bir işaret vardır. hz. mehdî talebeleri, o'nun hizmetine girmeden önce küçük göğüslü iken, sonradan hz. mehdî'nin talebesi olduklarınada göğüsleri açılıp (yâni silîkon taktırıp) büyüyeceklerdir.
    ···
  20. 70.
    0
    beyler, iddiaya göre, allah-û teâla (c.c.), peygamber efendimiz hz. muhafazid'e (s.a.v.) kur'ân-ı kerîm'den başka ikinci bir kitap daha indirmiş hz. cebrâil aleyhisselâm vâsıtası ile. peygamber efendimiz (s.a.v.), o zamanki arap toplumunun bu kitapta yazan bilgilere henüz hazır olmadığını düşündüğü için, kitâbı, kapalı bir sandığın içinde kâbe'nin içine saklamış. o gün bu gündür, sadece halîfeler ve arabistan kralları görebilmiş bu kitabı. günümüzde ise, suud kralı abdullah ve başbakanımız sn. recep tayyiP erdoğan bu kitabı bizzat görmüşler ve okumuşlar. kâbe'nin içinin diğer müslümanlara kapalı olmasının sebebi de buymuş. söylendiğine göre kitapta türkiye ve sn. başbakanımızın geleceğine yönelik çok önemli bilgiler varmış. lütfen yayalım.
    ···